Yine bir koca mevzusu ve ben :(

Önceki konularınızı bilmiyorum, sadece bu konunuza istinaden yazacağım.

Ben sizin ne hissettiğinizi, neden bu şekilde davrandığınızı gayet iyi anladım.

Evlenmeden önce hiç gündemde yokken bir anda eşim üniversite okumaya karar verse;
Bu konuda benim fikrimi almayı bırakın, çocuk gibi beni kandırsa ve
bu okul yüzünden beni çokça ihmal etse,
daha yeni evliyken yapacağımız ufak kaçamakları, tatilleri ve hatta en sıradan pazar günü izinlerini bile elimizden almış olsa ona bolca öfke duyardım. Her geçen gün iyice biriken öfkemle de ona yumuşak ve toleranslı davranmakta zorlanırdım.
Bana göre sadece onun yüzünden kaynaklanan bu 5 günlük 10 günlük ayrılıkların sonrasında da ona karşı iyimser olamazdım, hep bir beklenti içinde olurdum.

Bir çok arkadaş üslubunuzu sert, tavırlarınızı yanlış bulmuş ancak (belki zamanlaması yanlıştı) hapşırırken ağzını kapatmadığı zaman ben de eşimi uyarırım ve hatta kızarım neticede kocaman adam, benim uyarıma ihtiyacı olmadan dikkatli olması gerekir.

Önerime gelecek olursak, diğer arkadaşlara katılıyorum. Siz tavrınızı değiştirmediğiniz sürece eşiniz değişmeyecek emin olun. Benim eşim de aynı model. Bu tavırda olduğum sürece anlamak istemez. İllaki durumu kabullenerek hareket edeceksiniz, neden rahatsızlık duyduğunuzu anlayabilmesi için.
Ya da ayrılacaksınız.
Ancak hayatta önümüze ne gelirse gelsin durumu kabullenerek yaşamak her zaman çok daha kolay olmuştur.

Şuna karar verin.
Önemli olan haklı mı olmak, MUTLU mu olmak?

Sevgiler...

Anlatmak istediklerim bunlardı, teşekkür ederim beni anladığınız İçin.
Öfkem bu yüzden.. dediğiniz gibi onun okulu yüzünden, keyfi seçimleri yüzünden ben evlilikte en dinamik, en güzel zamanlarımı manevi olarak bomboş geçiriyorum..

Ben yazın tatile gidemedim mesela , neden ? Çünkü işten izin alma meselesi vardı..
Ve beyfendi onu bile baştan planlamış ki o hakkını okul sınav sezonu kullanmayı seçti..

Yani ben yine göz ardı edildim..
Benim isteklerim, benim düşüncelerim göz ardı edildi..
İzin , tatil meselesini geçtim..
Kullanılan izinler yüzünden pazar günleri de çalışılarak geçiriliyor..

Ben normalde bu tarz meseleleri kabullenecek bir insan değildim.. ama işte sonradan pişman olursam korkusu tutuyor beni burda..
Emin’im bu göz ardı edilişler devam ederse, bir gün yeter artık, diyeceğim..
Gözüm hiçbir şeyi görmeyecek..

İş bu raddeye gelmeden anlarsa ne ala.. yok anlamazsa kendi bilir..

Ben duymam, görmem , etmem ama dilerim o aşamaya gelirsek eğer çok pişman olsun..
Bana olan sevgisini ben yanındayken hatırlamayacak sanırım..
Bu pişmanlığı fazlasıyla yaşasın umarım..
Bana ayırabileceği vakitlerde nasıl da göz ardı ettiğini anlasın..
 
Günaydın kızlar..
Buraya 1 gün olsun mutluluğumu paylaşmaya gelemedim, çünkü öyle olan günün o kadar az ki..
Bir evlilik düşünün ;
Eşiniz evlenmeden önce size hiç bahsetmeyip evlendikten sonra üni okumaya karar veriyor. .
(Bu durum yanlış anlaşılmasın okumaya kesinlikle karşı değilim, ama neden bana söylenmedi. . Gerekçe olarak ise Benim onu o kadar süre beklemeyeceğim sunuluyor.. yani bir nevi kandırma gibi )
Tamam onu geçtim mesafe, uzaklık araya özlem koyar ..
(Bu hafta 5 gün diğer hafta 5 gün yani iki haftada 10 gün o ilde kaldı, dün geldi yine bir tartışma...)

Kapıdan girdi, ben yemeğe koyuldum yanıma geldi falan filan, bana “ sen beni hiç özlememişsin” ..
E diyorum yemekle meşgulüm, bi çorba karıştırıyorum, bi ayran yapıyorum.. bi zahmet birini sen yapsan dedim..

Oturduk sofraya şuan hatırlamadığım bir konuda (onun hoşuna gitmediği tarz konuştum diye bana ; heee olur öyle yapalım, hee olur böyle yapalım diyor, el kol hareketi falan..)
Sonra bir ara yine hoşlanmadığı konudan dolayı ağzımı geveledi, ve bu çok saygısız ya dedim çıktım..

Biraz sonra geldi uzandığım koltuğun ucuna oturdu,
Diyorum ki git bi duş al , bana öyle sert çıktı ki; tamam olamayacağız mı dedik vs tarzı sesini yükseltti, az sonrası hapşırdı, ( ve bu tarz konularda acayip titizim) ağzını burnunu kapatmak yok , ortalığa direkt ..
Elinle ağzını falan kapatsan dedim, hoş değil yaptığın..
Orda da bi atar yaptı bana ..
(Söylediğim şeyler anormal mi ?)

Sinir oldum ve normal bir ses tonu ile; ayaklarımı uzatmak istiyorum diğer koltuğa geçer misin dedim, sen nankörsün, bencilsin yine bir sürü şey..
Ve bende sinirlendim artık senin derdin ne ya benimle dedim, çok özlemişsin belli hareketlerinden dedim, yok özlemim benim içimde felan filan..

Ortada büyük bir sorun yok ama kendini o kadar sıkıyorki konuşurken, bağırmamak için zor tutuyor kendini..
Ve duramadım dedim ki ; huzur ver bana yaa, düne kadar huzurluydum geldin yine huzurumu kaçırdın..
Telefonunu alıp bir hışımla odadan çıktı gitti duş alıp yattı..
2 saat sonra falan da ben yattım..

Şöyle anlatayım; konuşma olursa olsun, her diyalogta onun karşıt görüşü, hoşuna gitmeyeceği bir şey söylesem sonuç bu.. yani oturup güzelce şu şöyle bak, bu böyle diye anlatmak yok..
Benimle düzgünce konuşsa zaten hatalı isem diretmem ben..
Ama dalgaya alır gibi konuşmamı , ( haaa tamam o zaman şöyle, o zaman böyle ) dikime dikime konuşuyor benim..

Uzun oldu kusuruma bakmayın lütfen;

Cinsellik te berbat durumda.. Enfeksiyon olmuştum, konularımda var, o esnada hiç olmadı, bir iki defa dert yandı sonrasında o hiç yanaşmadı, ben de öyle..

Ben konuşurken bir insanın üslubuna çok dikkat ederim,ben hatalı olabilirim, yanlış ta konuşabilirim ama insan gibi karşıma oturup, ben şöyle düşünüyorum, şöyle yapsak daha iyi değil mi ? Diye güZelce konuşulunca da anlamayacak insan değilim..

Şuan yine berbat durumdayım, o kalktı işe gitti..
Akşamdan sonra herhangi bir münasebetimiz olmadı..
Beni ise uyku tutmadı, soluğu burda aldım..

Ders çalışıyorum, akşamları onun geliş saatinde de kendimi odaya kapayıp devam edip,münaseneti tamamen mi keseyim, ne yapayım sizce lütfen bana bir akıl verin ..

Bu arada onun düşüncesi şu ; bu evlilikte tek hatalı benim... tüm her şey benim yüzümden böyle..
Canım ben sana bu konunun hiçbir cümlesinde hak veremedim ya. Sen üniversiteye gidiyor diye onu kızgın karşılamışsın belli ki.. Bence adam artık hazır gidiyorken kafana takma bu kadar. Benim eşim de evlendikten sonra üniversiteye gitmek istedi. Ama ben özel üniversite istiyor diye karşı çıkmıştım yani devlet üniversitesi olsa git derim hemen git. Bu kadar doldurma kendi kendini. Mutluluğun için.
 
Anlatmak istediklerim bunlardı, teşekkür ederim beni anladığınız İçin.
Öfkem bu yüzden.. dediğiniz gibi onun okulu yüzünden, keyfi seçimleri yüzünden ben evlilikte en dinamik, en güzel zamanlarımı manevi olarak bomboş geçiriyorum..

Ben yazın tatile gidemedim mesela , neden ? Çünkü işten izin alma meselesi vardı..
Ve beyfendi onu bile baştan planlamış ki o hakkını okul sınav sezonu kullanmayı seçti..

Yani ben yine göz ardı edildim..
Benim isteklerim, benim düşüncelerim göz ardı edildi..
İzin , tatil meselesini geçtim..
Kullanılan izinler yüzünden pazar günleri de çalışılarak geçiriliyor..

Ben normalde bu tarz meseleleri kabullenecek bir insan değildim.. ama işte sonradan pişman olursam korkusu tutuyor beni burda..
Emin’im bu göz ardı edilişler devam ederse, bir gün yeter artık, diyeceğim..
Gözüm hiçbir şeyi görmeyecek..

İş bu raddeye gelmeden anlarsa ne ala.. yok anlamazsa kendi bilir..

Ben duymam, görmem , etmem ama dilerim o aşamaya gelirsek eğer çok pişman olsun..
Bana olan sevgisini ben yanındayken hatırlamayacak sanırım..
Bu pişmanlığı fazlasıyla yaşasın umarım..
Bana ayırabileceği vakitlerde nasıl da göz ardı ettiğini anlasın..

Ama işte bu durum sizi yıpratıyor, gözardı ettiğiniz şey bu ve çok mühim.
Yani bu durum geçiciyse ve sonunda siz bunları unutacaksanız, hayatınızı iyi tarafından görmeye çalışın. Evliliğiniz için olmasa bile kendiniz için yapın. Çünkü şu anda bu şekilde yaparak mutsuzsunuz. Evet size göre ondan kaynaklı ama önemli olan sonuç ve bu şekilde sonuç değişmiyor. Oysaki daha fazlasını aramak yerine, atıyorum pazar günü yan yana olmayacağınız için üzülmek yerine şu an birlikte olduğunuz için mutlu olun. Kendiniz için yapın bunu. Durumu kabullenin.
Ya da eninde sonunda siz dolup taşıp bu birlikteliği bitirecekseniz daha fazla kendinizi yıpratmayın, bir an önce bitirin.

Ama şu anda düşünmeyin bunları. Çok kızgın olduğunuz besbelli. Biraz sakinleşin, kendinize zaman tanıyın ve sonrasında bir karar verin ve buna göre hareket edin. Hayat çok kısa..
 
Agresifsin, eşine kızgın olduğun için de Güler yüz göstermiyorsun, tatlı dille hallrdilecek konuları saygı çerçevesinde konuşuyorum diye ban ban söylüyorsun. Eşinin seni kandırması kesinlikle normal değil de sen evlenmeden bu adamın konuşma tarzını biliyordun ona göre evlendin şimdi yakınmanı normal bulmuyorum. Gıcık gıcık davranırsan sonuçları olacaktır bundan yakınma.
Onun yerine asıl problem kaynağı olan şu okul olayını ikinizin de memnun olacağı şekilde çözmeye çalışın
 
Agresifsin, eşine kızgın olduğun için de Güler yüz göstermiyorsun, tatlı dille hallrdilecek konuları saygı çerçevesinde konuşuyorum diye ban ban söylüyorsun. Eşinin seni kandırması kesinlikle normal değil de sen evlenmeden bu adamın konuşma tarzını biliyordun ona göre evlendin şimdi yakınmanı normal bulmuyorum. Gıcık gıcık davranırsan sonuçları olacaktır bundan yakınma.
Onun yerine asıl problem kaynağı olan şu okul olayını ikinizin de memnun olacağı şekilde çözmeye çalışın

Bu mesele ikimizin de memnun olduğu şekilde çözülmeyecek...
Çünkü o, ben bu durumdan rahatsızım diye okulunu bırakmaz, ben de zaten böyle bir talepte bulunmam.. ömür boyu bunun vebalini çekemem..
Yani okulu dışında benim mutluluğum İçin uğraşsa, benim için de bir şeyler yapabilse belki bu benim gözüme gelmeyecek ama o da yok..
Ve sonumuz bellii..

Ayrıca konuşma tarzını biliyordun demişsiniz, bilmiyordum, yani bu şekilde konuşmuyordu o zamanlar..
Bana böyle muamele etse, benim laflarımı sözlerimi eleştirip göz Ardı etse, iletişim kuramayacağım biriyle neden evleneyim ..
 
Ama işte bu durum sizi yıpratıyor, gözardı ettiğiniz şey bu ve çok mühim.
Yani bu durum geçiciyse ve sonunda siz bunları unutacaksanız, hayatınızı iyi tarafından görmeye çalışın. Evliliğiniz için olmasa bile kendiniz için yapın. Çünkü şu anda bu şekilde yaparak mutsuzsunuz. Evet size göre ondan kaynaklı ama önemli olan sonuç ve bu şekilde sonuç değişmiyor. Oysaki daha fazlasını aramak yerine, atıyorum pazar günü yan yana olmayacağınız için üzülmek yerine şu an birlikte olduğunuz için mutlu olun. Kendiniz için yapın bunu. Durumu kabullenin.
Ya da eninde sonunda siz dolup taşıp bu birlikteliği bitirecekseniz daha fazla kendinizi yıpratmayın, bir an önce bitirin.

Ama şu anda düşünmeyin bunları. Çok kızgın olduğunuz besbelli. Biraz sakinleşin, kendinize zaman tanıyın ve sonrasında bir karar verin ve buna göre hareket edin. Hayat çok kısa..

Aynen çok haklısınız..
Biz bu sorunu aşamayacağız sanıyorum ki, yani hani bana zaman ayırmadığının farkında olsa ve bunun mahcubiyeti içinde olsa, bunun telafisi için bir şeyler yapmak gibi bir çabası olsa o da yok..
Tek başıma yaşıyorum bu hayatı..
Bir şeyler paylaşabildiğim, oturup iki çift güzel sohbet edebildiğim bir insan yok..

Dediğiniz gibi öfke ile Kalkan zararla oturur, sinirli iken değil de daha sonra karar vermek istiyorum, kendimi daha fazla yıpratmadan..
 
Bana danışılmadan alışmış bir karar,
Ne çözümü bulabilirdim ki ..
Daha 1 aylık evli iken bunun bu kadar sorun
olacağını düşünmedim, ve ayrılma işlerine girişmedim..

Saygı anlayışımda da evet sesinin ayarını kontrol etmek te var, ki tartışmanın da bir üslubu olmalı..
Yukarıda bir yorum yazmıştım, İstanbul a gitmek istediğimi söyledim birkaç gün kalıp dönelim dedim (İstanbul a hiç gitmemiş biri olarak )
Bana dediği şey sen sanki İstanbul u merak ettiğin için mi gideceksin tek amacın gezmek ...
Böyle bir şey olabilir mi ?
Bana bu şekilde muamele eden birine nasıl davranabilirim ?
İstanbul u gezmek için gidiyorum evet, ama bunun içinde orayı merak etmekten doğan bir gezme isteği var..
Bana danışılmadan gidilen bir okul, ve neticesinde 2-3 gün bana ayırılmasını istediğim ve reddedilen bir zaman..
Ama nedense psikolojik sorunları olan ben oluyorum bu durumda.. beklentilerim olağan dışı şeyler mi anlayamadım..

Okula gideceğini size söylemeliydi haklısınız
Ancak bir hatayı kabullendiğinizde onu ısıtıp ısıtıp tekrar tekrar adamın önüne koymak sıkar bir süre sonra
İnsanlar bir imza ile evlenip, bir imza ile boşanıyor ama okulu onun tüm geleceği bu ülkenin şartlarında
Okula gidiyor da bana zaman ayırmıyor diye dünyayı adamın burnundan getirmek sadece şımarıklık
Eşiniz sabırlı bir adam bana inanın eve geldin huzurum kaçtı desem eşim bir daha eşikten adımını atmaz içeri, sözleriniz çok sivri ve ağır. Adam okula gitmek için işinden izin alıyor, işvereni onu idare ediyor, bir de gezmek için izin istese eee yeter ama demesi muhtemel iş verenin, siz de çalışmıyorsunuz ne yapacaksınız o zaman. İş hayatı zor maalesef, iş vereni zaten büyük bir fedakarlık yapıyor çalışanına günlerce izin vererek, bazı toleranslar fazla da zorlanmaz, bu şartlar altında gezmek için tutturmak da şımarıklık kusura bakmayın. Hem işini hem okulunu idare edip, evine sorumluluklarını da yerine getirmeye çalışan bir adama sadece destek olunur, madem boşanmadınız o zaman bu yoğun dönemi yaşanılır hale getirin. Beş gün eve gelmemiş adamı mutfakta karşılamayın bir zahmet, bir sımsıkı sarılıp hoş geldin demek zor bir şey değil, psikolojik sorunlarınız var demiyorum ben, anlayışsız ve sivri dillisiniz, bu huylarınızla zaten yürümez evlilik. Temcit pilavı gibi sürekli aynı şeylerden şikayet ettikçe ciddiyetinizi yitirirsiniz. Bu evliliği yürütmek istiyorsanız eşinize destek olun ha inadım inat diyorsanız verin mahkemeye ayrılın.
 
Ben sizi haksız buldum. Madem üslup o kadar önemli oturup siz ona rahatsız olduğunuz şeyi anlatsaydıniz. Oldukça kötü davranmışsıniz ve hâlâ trip atmaya çalışıyorsunuz. Sabırlı adammış.
 
Ya şöyle söyleyeyim ; hayatımda hiç İstanbul a gitmedim ve 2-3 günlüğüne İstanbul a gidebilsek vs dedim; bana dediği laf sen İstanbul ü merak ettiğin için mi gitmek istion sanki tarihi yapılarını, gezmek için gitmek istiyon..
Şu laf saçma mı değil mi, insan ne için gezmek ister, merak ettiği o yapıları, vs mimarisini incelemek için..

Bahsettiğim konu da bu idi..
Benim talebim her şekilde püskürtülmye çalışılıyor..
Burada gerçekten saçmalamış,ama sizin sorun çok derinlerde.Evlenmemesi gereken insanlardınız bence...Eşin ,sevdim,alırım demiş çocuk gibi...
Sen de,madem seveni buldum,evleneyim bari demişsin.Günden güne,dahada iyi olur demişsin,olmamış.
Sen pek sevmediğin içinde hareketlerine katlanamıyorsun...Haksızsın demiyorum.Hata olan evlenmendi...
 
Tmm senin soylediklerin gorgu kurali kokuosa dus almasi gerek salyalarinida heryere sacmasi hos degil fakat esine yaklasimin yanlis tatli tatli soylemesin boyle sert soylersen tepki alirsin kavgaya donusur karsindakini kirmadan tepkisini cekmeden soylemelisin istediklerini..

Ya hayatim tabiki bende seni ozledim ama sana hazirliorum beraber yapalim mi falan de adami uzaklastirirsin kendinden diyeyim sana..
 
Bence uzaktan gelen eşine yanlış davranmışsın
Tamam hapşırırken ağzını kapatsın, duşunu da alsın ama devamlı adama bu şekilde direktifler verirsen o da sert tepki verir. Ben de bana yapacağım şeyin söylenmesinden hoşlanmam, üslubu ben de önemserim ama bunu dile getirirken de kullanılan sözcükler önemli. Mesela ben emir kipinden hoşlanmam "duş al/diğer koltuğa geç" bunlar çok itici:ukala:
Adam özlemiş dile getirmiş, "hayatım acıkmışsındır yemeği bir an önce hazırlayayım hasret gideririz" demek çok mu zor?
İnsan eşinin yanında huzur bulmak ister, sinir olmak değil.
Evlenmeden önce üniversite okumak istediğini söylemek zorunda değil, ben sende biraz otoriter annelik gördüm. Adamın eşisin annesi değil, o şekilde davranman gerektiğini düşünüyorum.
Sanırım evlilik için yeterince olgunlaşmadan evlenmişsiniz. Özetle bunu gördüm.
(Diğer konuları okumadım bu konuya bakarak seni haksız buldum)
 
açıkçası sizi hatalı gördüm.

adam size yakınlasmak istemiş özlediğini belli etmiş sizden ilgi beklemiş siz tutup yemek yapıyorum gel yardım et ne var gibilerinden düşünmüşsünüz.kapıda nasıl karsıladnız? muhtemelen sıradan bir karşılamaydı ki adam galiba sen beni özlememişsin hiç diyerek yaklaşmış. Hadi sıcak karsılama yaptın öptün kokladın bir boynuna sarıldın. Tamam hadi onun bası aclıktan agrıyor diye yemeğe öncelik verdin. Ama bunu bu şekilde yapmak yerine. hayatım yorgunsun ve aclıktan basın agrıyor tabiki seni özledim fakat istersen ben yemegi yetistirene kadar bir dus al bu sırada dinlenmiş olursun bende sana yemegi yetisttiririm gibilerinden yaklasabilirdin.

Siz diyorsunuz ki bana ılımlı yaklassın mantıklı acıklama yapsın bunu böyle yapsak daha iyi olmazmı gibilerinden yaklassın!!! Ama siz öyle yaklasmıyorsunuz hiç. Kötü kokuyorsun duş al! Bu hoş bir yaklasım değil. Sizin özleminizden zaten şüphe duyuyor .Sizin böyle yapmanız onu daha cok incitmiş ve bu düşüncesini körüklemiş muhtemelen. Kendini değersiz hissetmiş haklı olarak.

Bunun yerine hayatım duş al gel bende bir kahve yapayım beraber güzelce vakit geçirelim vs gibi yaklasabilirdin. Hem özlem gideririz ne dersin diye yaklasabilirdin.

Hapsurma konusunda tabiki haklısın ama bence baska nedenlerden dolayı bu sizin gözünüze batmıs. ( okuluna devam edecek vs olmasından)

Herşey gözünüze batıyor kısacası. Bence iğneyi birazda kendinize batırın. Acaba ben ne yapıyorum diye.

Bu durumda üç yanlıs bir dogruyu götürüyor kusura bakmayın.

Gönül almalısınız.
 
Sen eşini sevmiyorsun aslında sevgin tükenmiş. Kaybedersen o zaman anlarsın hatalarını belki de sevip sevmediğini...Eşinin ünv okumasını ben cok takdir ettim lise mezunu eşim ünv mezunu olacak olsa çok sevinir destek olurdum
 
Bi erkek olsam seni tansam evlilik anlamnda sonsuza dek bekar kalmayi tercih ederdim eşinize çok çok çok üzüldüm yazık adama erkek o hani normal birazda böyle şeyler yapmsi ha uyardn dielim insan gibi uyar sana içimden çok şey söylemek geliyor ama inan halim yok buna kendine çeki düzen ver yoksa uzun sürmez o evlilik
 
Üniversite okumuş olmasda takdire şayan belki de sizin kaprislernzdn uzaklaşmak için okuyo :D
 
Çoğunluk hatalı olduğunuzdan bahsetmiş fakat hala siz savunma yapıyorsunuz. Kendinizin haklı olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsunuz.
Ben de çoğunluk gibi düşünüyorum, siz hatalısınız.
 
Eşimle uzlaşmaya çalıştığım o kadar çok konu var ki..
En önemlisi evlilik kötüye gitmesin, hergün kavga gürültü olmasın diye kendi özğürlüğümü kısıtlayarak onun istediğine yakın giyinmeye çalışmak...
Zannettiğiniz gibi biri değilim, ön yargı oluşturmak çok kolay fakat..
BEn başından beri böyle giyiniyordum, beğenmiyorsan giyinmişimi girmeyecektin hayatıma, beni sonradan değiştirmeye çalışamazsın diyen ben ; şimdi huzursuzluk çıkmasın diye bir şeylerden feda eden birine zaten dönüştüm..
Aksine gayet de uzlaşmaya yatkın biriyim..
Bence derhal bu tavrı bırakın dilediğinizi giyin sizi kısıtlayamaz öyle bir hakki yok.
Ne kadar taviz verirseniz o kadar talebi artar.
 
Dgs ye girmeme evlilik mani olmadı, 2 yıllık mezunum ve kötü bir bölüm değil bölümüm, fakat iş koşulları bayanlara pek uygun değil fakat ben uygun bir iş bulurum düşüncesi ile ekstra okumayı düşünmedim..
Hal böyle olunca iş bulamayınca dgs ile
tamamlamaya karar verdim, yani eşim okuyor ben de okumalıyım gibi bir iddiam yok, tamamen kendi hayat standartlarımı yükseltmek içi dgs hazırlanıyorum..

Benim kardeşim var, 2 sene önce üni sınavına girmişti ve biz o dönemde nişanlı idik daha, ve eşim de ygs ye girmeye karar verdi, bana söylediği şey ; kendimi denemek için giriyorum..
Kardeşim sordu abi sen de mi üni tercih edeceksin diye gülerek, o da yok öylesine giriyorum hem ablan tüm ilgimi derslerime verirsem razı olmaz dedi, bakın bu konuşma tamamen yanımda oldu..

Ve sonuç; tercih dönemi geldi tabi biz evlenmiş olduk o arada ve eşim tercih vermiş...
Kardeşimle böyle konuşan insan, bir anda bana fikrimi sormadan böyle bir işe kalkıştı..

Beni yargılayanlar var, fakat bir de olaya benim penceremden bakılsa keşke, sorunum o haklı ben haklıyım değil..
Bu olay sonucunda yaşadığım yalnızlık duygusu, ilgisiz, sevgisiz kalmak..
Bunu eşine söyle diyeceksiniz, defalarca söyledim.. heee her şeyin nedeni benim okulum demi deyip çıkıyor işin içinden, beni anlama yoluna girmiyor..
Evet tamam bu konuda eşiniz yüzde yüz haksız ama artık olan olmuş adam okuyor kararını vermiş.
Yok ben yapamıyorum diyorsanız boşanacaksınız.
Boşanmayı istemiyorsanız bi şekilde orta yol bulacaksınız.
Bir de mesela iş için tayin durumları yüzünden ayrı şehirlerde yaşamak zorunda kalan karı kocalar da var.
Siz en azında ayda 20 gün akşamları berabersiniz.
Bir de benim isteklerim umursanmiyor demissiniz bu konuda biraz ısrarcı ve inatçı olun bence.
Sizi götürmek istemezse kendim gideceğim veya arkadaşlarla gideceğim deyin kararlı olduğunuzu söyleyin bakalım napicak?
 
Tüm konuyu okudum ilk yorumumu sadece ilk paylaşıma göre yapmıştım
Adamın ilgisizliğinden ve emek vermediğinden bahsetmişsin ama adam zaten gelecek için okumuyor mu? Sen ne emek veriyorsun mesela? Kıyafet vs bu tür konularda taviz vermemelisin. Kişiliğinden seni sen yapan şeylerden ne kadar verirsen daha fazlası istenir belki de şu an ondan beklentin bu kadar kendinden ödün verdiğindendir. Ama haksızsın yine de. İstemediğin herşeye hayır diyebilmeli ve arkasında durmalısın o zaman sana saygısı artar.

Her cevapta "ama okurken bana söylemedi" tamam söylemedi ama şu an okuyor yani geçti gitti bitti, adam okuyor bitirsin ve daha iyi mevkiye gelebilsin diye okuyor
Hep sana ilgi göstermediğinden dem vurmuşsun tek derdin ilgi mi? Ne kadar kaprislisin bana ilgi göstersin, bana vakit ayırsın gezelim tozalım vs. O benim isteğimi yapmazsa ben de hayatı dar ederim tarzı tavırlardasın. Birisi yazmış gerçekten okurken aklımdan geçen cümleydi "haklı olmak mı mutlu olmak mı" bırak o haksızken bile haklıymış gibi olsun sen kırgınsın kızgınsın bunu biliyorsun başkası bilmese de olur.

İleride daha iyi konuma gelince eşin "Allah razı olsun karım benim okulumu çekti, bana anlayış göstermese bitiremezdim sayesinde daha iyi kazanıyoruz" diye seni takdir edebilir ama sen izin vermediğin için o da senin başına kakar "bir rahat vermedin o senelerim zehir oldu" diyebilir.
Benim babam hep annemi över bize, "anneniz destek olmasa bugunlere gelemezdik " der halbuki annem ilkokul mezunu geliri yok, bir amacı ya da okuma gibi bir çabası da yokmuş ev hanımı yani. Maddi anlamda herşeyi babam yaptı aslında ama annemin onun yanında olması, babamın sanki birlikte çalışıp kazanmış gibi konuşması birbirlerine olan değeri gösteriyor. Diğer yorumları okurken bunlar geçti içimden. Kendini haklı göstermek için eşini yermemelisin. Onun da illa ki hataları vardır erkekler bizim gibi hassas ve detaylı düşünemeyebilirler. Bence verilen değer bir şekilde anlaşılır. Okulu bitince yapamadıklarınızın acısını çıkartırsınız yaşınız çok genç. Ben 30 yaşındayım okurken ne gezdim ne eğlendim, şu an izin alınca da ailemin yanına gidiyorum öyle tatil falan yapmadım her iznimde mutlaka bir sorun yaşadım. Dinlenmeye, keyif yapmaya, gezmeye çok ihtiyacım var ama olmayınca olmuyor bunlara kinlenmek yerine, "bu sene olmadı inşallah seneye iznimde şunu yaparım" diyerek teselli buluyorum. İnsan hayatında sağlık ve huzur varsa diğer şeyler bir şekilde olur. Ben de DGSye gireceğim mühendislik için :) yani hayatta hiç bir şey için geç de değil, imkansız da. Sadece sabırlı olacaksın, eşine destek olacaksın. Sen çorba yaparken "hayatım sen de ayranı hazırlar mısın" de öpücük kondur. Emir kipi kullanmadan "canım/hayatım" kelimeleri katıp rica et. Sen ılımlı davrandıkça o da sana karşı daha fedakar ve yumuşak olacaktır. Sakinleşip bu yöntemi dene bir de. Kaybedecek bir şey yok :)
 
Back