Tam boşanacağım bir gülme geliyor.


Genel olarak iş buyurma gibi bir alışkanlığım yok. Kimseden bir şey istemem kendi işimi hallederim. Sonra da böyle yorgunluktan çıldırma eşiğine geliyorum.
 
Genel olarak iş buyurma gibi bir alışkanlığım yok. Kimseden bir şey istemem kendi işimi hallederim. Sonra da böyle yorgunluktan çıldırma eşiğine geliyorum.
Birgün dersim vardı. Ondan sonra da antremanım ve kuaförümle randevum vardı. Telefondan sevgilimi aradım ve 2 bardak mercimeği 5 bardak suyla koymasını istedim(mercimek köftesi yoğurup çayla içecektim) eve geldim. Bir yanık kokusu. Mercimekler yanmış sevgilim oyuna dalmış. Neyse birşeyler bulup idare ettim. Sonraki antreman günümde kırıklık vardı grip olacaktım. Gözlerim akıyo,aşırı yorgun ve halsizim. Markete gitmem gerektiğini hatırladım. Sevgilimi aradım markete benle gel yandaki kafede otururuz hem dedim(poşetleri taşıtmak istiyodum bi de) bana "gelemem savaşa gircez" dedi. Bu mantıklı cevap karşısında markete kendim gidip döndüm. Saate baktığımda ilaç saatim gelmiş evde yemek yok,sonradan çorbanın dolapta olduğunu hatırlıyorum tas yok dağ gibi bulaşık var. O gün sevgilime söyledim. Özür dileyip bulaşıkları yıkadı. Antreman dönüşlerim sırasında evle ilgilendi. Yani anafikir: hayat müşterektir. Tek başına yük yüklenmekle karşı taraf "vaaay ne kadar güçlü bir bağyan" demiyor. Nasıl olsa yapıyo diye oturuyor.
 

Ya aslında güç takıntısı ile de alakası yok. Biraz alışkanlıklarla alakalı bir durum. Çocukluktan itibaren kendi işini halletmeye alışınca, evlenince esasen birlikte yapmak gerektiğini anlayamıyorsun ilk başta. Ne zaman çocuk oluyor ve işler zorlaşıyor, o vakit lan burda bir terslik var çocuk sadece bana ait değil ki düşüncesi hasıl oluyor. Neyse ki siz erken önlem almışsınız :)
 
Bizde de öyle. Kız evlatlarını amazon gibi yetiştiriyolar. Ama erkeklerimiz öyle değil. Erkek kardeşime iş yaptırılmaz mesela,çocuk bilgisayarıyla oturuyor öyle sinir oluyorum ki. Etrafımda da var. Kadın süt sağıyo,bahçe ekip satıyo pazarda altın yapıp köşede biriktiriyo sonra hastalıktan ölüyo adam da kırkı çıkmadan saçı belinde genç bir kızla evleniyor. Evlat olarak önceki neslin hatasını çözüp davranış geliştiriyorum. Ve şu yok mu? Kadınına her türlü işi angaryayı reva görüp,aynı kadından saten gecelik ve jartiyer giymesini bekleyen.. Sinir ve ifrit oluyorum
 
Ben ikili iliskilerde bozulan durumun bir daha toparlanabilecegine inanmiyorum
Ornegin saygi kaybedildiyse bi dahaki kavgada daha hoyratca girisiyor insan, iletisimsizlik varsa bi sure sonra amaann moduna baglaniyor, sevgi azaldiysa bir daha artmiyor, gibi gibi
Bitmis bi olayi zorluyorsunuz bence
Gerek var mi emin olamadim
 
Bır cumleyşe bır ınsan tanınmaz elbet ama. İkili ilişkilerde problemı cozerken , sorunu once kendınızde aramak zorundasınız. Belkı ciddiye alınacak sekilde davranmıyorsunuzdur. Bazı konular vardır ki, şaka kaldırmaz. Siz , sizi ağlatan bir mevzuyu bel altı esprilerle, göndermelerle çözemezsiniz. Durumun hafifletilecek bir tarafı yok ki ne gerek var oyle bi usluba. Tavsıyem bosvermıslık ruh halındrn sıyrılmanız ipleri elınıxe almanız ve daha ksrarlı soylemletde bulunarak adımlar atmanız. Bi de ben erkekler ıcın her sorunun cozumunun seks olduguna ınanıyorum. Ciddi manada. İsteyen kızabılır ama ben olması gerekenı degil olanı soyluyorum
Bi adam sizi cinsel anlamda deki gibi arzuluyorsa, sizin için yapmayacagı sey yoktur. Yani bunu ister kullanırsınız ister kullanmazsınız. Şahsen ben kullanmanızı tavsiye ederim. Yola gelıcektir. Keske merhametlı olsalar, saygı duysalar, kıymet bilseler.. Ama o işler oyle olmuyor.
 
Ben kendımı yormayacak sekilde ev işi yapıyorum. Cogu zaman ev musait olmuyor bu yuzden mısafır kabul etmıyorum. Eşim dertli bu konuda onceleri de cok kavga ettik. Sen de yaparsan toplanır diyorum. Yaomıyor. Ben de yapmıyorum. İşim gucum yok gunun dort saatını temızlıge verıcem. Versen de kuymet bilinse neyse..
 
hayat yeterince zor özellikle kadınlar için iş çocuklar ev aileye olan sorumluluklar. ve şu bir gerçek genel olarak gözlemlerim şu yönde erkekler sadece fiziksel olarak yormuyor eşlerini zihinsel olarak da yoruyorlar. yani o çöpün çıkarılması gerektiğini akıllarında tutmuyorlar eşleri söylerse lütfediyorlar. yada alışveriş yapılacağını karılarının söylemesini bekliyorlar. kendi beyinlerini değil karılarınınkini kullanmak kolay geliyor. eşinizi sırtınızda kambur olarak görüyorsanız atın o kamburu bu illaki boşanmak olarak algılanmasın. hatırlatmayın. yıkamayın eşyalarını gömleği bittiğinde dolapta gelip sorsun neredeler diye. sağa sola attıklarını saklayın. mesela telefona bakıyor diyorsunuz sarj aletini absürt bir yerde gördüğünüz de alın saklayın sorarsa bilmem nerede bıraktın oraya bak diyin. sabah uyandırmadan çıkın gidin. vs vs. salvar davasına çevirin hayatını. etrafına olan algıları kapanmış açmak lazım
 

Eşiniz klasik bir "erkek". Bizim gibi değiller, açık açık söylemeniz gerekiyor. Kadın erkek ilişkileri hakkındaki en efsane yazarlar bile yeri geliyor kendileri bunları unuttuklarını yazıyorlar, hatta bu konuda seminer verip gelip eşine de öyle davranması gerektiğini unuttuğunu yazmış bir tanesi geçen, çok güldüm, klasik erkek:)

Diğer konularınızı da biliyorum, sizinki klasik kadın erkek çatışması gibi geliyor bana. Uzman arkadaşlar daha iyi bilir ama ben erkekler marstan kadınlar venüsten, mars Venüs yatak odasında vs gibi kitaplarla hem öğrenmiş hem gülmüştüm aramızdaki farkı. Benim ilişkim bunlarla çözülecek gibi değildi, ama sizinkinde umut var bence.

Tabi bir uzman daha iyi bilir ama benim dışardan gördüğüm bu hep sizin konularınızdan sonra.
 
Saçma,bunların hepsi yetiştirme tarzından dolayı. Kızın erkek kardeşine sofrayı kurması ve erkek kardeşin gelin gibi oturması normalleştirilirse böyle ev işi yapınca bi yerlerinin düşeceğini sanan erkeklerimiz olur
 


İki soluk alacak zamanı buldum. Kahvemi aldım, geldim yazmaya.

Bağımlılık çok başka bir konu, ben psikologları bağımlılarla çalışacak kapasitede de görmüyorum açıkçası kim ne derse desin. Bağımlıların çalışması gereken kişiler psikiyatristlerdir; çünkü beynimizdeki bağımlılık ve haz/zevkin merkezi olan nucleus accumbens'in patlama yapacağı zamanları çeşitli ilaçlarla onlar düzenleyebilirler. Yalnız çok sevdiğim bir hocam şöyle bir anekdot anlatmıştı sen potansiyel bağımlı deyince aklıma o geldi. Bahis oyunlarına bağımlı olan bir kişiyle görüşme yapmış. Adam oynuyor oynuyor, sonra bırakıp gene başlıyormuş falan bu sürekli bir döngü içerisinde ilerliyormuş. En son kendi içerisinde bu durumu sorgulamaya başlamış demiş ki "Ben ne yapıyorum? Benim amacım ne?" falan. Hocamızla da konuşurken bu durumu demiş ki, "İnsanın kendine inanması önemli değil midir? Ben kendime inanıyorum ama doktorlar bana inanmıyor" demiş. Çünkü onlar psikiyatrist :) Daha mekanik bakıyorlar olaya yani araştırma yaparken dahi böyleler, bir hastalık ya vardır ya yoktur. Ama bu bağımlı arkadaş gibi olaya daha varoluşçu bakanlar da var. Ben bunu niye anlattım? Adam demiş ki "Ben kendime inanıyorum, benim inancım var bunu başarabileceğime dair ama çevrem bana inanmıyor, doktorlar bana inanmıyor". Eşin de senin ona inanmanı istiyor, olay bundan ibaret. Bağımlılık için farkında olmak yetmez, bağımlılıktan kurtulmak için şart olan şey iradedir. Eşin de 10 senedir bulaşmadıysa evet, iradeli bir insandır diyebiliriz. Ancak sıkıntı bunu çok büyük fedakarlık yapıyor gibi lanse etmesi.

Her an onu ayağa kaldıracak insan sen değilsin, bunu yapmanı kimse bekleyemez. Sen eşinin sorumluluğunu alamazsın elbette. Ancak ikinizin ilişki için yaptığınız fedakarlık anlayışları birbirinden çok farklı. Eşin de bu ilişkiyi ayakta tutmak için çok büyük fedakarlık yaptığını düşünüyor, sen de öyle. Ama ikinizin arasında olan yarış: "En çok ben fedakarlık yapıyorum, bu ilişkiyi ayakta tutan kolon benim". Ama ilişki içinde böyle bir sistem yoktur, ilk adımı atmak ikinizin de sorumluluğundadır karşı taraftan bağımsız olarak. Bir de genel olarak ilişkide insanlar konuşmadan duramıyor yahu, inatla bir konuşuyoruz yani. Sinirliysen konuşmayacaksın, sakinleşeceksin. Küssen, önce barışacaksın. İki taraf fizyolojik ve psikolojik hazır olduğu zaman konuşmak en doğrusu. Çiftler konuşmaya erken başlıyor, bu da tartışma ve kavgayı doğuruyor. Bir de çiftlerin yaptığı en büyük hatalardan biri de ilişkide kötü noktaya geldiklerinde aşklarının/sevgilerinin bittiğini söylemeleri, ilişki için net ölümcül bir hata bu mesela. Genel gözlemim sizinle net iletişim tekniği çalışılması gerektiği. Her ne kadar hap gibi kesin çözüm niteliği sağlayamayacak olsa da (birebir çalışamadığımız için) özelden sana teknikleri yazacağım, notlarımı burada paylaşmak istemiyorum.
 
ama siz çok şekersinizzzzz
sizi kaybetmek istemeyecektir, sadece erkekler birazzzzzz nasıl deseemmmm odunumsuuuu...
inanın hepsi nerdeyse öyle, umarım hatasını telafi eder ve sizi ne kadar yorduğunu görür.....
 
Ne oldu bosanabildi mi üye acaba. Ciddiye almamasındaki en büyük sebebin surekli olarak aldatıldıgini bile bile boşanma için adım atmamasi olduğunu düşünüyorum
Akıllı telefonla aldatıyormuş ya, adam tilfon bağımlısı olmuş. Daha evvel de alkol sorunu varmış, mesajlarına denk geliyordum idrakın, ordan biliyorum. Şaşırmadım buna, beyin tembelleşmiş, dış uyaran olmadan yapamıyor artık.
 
Ne oldu bosanabildi mi üye acaba. Ciddiye almamasındaki en büyük sebebin surekli olarak aldatıldıgini bile bile boşanma için adım atmamasi olduğunu düşünüyorum

Sorma bacım artık yüzsüzleştim ne yapayım. Dördüncü aldatmasından sonra üç çocuk daha yaptım. Çocuk olunca düzelir dedim. En küçük oğluma mobilcan ismini koydu düşünebiliyor musun? Son sevgilisinden esinlenmiş. Sonradan öğrendim ben tabi bi kıyameti kopardım. Bana ne dedi biliyor musunuz? Anlayamazsın dedi. O koruyucu kapağın parlaklığı, full çeken İnternetin ışıltısı, ekranın o parlak çekiciliği. Anlayamazsın dedi. Evet son sevgilisi son model mavi kapaklı bir akıllı telefonmuş. Yine ve yeniden aldatıldım. Evlendiğimizden beri bu beşinci telefonu. Her seferinde daha güzelini daha iyisini alıyor. Ama o görsün bak ben neler edicem. Ayfon 11in koynuna girmezsem ben de idrak değilim.
 

Alkol sorunu mu varmış demeee. Ben at yarışı sorunu var diye biliyordum ama alkol varsa dur ben boşayayım yine ahajajs.
 
Hayır durduk yere niye hortladı bu konu acaba. Dur basın açıklaması yapayım. Argadaşlar Kocamın hiç alkol sorunu olmadı. Hatta benim alkol sorunum olma ihtimali onunkinden fazla. Ben bildiğim kadarıyla hiç aldatılmadım. Konuda bahsi geçen yelloz bir akıllı telefon shsjjs. Ekrana bağımlı kendisi. Kumar konusunda şimdilik bir sıkıntı yok. Atları getirin banaaa aaattt diye krize girmiyor en azından.

Boşanma konusunda şimdilik bir girişimim yok. Hayat çok pahalı, egonomi kötü. Nereden baksan bir koca bi dünya para eder. Kemalim yapmaz sonuçta. Iki yıl önce bu sorunları dert edecek kadar dertsizmişim demek ki. Şimdilerde oğlum ela lale ellesin, efendime söyleyeyim Okan lale ile OK ellesin diye uğraşıyorum. Birinci sınıf anneleri bilir ki, şu konuda yazılanlar hiçbir şey ifade etmez insana. Benim şu an tek derdim ela. Ela olacak şıllık iki lale elleyecek diye gecem gündüzüm karıştı. Kocam olacak insan üç akıllı telefonla grup yapsa bile gözüm görmez. Çünkü o ela o laleyi elleyecek!!!
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…