- 27 Kasım 2006
- 1.132
- 40
GÜNCELLEME: VERDİĞİM KİLO TOPLAMDA 20 OLDU.
85 kilodan 68 kiloya düştüm (boyum 1.70 m) Acelem olmadığı için bunu uzun bir zaman dilimine yaydım. Yaklaşık 6 ayda 17 kilo verdim. Daha verecek 7-8 kilom daha var. Peki nasıl verdim, niçin kilo problemi yaşıyordum, bunların hepsini anlatmaya geldim.
Şu anda 24 yaşındayım. 20 yaşıma kadar ufak tefek kilo problemlerim oldu. Sürekli kilo alıp verdim ama ibre asla 70'in üzerine çıkmamıştı. Buna rağmen kendimi hep şişman olarak görürdüm. 61 kiloyken bile insanlar bana zayıflamam konusunda diretirlerdi. 38 beden birine yaptıkları muameleden ötürü kendimi hep mutsuz ve şişman hissettim. Daha sonra 4 yıl boyunca beraber olduğum erkek arkadaşımla sorunlar yaşamaya başladık. Hayatım inişli çıkışlıydı. Hala üniversiteye girememiştim. Onun baskısı, ilişkimdeki mutsuzluğum, ailevi problemlerim yüzünden kendimi yemeğe verdim. Saçlarım oryalden yandı, resmen kel kaldım. 22 yaşında, şişman, kel ve çirkindim. Ve işin ilginci, diyete başladığım gün diyetim akşamları fast food ısmarlamamla son buluyordu. Neredeyse her gün yeni bir diyete başlıyordum ve akşam bozuyordum, üstelik fast food ve abur cubur yiyerek. Bütün param yemeğe gidiyordu. Kilolarıma kilo katıyordum. En sonunda insülin direnci ve sıfır d vitaminine sahip olduğum ortaya çıktı. Ne yaparsam yapayım 3 kilodan fazlasını veremiyordum, o verdiklerim de katlanarak geri dönüyordu. En sonunda 85 kilo oldum. 44 beden pantolon bile sıkıyordu. XL kıyafetler bile sıkmaya başlamıştı. Boyum pek kısa olmamasına rağmen maşallah çok güzel kilolu olmuştum.
Sonra üniversiteyi kazandım 2011 yılında. Okula başladığımda yine bildiğiniz 85 kilo şişmandım, mutsuzdum. Ve şunu fark ettim ki insanlar ne olursa olsun şişman birini hayatında istemiyor, bir şekilde hor görüyor. Yolda adamın biri bilerek üzerime arabayı sürdü, ve kahkaha atarak bastı gitti, az daha eziliyordum. Okuldaki arkadaşlarım "elf gibi kızsın, ama kilo yakışmıyor" diyerek pek de güzel moralimi bozuyorlardı. Her türlü hakareti işittim, sevgilimden de laf yedim. Ama bunların hiçbiri beni zayıflatmaya yetmedi. Artık hakaretlere bile alışmıştım. Ümitsizdim, sadece yemek beni mutlu ediyordu. Zayıflayabileceğime dair pek umudum da yoktu açıkçası.
Daha önce yine kilo problemi yaşıyordum dediğim gibi ama bu ideal kiloma yakın civarlarda seyrettiğim zamanlardı. (57-70 arası inip çıktım hep) Yine diyet yapıp başarısız oldum yıllarca. Haplar kullandım zayıfladım, sonra yine kilo aldım. Sürekli bir mucize bekledim. Benim iştahımı kesecek bir mucize bekledim, haplara bel bağladım. Bir süre işe yaradılar ve tekrar verdiklerimi geri aldım. Yıllar boyunca diyet yapmaya çalışarak resmen kilo aldım. Kilo vereceksem bu benim irademle olmalıydı, kafamdaki yemek bağımlılığını atmalıydım öncelikle. Ben resmen bağımlıydım; bir gün abur cubur veya fast food yemezsem krizlere giriyordum.
EVREKA ANI
Aralık ayının başlarında her zamanki gibi internetten yemek sipariş etmekle meşguldüm. Yarım kilo baklava ve yarım kilo börek söyledim eve. Yemek yapmakla uğraşamayacağım için tabii. Neyse yemek geldi, yattım laptopta takılıyorum, bir yandan börekleri ve baklavaları mideye indiriyorum. Her zamanki gibi ertesi gün ne yiyeceğimi nasıl bir diyet uygulmaya başlayacağımın planlarını yapıyordum. Eh nasılsa akşam bozardım yine ama hep şu düşünce vardı kafamda; "evet yarın kesin diyete başlayıp bunu sürdüreceğim".
Yemeğin yarısını mideme indirdim. Sonra birden bire kendime kızmaya başladım. Ben resmen yemek ve tatlı bağımlısıydım. Bu nasıl böyle gidecekti, mutsuz olduğum için mutluluğu yemeklerde arıyordum. Bir düzen şarttı. Çünkü diyet yapsam bile bu kilolar bu alışkanlıklarla geri gelecekti. Kesin olarak alışkanlıklarımı değiştirmem, yaşamak için yemem lazımdı. Diyet yapmak zorunda mıyım diye sordum kendime. Ne acelem vardı kilo vermek için? Atlı kovalamıyordu ya? Belli bir düzen oturtursam, kendimi aşırı kısıtlamazsam, normal yersem, sanırım fazla kilolarım giderdi. Aynen böyle düşündüm. Fast food, abur cubur, bunların sigara tiryakiliğinden farkı yoktu benim için. Kademe kademe azaltırım, arada bir yerim diye kendime o gün kural koydum. Ve biliyor musunuz, o günden sonra benim kilolarım gitmeye başladı. Bir yandan insülin direnci için tedavi görüyordum.
Ertesi gün okula gittim, tostumu aldım, ama yanına gofret almadım. Yanına ayran içtim. Gofret almamam önemliydi, sonuçta yeni düzen oturtmaya çalışıyordum, diyet yapmayacaktım. Ki hala diyet yapmıyorum, bir daha da yapmam. Diyet düşüncesi, zayıflamayacağım korkusu, obsesif gibi tartılara çıkmam benim kilo sorunumun başıydı.
Birkaç gün böyle geçti. Bu arada bana mutsuzluktan başka bir şey vermeyen sevgilimden ayrıldım. Her gün dışarıdan yemek yemeye alıştığım için yine eve fast food söyledim. Ama patatesini yemesem olurdu, 1 kocaman hamburger alacağıma, 2 tane ufak tavuk burger alabilir, yanına ayran içebilirdim değil mi? Öyle de yaptım. Ve biliyor musunuz, 1 ayın sonunda fast food'u tamamen bıraktım ve tiksinir hale geldim. En azından kapitalist fast foodculardan yemek yememeye yemin ettim. Dışarıdan yemek söylemelerim azaldı, şu an çok nadir yapıyorum. Gidiyorum kendime kıyafet alıyorum o paraya. İnsanlar beni takdir eder hale geldi. Abur cubur krizim tuttuğunda, 1 gofret bir cips alıyorum gidiyorum. Eskisi gibi 5 çeşit çikolata, garip krakerler almıyorum. Evet hala abur cuburdan vazgeçemedim. Ama dışarıdan yemek yemiyorum. Daha az yiyorum, ufak değişiklikler bana 6 ayda -17 kilo olarak döndü. Ve kendimi bu fikirden uzaklaştırdığım zamanlar da verdiğim kiloları geri almadım. Fast food yememeye yemin etmiştim. Bunu yapmadım ve kilomu korudum, sonra tekrar bir düzen yarattım kendime. Neydi bunlar,
Koca koca tabaklarda makarna pilav yenmeyecek. Yenecekse, yarım tabak makarna, sosu, ve yanına et. Yağ serbest, sos serbest.
2 ana öğün yedim, çünkü diğer kuralım hem tokken yemek yememekti hem de akşamları ağır yemekler yememekti. Bu çok işe yaradı, zaten açlık hissim çok büyük oranda gitti. 2 ana öğün gayet yeterli oldu, arada meyve falan atıştırmak serbestti benim için. Hatta 2 ana öğünün biri diğerinden daha hafif oldu.
Dışarıda yemek yenecekse üstüne tatlı yasak, akşam yemek yemek yasak. Öğlen tereyağlı iskender yiyip akşama 2-3 ısırık bir şeyler yemek hiç sorun olmadı.
Fast food dükkanlarından yemek yemek katiyen yasak. Burger bilmemne menü, patates falan yok. Ömrümün sonuna kadar da yemeyeceğim.
Abartmadığın sürece her şeyden yiyebilirsin.
Evet, bu kurallarla zayıfladım. Tabii ki her gün 100 gram vererek değil. Her gün kilo vermedim. Kilo vermek için kendimi kısmadım hepsi bu. Kıssaydım, şu an 25 kilo vermiş olurdum sanırım. Ana kuralım her şeyden doyana kadar yemekti, patlayana kadar değil. Az yemezseniz, az enerji almazsanız zayıflayamazsınız burası kesin. Ben istediğim kadar yedim zayıfladım demiyorum. Öğlen iskender yediysem akşamı ya es geçtim ya da bir parça meyve yedim. Ama yediğimden de tatmin oldum. Her gün rüyalarıma iskenderler, kebaplar, börekler girmedi. İstediğimi yedim, hayatımda ufak değişiklikler yaparak yaptım bunu. Başkasının zaafı kek olur börek olur, önemli olan zaaflarınızdan yavaşça kurtulmak, kilo vermek ve o kiloyu korumak. Obsesif olduğunuz sürece hayatı kendinize işkence edersiniz. Ben hayatımdaki mutsuz ögeleri çıkardım biraz. Bu bana yaradı. Kim sizi mutsuz ediyorsa onlardan uzaklaşmaya çalışın. Kendinize zaman ayırın. Kilo alınır verilir, kafanıza takmayı bıraktığınız gün kilo vermeye başladığınızı göreceksiniz. Ben bu şekilde hiç vermediğim kadar kilo verdim. İnsanca muamele görmeye başladım tekrardan. Ama onlardan hala tiksiniyorum ayrı mesele. Evet verecek biraz daha kilom kaldı. Acelem yok, sene sonuna kadar 61-62 olurum. Fazla zayıflık da hoşuma gitmiyor. İnsanların sizi aşağılamasına izin vermeyin, onların zayıf normlarına uymak zorunda değilsiniz. Kimse bana daha önce yaptıkları gibi 38 beden insana şişman muamelesi yapmamalı. Simitlerin fışkırmış biraz, kıçın büyümüş azıcık gibi şeylere kulak asmayın. Kilonuz ideal aralıktaysa kimseyi dinlemeyin. Ne sizi rahatlatacaksa onu yapın. Ama bağımlılıklarınızdan kurtulun derim.
84 kiloyum burada, başladığım zaman 1 kilo daha fazlaydım. Üstüne tıklarsanız büyürler :)
Bunlar da yeni fotoğraflarım, 68 kilo
85 kilodan 68 kiloya düştüm (boyum 1.70 m) Acelem olmadığı için bunu uzun bir zaman dilimine yaydım. Yaklaşık 6 ayda 17 kilo verdim. Daha verecek 7-8 kilom daha var. Peki nasıl verdim, niçin kilo problemi yaşıyordum, bunların hepsini anlatmaya geldim.
Şu anda 24 yaşındayım. 20 yaşıma kadar ufak tefek kilo problemlerim oldu. Sürekli kilo alıp verdim ama ibre asla 70'in üzerine çıkmamıştı. Buna rağmen kendimi hep şişman olarak görürdüm. 61 kiloyken bile insanlar bana zayıflamam konusunda diretirlerdi. 38 beden birine yaptıkları muameleden ötürü kendimi hep mutsuz ve şişman hissettim. Daha sonra 4 yıl boyunca beraber olduğum erkek arkadaşımla sorunlar yaşamaya başladık. Hayatım inişli çıkışlıydı. Hala üniversiteye girememiştim. Onun baskısı, ilişkimdeki mutsuzluğum, ailevi problemlerim yüzünden kendimi yemeğe verdim. Saçlarım oryalden yandı, resmen kel kaldım. 22 yaşında, şişman, kel ve çirkindim. Ve işin ilginci, diyete başladığım gün diyetim akşamları fast food ısmarlamamla son buluyordu. Neredeyse her gün yeni bir diyete başlıyordum ve akşam bozuyordum, üstelik fast food ve abur cubur yiyerek. Bütün param yemeğe gidiyordu. Kilolarıma kilo katıyordum. En sonunda insülin direnci ve sıfır d vitaminine sahip olduğum ortaya çıktı. Ne yaparsam yapayım 3 kilodan fazlasını veremiyordum, o verdiklerim de katlanarak geri dönüyordu. En sonunda 85 kilo oldum. 44 beden pantolon bile sıkıyordu. XL kıyafetler bile sıkmaya başlamıştı. Boyum pek kısa olmamasına rağmen maşallah çok güzel kilolu olmuştum.
Sonra üniversiteyi kazandım 2011 yılında. Okula başladığımda yine bildiğiniz 85 kilo şişmandım, mutsuzdum. Ve şunu fark ettim ki insanlar ne olursa olsun şişman birini hayatında istemiyor, bir şekilde hor görüyor. Yolda adamın biri bilerek üzerime arabayı sürdü, ve kahkaha atarak bastı gitti, az daha eziliyordum. Okuldaki arkadaşlarım "elf gibi kızsın, ama kilo yakışmıyor" diyerek pek de güzel moralimi bozuyorlardı. Her türlü hakareti işittim, sevgilimden de laf yedim. Ama bunların hiçbiri beni zayıflatmaya yetmedi. Artık hakaretlere bile alışmıştım. Ümitsizdim, sadece yemek beni mutlu ediyordu. Zayıflayabileceğime dair pek umudum da yoktu açıkçası.
Daha önce yine kilo problemi yaşıyordum dediğim gibi ama bu ideal kiloma yakın civarlarda seyrettiğim zamanlardı. (57-70 arası inip çıktım hep) Yine diyet yapıp başarısız oldum yıllarca. Haplar kullandım zayıfladım, sonra yine kilo aldım. Sürekli bir mucize bekledim. Benim iştahımı kesecek bir mucize bekledim, haplara bel bağladım. Bir süre işe yaradılar ve tekrar verdiklerimi geri aldım. Yıllar boyunca diyet yapmaya çalışarak resmen kilo aldım. Kilo vereceksem bu benim irademle olmalıydı, kafamdaki yemek bağımlılığını atmalıydım öncelikle. Ben resmen bağımlıydım; bir gün abur cubur veya fast food yemezsem krizlere giriyordum.
EVREKA ANI
Aralık ayının başlarında her zamanki gibi internetten yemek sipariş etmekle meşguldüm. Yarım kilo baklava ve yarım kilo börek söyledim eve. Yemek yapmakla uğraşamayacağım için tabii. Neyse yemek geldi, yattım laptopta takılıyorum, bir yandan börekleri ve baklavaları mideye indiriyorum. Her zamanki gibi ertesi gün ne yiyeceğimi nasıl bir diyet uygulmaya başlayacağımın planlarını yapıyordum. Eh nasılsa akşam bozardım yine ama hep şu düşünce vardı kafamda; "evet yarın kesin diyete başlayıp bunu sürdüreceğim".
Yemeğin yarısını mideme indirdim. Sonra birden bire kendime kızmaya başladım. Ben resmen yemek ve tatlı bağımlısıydım. Bu nasıl böyle gidecekti, mutsuz olduğum için mutluluğu yemeklerde arıyordum. Bir düzen şarttı. Çünkü diyet yapsam bile bu kilolar bu alışkanlıklarla geri gelecekti. Kesin olarak alışkanlıklarımı değiştirmem, yaşamak için yemem lazımdı. Diyet yapmak zorunda mıyım diye sordum kendime. Ne acelem vardı kilo vermek için? Atlı kovalamıyordu ya? Belli bir düzen oturtursam, kendimi aşırı kısıtlamazsam, normal yersem, sanırım fazla kilolarım giderdi. Aynen böyle düşündüm. Fast food, abur cubur, bunların sigara tiryakiliğinden farkı yoktu benim için. Kademe kademe azaltırım, arada bir yerim diye kendime o gün kural koydum. Ve biliyor musunuz, o günden sonra benim kilolarım gitmeye başladı. Bir yandan insülin direnci için tedavi görüyordum.
Ertesi gün okula gittim, tostumu aldım, ama yanına gofret almadım. Yanına ayran içtim. Gofret almamam önemliydi, sonuçta yeni düzen oturtmaya çalışıyordum, diyet yapmayacaktım. Ki hala diyet yapmıyorum, bir daha da yapmam. Diyet düşüncesi, zayıflamayacağım korkusu, obsesif gibi tartılara çıkmam benim kilo sorunumun başıydı.
Birkaç gün böyle geçti. Bu arada bana mutsuzluktan başka bir şey vermeyen sevgilimden ayrıldım. Her gün dışarıdan yemek yemeye alıştığım için yine eve fast food söyledim. Ama patatesini yemesem olurdu, 1 kocaman hamburger alacağıma, 2 tane ufak tavuk burger alabilir, yanına ayran içebilirdim değil mi? Öyle de yaptım. Ve biliyor musunuz, 1 ayın sonunda fast food'u tamamen bıraktım ve tiksinir hale geldim. En azından kapitalist fast foodculardan yemek yememeye yemin ettim. Dışarıdan yemek söylemelerim azaldı, şu an çok nadir yapıyorum. Gidiyorum kendime kıyafet alıyorum o paraya. İnsanlar beni takdir eder hale geldi. Abur cubur krizim tuttuğunda, 1 gofret bir cips alıyorum gidiyorum. Eskisi gibi 5 çeşit çikolata, garip krakerler almıyorum. Evet hala abur cuburdan vazgeçemedim. Ama dışarıdan yemek yemiyorum. Daha az yiyorum, ufak değişiklikler bana 6 ayda -17 kilo olarak döndü. Ve kendimi bu fikirden uzaklaştırdığım zamanlar da verdiğim kiloları geri almadım. Fast food yememeye yemin etmiştim. Bunu yapmadım ve kilomu korudum, sonra tekrar bir düzen yarattım kendime. Neydi bunlar,
Koca koca tabaklarda makarna pilav yenmeyecek. Yenecekse, yarım tabak makarna, sosu, ve yanına et. Yağ serbest, sos serbest.
2 ana öğün yedim, çünkü diğer kuralım hem tokken yemek yememekti hem de akşamları ağır yemekler yememekti. Bu çok işe yaradı, zaten açlık hissim çok büyük oranda gitti. 2 ana öğün gayet yeterli oldu, arada meyve falan atıştırmak serbestti benim için. Hatta 2 ana öğünün biri diğerinden daha hafif oldu.
Dışarıda yemek yenecekse üstüne tatlı yasak, akşam yemek yemek yasak. Öğlen tereyağlı iskender yiyip akşama 2-3 ısırık bir şeyler yemek hiç sorun olmadı.
Fast food dükkanlarından yemek yemek katiyen yasak. Burger bilmemne menü, patates falan yok. Ömrümün sonuna kadar da yemeyeceğim.
Abartmadığın sürece her şeyden yiyebilirsin.
Evet, bu kurallarla zayıfladım. Tabii ki her gün 100 gram vererek değil. Her gün kilo vermedim. Kilo vermek için kendimi kısmadım hepsi bu. Kıssaydım, şu an 25 kilo vermiş olurdum sanırım. Ana kuralım her şeyden doyana kadar yemekti, patlayana kadar değil. Az yemezseniz, az enerji almazsanız zayıflayamazsınız burası kesin. Ben istediğim kadar yedim zayıfladım demiyorum. Öğlen iskender yediysem akşamı ya es geçtim ya da bir parça meyve yedim. Ama yediğimden de tatmin oldum. Her gün rüyalarıma iskenderler, kebaplar, börekler girmedi. İstediğimi yedim, hayatımda ufak değişiklikler yaparak yaptım bunu. Başkasının zaafı kek olur börek olur, önemli olan zaaflarınızdan yavaşça kurtulmak, kilo vermek ve o kiloyu korumak. Obsesif olduğunuz sürece hayatı kendinize işkence edersiniz. Ben hayatımdaki mutsuz ögeleri çıkardım biraz. Bu bana yaradı. Kim sizi mutsuz ediyorsa onlardan uzaklaşmaya çalışın. Kendinize zaman ayırın. Kilo alınır verilir, kafanıza takmayı bıraktığınız gün kilo vermeye başladığınızı göreceksiniz. Ben bu şekilde hiç vermediğim kadar kilo verdim. İnsanca muamele görmeye başladım tekrardan. Ama onlardan hala tiksiniyorum ayrı mesele. Evet verecek biraz daha kilom kaldı. Acelem yok, sene sonuna kadar 61-62 olurum. Fazla zayıflık da hoşuma gitmiyor. İnsanların sizi aşağılamasına izin vermeyin, onların zayıf normlarına uymak zorunda değilsiniz. Kimse bana daha önce yaptıkları gibi 38 beden insana şişman muamelesi yapmamalı. Simitlerin fışkırmış biraz, kıçın büyümüş azıcık gibi şeylere kulak asmayın. Kilonuz ideal aralıktaysa kimseyi dinlemeyin. Ne sizi rahatlatacaksa onu yapın. Ama bağımlılıklarınızdan kurtulun derim.
84 kiloyum burada, başladığım zaman 1 kilo daha fazlaydım. Üstüne tıklarsanız büyürler :)
Bunlar da yeni fotoğraflarım, 68 kilo
Son düzenleme: