- 20 Haziran 2016
- 164
- 87
- 39
-
- Konu Sahibi zodyak2411
- #41
Aileme güvenmiyorum. Babam sorunlu bir adam, gelip hayatımın içine çöreklenmesini istemiyorum.Aciz misin,bakıma muhtaçmısın,bu insanlara mecbur musun.Sana böyle davranılmasına neden izin veriyorsun.
Iste bu yuzden diyorum olmuyorsa zorlamamak lazim. Siz fazlaca zorlamissiniz. Israrli haliniz adamin egosunu zirveye cikarmis.
Okumus meslek sahibi olmami kabullenmediler, takdir gormedim gibi seyler soylemissiniz.
E siz kendinizi guclu biri olarak kabul edin o zaman... madem işiniz, egitiminiz, yabanci diliniz her seyiniz var neden cekiyorsunuz ki bu eziyeti?
Bitirin. Sizden daha onemli kim var su hayatta? Cocugunuzu alin bitirin evliliginizi. Tayin isteyin ailenizin yanina hayatiniza bakin..
Ömrümüz bitiyor duzelir diye beklerken. Ve siz üniversite yillarindan beri beklemissiniz. Ama hep geri gitmiş iliski.
Zorlamayın artik, hastalik sahibi olacaksınız.
Son konuşmamız;
Eşim memlekete gidelim diyor. Ben kadromu alır, evimi yerimi ayrı tutar, çocuğuma karışmazsanız gelirim dedim.
Tamam dedi.
Bu arada annesinin ben hamileyken eşime ben çocuğu alır memlekete giderim dediğini (mesafe 7 saat) eşiminde bana bak annemin böyle bir teklifi var diye sorduğunu da belirtmek isterim.
Ailene gerek yok.Sen kendin tepki veremiyor musun tavır alamıyor musun.Veya bu insanı niye çekiyorsun.Babanın hayatına çöreklenemesinden daha mı iyi uğradığın hakaretler.Aileme güvenmiyorum. Babam sorunlu bir adam, gelip hayatımın içine çöreklenmesini istemiyorum.
estağfurullah, salağım diyerek kendinizi hor görmeyin. Yurt dışı okumak etmek bunlar kolay şeyler değil, kendinize güvenin biraz. Kimseye mecbur değilsiniz, sizi üzen insanları tutmayın çevrenizde ve taviz vermeyin.Onlar kötü bende salağım.
Tabi bebeğiniz seviceksiniz, benim kizim var bende kizimi seviyorum bunun tartişmasi bile söz konusu değil. Ama bir cocuğa tek başina Sevgi yetmiyor, baba da gerekiyor... Eşiniz çocuğunuza karşi orasini bilemem ama size saygisi yoksa da cocuğa olabileceğini ben pek sanmiyorum kesinlikle benim kendi görüşüm... Bir çok konu okuyorum burda karisini dövüp, çocuğu iten karisina küfür edip kizina ya da oğluna tokat atan.Hayır değilim. Kendim istedim anne olmayı, oğlumu çok seviyorum.
Öncelikle vakit ayırıp konumu okuyabilecek tüm üyelere teşekkür ederim. Biraz uzun olabilir, kusura bakmayın arkadaşlar. Olayları detaylı bir şekilde anlatırsam daha faydalı önerilerde bulunursunuz diye düşünüyorum.
Lise yıllarındayken bir arkadaşlık sitesine üye olmuştuk birkaç arkadaş. O zamanlar bilgisayar ve internet yeni yeni kullanılmaya başlandığı için bir heves hepimiz birer kullanıcı adı almıştık. Üniversiteye başladıktan sonra ben ara ara yine bu siteye takılırdım. Eşimle buradan tanıştık. İlk olarak o bana bir şeyler yazmıştı.
Ben Erasmus’ la yurtdışına eğitime gitmiştim. Oda Work and Travel düşünüyordu o aralar, bu vesileyle muhabbetimiz başladı. İlerledi, sevdim eşimi. İlk ben açıldım. Seni seviyorum dedim. Öyle başladık.
Çok sevdim Allah biliyor ya. Birde o dönem bana çok iyi gelmişti. Muhabbeti, sıcaklığı, mutluluğu…
Lisede çok çalışkan bir talebeydim ama istediğim bölümü kazanamamıştım. Bu durumun mutsuzluğu vardı üzerimde iyi değildim. Oda bana çok iyi geliyordu. Destek oluyordu. Daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı, her türlü duyguyu onunla yaşadım, paylaştım.
Bu arada okulum devam ediyor, onunki de tabi. Üniversite yıllarım zordu. Dediğim gibi istemediğim bir bölüm, ailevi sorunlarımda vardı en önemlisi kendimle ilgili sıkıntılarım…
Onu sevdim ya ailesini de sevdim. Hediyeler gönderdim, iltifatlar ettim. Ailesi de beni seviyordu dediğine göre. Seni annemle tanıştırmak istiyorum dedi. Bende okuduğum şehirden ailemin yanına giderken eşimin memleketine uğradım. Annesi, eşim ve ben dışarıda bir yerde buluştuk. Kadın börek yapmış, meyve getirmiş birde bana iç çamaşırı almıştı hediye. Sevindim. Ama çok soğuk davrandı. Nasıl deyim eşimden aldığım sıcaklığı annesinden alamadım. Çok moralim bozuldu da bir şey diyemedim.
Bu arada çalışmamı istemiyordu. Ailemle altlı üstlü oturacağız dedi bende kabul ettim. Neden kabul ettim bilmiyorum. Hangi akla hizmet? Ama acemilik işte. Üstelik okuyorum, yurtdışına gitmişim, Çok iyi seviyede İngilizcem var. Nasıl çalışmadan durabilirim ki ben? Düşünemedim işte. Heyecan, çekim, salaklık… ne derseniz deyin kabulümdür.
Böylece yıllar geçti. Eşim okulu bitirdi askere gitti. Ben yüksek lisansa başladım. Askerden geldi değişti. Çok değişti hem de. İş bulamadı bir süre. “İşimin olmaması sen olmasan sorun değil!” dedi bana. Bir tuhaf oldum o gün. Sanki beni başından atmak istiyor gibi hissettim. Zaten bir süredir uzaktı. Kendimi onunla geçirdiğim onca yılın ardından ilk defa bu kadar kötü, bu kadar yalnız hissetmiştim.
Sonra ağabeyinin evliliği gündeme geldi. Normal tabi adam kaç yıldır çalışıyor. Birikimi var, e yaşı da gelmiş. Doğal yani. Benden soğuyan, uzaklaşan eşimin yengesi bile olacak olsa başka bir kadından olumlu bir şekilde bahsetmesi beni çok üzdü. Kızdırdı. Kıskanmışta olabilirim bilmiyorum ama ben kendimi bu kadar dışlanmış hissederken başka birisinin aileye girmesi, mutluluğu ne biliyim anlarsınız işte beni rahatsız etti. Birazda patavatsız bir insan. Telefonda konuşurken birkaç laf sokmuşluğu da olunca ortam iyice gerildi. Bu yüzden eşimle çok tartıştık, gerildik. Yalnız şunu fark ettim ailesiyle ilgili bir sıkıntı olunca sesine bir soğukluk geldi. O beni sevdiğini düşündüğüm adamın yerinde yeller esti.
Aileyle ilgili ilk sıkıntılarımız buradan başladı. Sonrası da artarak geldi zaten.
Eşim işe giremiyor, e bende okul bitirmişim bekliyorum ama millet hani yurt dışına gitmiştin, hani bilmem ne yapmıştın, iş yok güç yok moduna girince işe girmek istedim. Hatta bunun için eşimden izin istedim. Ben verdiğim sözleri tutamadım, sen iş arayabilirsin dedi. Şimdi yazınca fark ediyorum ki aslında bana yol vermişte ben anlamamışım. Birkaç denemem oldu başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra mesleğimle ilgili bakanlığa atandım, atandığım gibi eşim ayrılalım dedi, kabul etmedim çünkü çok sevmiştim. Annesi bir hayırlı olsun demedi bu arada. Benden birkaç ay sonrada eşim atandı farklı bir şehre.
Evlilik için hazırlıkların yapıldığı dönemde annesi ev aldı. Kendine ait bir evi vardı. Komşularla anlaşamayınca başka bir eve kiraya çıktı, orada da ev sahibiyle sorun yaşadılar. Hal böyle olunca kadın çıktığım yere geri dönemem düşüncesiyle elindeki birikimin tümünü eve yatırdı.
Aile desteği sıfır, eşim yeni atanmış, ben onu yıllarca beklemişim, önümde bir dediği iki edilmeden alınmış bir gelin var ki o dönem eşim eltime yapılanlarla çok övünmüştü. Bize sıra gelince hiçbir şey kalmadı. Elde avuçta ne varsa eve yatırıldı. Üstelik eşimin düğün için çektiği kredinin bir kısmı da evin dolap vs… gibi giderlerine harcandı. Annesi eşime bu para karşılığında bilezik vermiş. Düğünde bana o bilezikleri taktılar.
Hiç muhatap alınmadım. Nişanımız yapıldı kayınvalide ve kayınpederimin suratı beş karış. Neymiş ben beklememişim. Hâlbuki beklemiştim, çok beklemiştim hem de. Neden birileri yeni bir eve daha sahip olsunlar diye biraz daha bekleyecektim ki?
Düğün alışverişinin tamamını eşimle birlikte yaptık. Ne benim ailem vardı yanımızda ne onun ailesi. Hiçbir şey gönlümce olmadı. İstediğim sadece eşimin bana “Şimdi böyle ama gelecekte her şey güzel olacak.” demesiydi demedi. Demediği gibi sürekli benimle çata çat kavga etti. Nişanlandım kayınvalidem hiç aramaz. Hep ben ararım. Aradığımda da soğuk soğuk konuşur. Kendimi istenmeyen gelin gibi hissettim.
Çeyiz sermeye evimize geldi. Bir gün kaldı gitti. Kaçtı daha doğrusu. Eşimin parası yok, makyaj malzemeleri alacağız. Elimizde ne kadar varsa ona uygun birkaç parça şey aldık. Kayınvalideme anne gel sana aldıklarımı göstereyim dedim burun büktü bunlar mı dedi? O kadar ince çeyizim vardı birisine bile güzel demedi. İnsan gelinini hiç mi onura etmez? Annemde bende çok üzüldük. Neyse…
Evlendik…
Düğünün hemen ardından eşimin üzerindeki tüm altınları, paraları annesi aldı. Bir şey demedim. Borçları varmış, onları ödediler.
Bu arada evlenirken evin beyaz eşyalarını, halılarını, perdelerini ben aldım. Tabak çanakta bizden zaten. Mobilyaları eşim aldı, borçlandık bir sürü.
Yani ne biliyim biraz ilgi, biraz değer görmek istedim. Neden bu kadar arka plana atıldım bilmiyorum.
Sonra benim ailemle ilgili sıkıntılar başladı. Borç diye bütün altınlarımı aldılar. Veren eden olmadı. O dönemdeki tavırları da doğru değildi kabul ediyorum ama o altınların çoğunu benim babam takmıştı zaten. Ben eşimin yanında oldum. Aileme sitemimi ettim ama o bu durumu fırsat bildi. Başladı ailemin memleketine gidelim diye tutturmaya. Çok baskı yaptı bana. Oradaki kurum atıl, orası ilçe küçük bir yer, her şeyden önemlisi benim için ufacık bir fedakârlık yapmayan insanlar için ben neden böyle büyük bir fedakârlık yapmak zorundayım dedim? Zaten yaptıklarımın da kıymeti olmadı. Ben eşime çalışan bir kadın olarak o kadar destek oldum, kıymetini bilmediği gibi gitti ağabeysinin ev hanımı olan karısını bana örnek gösterdi. Para biriktirip kocasına veriyormuş. Üstelik bunu annesinin yanında yaptı. Kendimi savundum ben kabahatli oldum. Annesinin yanında ona bir şey dememem gerekiyormuş. Mesleğimi aşağıladılar hep. Hiçbir zaman okumuş ve meslek sahibi bir kadın olarak ben bu insanlardan saygı görmedim.
Ameliyat olmuşum annesi evimize gelmiş bana ”Komşunun kızı oğlumu görünce içi gidiyordu.” dedi. Bozuldum sustum, akşamına eşime beni yanımda sustu diye şikâyet etti, eşimde annesinin yanında bana bir güzel kapıyı gösterdi.
Eltim doğum yaptı evine gittik, ben o arada 2 aylık hamileyim. Eltimin annesi bizim internetten tanıştığımızı ima eden birkaç şey söyledi ama hoş değildi. İki oğlunun yanında sanki ben hafif bir insanmışım gibi konuştu. Eşime söyledim adam bana iki günde karıştırdınız ortalığı diyor.
Hamileydim, doğuma var 5 gün. Eşimden tatlı istedim anneme sor dedi. Sordum annesi ne gerek var dedi diye almadı. Lohusaydım dolabım tam takır kuru bakırdı. Hiçbir şey görmedim ne ailesinden ne eşimden. Annemin yüzüne bile bakmadı, kadın evden ağlayarak gitti o derece. Ailemin borcu var diye aylarca kendi ihtiyacım olan kısmı alıp gerisini eşimin hesabına gönderdim. Güya araba alacaktık. Tam niyetlendik tutturdu ailemin iş yerine yatıralım parayı diye. O zaman maaşımın bir kısmını da ben biriktiririm dedim olmaz dedi. Çok ağır konuştu. Anama, babama, kardeşime ve bana ağız dolusu küfürleri de cabası.
İki yıldır annesiyle görüşmüyordum. Allah’ ın her günü evimde huzursuzluk var. Yine tutturdu memlekete anamın yanına gidelim diye. Annesi bana neler söyledi bilseniz. Ben ameliyat olmuşum kadın bana ben kimselere söylemem sonra sakatı gelin aldı der millet dedi. Eşime söyledim ne var millet öyle der tabi annem doğru söylemiş dedi. Bu adama ne denir ki Allah aşkına? Baktım eşim bana eziyet ediyor kaynanama anlattım bir umut destek olur diye kadın baban gibi mi olsun dedi bana? Babam müsrifmiş, öyle olsa daha mı iyi olurmuş?
Eşimle tartıştık kayınvalideme anne gel biraz konuşalım seninle dedim kadın bana olmaz öbür gelin yanlış anlar dedi.
Geçen hafta sonu yine bir kavga kıyamet koptu evde. Baktım olacak gibi değil eşimin annesini aradım. Bayramda gideceğiz yine memleketine.
Öyle laflar işittim ki eşimden vallahi yazmaya utanıyorum.
Aklıselim nasihatlere ihtiyacım var. Vakit ayırıp okuyabilirseniz bir kardeşinize ışık tutacaksınız.
Öncelikle vakit ayırıp konumu okuyabilecek tüm üyelere teşekkür ederim. Biraz uzun olabilir, kusura bakmayın arkadaşlar. Olayları detaylı bir şekilde anlatırsam daha faydalı önerilerde bulunursunuz diye düşünüyorum.
Lise yıllarındayken bir arkadaşlık sitesine üye olmuştuk birkaç arkadaş. O zamanlar bilgisayar ve internet yeni yeni kullanılmaya başlandığı için bir heves hepimiz birer kullanıcı adı almıştık. Üniversiteye başladıktan sonra ben ara ara yine bu siteye takılırdım. Eşimle buradan tanıştık. İlk olarak o bana bir şeyler yazmıştı.
Ben Erasmus’ la yurtdışına eğitime gitmiştim. Oda Work and Travel düşünüyordu o aralar, bu vesileyle muhabbetimiz başladı. İlerledi, sevdim eşimi. İlk ben açıldım. Seni seviyorum dedim. Öyle başladık.
Çok sevdim Allah biliyor ya. Birde o dönem bana çok iyi gelmişti. Muhabbeti, sıcaklığı, mutluluğu…
Lisede çok çalışkan bir talebeydim ama istediğim bölümü kazanamamıştım. Bu durumun mutsuzluğu vardı üzerimde iyi değildim. Oda bana çok iyi geliyordu. Destek oluyordu. Daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı, her türlü duyguyu onunla yaşadım, paylaştım.
Bu arada okulum devam ediyor, onunki de tabi. Üniversite yıllarım zordu. Dediğim gibi istemediğim bir bölüm, ailevi sorunlarımda vardı en önemlisi kendimle ilgili sıkıntılarım…
Onu sevdim ya ailesini de sevdim. Hediyeler gönderdim, iltifatlar ettim. Ailesi de beni seviyordu dediğine göre. Seni annemle tanıştırmak istiyorum dedi. Bende okuduğum şehirden ailemin yanına giderken eşimin memleketine uğradım. Annesi, eşim ve ben dışarıda bir yerde buluştuk. Kadın börek yapmış, meyve getirmiş birde bana iç çamaşırı almıştı hediye. Sevindim. Ama çok soğuk davrandı. Nasıl deyim eşimden aldığım sıcaklığı annesinden alamadım. Çok moralim bozuldu da bir şey diyemedim.
Bu arada çalışmamı istemiyordu. Ailemle altlı üstlü oturacağız dedi bende kabul ettim. Neden kabul ettim bilmiyorum. Hangi akla hizmet? Ama acemilik işte. Üstelik okuyorum, yurtdışına gitmişim, Çok iyi seviyede İngilizcem var. Nasıl çalışmadan durabilirim ki ben? Düşünemedim işte. Heyecan, çekim, salaklık… ne derseniz deyin kabulümdür.
Böylece yıllar geçti. Eşim okulu bitirdi askere gitti. Ben yüksek lisansa başladım. Askerden geldi değişti. Çok değişti hem de. İş bulamadı bir süre. “İşimin olmaması sen olmasan sorun değil!” dedi bana. Bir tuhaf oldum o gün. Sanki beni başından atmak istiyor gibi hissettim. Zaten bir süredir uzaktı. Kendimi onunla geçirdiğim onca yılın ardından ilk defa bu kadar kötü, bu kadar yalnız hissetmiştim.
Sonra ağabeyinin evliliği gündeme geldi. Normal tabi adam kaç yıldır çalışıyor. Birikimi var, e yaşı da gelmiş. Doğal yani. Benden soğuyan, uzaklaşan eşimin yengesi bile olacak olsa başka bir kadından olumlu bir şekilde bahsetmesi beni çok üzdü. Kızdırdı. Kıskanmışta olabilirim bilmiyorum ama ben kendimi bu kadar dışlanmış hissederken başka birisinin aileye girmesi, mutluluğu ne biliyim anlarsınız işte beni rahatsız etti. Birazda patavatsız bir insan. Telefonda konuşurken birkaç laf sokmuşluğu da olunca ortam iyice gerildi. Bu yüzden eşimle çok tartıştık, gerildik. Yalnız şunu fark ettim ailesiyle ilgili bir sıkıntı olunca sesine bir soğukluk geldi. O beni sevdiğini düşündüğüm adamın yerinde yeller esti.
Aileyle ilgili ilk sıkıntılarımız buradan başladı. Sonrası da artarak geldi zaten.
Eşim işe giremiyor, e bende okul bitirmişim bekliyorum ama millet hani yurt dışına gitmiştin, hani bilmem ne yapmıştın, iş yok güç yok moduna girince işe girmek istedim. Hatta bunun için eşimden izin istedim. Ben verdiğim sözleri tutamadım, sen iş arayabilirsin dedi. Şimdi yazınca fark ediyorum ki aslında bana yol vermişte ben anlamamışım. Birkaç denemem oldu başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra mesleğimle ilgili bakanlığa atandım, atandığım gibi eşim ayrılalım dedi, kabul etmedim çünkü çok sevmiştim. Annesi bir hayırlı olsun demedi bu arada. Benden birkaç ay sonrada eşim atandı farklı bir şehre.
Evlilik için hazırlıkların yapıldığı dönemde annesi ev aldı. Kendine ait bir evi vardı. Komşularla anlaşamayınca başka bir eve kiraya çıktı, orada da ev sahibiyle sorun yaşadılar. Hal böyle olunca kadın çıktığım yere geri dönemem düşüncesiyle elindeki birikimin tümünü eve yatırdı.
Aile desteği sıfır, eşim yeni atanmış, ben onu yıllarca beklemişim, önümde bir dediği iki edilmeden alınmış bir gelin var ki o dönem eşim eltime yapılanlarla çok övünmüştü. Bize sıra gelince hiçbir şey kalmadı. Elde avuçta ne varsa eve yatırıldı. Üstelik eşimin düğün için çektiği kredinin bir kısmı da evin dolap vs… gibi giderlerine harcandı. Annesi eşime bu para karşılığında bilezik vermiş. Düğünde bana o bilezikleri taktılar.
Hiç muhatap alınmadım. Nişanımız yapıldı kayınvalide ve kayınpederimin suratı beş karış. Neymiş ben beklememişim. Hâlbuki beklemiştim, çok beklemiştim hem de. Neden birileri yeni bir eve daha sahip olsunlar diye biraz daha bekleyecektim ki?
Düğün alışverişinin tamamını eşimle birlikte yaptık. Ne benim ailem vardı yanımızda ne onun ailesi. Hiçbir şey gönlümce olmadı. İstediğim sadece eşimin bana “Şimdi böyle ama gelecekte her şey güzel olacak.” demesiydi demedi. Demediği gibi sürekli benimle çata çat kavga etti. Nişanlandım kayınvalidem hiç aramaz. Hep ben ararım. Aradığımda da soğuk soğuk konuşur. Kendimi istenmeyen gelin gibi hissettim.
Çeyiz sermeye evimize geldi. Bir gün kaldı gitti. Kaçtı daha doğrusu. Eşimin parası yok, makyaj malzemeleri alacağız. Elimizde ne kadar varsa ona uygun birkaç parça şey aldık. Kayınvalideme anne gel sana aldıklarımı göstereyim dedim burun büktü bunlar mı dedi? O kadar ince çeyizim vardı birisine bile güzel demedi. İnsan gelinini hiç mi onura etmez? Annemde bende çok üzüldük. Neyse…
Evlendik…
Düğünün hemen ardından eşimin üzerindeki tüm altınları, paraları annesi aldı. Bir şey demedim. Borçları varmış, onları ödediler.
Bu arada evlenirken evin beyaz eşyalarını, halılarını, perdelerini ben aldım. Tabak çanakta bizden zaten. Mobilyaları eşim aldı, borçlandık bir sürü.
Yani ne biliyim biraz ilgi, biraz değer görmek istedim. Neden bu kadar arka plana atıldım bilmiyorum.
Sonra benim ailemle ilgili sıkıntılar başladı. Borç diye bütün altınlarımı aldılar. Veren eden olmadı. O dönemdeki tavırları da doğru değildi kabul ediyorum ama o altınların çoğunu benim babam takmıştı zaten. Ben eşimin yanında oldum. Aileme sitemimi ettim ama o bu durumu fırsat bildi. Başladı ailemin memleketine gidelim diye tutturmaya. Çok baskı yaptı bana. Oradaki kurum atıl, orası ilçe küçük bir yer, her şeyden önemlisi benim için ufacık bir fedakârlık yapmayan insanlar için ben neden böyle büyük bir fedakârlık yapmak zorundayım dedim? Zaten yaptıklarımın da kıymeti olmadı. Ben eşime çalışan bir kadın olarak o kadar destek oldum, kıymetini bilmediği gibi gitti ağabeysinin ev hanımı olan karısını bana örnek gösterdi. Para biriktirip kocasına veriyormuş. Üstelik bunu annesinin yanında yaptı. Kendimi savundum ben kabahatli oldum. Annesinin yanında ona bir şey dememem gerekiyormuş. Mesleğimi aşağıladılar hep. Hiçbir zaman okumuş ve meslek sahibi bir kadın olarak ben bu insanlardan saygı görmedim.
Ameliyat olmuşum annesi evimize gelmiş bana ”Komşunun kızı oğlumu görünce içi gidiyordu.” dedi. Bozuldum sustum, akşamına eşime beni yanımda sustu diye şikâyet etti, eşimde annesinin yanında bana bir güzel kapıyı gösterdi.
Eltim doğum yaptı evine gittik, ben o arada 2 aylık hamileyim. Eltimin annesi bizim internetten tanıştığımızı ima eden birkaç şey söyledi ama hoş değildi. İki oğlunun yanında sanki ben hafif bir insanmışım gibi konuştu. Eşime söyledim adam bana iki günde karıştırdınız ortalığı diyor.
Hamileydim, doğuma var 5 gün. Eşimden tatlı istedim anneme sor dedi. Sordum annesi ne gerek var dedi diye almadı. Lohusaydım dolabım tam takır kuru bakırdı. Hiçbir şey görmedim ne ailesinden ne eşimden. Annemin yüzüne bile bakmadı, kadın evden ağlayarak gitti o derece. Ailemin borcu var diye aylarca kendi ihtiyacım olan kısmı alıp gerisini eşimin hesabına gönderdim. Güya araba alacaktık. Tam niyetlendik tutturdu ailemin iş yerine yatıralım parayı diye. O zaman maaşımın bir kısmını da ben biriktiririm dedim olmaz dedi. Çok ağır konuştu. Anama, babama, kardeşime ve bana ağız dolusu küfürleri de cabası.
İki yıldır annesiyle görüşmüyordum. Allah’ ın her günü evimde huzursuzluk var. Yine tutturdu memlekete anamın yanına gidelim diye. Annesi bana neler söyledi bilseniz. Ben ameliyat olmuşum kadın bana ben kimselere söylemem sonra sakatı gelin aldı der millet dedi. Eşime söyledim ne var millet öyle der tabi annem doğru söylemiş dedi. Bu adama ne denir ki Allah aşkına? Baktım eşim bana eziyet ediyor kaynanama anlattım bir umut destek olur diye kadın baban gibi mi olsun dedi bana? Babam müsrifmiş, öyle olsa daha mı iyi olurmuş?
Eşimle tartıştık kayınvalideme anne gel biraz konuşalım seninle dedim kadın bana olmaz öbür gelin yanlış anlar dedi.
Geçen hafta sonu yine bir kavga kıyamet koptu evde. Baktım olacak gibi değil eşimin annesini aradım. Bayramda gideceğiz yine memleketine.
Öyle laflar işittim ki eşimden vallahi yazmaya utanıyorum.
Aklıselim nasihatlere ihtiyacım var. Vakit ayırıp okuyabilirseniz bir kardeşinize ışık tutacaksınız.
Ne kültürleri ne bilgileri ne ahlak yapıları ya bunlar çogaltılabilir,hiçbir şeyleri size uymuyor ki..Öncelikle vakit ayırıp konumu okuyabilecek tüm üyelere teşekkür ederim. Biraz uzun olabilir, kusura bakmayın arkadaşlar. Olayları detaylı bir şekilde anlatırsam daha faydalı önerilerde bulunursunuz diye düşünüyorum.
Lise yıllarındayken bir arkadaşlık sitesine üye olmuştuk birkaç arkadaş. O zamanlar bilgisayar ve internet yeni yeni kullanılmaya başlandığı için bir heves hepimiz birer kullanıcı adı almıştık. Üniversiteye başladıktan sonra ben ara ara yine bu siteye takılırdım. Eşimle buradan tanıştık. İlk olarak o bana bir şeyler yazmıştı.
Ben Erasmus’ la yurtdışına eğitime gitmiştim. Oda Work and Travel düşünüyordu o aralar, bu vesileyle muhabbetimiz başladı. İlerledi, sevdim eşimi. İlk ben açıldım. Seni seviyorum dedim. Öyle başladık.
Çok sevdim Allah biliyor ya. Birde o dönem bana çok iyi gelmişti. Muhabbeti, sıcaklığı, mutluluğu…
Lisede çok çalışkan bir talebeydim ama istediğim bölümü kazanamamıştım. Bu durumun mutsuzluğu vardı üzerimde iyi değildim. Oda bana çok iyi geliyordu. Destek oluyordu. Daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı, her türlü duyguyu onunla yaşadım, paylaştım.
Bu arada okulum devam ediyor, onunki de tabi. Üniversite yıllarım zordu. Dediğim gibi istemediğim bir bölüm, ailevi sorunlarımda vardı en önemlisi kendimle ilgili sıkıntılarım…
Onu sevdim ya ailesini de sevdim. Hediyeler gönderdim, iltifatlar ettim. Ailesi de beni seviyordu dediğine göre. Seni annemle tanıştırmak istiyorum dedi. Bende okuduğum şehirden ailemin yanına giderken eşimin memleketine uğradım. Annesi, eşim ve ben dışarıda bir yerde buluştuk. Kadın börek yapmış, meyve getirmiş birde bana iç çamaşırı almıştı hediye. Sevindim. Ama çok soğuk davrandı. Nasıl deyim eşimden aldığım sıcaklığı annesinden alamadım. Çok moralim bozuldu da bir şey diyemedim.
Bu arada çalışmamı istemiyordu. Ailemle altlı üstlü oturacağız dedi bende kabul ettim. Neden kabul ettim bilmiyorum. Hangi akla hizmet? Ama acemilik işte. Üstelik okuyorum, yurtdışına gitmişim, Çok iyi seviyede İngilizcem var. Nasıl çalışmadan durabilirim ki ben? Düşünemedim işte. Heyecan, çekim, salaklık… ne derseniz deyin kabulümdür.
Böylece yıllar geçti. Eşim okulu bitirdi askere gitti. Ben yüksek lisansa başladım. Askerden geldi değişti. Çok değişti hem de. İş bulamadı bir süre. “İşimin olmaması sen olmasan sorun değil!” dedi bana. Bir tuhaf oldum o gün. Sanki beni başından atmak istiyor gibi hissettim. Zaten bir süredir uzaktı. Kendimi onunla geçirdiğim onca yılın ardından ilk defa bu kadar kötü, bu kadar yalnız hissetmiştim.
Sonra ağabeyinin evliliği gündeme geldi. Normal tabi adam kaç yıldır çalışıyor. Birikimi var, e yaşı da gelmiş. Doğal yani. Benden soğuyan, uzaklaşan eşimin yengesi bile olacak olsa başka bir kadından olumlu bir şekilde bahsetmesi beni çok üzdü. Kızdırdı. Kıskanmışta olabilirim bilmiyorum ama ben kendimi bu kadar dışlanmış hissederken başka birisinin aileye girmesi, mutluluğu ne biliyim anlarsınız işte beni rahatsız etti. Birazda patavatsız bir insan. Telefonda konuşurken birkaç laf sokmuşluğu da olunca ortam iyice gerildi. Bu yüzden eşimle çok tartıştık, gerildik. Yalnız şunu fark ettim ailesiyle ilgili bir sıkıntı olunca sesine bir soğukluk geldi. O beni sevdiğini düşündüğüm adamın yerinde yeller esti.
Aileyle ilgili ilk sıkıntılarımız buradan başladı. Sonrası da artarak geldi zaten.
Eşim işe giremiyor, e bende okul bitirmişim bekliyorum ama millet hani yurt dışına gitmiştin, hani bilmem ne yapmıştın, iş yok güç yok moduna girince işe girmek istedim. Hatta bunun için eşimden izin istedim. Ben verdiğim sözleri tutamadım, sen iş arayabilirsin dedi. Şimdi yazınca fark ediyorum ki aslında bana yol vermişte ben anlamamışım. Birkaç denemem oldu başarısızlıkla sonuçlandı. Sonra mesleğimle ilgili bakanlığa atandım, atandığım gibi eşim ayrılalım dedi, kabul etmedim çünkü çok sevmiştim. Annesi bir hayırlı olsun demedi bu arada. Benden birkaç ay sonrada eşim atandı farklı bir şehre.
Evlilik için hazırlıkların yapıldığı dönemde annesi ev aldı. Kendine ait bir evi vardı. Komşularla anlaşamayınca başka bir eve kiraya çıktı, orada da ev sahibiyle sorun yaşadılar. Hal böyle olunca kadın çıktığım yere geri dönemem düşüncesiyle elindeki birikimin tümünü eve yatırdı.
Aile desteği sıfır, eşim yeni atanmış, ben onu yıllarca beklemişim, önümde bir dediği iki edilmeden alınmış bir gelin var ki o dönem eşim eltime yapılanlarla çok övünmüştü. Bize sıra gelince hiçbir şey kalmadı. Elde avuçta ne varsa eve yatırıldı. Üstelik eşimin düğün için çektiği kredinin bir kısmı da evin dolap vs… gibi giderlerine harcandı. Annesi eşime bu para karşılığında bilezik vermiş. Düğünde bana o bilezikleri taktılar.
Hiç muhatap alınmadım. Nişanımız yapıldı kayınvalide ve kayınpederimin suratı beş karış. Neymiş ben beklememişim. Hâlbuki beklemiştim, çok beklemiştim hem de. Neden birileri yeni bir eve daha sahip olsunlar diye biraz daha bekleyecektim ki?
Düğün alışverişinin tamamını eşimle birlikte yaptık. Ne benim ailem vardı yanımızda ne onun ailesi. Hiçbir şey gönlümce olmadı. İstediğim sadece eşimin bana “Şimdi böyle ama gelecekte her şey güzel olacak.” demesiydi demedi. Demediği gibi sürekli benimle çata çat kavga etti. Nişanlandım kayınvalidem hiç aramaz. Hep ben ararım. Aradığımda da soğuk soğuk konuşur. Kendimi istenmeyen gelin gibi hissettim.
Çeyiz sermeye evimize geldi. Bir gün kaldı gitti. Kaçtı daha doğrusu. Eşimin parası yok, makyaj malzemeleri alacağız. Elimizde ne kadar varsa ona uygun birkaç parça şey aldık. Kayınvalideme anne gel sana aldıklarımı göstereyim dedim burun büktü bunlar mı dedi? O kadar ince çeyizim vardı birisine bile güzel demedi. İnsan gelinini hiç mi onura etmez? Annemde bende çok üzüldük. Neyse…
Evlendik…
Düğünün hemen ardından eşimin üzerindeki tüm altınları, paraları annesi aldı. Bir şey demedim. Borçları varmış, onları ödediler.
Bu arada evlenirken evin beyaz eşyalarını, halılarını, perdelerini ben aldım. Tabak çanakta bizden zaten. Mobilyaları eşim aldı, borçlandık bir sürü.
Yani ne biliyim biraz ilgi, biraz değer görmek istedim. Neden bu kadar arka plana atıldım bilmiyorum.
Sonra benim ailemle ilgili sıkıntılar başladı. Borç diye bütün altınlarımı aldılar. Veren eden olmadı. O dönemdeki tavırları da doğru değildi kabul ediyorum ama o altınların çoğunu benim babam takmıştı zaten. Ben eşimin yanında oldum. Aileme sitemimi ettim ama o bu durumu fırsat bildi. Başladı ailemin memleketine gidelim diye tutturmaya. Çok baskı yaptı bana. Oradaki kurum atıl, orası ilçe küçük bir yer, her şeyden önemlisi benim için ufacık bir fedakârlık yapmayan insanlar için ben neden böyle büyük bir fedakârlık yapmak zorundayım dedim? Zaten yaptıklarımın da kıymeti olmadı. Ben eşime çalışan bir kadın olarak o kadar destek oldum, kıymetini bilmediği gibi gitti ağabeysinin ev hanımı olan karısını bana örnek gösterdi. Para biriktirip kocasına veriyormuş. Üstelik bunu annesinin yanında yaptı. Kendimi savundum ben kabahatli oldum. Annesinin yanında ona bir şey dememem gerekiyormuş. Mesleğimi aşağıladılar hep. Hiçbir zaman okumuş ve meslek sahibi bir kadın olarak ben bu insanlardan saygı görmedim.
Ameliyat olmuşum annesi evimize gelmiş bana ”Komşunun kızı oğlumu görünce içi gidiyordu.” dedi. Bozuldum sustum, akşamına eşime beni yanımda sustu diye şikâyet etti, eşimde annesinin yanında bana bir güzel kapıyı gösterdi.
Eltim doğum yaptı evine gittik, ben o arada 2 aylık hamileyim. Eltimin annesi bizim internetten tanıştığımızı ima eden birkaç şey söyledi ama hoş değildi. İki oğlunun yanında sanki ben hafif bir insanmışım gibi konuştu. Eşime söyledim adam bana iki günde karıştırdınız ortalığı diyor.
Hamileydim, doğuma var 5 gün. Eşimden tatlı istedim anneme sor dedi. Sordum annesi ne gerek var dedi diye almadı. Lohusaydım dolabım tam takır kuru bakırdı. Hiçbir şey görmedim ne ailesinden ne eşimden. Annemin yüzüne bile bakmadı, kadın evden ağlayarak gitti o derece. Ailemin borcu var diye aylarca kendi ihtiyacım olan kısmı alıp gerisini eşimin hesabına gönderdim. Güya araba alacaktık. Tam niyetlendik tutturdu ailemin iş yerine yatıralım parayı diye. O zaman maaşımın bir kısmını da ben biriktiririm dedim olmaz dedi. Çok ağır konuştu. Anama, babama, kardeşime ve bana ağız dolusu küfürleri de cabası.
İki yıldır annesiyle görüşmüyordum. Allah’ ın her günü evimde huzursuzluk var. Yine tutturdu memlekete anamın yanına gidelim diye. Annesi bana neler söyledi bilseniz. Ben ameliyat olmuşum kadın bana ben kimselere söylemem sonra sakatı gelin aldı der millet dedi. Eşime söyledim ne var millet öyle der tabi annem doğru söylemiş dedi. Bu adama ne denir ki Allah aşkına? Baktım eşim bana eziyet ediyor kaynanama anlattım bir umut destek olur diye kadın baban gibi mi olsun dedi bana? Babam müsrifmiş, öyle olsa daha mı iyi olurmuş?
Eşimle tartıştık kayınvalideme anne gel biraz konuşalım seninle dedim kadın bana olmaz öbür gelin yanlış anlar dedi.
Geçen hafta sonu yine bir kavga kıyamet koptu evde. Baktım olacak gibi değil eşimin annesini aradım. Bayramda gideceğiz yine memleketine.
Öyle laflar işittim ki eşimden vallahi yazmaya utanıyorum.
Aklıselim nasihatlere ihtiyacım var. Vakit ayırıp okuyabilirseniz bir kardeşinize ışık tutacaksınız.