İşte insanlar çeşit çeşit ya, ben d.lap uygulmasindan de.imod bir çanta aldım, sıfırdan farksız, mis gibi çantaydi. Alali daha 6 ay olmuşken çantanın içine ettim, eğip bükmekten hep yolyol çizgiler oldu.
Aynı şekilde kaliteli bir güneş gözlüğü almıştım o sayfadan. Gelen gözlük de sıfırdan farksızdı..yazin iki tatile gittim,her yeri kum çiziği oldu
Bazı insanlar (siz gibi, ürünleri aldığım kızlar gibi) malına o kadar iyi bakar ki yıllarca yepyeni gibi durur. Bazı insanlarsa çadırını bile üsenir çamaşır makinasına atar
Ben huyumu bildiğimden eşyaya çok para harcamam. Çünkü yani zebil olur zaten bende.
Ben öğrenciyken üniversite hastanesine gitmiştim, genetik bir sorun var ailemde ,her birkaç senede bir kontrol ettiririm.
Gençten bir çocuk vardı, biraz sohbet ettik, tahlil falan yazdı. tahlillerime bakıp, iki hafta sonra tekrar kan vermem ve ultrasona girmem istendi. Ben çıkınca daha merdivenden inmeden benim doktor da çıktı, hızlı hızlı geldi,merdivende karşılaşmış gibi yaptı, isterseniz çay alalım,hastalık hakkında bilgilendireyim sizi dedi. Sohbet ederken konu konuyu açtı,bir yere davet etti . Ben de (hayali) sevgilim olduğunu söyledim. Sonraki gidişimde gayet resmiydik, iki kelime sohbet ettik,bana iki hafta sonra için tekrar kan tahlili yapmamı söyledi
İki hafta sonra gittiğimde başka bir doktor vardı ve dedi ki ; ' Allah Allah, neden bu kadar çok tahlil yaptınız ki,riskli bir değeriniz yok. Senede bir tahlil verin yine de"
çocuk beni görsün diye haftalarca kevgire dönmüşüm.
Ama üstümde kot, tişört vardı. Yani şıklıkla falan hiç alakası yok. Doktorum da doktorlar dizisindeki gibi değildi yaa, daha küçücük çocuktu, Allah yaratmış ama öyle bir çekiciliği de yoktu .
Ceyceycan, sana özelden kış günü ince,cicekli şalvarla Avm aynasindan çektiğim bir fotoyu atiyorum
İyi ki ankarada değilim, iyi kınanırdim (amaaan napiim, ben yakıştırıyorum. O zamanki sevgilim de şalvar fetisiydi
)
Bu arada bir tespitimi yapip kapatacagim. Gecenlerde iş için yabanci birkaç iş adamıyla birarada bulundum, dönmeden biriyle Kapalıçarşı'ya gittik. O kadar çok markanın çakmasini aldı ki , ceset torbası gibi koca poşete doldurduk. İlginç olan bu adam ceo, beş yıldızlı otellerde ağırladık, özel arabalarla aldık, ülke ülke gezip kral gibi agirlaniyor. Yani hickimse adamın üstündeki 20 dolarlık kıyafetin çakma olduğunu anlamaz bile. Çünkü adamda çakma giyecek tip ve yaşam tarzı yok,tam bir kodoman. Birkaç yüz dolar harcayıp zengin gibi takilacak.
Oysa bazı insanlar var , herşeyden kısıp orijinal bile alsa tip ve yaşam tarzından caktirmiyorlar, kimse gerçek orijinal gözlüğü kullandığını, gerçek çantayı taktığını, gerçek ayakkabı aldığına ihtimal vermiyor
çok komik değil mi?
Pratik borek ici sormustum,deyin bakayim 
bu arada ben çocukken hatta çalışmaya başlayana kadar maddi sıkıntı yaşayan biriydim. Evimize bal bile girmezdi yurtta bal çıkınca kahvaltıda saklar annemlere götürürdüm. Her zaman pazardan giyinirdik. Annemin bir ceketi 20 yıl giydiğini bilirim ama bizi okuttu bu günlere getirdi. Yani fakirlikten utanmam ama burda bu söz hakaret amaçlı kullanıldığı için canımı sıktı. 
Maydanozu doğru yazdım mı acaba şimdi dilciler üşüşmesin başıma.
Alır koç gibi takarım şansım yürür anca
