Kızım 5 yaşında, haftasonu 2 ana bir ara öğün gibi yapıyoruz, kahvltı saati haftaiçine göre biraz daha geç saate kayıyor, ara öğün olarak da genelde 1 kase sütlü tatlı-meyve-çerez gibi şeyler oluyor sonra da akşam yemeği, öğle öğününe sadec çorba gibi de planlayabilirsin, akşama normal yemeği yerler
Sabah kahvaltı saatiniz kaç?
Bizde de üç öğün tüketiyor oğlum.
Sabah kahvaltı öğlen çorba ikindin meyve (muz çilek elma) ya da mutlaka atıştırmalık (kek-kurabiye) ..
Ya da ekmek üstü peynir reçel yapıyor kendisi.akşama da ana yemek.
Çok teşekkür ederim.Çocuklar için ikindi atıştırmalığı için dondurucuya dilimlenmiş kek ve poğaça atıyorum ben. En azından 1 ay gidiyor benim tek çocuk olduğundan, bazende patlamış mısır ve kuru meyve ile geçiştiriyorum. Öğle yemeği de haftasonu biz yemiyoruz kız için, bazen dondurucuya atıyorum onun sevdiği yemeklerden, ya da dondurucudan köfteyi tost makinesinde yapıyorum ona veya bakliyatlı makarna. Bunlar kolaylaştırıyor benim işimi
CanımSelamlar Hanımlar,
Bugün biraz "kendini değerli hissetmek" kavramı üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Kendini değerli hissetme ihtiyacı, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde fizyolojik ve güvenlik ihtiyacından hemen sonra gelir. Hepimiz için çok önemlidir. Ancak çoğumuz bu ihtiyacı dışarıdan gidermek gibi bir yanlış yola sapar. Bunun sonucunda da "mış" gibi yaşayan, başkaları görsün, beğensin diye yaşayan insanlara dönüşürler. Sosyal medya bu tür insanlar ile doludur ve yaptıkları şeylerin önemli bir kısmı "beni beğenin, bana değer verin, kendimi çok değersiz hissediyorum" çığlığıdır.
Eğer bir insan devamlı olarak aldığı arabadan, gittiği tatillerden, üzerindeki kıyafetin markasından bahsediyorsa, bilin ki o insanın kendine dair anlatacak bir şeyi yoktur. Kendine dair anlatacak bir şeyi olmayan insanlar devamlı olarak anlatacak yeni şeyler yapmaya veya satın almaya çalışırlar.
Aslında kendini değerli hissetmenin tek yolu, başkalarına değil kendine yatırım yapmaktır. İnsan kendine yatırım yaptıkça özsaygısı artar. Özsaygısı yüksek olan bir insan kendini dış koşullardan bağımsız olarak, kendi var oluş şekli içerisinde değerli hisseder. Başkalarının onayına ihtiyaç duymaz.
"Değersizlik" duygusunun çocuklukta insanın içine yerleştiğini ve yerleştiği yerde fark edilene kadar kaldığını düşünüyorum. Her duygunun bize anlatmak istediği bir hikayesi var aslında. "Ben buradayım çünkü sen şunları yaşadın" demek için bekliyor.
Değersizlik duygusu, bazen çocuğumuza almadığımız için kendimize bir parça kıyafet almaktan imtina ettiğimizde bazen de misafire on çeşit sofra kurarken, sadece kendimiz için bir çay demleyemediğimizde gösterir kendini. Evdeki halıları süpürüp silmeye zaman yaratmayı başaran yurdum kadını, neden eline yüzüne bir krem sürecek vakti bulamaz?
Oysa biz kendi kıymetimizi bilmezsek, kendimize ilgi ve şefkat göstermezsek bunu kim yapacak bizim için? Eşimize ya da çocuğumuzdan "değer görme" ihtiyacımızı karşılamasını beklediğimizi düşünecek olursak, birini sürekli mutlu ve değerli hissettirme sorumluluğu çok ağır değil mi?
Ertelemeden, hatta hemen şimdi kendini değerli hissettirecek bir şey yap. Başkaları için gösterdiğinizden çok daha az bir çabayı kendiniz için gösterebilirseniz, o kocaman değersizlik bulutunun hızla dağıldığını göreceksiniz.
Topiği devamlı okuyorum. Sizin yazdıklarımızda ilgimi çekiyor. Benim de dıışarıdan bir motivasyona ihtiyacım var. Eşimden annemden devamlı bir takdir bekliyorum göremeyince de kırılıp üzülüyorum. Özdeğer ve özşefkati nasıl tanıdınız. Biraz anlatır mısınız.Canım
Kalemine sağlık
Daim olsun
Kendi değerimi fark edene dek, “ kıyafet alırken iki seçenek arasından ucuzunu alırdım”
Tek başımayken kahve satın alıp içmezdim
Her şeyi eşime sorar, kararsızlıktan kırılırdım
Manipüle edilmeye açık, değerini bilemediği için başkasıyla konuşmaya dahi çekinen biriydim. Evet böyleydim. Taki özdeğer ve özşefkati tanımadan.
Paylaşımınız çok değerli keyifle okudum.Son paragrafta olduğu gibi ertelemeden hatta hemen şimdi kendini değerli hissettirecek bir şey yap.Bunu bu sıra bende bir mottoyla taçlandırayım: Hayattaki en önemli işin önce kendini mutlu etmek,zaman zaman hatırlatmak gerekiyor sevgilerSelamlar Hanımlar,
Bugün biraz "kendini değerli hissetmek" kavramı üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Kendini değerli hissetme ihtiyacı, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde fizyolojik ve güvenlik ihtiyacından hemen sonra gelir. Hepimiz için çok önemlidir. Ancak çoğumuz bu ihtiyacı dışarıdan gidermek gibi bir yanlış yola sapar. Bunun sonucunda da "mış" gibi yaşayan, başkaları görsün, beğensin diye yaşayan insanlara dönüşürler. Sosyal medya bu tür insanlar ile doludur ve yaptıkları şeylerin önemli bir kısmı "beni beğenin, bana değer verin, kendimi çok değersiz hissediyorum" çığlığıdır.
Eğer bir insan devamlı olarak aldığı arabadan, gittiği tatillerden, üzerindeki kıyafetin markasından bahsediyorsa, bilin ki o insanın kendine dair anlatacak bir şeyi yoktur. Kendine dair anlatacak bir şeyi olmayan insanlar devamlı olarak anlatacak yeni şeyler yapmaya veya satın almaya çalışırlar.
Aslında kendini değerli hissetmenin tek yolu, başkalarına değil kendine yatırım yapmaktır. İnsan kendine yatırım yaptıkça özsaygısı artar. Özsaygısı yüksek olan bir insan kendini dış koşullardan bağımsız olarak, kendi var oluş şekli içerisinde değerli hisseder. Başkalarının onayına ihtiyaç duymaz.
"Değersizlik" duygusunun çocuklukta insanın içine yerleştiğini ve yerleştiği yerde fark edilene kadar kaldığını düşünüyorum. Her duygunun bize anlatmak istediği bir hikayesi var aslında. "Ben buradayım çünkü sen şunları yaşadın" demek için bekliyor.
Değersizlik duygusu, bazen çocuğumuza almadığımız için kendimize bir parça kıyafet almaktan imtina ettiğimizde bazen de misafire on çeşit sofra kurarken, sadece kendimiz için bir çay demleyemediğimizde gösterir kendini. Evdeki halıları süpürüp silmeye zaman yaratmayı başaran yurdum kadını, neden eline yüzüne bir krem sürecek vakti bulamaz?
Oysa biz kendi kıymetimizi bilmezsek, kendimize ilgi ve şefkat göstermezsek bunu kim yapacak bizim için? Eşimize ya da çocuğumuzdan "değer görme" ihtiyacımızı karşılamasını beklediğimizi düşünecek olursak, birini sürekli mutlu ve değerli hissettirme sorumluluğu çok ağır değil mi?
Ertelemeden, hatta hemen şimdi kendini değerli hissettirecek bir şey yap. Başkaları için gösterdiğinizden çok daha az bir çabayı kendiniz için gösterebilirseniz, o kocaman değersizlik bulutunun hızla dağıldığını göreceksiniz.
Öncelikle bunun için ciddi bir emek vermelisiniz. Kendinizle didik didik uğraşmalı ilgilenmelisiniz. Neleri yapmaktan keyif alırsınız mesela? En çok hangi tatlıyı seversiniz? Ne tür sohbet konuları ilginizi çeker? Gibi gibi sorulara kalem kağıtşa yazarak cevap verin , yani kendinizi analiz edin.Topiği devamlı okuyorum. Sizin yazdıklarımızda ilgimi çekiyor. Benim de dıışarıdan bir motivasyona ihtiyacım var. Eşimden annemden devamlı bir takdir bekliyorum göremeyince de kırılıp üzülüyorum. Özdeğer ve özşefkati nasıl tanıdınız. Biraz anlatır mısınız.
You tube da psikolog tülay kök ün videolarını öneririm.ücretsiz de çok fazla videosu var, aylık 15 tl ye mavi oda diye bir kanalı var orada çokdüzenli bir şekildr aşama aşama videolar var .bi inceleyin derim. Önce üaretsiz videoşarı bi inceleyin izleyin eğer hoşunuza giderse sonra mavi odaya bakarsınız.Topiği devamlı okuyorum. Sizin yazdıklarımızda ilgimi çekiyor. Benim de dıışarıdan bir motivasyona ihtiyacım var. Eşimden annemden devamlı bir takdir bekliyorum göremeyince de kırılıp üzülüyorum. Özdeğer ve özşefkati nasıl tanıdınız. Biraz anlatır mısınız.
Oooo bir mavi odacı daha görüyorumYou tube da psikolog tülay kök ün videolarını öneririm.ücretsiz de çok fazla videosu var, aylık 15 tl ye mavi oda diye bir kanalı var orada çokdüzenli bir şekildr aşama aşama videolar var .bi inceleyin derim. Önce üaretsiz videoşarı bi inceleyin izleyin eğer hoşunuza giderse sonra mavi odaya bakarsınız.
Öncelikle teşekkür ederim açıklamalarınız için. Sizden daha öncede duydum tülay kökü ve birkaç videosunu izledim begendim hatta mavi oda videolarını alıcam sanırım. Sadece biraz zaman sıkıntım var biri 5 yaşında ve henüz 1 aylık ikizlerim var kendimi çok sıkışmış hissediyorum. Aktivitsye zamanım yok maalesef. Ama yazmak günlük tutmayı deneyeceğim inşallah. bir terapiye yada psikoljik bir yardıma ihtiyacım var Farkındayım. Kendime dönmem lazım sanırım çocuğum eşim ailem derken kendimi ihmal ettim. Uygulamaya çalışacağım inşallah. İyiki bu topik var iyiki elecda siz ve diğerleri var.Öncelikle bunun için ciddi bir emek vermelisiniz. Kendinizle didik didik uğraşmalı ilgilenmelisiniz. Neleri yapmaktan keyif alırsınız mesela? En çok hangi tatlıyı seversiniz? Ne tür sohbet konuları ilginizi çeker? Gibi gibi sorulara kalem kağıtşa yazarak cevap verin , yani kendinizi analiz edin.
Tülay kök ün videolarını tavsiye ederim
Günlük tutmanızı da. Bugün ne hissettim ne beni etkiledi? Sorularını cevaplayın her gün.
İmkanınız varsa terapi alın.
Farklı altiviteler yapın. Bu dünya siz var olduğunuz için değerli. Ne yapıyorsanız kuvvetlice sarılarak ve sadece kendiniz için yapın. Bir iki üş denemede zorlama olsa da zamanla içselleştiriyor insan.
Benim dönüşümüm üzerimde çalışmam ve terapi işe oldu.
Daha öncede topikde duyup baktım tülay kök videolatına mavi odayıda alıcam sanırım. Teşekkür ederim cevabınız için.You tube da psikolog tülay kök ün videolarını öneririm.ücretsiz de çok fazla videosu var, aylık 15 tl ye mavi oda diye bir kanalı var orada çokdüzenli bir şekildr aşama aşama videolar var .bi inceleyin derim. Önce üaretsiz videoşarı bi inceleyin izleyin eğer hoşunuza giderse sonra mavi odaya bakarsınız.
Sizi okumadan Tülay Kök demiştim ben deÖncelikle bunun için ciddi bir emek vermelisiniz. Kendinizle didik didik uğraşmalı ilgilenmelisiniz. Neleri yapmaktan keyif alırsınız mesela? En çok hangi tatlıyı seversiniz? Ne tür sohbet konuları ilginizi çeker? Gibi gibi sorulara kalem kağıtşa yazarak cevap verin , yani kendinizi analiz edin.
Tülay kök ün videolarını tavsiye ederim
Günlük tutmanızı da. Bugün ne hissettim ne beni etkiledi? Sorularını cevaplayın her gün.
İmkanınız varsa terapi alın.
Farklı altiviteler yapın. Bu dünya siz var olduğunuz için değerli. Ne yapıyorsanız kuvvetlice sarılarak ve sadece kendiniz için yapın. Bir iki üş denemede zorlama olsa da zamanla içselleştiriyor insan.
Benim dönüşümüm üzerimde çalışmam ve terapi işe oldu.
Oooo bir mavi odacı daha görüyorum
You tube da psikolog tülay kök ün videolarını öneririm.ücretsiz de çok fazla videosu var, aylık 15 tl ye mavi oda diye bir kanalı var orada çokdüzenli bir şekildr aşama aşama videolar var .bi inceleyin derim. Önce üaretsiz videoşarı bi inceleyin izleyin eğer hoşunuza giderse sonra mavi odaya bakarsınız.
Siz söyleyince ben de baktım bugün Tülay Kök'ün youtube sayfasına. Mavi oda benim de ilgilimi çekti ve üye oldum. Her öğle arasında kendime 30 dakika youtube ve sosyal medya zamanı ayırmıştım. Bu zaman diliminde mavi oda videoları seyretmek daha anlamlı olacak benim için. Teşekkür ederim ikinize de öneri içinOooo bir mavi odacı daha görüyorum
Hikmet Anıl Öztekin'nin youtube videolarını düzenli izliyorum ama kitaplarını okumadım. Listeme ekledim, tavsiye için teşekkür ederim.Herkese merhaba,
Güzel paylaşımlarınız için baştaelecda olmak üzere hepinize çok teşekkür ederim
Ekran görüntüsü aldım üzerine düşünmek ve çalışmak istiyorum.
Hikmet Anıl Öztekin in ne için varsan onun için yaşa kitabını bitirdim, çok keyif aldım,üzerine düşünülecek ve farkındalıklarla dolu bir kitap, kitapta geçen isim, yer, olayların hepsi gerçek. Bu durum çok etkiledi beni. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Şimdi deelecda Sahihuban önerisi ile atomik alışkanlıklara başladım. Kazanmak istediğim iyi alışkanlıkları ve kurtulmak istediğim kötü alışkanlıkları yazarak işe başladım, önceliklendirdim bu alışkanlıkları.
Daha önce de kötü alışkanlıklara yönelik çabalarım olmuştu ama kalıcı olamadı maalesef. Kitap ile eşzamanlı olarak yol almak istiyorum bu sefer.
Son olarak bi arkadaşımın tavsiyesi ile buhar makinesi araştırıyorum (Karcher kullanıyor arkadaşım) aranızda kullanan var mı? Bana hayatımızı kolaylaştıracak bir ürün gibi geldi (robottan ve kurutma makinesinden sonra) sizler neler düşünüyorsunuz?
Sadece başlıyorum bir işin dusuncesinin yükü o işin yükünden çok daha fazla bir konuyu erteledikce zihnimizde büyüyor ve altında eziliyoruz çünkü ben böyle durumlarda başlıyorum ve genelde o gün bitiriyorum bitirmenin verdiği rahatlık paha biçilemezmerhaba:) Bir konuda fikrinize ihtiyacım var, aşırı bir erteleme huyum var. elimde yazmak için bir makale verileri var 4 ay önceden beri hala oturup başlayamadım, vaktim tabi ki oluyor oyalanarak geçiyor hep. bir makalenin de düzeltmeleri var mesela 30-40 dakika arası işi var sadece bir haftadır erteliyorum başına oturamadım ama gereksiz yaptığım işlerin haddi hesabı yok, öyle öyle gün geçiyor akşam da geç oluyor uykum geliyor. erteleme hastalığından kurtulmak için yol gösterir misiniz? siz hangi stratejileri uyguluyorsunuz?