- 14 Ağustos 2009
- 53.296
- 42.836
İstanbul'da eşcinsel düğünü
İstanbul’da eşcinsel Ekin Keser ve Emrullah Yavuz evlendi. Genç çift, Türkiye’de eşcinsel nikahın yasak olması nedeniyle 2 Eylül 2014 tarihinde İstanbul Boğazı’nda bir teknede düğün yaptılar.
Sitene Ekle
Keser ve Yavuz çifti tekneye kol kola geldi. Tören sırasında çiftlerden birinin beline kırmızı kuşak bağlaması dikkat çekti. Düğün sırasında, çiftlerden Ekin’e “Bu evlilik senin için neden önemli” diye soruldu. Ekin'in cevabı, “Hayatımı sonsuza kadar birleştireceğim adamı buldum” şeklinde oldu. Aynı soruya çiftlerden Emrullah ise, “Bugün burada toplanan, siz değerli dostlarımızın hastalıkta ve sağlıkta hiç tereddüt etmeden, ilelebet beraberliğimize karar kıldığımız bu özel günümüze şahitlik etmenizdir evlilik” dedi.
Odatv'de yer alan habere göre; Boğaz turu sırasında genç çift, mutluluğunu Titanic filminin ünlü sahnesini tekrarlayarak paylaştı.
Düğün sırasında yapılan konuşmaların ardından genç çift tebrik edildi ve düğüne katılanlar “öp öp” diyerek alkış tuttular. Genç çift öpüşüp sarıldıktan sonra düğüne gelenlerin tebrikleri kabul ettiler.
Kaos GL’den Emre Korlu, Ekin Keser ve Emrullah Yavuz çiftiyle röportaj yaptı.
İşte o röportaj:
“Ekin, bize sizden bahseder misin?
Arap kökenliyim. Yirmi bir yaşındayım. Dört yıl önce İstanbul’a geldim. İki hayalim vardı. Sanat eğitimi ve evlilik... Şu an bir üniversitenin güzel sanatlar bölümünde okuyorum. Yani evliliğimle birlikte hayallerimi de gerçekleştirdim. Emrullah ise yirmi sekiz yaşında. O iki yaşındayken ailesi İstanbul’a göç etmiş, Batmanlı bir Kürt. Hizmet sektöründe çalışıyor ve fotoğraf çekmeye bayılıyor.
Emrullah ile karşılaştığın o anın bir tesadüf olduğunu düşünüyor musun? Nasıl tanıştınız?
Kesinlikle bir tesadüftü(gülümsüyor) Onunla ilk karşılaşmam, iki yıl önce 22 Eylül’de, arkadaşlarımı kıramayarak gittiğim Taksim’de bir açılış partisinde oldu. İlişkimizin başlayışı o zamana tekabül eder. Tanışmamızdan kısa bir süre sonra da aynı evi paylaşmaya başladık.
Aynı evi paylaşmaya başladığınızda bulunduğunuz çevrenin içerisinde “anlaşılırız” korkusu hissettiğiniz oldu mu?
Olmadı çünkü aileme olduğum kadar çevreme de açık bir eşcinselim. Emrullah ile ilişkimizi biliyorlardı. Ona karşı duyduğum hisleri saklamadım.
Sahi, sokaklarda içinizden geldiği gibi aşkınızın getirdiği özgürlüğü yaşayabildiniz mi?
Yaşadık. Heteroseksist düzenin karşısında gizlenmedik. Duygularımızı görselliğimize de yansıttık. Birbirimize dokunduk, sarıldık ve el ele tutuşmaktan kaçınmadık.
Aileleriniz cinsel yöneliminizi biliyor muydu?
Ailem biliyordu. Emrullah’ın ailesine açılması ise daha sonra oldu.
İlişkinizi öğrendiklerinde bu durumu nasıl karşıladılar?
Sıradan bir ilişki gibi gördüler. İleriye dönük olduğunu düşünmüyorlardı.
Biriniz Arap kökenli, diğeriniz Kürt; bu iki farklı etnik köken, iki ayrı kültür... Tüm bunlara bağlı yaşayan akrabalarınızdan tepki aldınız mı?
Çok fazla tepki aldık. Hatta öyle ileri gidenler oldu ki ölüm tehditleriyle bile karşılaştık. “Tamam yaptınız bu kadarını. Bundan sonra gizlenin!” söylemlerine kulak asmadık. Emrullah’ın ailesinden ise herhangi bir nefret tutumuyla karşılaşmadık. En azından şu an ılımlı bir duruş sergiliyorlar (gülümsüyor)
Evlilik isteği ilk kimin sürpriziydi?
Teklif Emrullah’tan geldi. Bu benim için oldukça büyük bir sürprizdi.
Nasıl bir teklifti? Sıradan mı, yoksa akılda iz bırakacak cinsten mi?
Nişanlandığımız gün iş yerinden çıkış saatimi geciktirmek için elinden geleni yapmaya çalıştı(gülümsüyor) Daire kapısının önüne vardığımda kapıda asılı bir sürpriz ile karşılaştım. Kâğıt’ın üzerinde “Bekbek seni çok seviyor” yazılıydı. (“Bekbek” birbirimize seslenirken kullandığımız bir hitap şeklidir.) Kapıyı açıp içeri girdiğimde duvarda asılı duran çiçek ve üzerine iliştirilmiş başka bir kâğıt gözüme çarptı. Kâğıttaki notun ne olduğu heyecandan zihnimden silinip gitti zira salonda sehpanın orada duran laptop’a gizlenmiş ses kaydı ezberimde.
“Emrullah, bana evlenme teklifinde bulunuyordu sonra yüzüklerimizle yanıma geldi. Eve gizlenmiş arkadaşlarım da o gece bizi yalnız bırakmadılar. Bu benim için oldukça heyecan vericiydi. Kendimi çok özel hissettim.
Düğün organizasyonu öncesi heyecanı merak ediyorum. Bize o dönemden biraz bahseder misin? Kostüm, davetiye, mekan vs. Nasıl bir telaştı?
Evlilik heyecanı bir yana, yorucuydu. Davetiye tasarımı bize aitti. Tamamıyla el emeğiydi. Taslağı biz hazırladık; yakın arkadaşlarımızdan biri de karikatür çizimini gerçekleştirdi. Mekan için arkadaşımızın da aracılığıyla yatta karar kıldık çünkü deniz özgürlük demekti zira aklımda etraftan homofobik bir tehlikeye maruz kalır mıyız sorusu olmasaydı, merasimi bir villanın bahçesinde yapmayı istemiştim. Hayalim buydu diyebilirim. Kostüm arayışı bizi çok uğraştırdı. Neredeyse gezmediğimiz yer kalmadı.(gülümsüyor) Çocukluk arkadaşımın seçimiyle kostümlerimiz de belirlenmiş oldu ve giyindiğimizde oldukça güzel durdu üzerimizde.
Düğüne katılım beklediğiniz gibi miydi? Evlilik merasimine katılımını beklediğiniz zira sizi yokluğuyla üzenler oldu mu? Mesela aileden davetinize icabet edenler var mıydı?
Daveti yüz yirmi kişiyle sınırlamıştık. Katılım beklediğimiz gibiydi. Sevdiğimiz ve bize destek olan insanlar oradaydı. Gelmeyenlerin yokluğunu hissetmedim. Aktivist arkadaşlarımızdan da düğünümüze katılanlar oldu. Evet, aile eşrafından kuzenlerim beni yalnız bırakmadılar.
Emrullah ile seni damatlık içinde görenlerden olumlu-olumsuz tepkiler aldın mı? (Toplumun absürt bakışları, tatsız lafları vb.)
Trafiği hesaplayamadığımızı düşünüyorum. Trafikte kaldık. Baktık bu böyle olmayacak kendi düğünümüze yetişemeyeceğiz; vapurda aldık soluğu. Yanımızda nedimelerimiz ve sağdıcımız vardı. Gözler üzerimizdeydi. Hatta Eminönü iskelesinde karnımızın açlığını bastırmaya çalışırken çikolata yemeye başladığımız esnada bir kadın, çevresindeki insanlara bizi göstererek, “Bakın bakın! Reklam çekiyorlar” dedi. Çikolata ve iki damat... Kadının böyle bir kombin oluşturması bizi güldürmüştü. En ilgi çekici olanı ise tören çıkışında Suriyeli bir kadının yanıma gelip Emrullah’ı göstererek, “o senin kocan mı?” diye sorması oldu. Bu soru beni ve Emrullah’ı çok mutlu etmişti.
Türkiye’de eşcinsellere evlat edinme hakkı tanınsaydı çocuk sahibi olur muydunuz?
Kalabalık bir aile sayılırız. Bir köpeğimiz ve iki kedimiz var.(gülümsüyor) Tabi neden olmasın eğer bu ülkeden eşcinselleri görmemekte direten, koltuğunu mesken bellemiş insanlar çeker giderse bir ya da iki çocuğu evlat edinmek istiyoruz.
Söyleşimizin sonuna gelmişken şu soruyu sormadan bitirmek olmazdı. Prosedürleriyle imzaya dayalı evlilik olmadığı için “niye böyle bir şeye kalkıştınız?” gibi yaklaşımlarla karşılaştınız mı? Olduysa yanıtınızı merak ediyorum. Ayrıca Türkiye’de eşcinsel evlilikleri yasal olsaydı değişen ne olurdu?
Evet, bazı çevrelerden bu tarz yaklaşımlarda bulunanlar oldu lakin evlilik törenimizi bizim için özel kılan hayalimizin gerçekleşmiş oluşuydu. Mutluluğumuza daha fazlasını katmıştık. Tarifi zor bir heyecandı.
Türkiye’de bizlerin de birey olduğu anlaşılsaydı, heteroseksüel evliliklerde eşlere tanınan federal haklara sahip olabilirdik. Bunun gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum.”
Kaynak: Odatv.com
İstanbul’da eşcinsel Ekin Keser ve Emrullah Yavuz evlendi. Genç çift, Türkiye’de eşcinsel nikahın yasak olması nedeniyle 2 Eylül 2014 tarihinde İstanbul Boğazı’nda bir teknede düğün yaptılar.
Sitene Ekle
Keser ve Yavuz çifti tekneye kol kola geldi. Tören sırasında çiftlerden birinin beline kırmızı kuşak bağlaması dikkat çekti. Düğün sırasında, çiftlerden Ekin’e “Bu evlilik senin için neden önemli” diye soruldu. Ekin'in cevabı, “Hayatımı sonsuza kadar birleştireceğim adamı buldum” şeklinde oldu. Aynı soruya çiftlerden Emrullah ise, “Bugün burada toplanan, siz değerli dostlarımızın hastalıkta ve sağlıkta hiç tereddüt etmeden, ilelebet beraberliğimize karar kıldığımız bu özel günümüze şahitlik etmenizdir evlilik” dedi.
Odatv'de yer alan habere göre; Boğaz turu sırasında genç çift, mutluluğunu Titanic filminin ünlü sahnesini tekrarlayarak paylaştı.
Düğün sırasında yapılan konuşmaların ardından genç çift tebrik edildi ve düğüne katılanlar “öp öp” diyerek alkış tuttular. Genç çift öpüşüp sarıldıktan sonra düğüne gelenlerin tebrikleri kabul ettiler.
Kaos GL’den Emre Korlu, Ekin Keser ve Emrullah Yavuz çiftiyle röportaj yaptı.
İşte o röportaj:
“Ekin, bize sizden bahseder misin?
Arap kökenliyim. Yirmi bir yaşındayım. Dört yıl önce İstanbul’a geldim. İki hayalim vardı. Sanat eğitimi ve evlilik... Şu an bir üniversitenin güzel sanatlar bölümünde okuyorum. Yani evliliğimle birlikte hayallerimi de gerçekleştirdim. Emrullah ise yirmi sekiz yaşında. O iki yaşındayken ailesi İstanbul’a göç etmiş, Batmanlı bir Kürt. Hizmet sektöründe çalışıyor ve fotoğraf çekmeye bayılıyor.
Emrullah ile karşılaştığın o anın bir tesadüf olduğunu düşünüyor musun? Nasıl tanıştınız?
Kesinlikle bir tesadüftü(gülümsüyor) Onunla ilk karşılaşmam, iki yıl önce 22 Eylül’de, arkadaşlarımı kıramayarak gittiğim Taksim’de bir açılış partisinde oldu. İlişkimizin başlayışı o zamana tekabül eder. Tanışmamızdan kısa bir süre sonra da aynı evi paylaşmaya başladık.
Aynı evi paylaşmaya başladığınızda bulunduğunuz çevrenin içerisinde “anlaşılırız” korkusu hissettiğiniz oldu mu?
Olmadı çünkü aileme olduğum kadar çevreme de açık bir eşcinselim. Emrullah ile ilişkimizi biliyorlardı. Ona karşı duyduğum hisleri saklamadım.
Sahi, sokaklarda içinizden geldiği gibi aşkınızın getirdiği özgürlüğü yaşayabildiniz mi?
Yaşadık. Heteroseksist düzenin karşısında gizlenmedik. Duygularımızı görselliğimize de yansıttık. Birbirimize dokunduk, sarıldık ve el ele tutuşmaktan kaçınmadık.
Aileleriniz cinsel yöneliminizi biliyor muydu?
Ailem biliyordu. Emrullah’ın ailesine açılması ise daha sonra oldu.
İlişkinizi öğrendiklerinde bu durumu nasıl karşıladılar?
Sıradan bir ilişki gibi gördüler. İleriye dönük olduğunu düşünmüyorlardı.
Biriniz Arap kökenli, diğeriniz Kürt; bu iki farklı etnik köken, iki ayrı kültür... Tüm bunlara bağlı yaşayan akrabalarınızdan tepki aldınız mı?
Çok fazla tepki aldık. Hatta öyle ileri gidenler oldu ki ölüm tehditleriyle bile karşılaştık. “Tamam yaptınız bu kadarını. Bundan sonra gizlenin!” söylemlerine kulak asmadık. Emrullah’ın ailesinden ise herhangi bir nefret tutumuyla karşılaşmadık. En azından şu an ılımlı bir duruş sergiliyorlar (gülümsüyor)
Evlilik isteği ilk kimin sürpriziydi?
Teklif Emrullah’tan geldi. Bu benim için oldukça büyük bir sürprizdi.
Nasıl bir teklifti? Sıradan mı, yoksa akılda iz bırakacak cinsten mi?
Nişanlandığımız gün iş yerinden çıkış saatimi geciktirmek için elinden geleni yapmaya çalıştı(gülümsüyor) Daire kapısının önüne vardığımda kapıda asılı bir sürpriz ile karşılaştım. Kâğıt’ın üzerinde “Bekbek seni çok seviyor” yazılıydı. (“Bekbek” birbirimize seslenirken kullandığımız bir hitap şeklidir.) Kapıyı açıp içeri girdiğimde duvarda asılı duran çiçek ve üzerine iliştirilmiş başka bir kâğıt gözüme çarptı. Kâğıttaki notun ne olduğu heyecandan zihnimden silinip gitti zira salonda sehpanın orada duran laptop’a gizlenmiş ses kaydı ezberimde.
“Emrullah, bana evlenme teklifinde bulunuyordu sonra yüzüklerimizle yanıma geldi. Eve gizlenmiş arkadaşlarım da o gece bizi yalnız bırakmadılar. Bu benim için oldukça heyecan vericiydi. Kendimi çok özel hissettim.
Düğün organizasyonu öncesi heyecanı merak ediyorum. Bize o dönemden biraz bahseder misin? Kostüm, davetiye, mekan vs. Nasıl bir telaştı?
Evlilik heyecanı bir yana, yorucuydu. Davetiye tasarımı bize aitti. Tamamıyla el emeğiydi. Taslağı biz hazırladık; yakın arkadaşlarımızdan biri de karikatür çizimini gerçekleştirdi. Mekan için arkadaşımızın da aracılığıyla yatta karar kıldık çünkü deniz özgürlük demekti zira aklımda etraftan homofobik bir tehlikeye maruz kalır mıyız sorusu olmasaydı, merasimi bir villanın bahçesinde yapmayı istemiştim. Hayalim buydu diyebilirim. Kostüm arayışı bizi çok uğraştırdı. Neredeyse gezmediğimiz yer kalmadı.(gülümsüyor) Çocukluk arkadaşımın seçimiyle kostümlerimiz de belirlenmiş oldu ve giyindiğimizde oldukça güzel durdu üzerimizde.
Düğüne katılım beklediğiniz gibi miydi? Evlilik merasimine katılımını beklediğiniz zira sizi yokluğuyla üzenler oldu mu? Mesela aileden davetinize icabet edenler var mıydı?
Daveti yüz yirmi kişiyle sınırlamıştık. Katılım beklediğimiz gibiydi. Sevdiğimiz ve bize destek olan insanlar oradaydı. Gelmeyenlerin yokluğunu hissetmedim. Aktivist arkadaşlarımızdan da düğünümüze katılanlar oldu. Evet, aile eşrafından kuzenlerim beni yalnız bırakmadılar.
Emrullah ile seni damatlık içinde görenlerden olumlu-olumsuz tepkiler aldın mı? (Toplumun absürt bakışları, tatsız lafları vb.)
Trafiği hesaplayamadığımızı düşünüyorum. Trafikte kaldık. Baktık bu böyle olmayacak kendi düğünümüze yetişemeyeceğiz; vapurda aldık soluğu. Yanımızda nedimelerimiz ve sağdıcımız vardı. Gözler üzerimizdeydi. Hatta Eminönü iskelesinde karnımızın açlığını bastırmaya çalışırken çikolata yemeye başladığımız esnada bir kadın, çevresindeki insanlara bizi göstererek, “Bakın bakın! Reklam çekiyorlar” dedi. Çikolata ve iki damat... Kadının böyle bir kombin oluşturması bizi güldürmüştü. En ilgi çekici olanı ise tören çıkışında Suriyeli bir kadının yanıma gelip Emrullah’ı göstererek, “o senin kocan mı?” diye sorması oldu. Bu soru beni ve Emrullah’ı çok mutlu etmişti.
Türkiye’de eşcinsellere evlat edinme hakkı tanınsaydı çocuk sahibi olur muydunuz?
Kalabalık bir aile sayılırız. Bir köpeğimiz ve iki kedimiz var.(gülümsüyor) Tabi neden olmasın eğer bu ülkeden eşcinselleri görmemekte direten, koltuğunu mesken bellemiş insanlar çeker giderse bir ya da iki çocuğu evlat edinmek istiyoruz.
Söyleşimizin sonuna gelmişken şu soruyu sormadan bitirmek olmazdı. Prosedürleriyle imzaya dayalı evlilik olmadığı için “niye böyle bir şeye kalkıştınız?” gibi yaklaşımlarla karşılaştınız mı? Olduysa yanıtınızı merak ediyorum. Ayrıca Türkiye’de eşcinsel evlilikleri yasal olsaydı değişen ne olurdu?
Evet, bazı çevrelerden bu tarz yaklaşımlarda bulunanlar oldu lakin evlilik törenimizi bizim için özel kılan hayalimizin gerçekleşmiş oluşuydu. Mutluluğumuza daha fazlasını katmıştık. Tarifi zor bir heyecandı.
Türkiye’de bizlerin de birey olduğu anlaşılsaydı, heteroseksüel evliliklerde eşlere tanınan federal haklara sahip olabilirdik. Bunun gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum.”
Kaynak: Odatv.com