- 30 Mart 2019
- 464
- 512
-
- Konu Sahibi anneYILDIZ
- #801
Yani dha öncesinde burda bir arkadaş yazmıştı. Narsist kocam diye bende merak edip internetten bakmıştım. Sonrasında biz mahkemeye basvurma kararı almadan psikologa gitmiştik. O zaman önce ikimizi beraber sonra tek tek aldı sonrasında öyle söyledi. Hatta ailesiyle görüşmek istiyorum falan dedi.ben söyledim gitmedilerYaa psikolog soyledi yani narsist diye...peki eşin sana ağza alınmayacak cok kırıcı laflar da eder miydi kaybetme korkusu olmadan
Agza alınmayacak sözler değil ama Ben asla hata yapmam. Ben hata yaptıysam eğer birisi bana bunu zorla yaptırmıştır. Yani hata yapsam bile ben haklıyım. Asla kimseden özür dilemem dedi. Hayatımda kimseden özür dilemedim. Ben hata yapsam bile eşimin yüzündendir gibi biseyler dedi psikologa. Bunun gibi şeyler.Yani dha öncesinde burda bir arkadaş yazmıştı. Narsist kocam diye bende merak edip internetten bakmıştım. Sonrasında biz mahkemeye basvurma kararı almadan psikologa gitmiştik. O zaman önce ikimizi beraber sonra tek tek aldı sonrasında öyle söyledi. Hatta ailesiyle görüşmek istiyorum falan dedi.ben söyledim gitmediler
Kadın sevilmediği yerde kurur evet.. kadın çiçek gibidirAdam sevmiyor, kadın sevilmediği yerde kurur, kimine.göre boşanma nedeni kimine göre imtihan, ben sevilmediğim önemsenmediğim ilişkinin içinde olmam
Hayır düzelmez illa benım dediğim doğru kendisine tapan bir insan oldu son zamanlarda özellikle ya da hep böyleydi ben görmedim olabilir.Sizin de eşinizin düzelme imkanı yok mu
Ayrılıyor musunuz
Hayır düzelmez illa benım dediğim doğru kendisine tapan bir insan oldu son zamanlarda özellikle ya da hep böyleydi ben görmedim olabilir.
Ben hala alısamadım alısamıyorum ve durum gittikçe kötüye gidiyo. Çünkü o mükemmel bir eş ve baba ben cok beklenti içindeyim bütün hatalar benim bu yüzden bizden olmazmıs.kesinlikle katılıyorum, çok kararlı olduğum dönemde cesur olamadım. sonra da kararsızlaştım...
yok yanlış anlar mıyım hiç, sağolun, siz de benzer süreçteymişsiniz Allah yardımcınızx olsun. ben neden yapamadığımı tam bilmiyorum. sağlıklı olmadığından eminim ama düzelme çabası da yok maalesef. en azından çabasını yeşertebilirsem diye sabrediyorum. ona bağlı hissettiğim tek konu oğlum.
bana da birçok doktor ve durumumuzu bilen çok yakın biriki arkadaşım bunu söyledi. narsist kurbanı oluyoruz resmen... eşime 2 doktor çok net olarak ilaç kullanması gerektiğini, kullanmayacaksa yakın terapi alması gerektiğini söyledi ama kabul etmedi. hep mükemmel çocuk mükemmel evlat modunda yaşamış kabul edemiyor bence. ben ilk terfimi aldığımda burnumdan geldi, ipler iyice koptu, 9 ay psikoterapi aldım ve kendimi gerçekten daha dingin hissediyorum artık. o ise ne ilacı kullandı ne terapiye gitti. yılları gidiyor böyle....
ben de yıllarım gitsin istemiyorum o nedenle odağımı eşimden başka yöne kaydırdım. bol bol ama çok fazla kitap okuyorum. kısa kültür gezileri yapmaya başladım. bi yemek kursuna yazıldım. oğlumla ve ailemle neşeli vakit geçirmek zaten en güzel ilaç...
hep özenirdim, isterdim, karı koca omuz omuza mutlu mesut yaşayan sohbetli çiftleri, biz onlardan olamadık. ama hayatta mutlu olmak için tek ihtiyacım olan şey de bi koca olmamalı.
ben de geçen seneye kadar o sevmedikçe hırçınlaşıyordum artık duruldum... son doktorda bizimki de böyle dedi, eşim hep problemliydi keşke daha önce tedavi ettirsedim diye, beni kastediyor yani, doktordan iyi biliyor =) beklentiyi sıfırlamak insanı çok rahatlatıyor. benim eşimin de maalesef çevresindeki kimseyle çok alakası yok, kimseye çok sevgi göstermez, yeğenlerini bile kolay kolay aramaz, kendisi hala ergenlikten çıkamamış gibi aslına bakarsan... çocukla da kendi keyfi iyiyken çok iyi ama keyifsizse bekar erkek gibi tek başına takılıyor... bekar erkek gibi bile değil hatta, onlar çıkar gezer hayata karışır bizimki tv telefon başında... bazen reklamları bile izliyor, o kadar üzülüyorum ki o haline.
ben çok severek ve çok emek vererek evlendim. bana hissettirdiklerinden çok ama çok yoruldum evet ama hala da nefret etmiyorum ondan. belki kendim de vaktiyle ona aile reisi gibi erkek gibi hissettiemedim. psikolojisi çok bozuk, kendine de ailesine de bize de faydası yok. halbuki okumuş aklı başında yakışıklı sağlıklı biri. çok yakın bi arkadaşımız var hep ay ideal çiftim sizsiniz der, halbuki içeriyi bilmiyor... hal böyle olunca ben de hemen kestirip atamadım (4 senedir :)), bir de sabretme ve onu tedaviye ikna etme yolunu seçtim... belki sonunda benim de bıçak kemiğe dayanacak ve bir anda bırakacağım ama şu an yapamıyorum
Bu evliliğin üstüne bir de çocuğu ile ilgikenmeyi bile beceremeyen daha 3 yaşındaki çocuğun dönüp yğzüne bakma tenezzülğnde bulunmadığı babalar da var malesef.Evet fazlaca.
Hani evin içine kamera taksak sanki ben yokum gibi yaşıyor sanırsınız
Sorumsuz demek istemem, ona bunu derken bile kıyamam ama maalesef öyle
Ben hasta olmayı sırf eşime muhtaç olmamak için istemem.
Çok kareler yalnız gittim hastanelere. Insan acile kendi kendini götürür mü? Şükür sağlıklıyız ama zaman zaman oluyor Sıkıntılar. Ben herşeyimle kendim ilgilenirim. Sormaz bile nasıl oldun halledebildin mi diye. Hep düşünürüm yaşlılığımda kim bilir nasıl olacak diye...
Oğlumun kreşi mesela. Bilmez ne zaman ne oluyor ne ödeniyor. Oğlunu sever oynar yıkar uyutur o ayrı. Hatta diyebilirim ki iyi yaptığı tek şey oğluyla ilgilenmekten gocunmaması...
Seni gayet iyi anliyorum.evlenmeden once sevgin karsilikli sanarsin ucarak gidersin herkesi karsina alarak.evlenince erkek kopruyu gecmistir bi kere vurdum duymaz tavirlar filan.sonrasinda canini verecek kadar seviyosunya zaten o sevgiyi katlayarak seversin ki nasil sevgiye ihtiyacin oldugunu gorsun bilsin tek kisilik aski yasarken nasil izdirap cektigini anlasin diye ama nafiledir canim.ve lakin sen ilgi alaka sevgi ask diye zamanini ona heba ederken medet umarken ogreniyosun zalimligi.kalbinin koca kapilarini ona sonuna kadar acmisken kartlarini acik oynamisken tecrube ediyosun hic bir varligi yuceltmemek gerektigini.Kimine göre dert, kimine göre arayıp da bulamadığı şükür sebebi
Ama özünde içimi paramparça eden, 2 yıldır hergün yeniden dağlayan bir hüzün kaynağı
5.Yılı çoğu çiftin balayı hayali bir şehirde doldurulan, meyvesi 2 Yaşında sağlıklı ve akıllı bıdık bir evlat olan, kadınla erkeğin bir türlü mutlu olamadığı bir evlilik.
Balayı en gözde otellerden birinde kös kös oturarak geçirilen, 9 ay içinde karar verilmiş, özünde iyi iş hayatında başarılı insanın başarısızlık abidesi bir evlilik.
Çok severek evlendim ben. Bu iş olmaz diyen herkesi karşıma aldım. Onun bakışı, sesinin tonu, ellerinin kokusu, çocuk sevgisi, kendine güveninden başım dönerek evlendim. O beni ikna etmek için hiçbirşey yapmak zorunda kalmadı, ben zaten onun bir bakışıyla uçuş uçuş ona doğru mıknatıs gibi çekiliyordum.
Söz nişan düğün dönemlerinde hiçbirşeyi problem etmedim. Sonuçta sevdiğim adamla kavuşuyorduk. Gelinlik denemeye onun dediği yere gitmedim diye darılıp bir daha hiçbir provamı içime sindirmediği, hatta ödemesini bile sormayıp peşinatı bana ödettiği halde umurumda değildi. Olurdu böyle Şeyler düğün üstü. Bunlar da acı tatlı anılar olurdu.
Meğer tek uçuşan benmişim. Tek gözü kapalı seven, sevgi için sebep aramayan, olduğu gibi bütünüyle seven. Onu kaşıgözü, endamı, yakışıklılığı için sevmedim, bunun yaşlılığı vardı. hastalık ve kaza vererek hepsini elimizden almak Allah'ın takdiriydi. Evi arabası var diye sevmedim, zaten benim de vardı. Tüm sebeplerden bağımsız sadece sevdim. sadece seven insan sevdiği üzülünce nasıl yüzünü güldürmek için çabalar, sevdiği hastayken nasıl gözüne uyku girmez, sevdiği başarısız olmuşsa kendi başarısından nasıl vazgeçmeye hazırdır iyi bilirim. Onda bunların zerresi olmadı.
Deseler ki böbreğini ver, o an verirdim. Gözümün kolumun birini isteseler, hiç düşünmez verirdim.
Halbuki ben her hastalığımda yalnızdım. Her üzüntümü kendi kendimi teselliyle aştım.
Işyerinde sıkıntı yaşasam nasılsa eve gidince unuturum diyebileceğim bir güler yüz, ilgi, alaka sohbet hiç olmadı. O kendi arkadaşlarına ve ailesine bile ilgi gösterme arayıp sormaz ki. Bana nasıl yapsın?
Sevse sırasını savıyor ya da görev yerine getiriyor gibi duygusuz yaşayabilir miydi?
Şükür, zenginlik içinde yüzmüyoruz ama evimiz arabamız kiracımız var. Sağlığımız güzel bir işimiz Nur gibi evladımız yakınımızda ailelerimiz var.
Bunların hiçbirine sahip olmayan birsürü evli ve mutlu çift varken, bize yetmeyen ne?
Sevgisizlik.
Eşimin ona olan ilgi ve sevgimden memnun olmaması inkansızdı. Kim hayatındaki her büyük küçük detayı düşünen ve hayatını kolaylaştıran birini istemez ki? Benle bu yüzden evlendiğini düşünüyorum. Ilk zamanlarda aşkla be sevgiyle başım dönmüşken farketmek mümkün değildi. Aynı evde sevdiğimle idim, daha ne isterdim? Herşeyi önüne serdim. Herşeye ben koşturdum ben planladım. Tatil ev alımı araba alımı resmi daire işleri arkadaş buluşmaları aile ziyaretleri onun terfi Kutlamaları onun doğumgünü Kutlamaları Yıldönümü kutlamalarımız.. Ben de birçok kutlanılası şey yaşadım ama hiçbiri kutlanmadı. Sonuncusu da yıldönümümüz oldu, yine hatırlamadığı ve ben kutlayınca hatırladığı. sevgisizlik ve ilgisizlikten artık yoruldum, soldum, neşemi hüzünle takas ettim, kendimi Oğluma adamış bir haldeyim...
Özetle ondan Vazgeçtim.
Peki oğlum, annesi sevgisizlikten karada kalmış balıklar gibi çırpınıyor diye anne babasından ayrı yaşamayı mı hakediyordu?
Ya da genel olarak kendi ailesi de dahil kimseye ilgi sevgi gösteremeyen babasına benzeyeceğine yüzlerin nadiren güldüğü bu evden çıkması mıydı onun için iyi olan?
Bilmiyorum. Onun "iyi ki yapmışsın anne" diyeceği seçeneği sadece onun için bulmaya çalışıyorum...
Belki çoğunuz okuyunca "bu mu yani bu kadının derdi millet neler yaşıyor" diyecek. Ama inanın sevgisizlik en acıtan dertlerden biri bence.
Isterdim ki evimiz arabamız olmasın ya da ben kariyer sahibi değil de evimin hanımı olayım ama kapımızı kapatınca içinde neşe olsun birbirinin gözünün içine bakan 2 insan olsun.
En çok da oğlum için isterdim bunu...
Ilerde kendi eşini babasının annesini sevdiği gibi sevsin diye...
Böyle işte... Ne yapacağını bilmeyen hüzünlü bir Yıldız...
Nitekim bu dunyadaki en kiymetli sey sadece senin mutlulugun.bi damla sevgi gormek icin kendini bi baskasina adama.ardinda kosan degil kosturulan birinin daha kiymetli oldugunu ben yasayarak ogrendim.dilerim bu anlattigim sen bunu bu sekil tecrube etmezsin.yazdigim sana akil tokmagi olsun.Canım benim sende kendimi gördüm. Çok iyi anlıyorum seni. Tek fark ben evlenmeden uyandım. Sen ise çok geç fark etmişsin sevilmediğini. Araya aşk girince insanın gözü kör oluyor ne yazık ki. Çok geç fark ediliyor bazı şeyler. Allah yardımcın olsun canım...
Sanki tıpatıp benim yaşamış olduğum 6 yıllık ilişkiyi anlatmışsınız. Ben, aynen sizin gibi, eşiniz de aynen ayrıldığım kişi gibi. Tek fark sizin bir çocuğunuzun olması. Onun dışında herşey birebir aynı.kesinlikle katılıyorum, çok kararlı olduğum dönemde cesur olamadım. sonra da kararsızlaştım...
yok yanlış anlar mıyım hiç, sağolun, siz de benzer süreçteymişsiniz Allah yardımcınızx olsun. ben neden yapamadığımı tam bilmiyorum. sağlıklı olmadığından eminim ama düzelme çabası da yok maalesef. en azından çabasını yeşertebilirsem diye sabrediyorum. ona bağlı hissettiğim tek konu oğlum.
bana da birçok doktor ve durumumuzu bilen çok yakın biriki arkadaşım bunu söyledi. narsist kurbanı oluyoruz resmen... eşime 2 doktor çok net olarak ilaç kullanması gerektiğini, kullanmayacaksa yakın terapi alması gerektiğini söyledi ama kabul etmedi. hep mükemmel çocuk mükemmel evlat modunda yaşamış kabul edemiyor bence. ben ilk terfimi aldığımda burnumdan geldi, ipler iyice koptu, 9 ay psikoterapi aldım ve kendimi gerçekten daha dingin hissediyorum artık. o ise ne ilacı kullandı ne terapiye gitti. yılları gidiyor böyle....
ben de yıllarım gitsin istemiyorum o nedenle odağımı eşimden başka yöne kaydırdım. bol bol ama çok fazla kitap okuyorum. kısa kültür gezileri yapmaya başladım. bi yemek kursuna yazıldım. oğlumla ve ailemle neşeli vakit geçirmek zaten en güzel ilaç...
hep özenirdim, isterdim, karı koca omuz omuza mutlu mesut yaşayan sohbetli çiftleri, biz onlardan olamadık. ama hayatta mutlu olmak için tek ihtiyacım olan şey de bi koca olmamalı.
ben de geçen seneye kadar o sevmedikçe hırçınlaşıyordum artık duruldum... son doktorda bizimki de böyle dedi, eşim hep problemliydi keşke daha önce tedavi ettirsedim diye, beni kastediyor yani, doktordan iyi biliyor =) beklentiyi sıfırlamak insanı çok rahatlatıyor. benim eşimin de maalesef çevresindeki kimseyle çok alakası yok, kimseye çok sevgi göstermez, yeğenlerini bile kolay kolay aramaz, kendisi hala ergenlikten çıkamamış gibi aslına bakarsan... çocukla da kendi keyfi iyiyken çok iyi ama keyifsizse bekar erkek gibi tek başına takılıyor... bekar erkek gibi bile değil hatta, onlar çıkar gezer hayata karışır bizimki tv telefon başında... bazen reklamları bile izliyor, o kadar üzülüyorum ki o haline.
ben çok severek ve çok emek vererek evlendim. bana hissettirdiklerinden çok ama çok yoruldum evet ama hala da nefret etmiyorum ondan. belki kendim de vaktiyle ona aile reisi gibi erkek gibi hissettiemedim. psikolojisi çok bozuk, kendine de ailesine de bize de faydası yok. halbuki okumuş aklı başında yakışıklı sağlıklı biri. çok yakın bi arkadaşımız var hep ay ideal çiftim sizsiniz der, halbuki içeriyi bilmiyor... hal böyle olunca ben de hemen kestirip atamadım (4 senedir :)), bir de sabretme ve onu tedaviye ikna etme yolunu seçtim... belki sonunda benim de bıçak kemiğe dayanacak ve bir anda bırakacağım ama şu an yapamıyorum
Aşkın gözü kördür denilen şey bu işte..biras geri adım atın biraz serin durun ilginiz alakanız sevginiz boğmuş olabilir adamı.eşimle evliliğimizin ilk yıllarında hiç aramaz msj fln atmazdı dedimki gün içinde neden aramıyorsun hiçmi merak etmiyorsun dedm adam bana dediki senden fırsat olmuyorki müsade etmiyorsunki sevgimi ilgimi göstermeme heran sen sevgi ilgi içindesin bana sıra gelmiygelmiyKimine göre dert, kimine göre arayıp da bulamadığı şükür sebebi
Ama özünde içimi paramparça eden, 2 yıldır hergün yeniden dağlayan bir hüzün kaynağı
5.Yılı çoğu çiftin balayı hayali bir şehirde doldurulan, meyvesi 2 Yaşında sağlıklı ve akıllı bıdık bir evlat olan, kadınla erkeğin bir türlü mutlu olamadığı bir evlilik.
Balayı en gözde otellerden birinde kös kös oturarak geçirilen, 9 ay içinde karar verilmiş, özünde iyi iş hayatında başarılı insanın başarısızlık abidesi bir evlilik.
Çok severek evlendim ben. Bu iş olmaz diyen herkesi karşıma aldım. Onun bakışı, sesinin tonu, ellerinin kokusu, çocuk sevgisi, kendine güveninden başım dönerek evlendim. O beni ikna etmek için hiçbirşey yapmak zorunda kalmadı, ben zaten onun bir bakışıyla uçuş uçuş ona doğru mıknatıs gibi çekiliyordum.
Söz nişan düğün dönemlerinde hiçbirşeyi problem etmedim. Sonuçta sevdiğim adamla kavuşuyorduk. Gelinlik denemeye onun dediği yere gitmedim diye darılıp bir daha hiçbir provamı içime sindirmediği, hatta ödemesini bile sormayıp peşinatı bana ödettiği halde umurumda değildi. Olurdu böyle Şeyler düğün üstü. Bunlar da acı tatlı anılar olurdu.
Meğer tek uçuşan benmişim. Tek gözü kapalı seven, sevgi için sebep aramayan, olduğu gibi bütünüyle seven. Onu kaşıgözü, endamı, yakışıklılığı için sevmedim, bunun yaşlılığı vardı. hastalık ve kaza vererek hepsini elimizden almak Allah'ın takdiriydi. Evi arabası var diye sevmedim, zaten benim de vardı. Tüm sebeplerden bağımsız sadece sevdim. sadece seven insan sevdiği üzülünce nasıl yüzünü güldürmek için çabalar, sevdiği hastayken nasıl gözüne uyku girmez, sevdiği başarısız olmuşsa kendi başarısından nasıl vazgeçmeye hazırdır iyi bilirim. Onda bunların zerresi olmadı.
Deseler ki böbreğini ver, o an verirdim. Gözümün kolumun birini isteseler, hiç düşünmez verirdim.
Halbuki ben her hastalığımda yalnızdım. Her üzüntümü kendi kendimi teselliyle aştım.
Işyerinde sıkıntı yaşasam nasılsa eve gidince unuturum diyebileceğim bir güler yüz, ilgi, alaka sohbet hiç olmadı. O kendi arkadaşlarına ve ailesine bile ilgi gösterme arayıp sormaz ki. Bana nasıl yapsın?
Sevse sırasını savıyor ya da görev yerine getiriyor gibi duygusuz yaşayabilir miydi?
Şükür, zenginlik içinde yüzmüyoruz ama evimiz arabamız kiracımız var. Sağlığımız güzel bir işimiz Nur gibi evladımız yakınımızda ailelerimiz var.
Bunların hiçbirine sahip olmayan birsürü evli ve mutlu çift varken, bize yetmeyen ne?
Sevgisizlik.
Eşimin ona olan ilgi ve sevgimden memnun olmaması inkansızdı. Kim hayatındaki her büyük küçük detayı düşünen ve hayatını kolaylaştıran birini istemez ki? Benle bu yüzden evlendiğini düşünüyorum. Ilk zamanlarda aşkla be sevgiyle başım dönmüşken farketmek mümkün değildi. Aynı evde sevdiğimle idim, daha ne isterdim? Herşeyi önüne serdim. Herşeye ben koşturdum ben planladım. Tatil ev alımı araba alımı resmi daire işleri arkadaş buluşmaları aile ziyaretleri onun terfi Kutlamaları onun doğumgünü Kutlamaları Yıldönümü kutlamalarımız.. Ben de birçok kutlanılası şey yaşadım ama hiçbiri kutlanmadı. Sonuncusu da yıldönümümüz oldu, yine hatırlamadığı ve ben kutlayınca hatırladığı. sevgisizlik ve ilgisizlikten artık yoruldum, soldum, neşemi hüzünle takas ettim, kendimi Oğluma adamış bir haldeyim...
Özetle ondan Vazgeçtim.
Peki oğlum, annesi sevgisizlikten karada kalmış balıklar gibi çırpınıyor diye anne babasından ayrı yaşamayı mı hakediyordu?
Ya da genel olarak kendi ailesi de dahil kimseye ilgi sevgi gösteremeyen babasına benzeyeceğine yüzlerin nadiren güldüğü bu evden çıkması mıydı onun için iyi olan?
Bilmiyorum. Onun "iyi ki yapmışsın anne" diyeceği seçeneği sadece onun için bulmaya çalışıyorum...
Belki çoğunuz okuyunca "bu mu yani bu kadının derdi millet neler yaşıyor" diyecek. Ama inanın sevgisizlik en acıtan dertlerden biri bence.
Isterdim ki evimiz arabamız olmasın ya da ben kariyer sahibi değil de evimin hanımı olayım ama kapımızı kapatınca içinde neşe olsun birbirinin gözünün içine bakan 2 insan olsun.
En çok da oğlum için isterdim bunu...
Ilerde kendi eşini babasının annesini sevdiği gibi sevsin diye...
Böyle işte... Ne yapacağını bilmeyen hüzünlü bir Yıldız...
aynen aynen
yahu insan eve gelince nasıl oldu karnının ağrısı sormaz mı diyorum
neden hemen sormam lazım ne bu acele niye beni gözetliyorsun vs vs vs
yahu çok basit bir reflekstir bu karşında hasta biri varsa otomatikman sorasın gelir
Ben bunu nisanliyken fark ettim ve yakın zamanda ayrıldım acı çekerken yazınıza denk geldim ve Bi nebze olsa içim rahatladı gerçektenSanki tıpatıp benim yaşamış olduğum 6 yıllık ilişkiyi anlatmışsınız. Ben, aynen sizin gibi, eşiniz de aynen ayrıldığım kişi gibi. Tek fark sizin bir çocuğunuzun olması. Onun dışında herşey birebir aynı.
Hani konuyu açarken, insan acile hiç yanlız gider mi, diye yazmışsınız ya...evet, gider. Ben de acillere, hastanelere sık sık yalnız giderdim.
Benimki de çok büyük ihtimalle narsist idi. Bir psikiyatriste gitmeyi hiç kabul etmedi. Zaten okuduklarıma göre, narsisizmin çaresi neredeyse yok gibi.
Garip bir duygu yoksunluğu içindeydi. Sorumsuz, sevgisiz, merhametsiz, şefkatten uzak, asla özür dilemeyen, eğlenmekten, gezmekten hoşlanmayan, tembel, gözler donuk, ifadesiz, nadiren kahkaha atan.....
Bunları fark ettiğimde inanamamıştım böyle bir insan türü olabileceğine. İnsan dışında bir varlık gibi diye düşünmeye başlamıştım. Vampir gibiydi.
Tükendim. Hatta artık kendimi bir kadın gibi bile hissetmiyordum. Ne yapsa, ne etse sevgi alamayan ve en sonunda kendini artık bir çöp gibi hissetmeye başlamış bir kadına dönüşmüştüm.
Bağımlı bir kişiliğim olmasına rağmen, en sonunda bıraktım. Uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen hala iyileşmiş değilim. Uğradığım hasar çok derinlerde.
Artık bir narsistin zaten ölü ve çevresindekileri de öldüren, herkese sadece zarar veren, bir başka tür varlık olduğunu düşünüyorum. Bazı yazılarda onlar için şeytan gibi benzetmesi yaparlar. Aynen öyle.
anneYILDIZ, kaç ve hem kendini, hem de çocuğunu kurtar. Ayrıca çocuğun için de çok kötü bir baba, kötü bir evlilik modeli oluşturuyor bu durum.
Çok doğru demişsiniz.Seninle aynı durumu yaşıyorum . 6 sene gözünün içine baktım o sevmedikçe ben hırçınlaştım o değer vermedikçe ben delirme noktasına geldim. Abuk subuk seyler yapıyorum. Ama ona sorsanız ben hep deliydim hep böyleydim. Evet kendi ailesine bile sevgisi yok ne kardesi ne ailesi herkesin kalbini kırıyo. Cocuguna da gercekten değil öylesine bi sevgisi var. Benim bosanma imkanım yok senin varsa hiç durma
Eğer öyle özellikleri var idiyse, nişanlınızdan ayrılmakla çok iyi yapmışsınız. Çok akıllıca bir karar vermişsiniz. Acı çekmeniz gayet doğal ve insani bir şey. Zaman içersinde azalacaktır mutlaka. Eğer tekrar bir araya gelme gibi bir durum olursa, önce iyi bir psikoloğa/psikiyatriste gitmeye ikna etmeye çalışın. Uzman kişiler doğru teşhisi koyarlar. Eğer narsisizm gibi bir kişilik bozukluğu varsa, bunun tedavisi pek mümkün değilmiş.Ben bunu nisanliyken fark ettim ve yakın zamanda ayrıldım acı çekerken yazınıza denk geldim ve Bi nebze olsa içim rahatladı gerçekten
Ben bunu nisanliyken fark ettim ve yakın zamanda ayrıldım acı çekerken yazınıza denk geldim ve Bi nebze olsa içim rahatladı gerçekten