EKıN ÇEMBERLERı
BıLıMSEL ANALıZ:
1991 yılında ıngiliz Havacılık Dairesi’nin önde gelen araştırma mühendislerinden Thomas Ray Dutton, farklı ekin oluşumlarının havadan çekilen fotoğraflarını incelemiş ve hepsinin de aynı matematiksel modele göre tasarlandığı sonucuna varmıştır. Dutton, ekin çemberlerinin çok yükseklerden gönderilen bir ışın yoluyla oluşturulduğunu söylemektedir:
“Çemberlerin içindeki bitkiler zarar görmüyor ve yere doğru özenle yatırılıyorlar. Çemberlerin, tek tek ve birbiri ardına gelen spiral biçimli vuruşlarla oluşturulduğunu düşünüyorum. Bence bir tür tarayıcı ışın, bitkileri sıra sıra yere doğru eğiyor; bu da ancak lazere benzer bir ışının yukarıdan tarlalara doğru doğrultulmasıyla mümkün. Spirallerin sürekli akış halinde ışınsal bir bileşeni var ve bu da kenarlarda birdenbire durarak net çizgiler oluşturuyor.”
“Fakat bildiğimiz hiçbir enerji türü bu oluşumları meydana getirebilecek kapasitede değil. Örneğin güçlü bir lazer ışını bitkilere büyük ölçüde zarar verir, hatta yanmalarına neden olur. Bu yüzden burada kullanılan enerjinin elektromanyetik enerji ya da lazer enerjisi olmadığını düşünüyorum. Bence buradaki yeni bir enerji türü ve bitkileri onlara zarar vermeden etkiliyor. Bunun bir tür yerçekimsel radyasyon enerjisi olduğunu sanıyorum. Ekin çemberleri, bizden çok daha ileri, kaynağını dünya dışından alan bir teknoloji vasıtasıyla oluşturulmuşa benziyor.”
Dutton’un bulgularını destekleyen başka kanıtlar da bulunmaktadır. Ekin çemberlerinin oluştuğu alanlarda yapılan radyoaktivite ölçümleri, çemberlerin iç kısımlarında radyasyonun maksimum seviyeye ulaştığını ortaya çıkarmıştır. Bu da bize, ekin çemberlerindeki bitkilerin gerçekten de Dutton’ın belirttiği gibi bilinmeyen bir radyoaktif enerjiye maruz kaldıklarını göstermektedir.
25 ekin çemberi üzerinde benzer araştırmalar yapan Boston Üniversitesi astronomi bölümü eski başkanı Dr. Gerald Hawkins, bunların rasgele çizilmiş ve gelişigüzel yerleştirilmiş şekiller olmadığını göstermiştir. Hawkins, çemberleri oluşturan diyagramlar üzerinde matematiksel analizler yaparak dairelerin çaplarının ve halkalar içinde kalan alanların orantılarını belirlemiştir. Analiz sonuçları diyatonik bir orantıya işaret etmekte ve bu da oluşumların hesaplanabilen geometrik modellere göre dizayn edildiğini kanıtlamaktadır.
Yapı Hatları
Hollandalı ekin çemberleri araştırmacısı Bert Janssen, 1998 Temmuz’unda ortaya çıkan ünlü Alton Barnes oluşumunu incelerken, çemberlerin sınırlarının eşmerkezli yedigen kombinasyonundan ve yedi köşeli yıldız şekillerinden meydana gelebileceğini göstermiştir. Alton Barnes’ın havadan çekilen fotoğrafları dikkatlice incelendiğinde, kenarda bulunan ve izlere eşmerkezli olan iki ince, parlak halka göze çarpmaktadır. Janssen, bunların diğer yapı hatlarını doğru oturtabilmek için kullanıldıklarını keşfetmiştir. Düzleştirilmiş gövdelerden oluşan ince çizgiler olan bu yapı hatlarına ana bölgedeki düzleştirilmiş ekinler altında gerçekten de rastlanmaktadır.
Janssen, diğer pek çok oluşumda da benzer yapı hatlarının bulunduğunu keşfetmiştir. Bu da açıkça göstermektedir ki; bu yapı hatları, tarlalardaki oluşumların geometrik inşası için gereklidir. Fakat, kağıt üzerine kalemle çizilen bir çizgiden farklı olarak, ekinler üzerinde oluşturulan bu yapı hatları sonradan silinemez. Janssen düzleştirilmiş arazinin dış tarafında insanoğluna ait en küçük bir iz dahi olmadığına da dikkat çekmektedir. Burada ne ayak izi, ne ezilmiş bitkiler, hiçbirşey bulunamamıştır ki bu da hayli ilginçtir. Janssen’e göre bu bulgular insan mantığına aykırıdır ve bu şekillerin insan yapımı olmadığının en iyi kanıtıdır
siriusufo.org alıntıdır