Erkeklerinde aglamaya hakki oldugunu biliyoruz bizler hanimefendi, konu bu değil.Yok canım ikna için değil, yıllar sonra yanıma geldiğinde konuşmak için ilk karşılaşmamızda ben elini sıktım, o ise kendine çekip sarılıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Sonra sakinleşti ama. İkna etmeye çabalamaktan ziyade birbirimize iyi gelip iyileşeceğimize inanıyor. O gerçekten zamanında çok sevdi, bu sevgiden vazgeçen ayrılan terkeden bendim. Tercih etmeyen de bendim. İkna etmek için ya da kandırmak için ağladıysa bile onun açısından bakınca yani empati kurunca anlıyor insan. Ağlamak biz kadınlara özgü değil ki. Bizler bir dizi sahnesinde bile gözyaşlarımızı hemen akıtan varlıklarız, bir erkek ağladı diye altında kötü nedenler aramamak gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta insanız. Ölülerimize, ayrılıklarımıza, kavuşmalarımıza, sevinçlerimize, pişmanlıklarımıza ağlamak bizim için ne kadar doğalsa onlar için de doğal, bunu yapabilen erkek var yapamayan var sadece , bu yüzden kınayamadım:) ya da kendimi kandırılmış hissetmiyorum. Benim bu durumdaki tek sıkıntım zamanın doğru olup olmadığına karar verememek. Evlilik için değil, boşandıktan bir süre sonra yeni bir ilişkiye başlamak için çok mu erken, ya da bynun zamanı var mı diye kafam allak bullak sadece
Sizin hayatiniz evliliğiniz baska, konu sahibinin bam baska.. Guzel olabilir de sonu, olmayabilir de..Ben çok sevdiğim ve hayatımın en büyük mutluluklarını yaşadığım eşimle boşandıktan birkaç gün sonra tanıştım. Çevremin bir kısmından “yara sarma, boşluğu doldurma” eleştirilerini dinleseydim hayatımın aşkıyla beraber olmamış olacaktım. Bu ihtimali düşünmek bile beni yaralıyor.
Hemen evlenmeyin elbette ama neden denemeyesiniz ki? Neden olmasın? Kendi adıma, boşluk falan yoktu ortada. Zaten çok uzun zaman boşluktaydım ben, eski eşimle evliliğim koca bir boşluktu. Hiç pişman olmadım. Siz kalbinizi dinleyin, en doğru cevap oradadır.
Ben de öyle çok sevdim ilk eşimi, ama evliliğim de çok yalnız kaldım bir süre, bir depresyon halinde idi ve sadece yiyor çalışıyor yatıyordu. Cinsel hayatımız ise 2021 Kasım ayında bitmişti. Aynı yatağı bile paylaşamaz hale gelmiştik. Kendi içine kapanmış konuşmuyordu kimseyle zamana bıraksam da üstüne gitmesem de kadınlığımı unutmaya başladım. İşten gelip yemek yapıp temizlik yapan bir robota dönmüştüm. Eşim seviyordu beni ama düştüğü çukurdan çıkamıyordu, konuşmak istesem de ulaşamıyordum ona. Terapi bile fsyda etmedi. Ayrılık en son şeydi ama beni mutsuz etmektense ayrılmanjn en doğrusu olduğunu söyledi, inanır mısınız o kadar yalnızdım ki bu evlilikte olmaz bile diyemedim. Bu eclilikte bir çocuk olsaydı belki katlanılabilirdi ama gençtim ve kendime değer verdiğimi farkettim, mutsuz bir evlilik içinde yıllarım gidiyordu. Bu yüzden boşanmak en doğru karardı. Sonrasında çok bocaladım, kararımı sorguladım, suçladım hem kendimi hem onu ama bir yere varamadığımı farkedince de yeniden doğmaya karar verdim. Kendime bakmaya karar verdim kilo verdim, makyaj yapmaya başladım, gezdim tozdum sinemaya gittim şehirler dolaştım alışveriş yaptım, baktım hala gülebiliyorum iyiyim toparladım, sonra da yoluma bakmaya karar verdim. Ama herkes çok erken diyor, ben hala yasımı tam tutmamış hala acı çekiyor farkında değilmişim, bir insanın hu kadar güçlü olması normal değilmiş kendimi kandırıyormuşum. Halbuki ben iyiyim, yemek yiyor uyuyorum ağlamıyorum, işin odaklandım ve gayet sağlıklıyım diye düşünüyorum bilmiyorum ki boşlukta mıyım, yoksa çoktan ayağaai kalktım mı:) ah bunu bir anlayabilsem..Ben çok sevdiğim ve hayatımın en büyük mutluluklarını yaşadığım eşimle boşandıktan birkaç gün sonra tanıştım. Çevremin bir kısmından “yara sarma, boşluğu doldurma” eleştirilerini dinleseydim hayatımın aşkıyla beraber olmamış olacaktım. Bu ihtimali düşünmek bile beni yaralıyor.
Hemen evlenmeyin elbette ama neden denemeyesiniz ki? Neden olmasın? Kendi adıma, boşluk falan yoktu ortada. Zaten çok uzun zaman boşluktaydım ben, eski eşimle evliliğim koca bir boşluktu. Hiç pişman olmadım. Siz kalbinizi dinleyin, en doğru cevap oradadır.
Elbette, ben yaptım oldu demiyorum asla.. ama denemeye değer bence.Sizin hayatiniz evliliğiniz baska, konu sahibinin bam baska.. Guzel olabilir de sonu, olmayabilir de..
Ben yaptim oluyor demelik bir mevzu değil.
Benim konum bile var bununla ilgili. Cidden iyi miyim diye :)Ben de öyle çok sevdim ilk eşimi, ama evliliğim de çok yalnız kaldım bir süre, bir depresyon halinde idi ve sadece yiyor çalışıyor yatıyordu. Cinsel hayatımız ise 2021 Kasım ayında bitmişti. Aynı yatağı bile paylaşamaz hale gelmiştik. Kendi içine kapanmış konuşmuyordu kimseyle zamana bıraksam da üstüne gitmesem de kadınlığımı unutmaya başladım. İşten gelip yemek yapıp temizlik yapan bir robota dönmüştüm. Eşim seviyordu beni ama düştüğü çukurdan çıkamıyordu, konuşmak istesem de ulaşamıyordum ona. Terapi bile fsyda etmedi. Ayrılık en son şeydi ama beni mutsuz etmektense ayrılmanjn en doğrusu olduğunu söyledi, inanır mısınız o kadar yalnızdım ki bu evlilikte olmaz bile diyemedim. Bu eclilikte bir çocuk olsaydı belki katlanılabilirdi ama gençtim ve kendime değer verdiğimi farkettim, mutsuz bir evlilik içinde yıllarım gidiyordu. Bu yüzden boşanmak en doğru karardı. Sonrasında çok bocaladım, kararımı sorguladım, suçladım hem kendimi hem onu ama bir yere varamadığımı farkedince de yeniden doğmaya karar verdim. Kendime bakmaya karar verdim kilo verdim, makyaj yapmaya başladım, gezdim tozdum sinemaya gittim şehirler dolaştım alışveriş yaptım, baktım hala gülebiliyorum iyiyim toparladım, sonra da yoluma bakmaya karar verdim. Ama herkes çok erken diyor, ben hala yasımı tam tutmamış hala acı çekiyor farkında değilmişim, bir insanın hu kadar güçlü olması normal değilmiş kendimi kandırıyormuşum. Halbuki ben iyiyim, yemek yiyor uyuyorum ağlamıyorum, işin odaklandım ve gayet sağlıklıyım diye düşünüyorum bilmiyorum ki boşlukta mıyım, yoksa çoktan ayağaai kalktım mı:) ah bunu bir anlayabilsem..
Hakkınızda hayırlısı olsun enKapılarımı kapatmadım dediğim gibi, lisede gencecik toyduk, o benden 3 yaş büyük, ayrılık sebebini sordum elbette, yabancı bir kadın ile evlenmiş, kadının annesi kanser olunca sürekli yurt dışına annesinin yanına gidip aylarca dönmüyormuş, en son orada kalmayı seçmiş ve ayrılmak istemiş.. O da saygı duymuş, bu gidiş gelişler de aradaki bir çok şeyi bitirdi dedi anlatırken, iki tarafı da hem maddi hem manevi yıptatıyordu, eski eşi gider gitmez başkası ile evlenmiş.. O da boşandıktan sonra bir daha evlenmemiş. Anlaşmalı boşanmışlar. Çocukları yok. Benimde önceki evliliğimden çocuğum yok.
Ben lisede iken o askerde idi. O zamanlar toydum. Babam istemiyordu, okuman gerek diyordu, o ise askerden gelir gelmez evlenmek istiyordu, babamı dinledim ve asker iken ayrıldım, fazla acımasız davrandım, hatırlıyorum komutanı aramış saatlerce dil dökmüştü, kızım çocuk perişan oldu iyi düşün diye ancak o zamanlar babama daha çok hak verip, gelecekten korkup ayrılmıştım, onun kimsesi yok, aslına bakarsanız maddi olarak da çok bir geliri yok. Ben ise memurum. Ancak bununla gurur duyduğunu söylüyor. Kültür farkı en korktuğum şey. İlk eşimle de vardı aynı sorun ancak hiç bir zaman problem etmedi. Bahsettiğim kişi de bunu sorun edecek bir yapıda değil. Kendini geliştirmiş, sanki okuyan ben değilim o. Bu yüzden eğitimi ya da mesleği ikinci planda benim için. Ben daha çok beni nereye koyduğuna ne kadar değer verdiğine saygı ve sevgisine odaklıyım sanırım. annesi vefat etmiş babası annesinden sonra başka bir kadın ile evlenmiş ve babası ile pek görüşmüyor, tek başına anlayacağınız, hayat dolu, neşeli, iyi niyetli, hala saf kalbi.. Başlarda acaba asker iken ayrıldık diye öfkeli mi diye düşündüm ve süzgece aldım, ancak bir usta değilse böyle bir şey benim aklıma gelse de onun aklının ucundan geçmiyor. Bunu net anladım. Şimdilik sohbet ediyor devam ediyoruz ama ona kalsa bir an önce evlenmeli anne baba olmalı yuva kurmalıyız. Ben ise bir kaç ay daha beklemekten yanayım. Zaten başka şehirdeyim, tayin falan istemem, çıkacak olması derken bir kaç ayı bulacak. Cinsel anlamda henüz yakınlaşmadık, bu konuyu biraz daha ertelemek istiyorum, ondan eminim de kendimden de emin olduktan sonra yaşanması gerektiğini düşünüyorum, zira ten uyumu benim için çok önemli.
Herkese iyi geceler..
Benim kafam biraz karışık, sizlerin tecrübelerinden faydalanmak istiyorum, bu yüzden derdimi anlatmak istedim..
Ben 36 yaşındayım, bir evlilik yaptım, 7 yıl sürdü. Ağustos ayında yollarımızı ayırdık, kavgasız gürültüsüz saygı çerçevesinde boşandık, zamanla sevgiyi tükettiğimizi farkedip birbirimizi yıpratmadan ayrıldık, başlarda toparlanma sanıyordum, artık evlilik düşüncesini bile duymak istemiyordum, zaten eşimi o kadar çok sevdim ki bir daha aynı yoğunlukta kimseyi sevebileceğimi düşünmüyordum.
Ta ki lise öğrencisi iken birlikte olup ayrıldığım eski sevgilim ile kader bizi bir araya getirene dek..
Sosyal medya çok acayip bir şey. Aylarca hesabım kapalıydı, sonra yeni bir sayfa açtım, eski, yeni, üniversitesi yıllarından, okul zamanlarından eski dostlarımı tek tek ekledim önerilerde çıkınca o da beni ekledi. Önce çok tereddüt ettim. Sonra ne kaybederim ki bir dost selamı alt tarafı dedim, kötü ayrılmamıştık. Benim evlendiğim zaman o da evlenmişti.
Neyse ekler eklemez yazdı, gerçekten sen misin diye? Sohbet aldı yürüdü.. O da boşanmış..
Şimdi bunca yıl sonra birbirimizi bulduk, kaybetmeyelim bir araya gelelim, hikayemiz yarım kaldı birlikte tamamlayalım bir yuva kuralım, sen kalbimin en derininde sakladığımsın, kadere inan, diyor. Ne yalan söyleyeyim benim de onun gibi sanki lisedeymiş gibi kalbim atıyor.. Telefonda olmaz ben sana derdimi anlatacağım dedi, kalktı geldi yaşadığım şehre, bir insanla saatlerce konuşmayalı ne kadsr uzun zaman olmuş, samimi olmayan insan kendini çabuk ele verir. Gözleri ışıl ışıldı heyecandan. Eli ayağı titriyordu, ağladı üstelik.. Çok çektik ikimizde yaralarımızı saralım demiyorum, birlikte iyileşelim diyorum dedi. Kapılarımı kapatmadım, ona kalsa hemen evlenmemiş gerek çok geç kalmışız birbirimize. Ben ise korkularım ile başbaşayım. Ya terkederse o da, ya bu heyecan da biterse, ya benim için çok erkene, ya da yuva kurmayı istemek en doğal hakkım değilse, kadına bak ayrılır ayrılmaz bir kaç ay sonra evlendi diye kalp kırarlarsa, olur olmadık sözlerle can yakalarsa, aslında kim ne demiş umrumda değil, mutlu olmayı çok istiyorum, ama öndkei evliliğimde de çok mutluydum, aşk sonsuza kadar sürmüyor ki, hayatın gerçekleri bir tokat gibi vuruyor yüzüne. Ya zaman bize de acımasız davranırsa. Eski eşi unutmadım, onu güzel hatırlıyorum, çok değerli bir insan benim için, ben de onjn içn öyleyim biliyorum, onu artık insan olarak seviyorum, bu yüzden yoluma bakmak istiyorum. Ama cesaretimi kaybettim. Korkularım adım atmamı engelliyor, pişman olmayacağımı bilsem de, hayal kırıklığına uğramaktan çok korkuyorum
Siz yerimde olsaydınız mutlu olmak için zamana sığınır mıydınız, yoksa bu işin zamanı yok mu, geldiği zaman tutup bırakmamak mı gereki.
Herkese iyi geceler..
Benim kafam biraz karışık, sizlerin tecrübelerinden faydalanmak istiyorum, bu yüzden derdimi anlatmak istedim..
Ben 36 yaşındayım, bir evlilik yaptım, 7 yıl sürdü. Ağustos ayında yollarımızı ayırdık, kavgasız gürültüsüz saygı çerçevesinde boşandık, zamanla sevgiyi tükettiğimizi farkedip birbirimizi yıpratmadan ayrıldık, başlarda toparlanma sanıyordum, artık evlilik düşüncesini bile duymak istemiyordum, zaten eşimi o kadar çok sevdim ki bir daha aynı yoğunlukta kimseyi sevebileceğimi düşünmüyordum.
Ta ki lise öğrencisi iken birlikte olup ayrıldığım eski sevgilim ile kader bizi bir araya getirene dek..
Sosyal medya çok acayip bir şey. Aylarca hesabım kapalıydı, sonra yeni bir sayfa açtım, eski, yeni, üniversitesi yıllarından, okul zamanlarından eski dostlarımı tek tek ekledim önerilerde çıkınca o da beni ekledi. Önce çok tereddüt ettim. Sonra ne kaybederim ki bir dost selamı alt tarafı dedim, kötü ayrılmamıştık. Benim evlendiğim zaman o da evlenmişti.
Neyse ekler eklemez yazdı, gerçekten sen misin diye? Sohbet aldı yürüdü.. O da boşanmış..
Şimdi bunca yıl sonra birbirimizi bulduk, kaybetmeyelim bir araya gelelim, hikayemiz yarım kaldı birlikte tamamlayalım bir yuva kuralım, sen kalbimin en derininde sakladığımsın, kadere inan, diyor. Ne yalan söyleyeyim benim de onun gibi sanki lisedeymiş gibi kalbim atıyor.. Telefonda olmaz ben sana derdimi anlatacağım dedi, kalktı geldi yaşadığım şehre, bir insanla saatlerce konuşmayalı ne kadsr uzun zaman olmuş, samimi olmayan insan kendini çabuk ele verir. Gözleri ışıl ışıldı heyecandan. Eli ayağı titriyordu, ağladı üstelik.. Çok çektik ikimizde yaralarımızı saralım demiyorum, birlikte iyileşelim diyorum dedi. Kapılarımı kapatmadım, ona kalsa hemen evlenmemiş gerek çok geç kalmışız birbirimize. Ben ise korkularım ile başbaşayım. Ya terkederse o da, ya bu heyecan da biterse, ya benim için çok erkene, ya da yuva kurmayı istemek en doğal hakkım değilse, kadına bak ayrılır ayrılmaz bir kaç ay sonra evlendi diye kalp kırarlarsa, olur olmadık sözlerle can yakalarsa, aslında kim ne demiş umrumda değil, mutlu olmayı çok istiyorum, ama öndkei evliliğimde de çok mutluydum, aşk sonsuza kadar sürmüyor ki, hayatın gerçekleri bir tokat gibi vuruyor yüzüne. Ya zaman bize de acımasız davranırsa. Eski eşi unutmadım, onu güzel hatırlıyorum, çok değerli bir insan benim için, ben de onjn içn öyleyim biliyorum, onu artık insan olarak seviyorum, bu yüzden yoluma bakmak istiyorum. Ama cesaretimi kaybettim. Korkularım adım atmamı engelliyor, pişman olmayacağımı bilsem de, hayal kırıklığına uğramaktan çok korkuyorum
Siz yerimde olsaydınız mutlu olmak için zamana sığınır mıydınız, yoksa bu işin zamanı yok mu, geldiği zaman tutup bırakmamak mı gerekir?ha
Ben şunu çok merak ettim. İlk eşinizle aranızdaki sevgi bitti diye mi ayrıldınız. Tek nedeni bu mu. Hanginiz ayrılmak istediniz. Onun mu size karşı sevgisi bitti. Hakkınızda hayırlısı olsun inşaallah bu aradaHerkese iyi geceler..
Benim kafam biraz karışık, sizlerin tecrübelerinden faydalanmak istiyorum, bu yüzden derdimi anlatmak istedim..
Ben 36 yaşındayım, bir evlilik yaptım, 7 yıl sürdü. Ağustos ayında yollarımızı ayırdık, kavgasız gürültüsüz saygı çerçevesinde boşandık, zamanla sevgiyi tükettiğimizi farkedip birbirimizi yıpratmadan ayrıldık, başlarda toparlanma sanıyordum, artık evlilik düşüncesini bile duymak istemiyordum, zaten eşimi o kadar çok sevdim ki bir daha aynı yoğunlukta kimseyi sevebileceğimi düşünmüyordum.
Ta ki lise öğrencisi iken birlikte olup ayrıldığım eski sevgilim ile kader bizi bir araya getirene dek..
Sosyal medya çok acayip bir şey. Aylarca hesabım kapalıydı, sonra yeni bir sayfa açtım, eski, yeni, üniversitesi yıllarından, okul zamanlarından eski dostlarımı tek tek ekledim önerilerde çıkınca o da beni ekledi. Önce çok tereddüt ettim. Sonra ne kaybederim ki bir dost selamı alt tarafı dedim, kötü ayrılmamıştık. Benim evlendiğim zaman o da evlenmişti.
Neyse ekler eklemez yazdı, gerçekten sen misin diye? Sohbet aldı yürüdü.. O da boşanmış..
Şimdi bunca yıl sonra birbirimizi bulduk, kaybetmeyelim bir araya gelelim, hikayemiz yarım kaldı birlikte tamamlayalım bir yuva kuralım, sen kalbimin en derininde sakladığımsın, kadere inan, diyor. Ne yalan söyleyeyim benim de onun gibi sanki lisedeymiş gibi kalbim atıyor.. Telefonda olmaz ben sana derdimi anlatacağım dedi, kalktı geldi yaşadığım şehre, bir insanla saatlerce konuşmayalı ne kadsr uzun zaman olmuş, samimi olmayan insan kendini çabuk ele verir. Gözleri ışıl ışıldı heyecandan. Eli ayağı titriyordu, ağladı üstelik.. Çok çektik ikimizde yaralarımızı saralım demiyorum, birlikte iyileşelim diyorum dedi. Kapılarımı kapatmadım, ona kalsa hemen evlenmemiş gerek çok geç kalmışız birbirimize. Ben ise korkularım ile başbaşayım. Ya terkederse o da, ya bu heyecan da biterse, ya benim için çok erkene, ya da yuva kurmayı istemek en doğal hakkım değilse, kadına bak ayrılır ayrılmaz bir kaç ay sonra evlendi diye kalp kırarlarsa, olur olmadık sözlerle can yakalarsa, aslında kim ne demiş umrumda değil, mutlu olmayı çok istiyorum, ama öndkei evliliğimde de çok mutluydum, aşk sonsuza kadar sürmüyor ki, hayatın gerçekleri bir tokat gibi vuruyor yüzüne. Ya zaman bize de acımasız davranırsa. Eski eşi unutmadım, onu güzel hatırlıyorum, çok değerli bir insan benim için, ben de onjn içn öyleyim biliyorum, onu artık insan olarak seviyorum, bu yüzden yoluma bakmak istiyorum. Ama cesaretimi kaybettim. Korkularım adım atmamı engelliyor, pişman olmayacağımı bilsem de, hayal kırıklığına uğramaktan çok korkuyorum
Siz yerimde olsaydınız mutlu olmak için zamana sığınır mıydınız, yoksa bu işin zamanı yok mu, geldiği zaman tutup bırakmamak mı gerekir?
Biz 7 yıllık evliliğimizde 3 yıl ayrı kaldık, tayinim bir türlü çıkmadı onun bulunduğu şehire çıktıktan sonra da bu aradaki 3 yılda değişmişti başlarda çok iyiydik ama sonrasında eleştiriler başladı, kilo almıştım ve sağlık problemlerim vardı, kendime dikkat etmiyordum, içinde bulunduğu maddi sıkıntılar dışarıda yaşadığı problemler ailevi sıkıntıları eve yansımaya başladı bir süre sonra da içine kapandı, arada bir manipule bile ediyordu beni. Sonra sessizleşti, yatağa bile gelmemeye başladı. Bu süre içerisinde ben hep destek oldum hem maddi hem manevi ama üstüne gitmedim bir kaç kez konuşup destek olmayı denedim, sorgulamadım. Sadece yalnzılaştım geçecek bu süreç tekrar iyi olacak dedim, babası da kanserdi, onun verdiği bir gerginlik de vardı. Tam 6 ay sadece yiyen uyuyan işe giden bir adam oldu, kimse ile konuşmadı, bağlamasını bile almadı eline, herkese kapattı kendini, terapi aldık ama çıkamadı yine de. Sonra beni mutsuz ettiğini söyledi en son konuşmamızda, sevgim yok demedi, sadece benden 3 yıl daha çalmak istemediğini mutlu olmamı istediğini söyledi bu evlilik devam ederse kavga etmeye başlarız ve birbirimize saygımız da sevgimiz de kalmaz dedi ayrılırken ben hala seviyordum, ama o sevmiyordu sadece beni değil artık kendini de sevmiyordu belli ki. Şu an hala bunalımda. Sessiz içine kapanmış bir derdi varsa bile kimseye anlatmıyor. Değişik bir ruh hali içinde. Ben elimi uzattım defalarca ama tutmadı ve çıkmadı o çukurdan. Seviyorsa bile kaybetmeyi göze aldı ben de kendime yeni bir hayat kurdum. Sevmek bazen yetmiyor bunu anladım. Hala daha ailesi ile görüşüyorum, kendisi ile de karşılaştığımız zaman iki arkadaş gibiyiz, ayrılık kararı bu toksikleşmiş evliliğe iyi geldi bana kalırsa aradaki 3 yıllık zaman onda sabrı ve sevgiyi bitirmiş söylemeye cesaret edemedi sadece ben gözlerinde gördüm ama. Umarım kararından mutlu olur. Ben hala değerliyim. Evliliğe ve aşka olan inancımı yitirmedim. Kasım ayından beri savaşıp direniyorum, sadece kadın olduğumu hatırlamak istiyor tekrar sevilmek sevmek istiyorum, beni sevmeyen bir adam için aylarca yıllarca gözyaşı dökmemeyi tercih ettim diye suçlanmak istemiyorum, bir kadının benliğinin ne kadar değerli olduphnu kendime hatırlatmak ve değer görmek istiyorum, çok şey istemiyorum sanki :)Ben şunu çok merak ettim. İlk eşinizle aranızdaki sevgi bitti diye mi ayrıldınız. Tek nedeni bu mu. Hanginiz ayrılmak istediniz. Onun mu size karşı sevgisi bitti. Hakkınızda hayırlısı olsun inşaallah bu arada
Daha çok yeni ayrılmissiniz karşınızda ki insan ile belirli seviye içerisinde uzun süre konuşmanızı tavsiye ederim iki tarafta da çocuk var mı bu konular aceleye gelmezHerkese iyi geceler..
Benim kafam biraz karışık, sizlerin tecrübelerinden faydalanmak istiyorum, bu yüzden derdimi anlatmak istedim..
Ben 36 yaşındayım, bir evlilik yaptım, 7 yıl sürdü. Ağustos ayında yollarımızı ayırdık, kavgasız gürültüsüz saygı çerçevesinde boşandık, zamanla sevgiyi tükettiğimizi farkedip birbirimizi yıpratmadan ayrıldık, başlarda toparlanma sanıyordum, artık evlilik düşüncesini bile duymak istemiyordum, zaten eşimi o kadar çok sevdim ki bir daha aynı yoğunlukta kimseyi sevebileceğimi düşünmüyordum.
Ta ki lise öğrencisi iken birlikte olup ayrıldığım eski sevgilim ile kader bizi bir araya getirene dek..
Sosyal medya çok acayip bir şey. Aylarca hesabım kapalıydı, sonra yeni bir sayfa açtım, eski, yeni, üniversitesi yıllarından, okul zamanlarından eski dostlarımı tek tek ekledim önerilerde çıkınca o da beni ekledi. Önce çok tereddüt ettim. Sonra ne kaybederim ki bir dost selamı alt tarafı dedim, kötü ayrılmamıştık. Benim evlendiğim zaman o da evlenmişti.
Neyse ekler eklemez yazdı, gerçekten sen misin diye? Sohbet aldı yürüdü.. O da boşanmış..
Şimdi bunca yıl sonra birbirimizi bulduk, kaybetmeyelim bir araya gelelim, hikayemiz yarım kaldı birlikte tamamlayalım bir yuva kuralım, sen kalbimin en derininde sakladığımsın, kadere inan, diyor. Ne yalan söyleyeyim benim de onun gibi sanki lisedeymiş gibi kalbim atıyor.. Telefonda olmaz ben sana derdimi anlatacağım dedi, kalktı geldi yaşadığım şehre, bir insanla saatlerce konuşmayalı ne kadsr uzun zaman olmuş, samimi olmayan insan kendini çabuk ele verir. Gözleri ışıl ışıldı heyecandan. Eli ayağı titriyordu, ağladı üstelik.. Çok çektik ikimizde yaralarımızı saralım demiyorum, birlikte iyileşelim diyorum dedi. Kapılarımı kapatmadım, ona kalsa hemen evlenmemiş gerek çok geç kalmışız birbirimize. Ben ise korkularım ile başbaşayım. Ya terkederse o da, ya bu heyecan da biterse, ya benim için çok erkene, ya da yuva kurmayı istemek en doğal hakkım değilse, kadına bak ayrılır ayrılmaz bir kaç ay sonra evlendi diye kalp kırarlarsa, olur olmadık sözlerle can yakalarsa, aslında kim ne demiş umrumda değil, mutlu olmayı çok istiyorum, ama öndkei evliliğimde de çok mutluydum, aşk sonsuza kadar sürmüyor ki, hayatın gerçekleri bir tokat gibi vuruyor yüzüne. Ya zaman bize de acımasız davranırsa. Eski eşi unutmadım, onu güzel hatırlıyorum, çok değerli bir insan benim için, ben de onjn içn öyleyim biliyorum, onu artık insan olarak seviyorum, bu yüzden yoluma bakmak istiyorum. Ama cesaretimi kaybettim. Korkularım adım atmamı engelliyor, pişman olmayacağımı bilsem de, hayal kırıklığına uğramaktan çok korkuyorum
Siz yerimde olsaydınız mutlu olmak için zamana sığınır mıydınız, yoksa bu işin zamanı yok mu, geldiği zaman tutup bırakmamak mı gerekir?
Aynı düşünüyorum sizinle, bu yüzden kafam karışık ya. Evlilik çok erken benim için, ama dile kolay. Ona göre 2003 yılından beri 19 yıl geç kalmışız birbirimize.. Neden zamana yenilelim biz yıllardır birbirimizi tanıyoruz, hem sevgili olarak hem de arkadaş olarak tanıdık diyor bu konuda haklı, karşımdaki kişi, hem lise aşkım, ayrıldıktan sonra da hep arkadaşım oldu ta ki ben evlenene kadar. Yani 10 bin nüfuslu bir ilçede yaşıyorduk ve hiç kopmadı o süreç içerisinde. Her huyubu bilir tanırım, neye kırılır neye incinir neyi sever, neye hüzünlenir, neye dertlenir neye sevinir, o da beni bilir. Bunları ne o unutmuş ne de ben. Ama yine zaman insanı değiştiriyor bu yüzden zaman istedim bende evlilik için. Önce biz ne istiyoruz onu anlayalım dedim. O da kabul etti. Şimdilik sadece flört halindeyiz. Ama ikimizin de terkedilme korkusu var. Zaman neler verecek bize bilmiyoruz