Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyler misiniz?

Adam en azından dürüst istemediğini söylemiş. Bazıları istemediği halde istiyormuş gibi yapıyor. Gerçekten tebrik ediyorum. Size gelince de lütfen yapmayın. Bir anda silin, bir insan sigarayı bırakmak için nasıl bir anda yapması gerekirse siz de öyle yapın.
 
Kusura bakmayın ama bence sizi fiziki olarak çekici bulmamış. Eski kız arkadaş falan hikaye. Erkekler beğenmedim demektense böyle hikayeler çok yazıyorlar. Siz de onları yazık eski sevgilisini unutamamış ne kadar da asil diye kendinizi kandırıyorsunuz. Çok dürüst birisi olsa zaten sizin takıntınızı bu şekilde körüklemezdi. Sizi üzmek istemem ama haftada bir gün zevkle sizin pohpohlamanızla gazını alan adam kalan altı gününü gözüne ve gönlüne hitap eden kız arkadaşıyla geçiriyor büyük ihtimal.
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Tedavi olmakla başlayın mesela. Ne yaşadınız yada ne yasamadiniz ki internetten tanıdığınız bir adama yapışıp kaldınız. Adam ne yapsın yani illla maddi, manevi olarak kullansın mi sizi? Hoş bu kafayla siz ona da eyvallah dersiniz. Silkelenin ve kendinize gelin, kendinize biraz değer verin.
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Ben anlamiyorum ya bu asklar sevdalar ne ara sanala evrildi. Yani ben 33 yasindayim tamam 17-18 lerde msn vardi ordan catir catir mesajlasirdik ama tanimadigimiz insanla da yazismazdik yani gorusemedigimiz dokunamadigimiz. Siz suan size ciZdigi profile asik olmussunuz daha dogrusu oldugunuzu sanmissiniz. Ustelik bukadar uzun sure telefon basinda biriyle ask yasamaniz.. ask dedigin goz goze gelerek olur, dokunarak koklayarak guldugunde gamzesine bakarak vs.. bence sanal hayattan bir an once kopup etrafiniza bakin.. eminim asik olabiliceginiz sizi mutlu edebilicek birileri vardir..
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Böyle bir ilişkiyi net bir şekilde bitirip yolunuza bakmanız gerekirken neden git gelli bir şekilde ilerletilmesine müsade ediyorsunuz bu kendinize olan saygınızı da bitirir ve zamanla kendinizi sevmeyecek hale gelirsiniz ne gerek var ?
 
Adam görüştükten sonra yan çizmeye başlamış. Demek ki fiziksel olarak etkilenmemiş. Daha açıkçası seni beğenmemiş. Olabilir. Herkes herkesi beğenecek diye bişey yok.
Senin ısrarların yüzünden görüşmeye devam etmiş, büyük ihtimalle sağlıksız bir. bağlanma sergilediğin için de kestirip atamamış. Zamanla kendinden uzaklaştırmaya çalışmış. Sen ondan ayrıl ki, kalbin gururun kırılmasın istemiş.
Ama anlamamakta direniyorsun.
 
Adam seni istemiyo sen gizemli degildim ondan oldu diye kendini kandiriyorsun hissi olsaydi olurdu zaten yok yani yok sadece sizin ona olan hayranliginiz hosuna gidiyodur ara sira konusyodur kendinizi kandirmayi birakin sizinki saplanti olmus bitirin aglar aglar unutursunuz
 
Neden bana hakaret etmekte serbestsiniz diye bir cümle kurdun? Kimin ne haddine? Olay burada başlıyor bence. Sen kendini sevmiyorsun. İşe kendini sevmekle başla.
Hiçbir erkeğin himayesi altına girerek kendini iki üç parça sevgi kırıntısına muhtaç etme. Öyle olsa bile bunu belli etme.
Sonunu hepimiz biliyoruz. Kullanırlar, üzerler seni. Belli ki adam uzak durmak istiyor ama sen zorluyorsun. Pişman olacağın ısrarla ediyorsun. Sevgi aşk cart curt bi yere kadar. Sen kendine gram değer vermiyorsun bence. Defalarca denedim derken de bence sadece kendini kandırmışsın. Gerçekten denemiş olsaydın şuan bu satırları yazıyor/okuyor olmazdın
bana kızacağınızı biliyordum, şimdiden hazırlıklıyım demek istedim. çevrem tarafından hoş, samimi, bilgili, nahif ve yardımsever bir insan olarak bilinirim. kendisini çok seven benmerkezci insanlardan değilim. bu olayı anlattığım çok arkadaşım oldu, hatta biri benimle görüşmeyi kesti.
evet zorluyorum, son yaptıklarım aslında bi kırılma noktası arayışımın sonucuydu. ben bırakamıyordum yaptığı hiçbir şeye karşın, çünkü ben onda suç bulamıyordum ki. eğer unutmak ve vazgeçmek nefretle başlıyorsa, ben bunu da beceremiyordum. öyle bir an gelecekti ki ben artık tamam diyip gidecektim, bitirecektim. yapamadım. çok fazla dramatikleştiriyorum evet, ancak sizi temin ederim ki, geçen sene babam aramızdan ayrıldı ve ben ona bile bu kadar üzülmedim. sorun bende sanırım. sanırım tedavi olmam gerek.
 
Merhaba hanımlar, benim derdim ve türevleri burada açılmış olabilir ve defalarca okuyup sıkılmış olabilirsiniz. Ama lütfen benim derdime de kulak verin, bu satırları yazıyor olmak da utanç veriyor ancak anonimliğin arkasına sığınarak sizden akıl almak istiyorum. biraz uzun bir yazı olabilir şimdiden kusura bakmayın.
mesele benim sevdiğim adamla ilgili, şimdiden klişe oldu farkındayım.
şöyle ki, ben onunla internetten tanıştım üç sene evvel. kendi kendime internette takılmayı severim ve onun yazılarıyla karşılaştım, ve ona ilgi duydum. ilk mesajları ilk konuşmaları ben başlattım ve böylece bi iletişimimiz oldu.
aradan zamanlar geçti, biz onunla her gün yazışır konuşur olduk. özellikle akşamları biz saatlerce konuşurduk, günlerimizin raporlarını verirdik adeta.
sonrasında bi konser sebebiyle buluştuk, o da güzel geçti. yani görünürde hiçbir sebep yok hikayeyi kötüye bağlamak için.
kendisi benim ilk ilişkim, tutulduğum ilk adamdı.
ancak şubat ayından beri ben bi buhranın içindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum. çünkü her şey kesin olarak o zamandan beri kötüye gitmeye başladı.
konuşmamızdan 1.5 yıl sonra ilk buluşmayı gerçekleştirdik biz. ben onu ilk kez buluşma günü gördüm hatta. onu görmeden bu kadar çok seviyordum. bu süreçte, ben hep ona onu sevdiğimi, onunla olmak istediğimi söylerdim. o ise zamana bırakmam gerektiğini her şeyin olacağına varacağını derdi, hayırlısı olsun derdi sürekli. ama size tüm kalbimle yemin ediyorum ki sevgili gibiydik sadece adı yoktu. bi cinsellik yaşamadık ama çok şey konuştuk paylaştık, çocukluğumuzu hayallerimizi anlattık birbirimize. ben onun kafa yapısını o benimkini ezberledi. bir de aramızda öyle bir uyum vardı ki sormayın. kendisi de farkında bunun.
bundan sonrası için şöyle yazacağım, ben şubat ayında artık dedim ki, ilişkimiz net olsun adını koyalım, ben geleceğimde hep seninle olmak istiyorum, sadece seninle olmak istiyorum. bana dedi ki, ben seninle olmak istemiyorum, sana bunu hep diyordum ama sen anlamadın, ben seninle senin ısrarın yüzünden konuştum dedi. yaşadığımız o kadar şeyin üstüne, öncesinde hiç böyle şeyler demeyen adam o gün böyle dedi bana telefonda. o anki kalp sıkışmasını ve terlemeyi nasıl tarif ederim size bilmiyorum.
sonra ben gider gibi olum ama sürekli geri geldim. ben gidemiyordum çünkü gidince kendimi kötü hissediyor ve suçluyordum. bir kız olarak bir erkeğe baskı yaptığımı düşünüyordum, sabırsız olduğumu düşünüyordum.
okuduğum her bir yazıda tavsiyede, olmam gerekenin tam tersi olduğu anlıyordum, çünkü ben bu ilişkide ne gizemli ne sınır çizen ne cool bir kız olmuştum. bu ilişki kurumu bir oyunsa ben en başından kartları çok açık oynamıştım, oyunu kurallarına göre oynamamıştım. kendimi bu yüzden çok suçluyorum çünkü kendimi hiç geri çekemedim, onda hiç heyecan uyandıramadım, ne hayranlık ne keşfetme isteği.
benim gitgellerim haziran ayına kadar devam etti, onunla buluştuk tekrar. ben yine ona teklif ettim isteklerimi, bana dedi ki "ben bu hayatta tüm iyi duygularımı eski kız arkadaşımda kullandım." tabii hemen konuyu değiştirdi, hiçbir mesele bununla ilgili değil dedi. "sen çok iyi, masum, anlayışlı, fedakar bir kızsın. ancak ben seni hak edecek kadar iyi de akıllı da değilim çok üzgünüm. umarım seni kaybettiğim için pisi pisine mahvolmaz hayatlarımız, ben sana karşılık veremiyorum zorlama" dedi.
ben bu istikrarımla ve ısrarımla suçlu olduğumu biliyorum ancak ben suçluysam o da azmettiren.
ben onsuz bir gelecek düşünemiyorum ki, çünkü onu çok seviyorum ve onda hem kendimden parçalar var hem de tüm aradığım parçalar.
kafası hala eski kız arkadaşında desek, aradan beş yıl geçmiş, ama bayağı bir ayrılık acısı çekmiş, bana sürekli "sen benim eski halimsin, senin gibi masumdum ben de, şimdi akıllandım ama" diyor. yaşı da otuza yakın.
hazirandan bu yana üç ay geçti, ben yine gidip gidip geldim, şimdiki ilişkimiz daha bir değişik. şöyle, haftanın bir günü konuşuyoruz ve çok iyi, sürekli beni soruyor, ilgili davranıyor ve saatlerce konuşuyoruz o gün. ancak diğer altı gün pufff. aradığımda yazdığımda hiç bakmıyor ve kayboluyor. böyle yapma diyorum, tama diyor ama nafile.
bakın ben kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım? bırakmaya çakıştım anacak başarısız oldum defalarca. bir kırılma noktası aradım artık bırakmak için, ancak olmuyor. adam ne yaparsa yapsın bitiremiyorum. içimde bi umut var ve hayır'a redde doymuyorum. bunları yazarken de gerçekten utanıyorum.
uzun bir yazı oldu kusura bakmayın, ancak bana detaylı bir şeyler söyleyin, bana hakaret etmekte serbestsiniz ama acımasız da olmayın. diyin ki şu şöyle bu da şundan böyle, şunu yaparsan böyle olur veya olmaz. ben düşünmekten kafayı yiyeceği çünkü.
Kız adam canım sıkılınca arada sana yazıyorum anonimliğin güzel içimi döküyorum bitiyor gidiyor seninle birşey düşünmüyorum demiş işte açıkça?
Ayrıca oyunun kuralları ve kartlarından biraz bahseder misin nasıl oynanıyor ilişki oyunu? 🤦
 
X