Popüler Konu Verimli Rutin

Selamlar Hanımlar,

Fizik tedavi hala başlamadı. Bir türlü ayarlama yapamadılar geçen haftadan beri Muhtemelen bayrama kadar pazartesi-çarşamba-cuma olacak şekilde ayarlama yapılacak.

Bayramdan sonraki hafta mimar girecek eve. Bu nedenle eski eşyaların bayram sonu nakliye ile evden çıkması gerekiyor. İşyerinde çay-kahve servisi yapan hanımın ablasına gidecek eşyalar. Nakliyeden sonra da çocukların eşyalarını ayıklamam gerekecek. Epey iş var ama Ağustos ortası gibi ev tamamen yerleşmiş olur diye umut ediyorum.

Bu arada youtube'da minimalizm ile ilgili yeni bir vlog keşfettim. Fatma Yavuz, çok akıcı ve güzel bir anlatım tarzı var. Tavsiye ederim.
 
Fatma Yavuz u ben de takip ediyorum ve çok beğeniyorum.

Kollajen takviyesine başladın mı canım?
 
Seninle nihayet tanıştığımız için çok mutlu oldum. Daha geniş bir vakitte tekrar bir araya gelip, uzun uzun sohbet etmeyi çok isterim.
Cok gecmis olsun. Ben en basindan beri sizi takip ediyorum,okuyorum.. 2 cocugum oldu bu surecte ve sizden okadar cok sey ogrenip uyguladimki cocuklarima. Buraya yazarak kimlere nasil dokundugunuzu bilemezsiniz

En son kizinizin krese aglayarak gittiginden bahsetmistiniz. Benimde oglum kresr baslayali 3 hafta oldu ve her sabah aglayarak gidiyor. Ben birakirsam biraz daha kolay oluyor ama babasi birakacaksa asla gitmek istemiyor. Siz cozdunuzmu bu durumu. Oglum aglarken evden kucaklayip goturmek istemiyoruz ama iknada edemiyoruz. Sasirdim ne yapacagimizi..
 
Merhaba,

Faydalı olabildiysem ne mutlu bana

Geçenlerde kreşin müdürü ile bu konuda bir görüşme yaptım. Akşam yatmadan kızınızla "Yarın seni okula götürdüğümde koltuğa oturup sarılacağız. 20'ye kadar sayacağım. Ardından birbirimizi öpüp, ayrılacağız. Okul bittiğinde seni baban alacak" şeklinde konuşun ve ertesi gün söylediklerinizi birebir uygulayın. Öptükten sonra akşam görüşürüz diyerek teslim edin dedi. Bunu uyguladığım ilk gün çok ağladı, bırakmak istemedi. Zorla alıp götürdüler. 3. gün tepkisi epey azaldı. Şu an el sallayıp içeri girmeye başladı.

Evde gitmeyeceğim şeklinde kriz yaratırsa "Okula gidiyoruz. Sen kendin mi geleceksin, kucağımda mı götüreyim" diye sorun. Ağlamaya devam ederse " Bu kucağımda götüreceğim anlamına geliyor" diyerek alıp getirin dedi. Çünkü ağlaması uzadıkça kaygı seviyesi artıyor ve bizleri daha fazla manipüle ediyorlar.

Kendi tecrübeme dayanarak söylüyorum ki kriz anında ikna veya teselli cümleleri bir işe yaramıyor. Mümkün mertebe sakin kalıp, yapılması gerekeni yapmak lazım. Bir de vicdan yapmamak lazım. Onun için faydalı bir yere götürüyoruz sonuçta. Çocuğa istemese de araba ile seyahat ederken emniyet kemeri takıyoruz. Onun gibi düşünün.
 
Selamlar Hanımlar,

Dün Ela ile anne-kız günü yaptık. Fizik tedaviden çıktıktan sonra Ela'yı aldım, bir sanat atölyesi ile görüşmeye götürdüm. Beğendi ve yaz programına 2 hafta için kayıt yaptırdık. 28 Haziran'da başlayacak. Hafta içi her gün saat 09:00-18:00 arası. Resim, seramik, tasarım, yaratıcı drama ve bahçe oyunları var günlük programda. En azından biz Eskişehir'e gidene kadar akranları ile ekrandan uzak, keyifli vakit geçirmiş olur.

Oradan çıktıktan sonra kuaföre gittik. Saçını kestirdi, renkli saç taktırıp, fön çektirdi. Bir de oje sürdürdü küçük hanım:) Ardından hamburger yemeye gittik. Sohbet ettik, yemek yedik. Çok keyifliydi.

Nihayet uzun ve sancılı bir büyüme sürecinden sonra bu gözler bunu da gördü. Sakince ve keyifli vakit geçirebildiğim bir çocuğum var artık:) 12 civarı ergenlikle birlikte kafa bozulur diye düşünüyorum. Bu durumda 4 senem var demektir:)

Darısı diğer çocuğumun başına. Bu Ela'ya göre daha sakin diye düşünüyorduk ki, 3 yaş güncellemesi geldi İpek'e ve Ela'nın 3 yaşına dönüştü birden Dün parkta ağzını sildiğim ıslak mendili çöpe attım diye kendini yere atarak 45 dakikaya yakın ağladı. Botlarını çıkartıp kafama attı, bisikletini devirdi. Ben de yakınında bir bank bulup oturdum ve sakinleşmesini bekledim. Çevreden birkaç kişi sordu. "Canı ağlamak istiyor" dedim. O ağlarken bu krizlerden ne kadar sıkıldığımı düşündüm. Bir yandan da ne kadar alıştığımı, eskisi gibi beni strese sokmadığını, duygu durumumu bozmadığını ve çevreden gelen tepkileri önemsemediğimi fark ettim.

Çocuk insanın sınırlarını ne kadar zorlayan, bu vesile ile de o sınırları ne kadar esneten bir varlık. Öfke yönetimi, kriz yönetimi ve elalem kaygısı konusunda beni ne kadar geliştirdiler. Anne olmadan önceki kadından ne kadar farklı bir insanım şimdi.
 

Gercekten cok faydali oluyorsunuz.

Iste o agladikca ve biz zorla goturdukce vicdanen rahat edemiyorum. Bunu aşmam lazim. Travma yaratacakmisim gibi geliyor ama aslinda herseye agliyorlar sadece okula giderken degil ki. Benim oglumda 3 yasinda. Dediginiz gibi herseye aglamalar, oyuncak firlatmalar, bize vurmalar... yoksa cok sakin bir bebekti. Simdi kardesi de oldu onunda kiskancligi var. Ustesinden gelecegiz elbet..
 
Yine ne kadar doğru tespitlerin var. Çocuk gerçekten büyütüyor insanı. Stres ve ögke yönetimi konusunda annelik öncesine göre çok farklıyım ama hala başarılı olduğum söylenemez. Benim isteğini ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuğa cidden tahammülüm yok. Bu gibi durumlarda davranışımız tek tip; bu şekilde ağlarken ne dediğini anlamıyorum, ağlayan kişiyi duyamıyorum, ağladın diye istediğin birseyi yapmayacagız, istersen odana gidip sakinleşince çıkabilirsin cümlelerini tekrarlıyoruz. Bu gibi hallerde Çocuga karşı ne kadar kararlı olsak da benim duygu durumum stabl kalamıyor maalesef. Geriliyorum ama stres yükleniyorum.
Burada Ela ile eriştiğiniz ilişki düzeyine çok özendim. Bu canlı türüne 8 yaş civarı baya olgunluk geliyor diyorsun yani 3 yıl sonra biraz rahatlarım o halde
 
Vicdan yaptığınızı hissettiği için ağlamanın şiddeti de süresi de artıyor. Bu çok yıpratıyor insanı. Okul var gidilecek tavrını ne kadar erken takınırsanız o kadar çabuk adapte olur diye düşünüyorum. Siz katgılandıkça, çocuğun da okula ilişkin kaygıları artıyor. İnsan her türlü değişikliğe eninde sonunda alışıyor. Çocuğunuz da alışacak.
 
Ben Ela’nın 3 yaş sürecinde çok yıprandım ve duygu durumum kesinlikle stabil kalmıyordu. İlk çocuktaki tecrübeden kaynaklı sakin kalabiliyorum şu an.

Sen iki çocuğu eş zamanlı büyüttüğün için benim yaşadığımın 2 katına maruz kalıyorsun muhtemelen.

Ben ağlayarak tutturduğunda iletişimi ve göz temasını kesiyorum. Biraz sakinlediğinde “Sarılalım mı” diye soruyorum. Bazen sarılıp sakinleşiyor, bazen devam ediyor. Gerçekten çok sıkıldım o ayrı konu:)

8 yaş benim kıza baya iyi geldi. Hadi bakalım az kalmış senin de. Ben de İpek 4 yaş civarı kafayı biraz daha toparlar diye umut ediyorum:)
 
Ben de bu konular için Adem güneşin cezasız eğitim kitabını okuyorum
 
Adem Güneş; kadını anneden ibaret gören bir anlayışa sahip gerçekten. Hiç okumayı tercih etmiyorum.
Ben pedagoji okulunu dinlyrm henüz öyle bir şey hissetmedim. Ama 2 yasa kadar anne çocuk bağlanmasında en önemli rolün annede oldgnu söylüyor buna bakışı değişik olablr insanın. Ben alacağımi alıp aklıma yatanla hareket ediyorum sizin onerdgnz takip ettgnz biri var mı?
 
İkiz acayip bi evre cidden. Herşey ister istemez aynılanıyor. İki çocuk aynı anda büyüyünce iyi davranışta pekişiyor kötü davranışta. Buara kıskançlık ve aralarındaki kavgalarla uğraşıyoruz mesela. Yönetebildiğim kadar araya girmemeye çalışıyorum; anlaşamıyorsanız beraber oynamayın diyorum birkaç sefer. İkisi de hayır oynayacağız diye itiraz ediyor. Tartışma istemiyorum birbirinizi ikna edin ozaman diyorum, çok acayip cümleler kuruyorlar, birbirlerini ikna çabaları taktir edilesi, nasıl kibar nasıl kurnaz cümleler çıkıyor çözüm bulamazlarsa en son ikisine de oyun odasından çıkmasını söylüyorum, işte ozaman kriz peak yapıyor, benim kararlı olduğumu gördüklerinde krizde zirveden iniş başlıyor ah kardeşim şöyle yapalım, anne bu sondu, özür dilerim kardeşimli cümleler..
 
Düzenli takip ettiğim bir yazar yok. Zaman zaman ilgimi çeken pedagoji/çocuk gelişimi kitapları okuyorum, kendime yakın bulduğum yada bulmadığım bir çok fikir oluyor tabi. Bunca okuduğum kitaptan süzerek kendi annelik deneyiminde bana en iyi geleni şöyle özetliyorum: doğal ama mükemmel olmayan yeterince iyi annelik. Çocuklarla mücadele hiç bitmiyor aslında ama bizim kızlar 5 yaşına geldi. Artık birçok davranış modelini değiştirmek yenisini benimsetmek çok zor. Karakterleri oturdu çünkü. Bundan sonrası biraz da çocuğumuzu ne kadar tanıdığımıza göre şekilleniyor.
 
Harika 5 yaş ikizler sanırım 2 yaşına girmesine 2 ay kalan cocugm var benimde.kendimi annelikte/eşlikte/ evlatlikta bir yere koyamıyorum ama 35 yaşında 1 tane bebeğim var doyasıya tadını cikariyorum bin şükür
 
en güzelini yapıyorsun, 2 yaş civarı çocuk ne tatlıdır o şimdi:) Bizim toplumda kadına herşey çokça dikte ediliyor; kadın önce anne, işte annelik böyle olur, çalışsan da evin bütün yükü sende çünkü erkek senin kadar beceremez (!), eş olarak görevlerin bunlar ideal eş tanımları falan. Herkes kafayı bunla bozmuş, hele uzman erkeklerin falan bu konu da atıp tutmalarına hiç gelemiyorum :) Ha kadınlar yapmıyor mu aslında en çok da kadın kadına bu şekilde kuralları dikte ediyor. Hepimiz eş, anne hatta kadın olmadan önce bireyiz. Hepimizin hayatta anlam yüklediği, ihtiyaç duyduğu farklı şeyler var. Nasıl bir insan olduğumuzu bile bütün bu yönelimlerimiz belirliyorken anneliliğimiz nasıl standarda bağlı olabilir. Anne olduk diye birden bize sabır, sevgi, saygı, olgunluk güncellemesi gelmiyor. Zamanla oluyor herşey, anneliğe alıştıkça çocuğunu tanıdıkça.
Konuyu çok başka yere getirmiş olabilirim şuan, konuşasım varmış :) Hepinize annelik/kadınlık/insanlık yolculuğunuzda başarılar dileyerek toparlayayım o zaman :)
 
Çok güzel yazmışsın yüreğine sağlık canım standart üstü iyi yetişmiş Türk erkeğinin bile DNA dizilisinde bile bu dedklerin kayıtlı ya ondan sanırım bu durum benim durumum farklı tabi tuzum kuru ( konuyu fena dağıttım ben de )
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…