Tam boşanacağım bir gülme geliyor.

Konuya gelince bence sizin karakteriniz dominant ve dolu dolu bi' insansınız orası belli

Yani espri yeteneğinizden bile belli

Ama eşiniz sanki biraz öylesine yaşıyor gibi...

Kendini çekip çevirecek, hizaya getirecek birine ihtiyaç duyuyor gibi

O da anne olur, eş olmaz

Gerçi bi' yaştan sonra anne bile almaz o sorumluluğu...
 
Valla bu yaylar evlenmesin arkadas
Akşam bizde tartıştık,tlfnu bırakda biraz cocuklarla işgilen dedim(8 ve 2 yaşında kızlarm)
Bana diyoki e kendi kendilerine oynuyolar
Şu tlf güya iletişim aracı ama bizim ve bir cok evde iletişim sıfır oldu
Evin içinde degilde dışarıda bişeyler yapsanız
Tebdili mekanda ferahlık var demişler(yanlış yazmadım umarım)
En basiti yemedigin bişeyi yemeye gidebilşrsiniz
Kızım tv de kokoreç gördü ve hiç yemedi hayatında.babası iki aydır götürecek güya
Ya kusura bakmayın araya kendi dertlerimide sıkıştırdım ama emin olun dört dörtlük bi hayat yok

Dışarıya çıkamıyoruz biz. Oğlum hareket etmeden üç dakikadan fazla durmadığı için bir yerde oturup gıda tüketmek mümkün değil. Eşim çok geriliyor dışarıda oğlumla. O gerilince çocuk daha da hırçınlaşıyor. Eğitilemiyor bu konuda babası da oğlu da.

Benim minnak canavara bakmak isteyen gönüllü de yok :)

Heh sizin eşiniz de katil etmeye müsait bir model. Oynuyor işte kendisi cümlesi ne kadar da tanıdık.
 
Valla bu yaylar evlenmesin arkadas
Akşam bizde tartıştık,tlfnu bırakda biraz cocuklarla işgilen dedim(8 ve 2 yaşında kızlarm)
Bana diyoki e kendi kendilerine oynuyolar
Şu tlf güya iletişim aracı ama bizim ve bir cok evde iletişim sıfır oldu
Evin içinde degilde dışarıda bişeyler yapsanız
Tebdili mekanda ferahlık var demişler(yanlış yazmadım umarım)
En basiti yemedigin bişeyi yemeye gidebilşrsiniz
Kızım tv de kokoreç gördü ve hiç yemedi hayatında.babası iki aydır götürecek güya
Ya kusura bakmayın araya kendi dertlerimide sıkıştırdım ama emin olun dört dörtlük bi hayat yok

karı-koca yay, 3 çocuklu bir çift olarak bildiriyorum; sıkıntı yok 😅
yaylar iyidir, eğlencelidir, baba olanı ilgili ve dağınık, anne olanının içine biraz başak kaçmış yer yer duygusal olarak çöktüğü olsa da güçlüdür.
ikisi de çocuklara ve kendine diğerine ihtiyaç duymadan bakar.
bu iş burç hurç işi değil.
hatta önceden karakter diyordum sanırım o da değil.
amaçsızlık, hayatta başka alternatifi dusunememe tembelliği, bir şeyleri yaparsam üstüme kalır kaçışı, mutsuzluk üşengeçliği falan... bilmiyorum.
 
Konuyu okurken ben ittirmeden birsey yapmayan, benden fikir cikmadikca yeni bir sey denemeyen, her seyi erteleyen ve guzel kiliflar bulan eski sevgilimden ayrilmakla ne iyi yaptigimi farkettim.
Gercekten de insan yanina destek ariyor, her an destek olacagi birini degil. Boyle omur gecmez...

İşte ben sevgiliyken böyle olsaydı ayrılırdım zaten. Nikahtan daha doğrusu çocuktan sonra böyle oldu. Sevgililik döneminde gayet enerjik, sorumluluk sahibi ve aktif bir adamdı. Sırf beni görebilmek için iki saatlik yol gelir buluşma saatinden önce orada olurdu. Ufacık derdim olsa işinden zaman ayırır çözmeye çalışırdı. Zerre kadar sinyal vermedi sağolsun.
 
Eşiniz evliliğin tüm yükünün sizde olduğunun farkında ve memnun. Sırtını size yaslamış ve size sonsuz güveniyor sevginizden emin böyle gülerek ciddiye almayarak geyiğe bağlayarak yaklaşmasına tek açıklama bunu bulabiliyorum. Bir süre onun gibi davranmayı deneyebilirsiniz. Ya da tamamen içinize çekilmeyi. Sonuç olarak konuşma talebi karşı taraftan gelmeli çünkü ciddiye alması gereken ve almayan o..

Aslında tam da içime kaçtığım dönemdeyim. Ancak o bunu konuda yazdığım gibi sevişip espri yaparak çözmeye çalışıyor. Ancak ben gerçek manada yoruldum. Asla oğlum dışında bir sorumluluk almayacağım. İster maddi olarak çöksün, ister tüm ilişkileri mahvolsun. Umurumda değil.
 
Ya idrak:) derdini yazisina bile bayiliyorum, ahanda su platformda gezinirken adini gorup okumadigim bir konu daha olmadi.

Konuya gelecek olursak, biliyormusun neredeyse (hatta bence birebir) ayni durumu yasiyoruz. Gunlerdir buraya konu acicam, yaziyorum yaziyorum (kalem var kalem var iste ben yazinca kemalettin tugcu kitaplari gibi oluyor ayni hikaye) sonra yazdigimi okuyup “ben olsam bu konuyu okumazdim” diyerek siliyorum. Sanirim bu sorunlarin bir cozumu yok... sorumluluklarini sahiplenememis, ittirmeden yurumeyi bilmeyen, paylasim ve iletisim ozurlusu olmak “bazi” kocalarin karakterinde var. Koca koca adamlarin bu saatten sonra karakteri degismeyecegine gore bosanmak ya da durumu kabullenip beklentisiz yasamaktan baska care yok gibi...

Bosanirsan daha mutlu olacak misin? Ben bosanmayi dusundugumde bunu soruyorum kendime. Henuz cesaretim yok mu nedir hep belki degisir bu duzen zamanla be diyerek onun da iki lafina kanip sureci geciktiriyorum.

Sen bu soruyu kendine sordugunda ne cevap aliyorsun? Gercekten daha mutlu olacagini dusunuyorsan degerlendirmeye almalisin. Ama tereddutlerin varsa kocakisisinden beklenti icinde olmadan nasil cozebilirsin ona odaklan. Mali sorumluluklari kontrol edebilmek icin ortak hesap vb seklonde
 
pff. okuyunca gülmem içime kaçtı. bittiğinde dişlerimi sıkıyordum.

işin özelinde boşver de, esas soru şu sanırım,
insanlar değişir mi?

yani eşine baktığında bir gün büyüyüp, yükünü paylaşan, güçlü, kararlı, ertelemeyen birini görebiliyor musun?

yada kendine baktığında eşini olduğu gibi kabul eden, yükleri hafiflediği için mutlu (çocuğun buyumesi, işe başlaman vs), eşin için süs bitkisi de olsa yeterki yanımda olsun gönül genişliğine sahip bir kadın görüyor musun?

Eşimin asla değişeceğini sanmıyorum. Ancak ben çalışan, mutlu ve kendi içinde tatmin olmuş bir kadın olursam belki bu halleri gözüme batmaz. Bundan pek emin olamıyorum. Ya da ben mutlu olursam eşim kaybetme korkusu ile düzelebilir. Daha önce düzelmişliği var. O yüzden böyle arafta kaldım işte.

Ben de fazla takıntılı, planlı bir insanım aksi gibi. Şansıma mıçayım ki böyle bir adamla evlendim.
 
Konuya gelince bence sizin karakteriniz dominant ve dolu dolu bi' insansınız orası belli

Yani espri yeteneğinizden bile belli

Ama eşiniz sanki biraz öylesine yaşıyor gibi...

Kendini çekip çevirecek, hizaya getirecek birine ihtiyaç duyuyor gibi

O da anne olur, eş olmaz

Gerçi bi' yaştan sonra anne bile almaz o sorumluluğu...

Dominant bir insanım evet. Bu halimi törpülemeye çalışıyorum hatta. Bazen sinir bozucu olabiliyor eşim için. Annesi zaten "o da öyle işte bekarken de öyleydi. Sen ipleri bırakma" diyor bugün bana. İpini tutmak istediğim bir canlı istesem köpek sahiplenirim. Dedim bozuldu o da.

Gerçekten üç yıllık sevgililik döneminde şu halinin zerresi yoktu. Ya çok akıllı olduğu için yansıtmadı ya da evlenince saldı.
 
Konuyu okurken ben ittirmeden birsey yapmayan, benden fikir cikmadikca yeni bir sey denemeyen, her seyi erteleyen ve guzel kiliflar bulan eski sevgilimden ayrilmakla ne iyi yaptigimi farkettim.
Gercekten de insan yanina destek ariyor, her an destek olacagi birini degil. Boyle omur gecmez...

Sanırım ben de bir "yay" vakasından ayrılmak üzereyim :olamaz:
 
Ya idrak:) derdini yazisina bile bayiliyorum, ahanda su platformda gezinirken adini gorup okumadigim bir konu daha olmadi.

Konuya gelecek olursak, biliyormusun neredeyse (hatta bence birebir) ayni durumu yasiyoruz. Gunlerdir buraya konu acicam, yaziyorum yaziyorum (kalem var kalem var iste ben yazinca kemalettin tugcu kitaplari gibi oluyor ayni hikaye) sonra yazdigimi okuyup “ben olsam bu konuyu okumazdim” diyerek siliyorum. Sanirim bu sorunlarin bir cozumu yok... sorumluluklarini sahiplenememis, ittirmeden yurumeyi bilmeyen, paylasim ve iletisim ozurlusu olmak “bazi” kocalarin karakterinde var. Koca koca adamlarin bu saatten sonra karakteri degismeyecegine gore bosanmak ya da durumu kabullenip beklentisiz yasamaktan baska care yok gibi...

Bosanirsan daha mutlu olacak misin? Ben bosanmayi dusundugumde bunu soruyorum kendime. Henuz cesaretim yok mu nedir hep belki degisir bu duzen zamanla be diyerek onun da iki lafina kanip sureci geciktiriyorum.

Sen bu soruyu kendine sordugunda ne cevap aliyorsun? Gercekten daha mutlu olacagini dusunuyorsan degerlendirmeye almalisin. Ama tereddutlerin varsa kocakisisinden beklenti icinde olmadan nasil cozebilirsin ona odaklan. Mali sorumluluklari kontrol edebilmek icin ortak hesap vb seklonde

Bilmiyorum ki. Boşanırsam asla bir daha evlilik saçmalığına bulaşmayacağım için bekar bir anne olarak yaşamak nasıl olur kestiremiyorum. Sonra eşimin her gece oğlumuzu uyurken öpüp yatmasını, sabah işe gitmeden yine öpüp koklayıp gitmesini görünce vicdan yapıyorum. Evet boşanınca hala oğlumun babası olmaya devam edecek ama her gün görmeyecek en nihayetinde.

Sonra maddi olarak hazır değilim. Muhtemelen ailem boşanma durumunda asla bekar bir anne olarak yalnız yaşamama onay vermeyecekleri için onları da karşıma alacağım. Babamın beni reddetme ihtimali de çok yüksek :) öte yandan boşanmamızdan deli gibi korkan sevgili kayınvalidem muhtemelen organ yetmezliğinden ölür. Bir de onun vicdan azabını çek.

Ben mutlu olur muyum hiç bilmiyorum. O kadar yoruldum ki şu son birkaç yılda, mutluluk beklentim de yok aslında. Huzur istiyorum sadece.
 
Eşimin asla değişeceğini sanmıyorum. Ancak ben çalışan, mutlu ve kendi içinde tatmin olmuş bir kadın olursam belki bu halleri gözüme batmaz. Bundan pek emin olamıyorum. Ya da ben mutlu olursam eşim kaybetme korkusu ile düzelebilir. Daha önce düzelmişliği var. O yüzden böyle arafta kaldım işte.

Ben de fazla takıntılı, planlı bir insanım aksi gibi. Şansıma mıçayım ki böyle bir adamla evlendim.

ben de açıkcası eşinin değişiminin,
idrak elden gidiyor’u fark edince olacağına inanıyorum.

çünkü hepten sevmiyor değil.
sana hak veriyor.
gerek seks gerek sözde şaka ile sana yaklaşmaya çalışıyor.
o da ne yapacağını bilmiyor.

çünkü aranız düzelse de eskiye dönmeniz bir kaç gün çünkü değişen bir şey yok.
yine başbaşa vakit geçiremeyeceksiniz,
yine oğlun zor olacak, yine nasıl olsa sen arkasını toplayacaksın, yine aynı akşamı yaşamaktansa elinde telefon olacak..

e öte yandan da bu çok büyük bir beklenti.
işe başladığında yada oğlun yola geldiğinde sihirli değnek değmeyecek size. her şeyi bunlara bağlayıp, o büyük beklentiyi karşılamazsa hayal kırıklığı seni nasıl etkileyecek?

takıntılı ve planlı olma konusunda seni çok iyi anlıyorum. keşke biraz azalsa. keşke şu içimdeki kontrolü elden bırakmama ve doğru olanı yapma güdüsünü frenleyebilsem.
keşke mantıklı olandan şaşmama şirazemi biraz kaydırsam.
o zaman sana da söylerdim olduğum yerde havaların nasıl olduğunu. :)
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Tavsan daga kusmus dagin haberi yokk
 
ben de açıkcası eşinin değişiminin,
idrak elden gidiyor’u fark edince olacağına inanıyorum.

çünkü hepten sevmiyor değil.
sana hak veriyor.
gerek seks gerek sözde şaka ile sana yaklaşmaya çalışıyor.
o da ne yapacağını bilmiyor.

çünkü aranız düzelse de eskiye dönmeniz bir kaç gün çünkü değişen bir şey yok.
yine başbaşa vakit geçiremeyeceksiniz,
yine oğlun zor olacak, yine nasıl olsa sen arkasını toplayacaksın, yine aynı akşamı yaşamaktansa elinde telefon olacak..

e öte yandan da bu çok büyük bir beklenti.
işe başladığında yada oğlun yola geldiğinde sihirli değnek değmeyecek size. her şeyi bunlara bağlayıp, o büyük beklentiyi karşılamazsa hayal kırıklığı seni nasıl etkileyecek?

takıntılı ve planlı olma konusunda seni çok iyi anlıyorum. keşke biraz azalsa. keşke şu içimdeki kontrolü elden bırakmama ve doğru olanı yapma güdüsünü frenleyebilsem.
keşke mantıklı olandan şaşmama şirazemi biraz kaydırsam.
o zaman sana da söylerdim olduğum yerde havaların nasıl olduğunu. :)

Ben mutlu olduğumda ve gerçekten zihnen tatmin olduğumda bambaşka bir hatuna dönüşüyorum. O noktada benim bir beklentim kalmıyor, dolayısıyla hayalkırıklığı da yaşamıyorum. Ancak işte o noktada hayatımdaki erkekte gereksiz bir kıskançlık ve kaybetme korkusu hasıl oluyor. Tam da bu sebepten eşim beni engellemeye çalışır bazı konularda. Çünkü biliyor, tanıyor beni.

Anne olmama pek sevindi mesela. Durmadan plan yapan, değişime ve gelişime takıntılı bir kadının tehlikeli yanı anne olmakla son buldu ona göre. Çünkü biliyor anneliğin de hakkını vermeye çalışacağımı.

Filmlerde var olan, yıllardır dirilmeyi bekleyen mumya gibiyim eşime göre. Pimapendeki lekeleri cifle ovalamaktan vazgeçtiğimde korkmaya başlar sanırım.
 
Kız ben bunu nasıl okumayayim,akıcı ve samimi bir anlatım:) ne çok isterdim gamsız olmayı, erkeklerin geneli öyle bı Y geni bı rahat kaygısız gen. Evlilik terapisti bı daha deneseniz, baktın gene keyfinden ödün vermiyor akışına bırakırsın bence bakalım nolcak.
 
X