- 12 Mart 2013
- 37.830
- 51.657
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #21
Düzeltiyorum o zamanYayım alınıyorum
Valla bu yaylar evlenmesin arkadas
Akşam bizde tartıştık,tlfnu bırakda biraz cocuklarla işgilen dedim(8 ve 2 yaşında kızlarm)
Bana diyoki e kendi kendilerine oynuyolar
Şu tlf güya iletişim aracı ama bizim ve bir cok evde iletişim sıfır oldu
Evin içinde degilde dışarıda bişeyler yapsanız
Tebdili mekanda ferahlık var demişler(yanlış yazmadım umarım)
En basiti yemedigin bişeyi yemeye gidebilşrsiniz
Kızım tv de kokoreç gördü ve hiç yemedi hayatında.babası iki aydır götürecek güya
Ya kusura bakmayın araya kendi dertlerimide sıkıştırdım ama emin olun dört dörtlük bi hayat yok
Valla bu yaylar evlenmesin arkadas
Akşam bizde tartıştık,tlfnu bırakda biraz cocuklarla işgilen dedim(8 ve 2 yaşında kızlarm)
Bana diyoki e kendi kendilerine oynuyolar
Şu tlf güya iletişim aracı ama bizim ve bir cok evde iletişim sıfır oldu
Evin içinde degilde dışarıda bişeyler yapsanız
Tebdili mekanda ferahlık var demişler(yanlış yazmadım umarım)
En basiti yemedigin bişeyi yemeye gidebilşrsiniz
Kızım tv de kokoreç gördü ve hiç yemedi hayatında.babası iki aydır götürecek güya
Ya kusura bakmayın araya kendi dertlerimide sıkıştırdım ama emin olun dört dörtlük bi hayat yok
Konuyu okurken ben ittirmeden birsey yapmayan, benden fikir cikmadikca yeni bir sey denemeyen, her seyi erteleyen ve guzel kiliflar bulan eski sevgilimden ayrilmakla ne iyi yaptigimi farkettim.
Gercekten de insan yanina destek ariyor, her an destek olacagi birini degil. Boyle omur gecmez...
Eşiniz evliliğin tüm yükünün sizde olduğunun farkında ve memnun. Sırtını size yaslamış ve size sonsuz güveniyor sevginizden emin böyle gülerek ciddiye almayarak geyiğe bağlayarak yaklaşmasına tek açıklama bunu bulabiliyorum. Bir süre onun gibi davranmayı deneyebilirsiniz. Ya da tamamen içinize çekilmeyi. Sonuç olarak konuşma talebi karşı taraftan gelmeli çünkü ciddiye alması gereken ve almayan o..
pff. okuyunca gülmem içime kaçtı. bittiğinde dişlerimi sıkıyordum.
işin özelinde boşver de, esas soru şu sanırım,
insanlar değişir mi?
yani eşine baktığında bir gün büyüyüp, yükünü paylaşan, güçlü, kararlı, ertelemeyen birini görebiliyor musun?
yada kendine baktığında eşini olduğu gibi kabul eden, yükleri hafiflediği için mutlu (çocuğun buyumesi, işe başlaman vs), eşin için süs bitkisi de olsa yeterki yanımda olsun gönül genişliğine sahip bir kadın görüyor musun?
Konuya gelince bence sizin karakteriniz dominant ve dolu dolu bi' insansınız orası belli
Yani espri yeteneğinizden bile belli
Ama eşiniz sanki biraz öylesine yaşıyor gibi...
Kendini çekip çevirecek, hizaya getirecek birine ihtiyaç duyuyor gibi
O da anne olur, eş olmaz
Gerçi bi' yaştan sonra anne bile almaz o sorumluluğu...
Konuyu okurken ben ittirmeden birsey yapmayan, benden fikir cikmadikca yeni bir sey denemeyen, her seyi erteleyen ve guzel kiliflar bulan eski sevgilimden ayrilmakla ne iyi yaptigimi farkettim.
Gercekten de insan yanina destek ariyor, her an destek olacagi birini degil. Boyle omur gecmez...
Ya idrak:) derdini yazisina bile bayiliyorum, ahanda su platformda gezinirken adini gorup okumadigim bir konu daha olmadi.
Konuya gelecek olursak, biliyormusun neredeyse (hatta bence birebir) ayni durumu yasiyoruz. Gunlerdir buraya konu acicam, yaziyorum yaziyorum (kalem var kalem var iste ben yazinca kemalettin tugcu kitaplari gibi oluyor ayni hikaye) sonra yazdigimi okuyup “ben olsam bu konuyu okumazdim” diyerek siliyorum. Sanirim bu sorunlarin bir cozumu yok... sorumluluklarini sahiplenememis, ittirmeden yurumeyi bilmeyen, paylasim ve iletisim ozurlusu olmak “bazi” kocalarin karakterinde var. Koca koca adamlarin bu saatten sonra karakteri degismeyecegine gore bosanmak ya da durumu kabullenip beklentisiz yasamaktan baska care yok gibi...
Bosanirsan daha mutlu olacak misin? Ben bosanmayi dusundugumde bunu soruyorum kendime. Henuz cesaretim yok mu nedir hep belki degisir bu duzen zamanla be diyerek onun da iki lafina kanip sureci geciktiriyorum.
Sen bu soruyu kendine sordugunda ne cevap aliyorsun? Gercekten daha mutlu olacagini dusunuyorsan degerlendirmeye almalisin. Ama tereddutlerin varsa kocakisisinden beklenti icinde olmadan nasil cozebilirsin ona odaklan. Mali sorumluluklari kontrol edebilmek icin ortak hesap vb seklonde
Eşimin asla değişeceğini sanmıyorum. Ancak ben çalışan, mutlu ve kendi içinde tatmin olmuş bir kadın olursam belki bu halleri gözüme batmaz. Bundan pek emin olamıyorum. Ya da ben mutlu olursam eşim kaybetme korkusu ile düzelebilir. Daha önce düzelmişliği var. O yüzden böyle arafta kaldım işte.
Ben de fazla takıntılı, planlı bir insanım aksi gibi. Şansıma mıçayım ki böyle bir adamla evlendim.
Tavsan daga kusmus dagin haberi yokkMerhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.
Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.
O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.
Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.
Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.
Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.
Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.
-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?
Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.
Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.
Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.
Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
ben de açıkcası eşinin değişiminin,
idrak elden gidiyor’u fark edince olacağına inanıyorum.
çünkü hepten sevmiyor değil.
sana hak veriyor.
gerek seks gerek sözde şaka ile sana yaklaşmaya çalışıyor.
o da ne yapacağını bilmiyor.
çünkü aranız düzelse de eskiye dönmeniz bir kaç gün çünkü değişen bir şey yok.
yine başbaşa vakit geçiremeyeceksiniz,
yine oğlun zor olacak, yine nasıl olsa sen arkasını toplayacaksın, yine aynı akşamı yaşamaktansa elinde telefon olacak..
e öte yandan da bu çok büyük bir beklenti.
işe başladığında yada oğlun yola geldiğinde sihirli değnek değmeyecek size. her şeyi bunlara bağlayıp, o büyük beklentiyi karşılamazsa hayal kırıklığı seni nasıl etkileyecek?
takıntılı ve planlı olma konusunda seni çok iyi anlıyorum. keşke biraz azalsa. keşke şu içimdeki kontrolü elden bırakmama ve doğru olanı yapma güdüsünü frenleyebilsem.
keşke mantıklı olandan şaşmama şirazemi biraz kaydırsam.
o zaman sana da söylerdim olduğum yerde havaların nasıl olduğunu. :)