Tam boşanacağım bir gülme geliyor.

Hepsi yay burcu olmasının yüzünden demicem. Çok komplike nedenleri var bence. Ama gözüme çarpan bir sebebi var,siz her işe koşturup karşı tarafa iş buyurmayan birisiniz anladığım kadarıyla. Böyleyse durum karşı taraf tembelleşir. Siz işten başını kaldıramadıkça yabancılaşır ve yurt arkadaşı gibi davranmaya başlar bence

Genel olarak iş buyurma gibi bir alışkanlığım yok. Kimseden bir şey istemem kendi işimi hallederim. Sonra da böyle yorgunluktan çıldırma eşiğine geliyorum.
 
Genel olarak iş buyurma gibi bir alışkanlığım yok. Kimseden bir şey istemem kendi işimi hallederim. Sonra da böyle yorgunluktan çıldırma eşiğine geliyorum.
Birgün dersim vardı. Ondan sonra da antremanım ve kuaförümle randevum vardı. Telefondan sevgilimi aradım ve 2 bardak mercimeği 5 bardak suyla koymasını istedim(mercimek köftesi yoğurup çayla içecektim) eve geldim. Bir yanık kokusu. Mercimekler yanmış sevgilim oyuna dalmış. Neyse birşeyler bulup idare ettim. Sonraki antreman günümde kırıklık vardı grip olacaktım. Gözlerim akıyo,aşırı yorgun ve halsizim. Markete gitmem gerektiğini hatırladım. Sevgilimi aradım markete benle gel yandaki kafede otururuz hem dedim(poşetleri taşıtmak istiyodum bi de) bana "gelemem savaşa gircez" dedi. Bu mantıklı cevap karşısında markete kendim gidip döndüm. Saate baktığımda ilaç saatim gelmiş evde yemek yok,sonradan çorbanın dolapta olduğunu hatırlıyorum tas yok dağ gibi bulaşık var. O gün sevgilime söyledim. Özür dileyip bulaşıkları yıkadı. Antreman dönüşlerim sırasında evle ilgilendi. Yani anafikir: hayat müşterektir. Tek başına yük yüklenmekle karşı taraf "vaaay ne kadar güçlü bir bağyan" demiyor. Nasıl olsa yapıyo diye oturuyor.
 
Birgün dersim vardı. Ondan sonra da antremanım ve kuaförümle randevum vardı. Telefondan sevgilimi aradım ve 2 bardak mercimeği 5 bardak suyla koymasını istedim(mercimek köftesi yoğurup çayla içecektim) eve geldim. Bir yanık kokusu. Mercimekler yanmış sevgilim oyuna dalmış. Neyse birşeyler bulup idare ettim. Sonraki antreman günümde kırıklık vardı grip olacaktım. Gözlerim akıyo,aşırı yorgun ve halsizim. Markete gitmem gerektiğini hatırladım. Sevgilimi aradım markete benle gel yandaki kafede otururuz hem dedim(poşetleri taşıtmak istiyodum bi de) bana "gelemem savaşa gircez" dedi. Bu mantıklı cevap karşısında markete kendim gidip döndüm. Saate baktığımda ilaç saatim gelmiş evde yemek yok,sonradan çorbanın dolapta olduğunu hatırlıyorum tas yok dağ gibi bulaşık var. O gün sevgilime söyledim. Özür dileyip bulaşıkları yıkadı. Antreman dönüşlerim sırasında evle ilgilendi. Yani anafikir: hayat müşterektir. Tek başına yük yüklenmekle karşı taraf "vaaay ne kadar güçlü bir bağyan" demiyor. Nasıl olsa yapıyo diye oturuyor.

Ya aslında güç takıntısı ile de alakası yok. Biraz alışkanlıklarla alakalı bir durum. Çocukluktan itibaren kendi işini halletmeye alışınca, evlenince esasen birlikte yapmak gerektiğini anlayamıyorsun ilk başta. Ne zaman çocuk oluyor ve işler zorlaşıyor, o vakit lan burda bir terslik var çocuk sadece bana ait değil ki düşüncesi hasıl oluyor. Neyse ki siz erken önlem almışsınız :)
 
Ya aslında güç takıntısı ile de alakası yok. Biraz alışkanlıklarla alakalı bir durum. Çocukluktan itibaren kendi işini halletmeye alışınca, evlenince esasen birlikte yapmak gerektiğini anlayamıyorsun ilk başta. Ne zaman çocuk oluyor ve işler zorlaşıyor, o vakit lan burda bir terslik var çocuk sadece bana ait değil ki düşüncesi hasıl oluyor. Neyse ki siz erken önlem almışsınız :)
Bizde de öyle. Kız evlatlarını amazon gibi yetiştiriyolar. Ama erkeklerimiz öyle değil. Erkek kardeşime iş yaptırılmaz mesela,çocuk bilgisayarıyla oturuyor öyle sinir oluyorum ki. Etrafımda da var. Kadın süt sağıyo,bahçe ekip satıyo pazarda altın yapıp köşede biriktiriyo sonra hastalıktan ölüyo adam da kırkı çıkmadan saçı belinde genç bir kızla evleniyor. Evlat olarak önceki neslin hatasını çözüp davranış geliştiriyorum. Ve şu yok mu? Kadınına her türlü işi angaryayı reva görüp,aynı kadından saten gecelik ve jartiyer giymesini bekleyen.. Sinir ve ifrit oluyorum
 
Ben ikili iliskilerde bozulan durumun bir daha toparlanabilecegine inanmiyorum
Ornegin saygi kaybedildiyse bi dahaki kavgada daha hoyratca girisiyor insan, iletisimsizlik varsa bi sure sonra amaann moduna baglaniyor, sevgi azaldiysa bir daha artmiyor, gibi gibi
Bitmis bi olayi zorluyorsunuz bence
Gerek var mi emin olamadim
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Bır cumleyşe bır ınsan tanınmaz elbet ama. İkili ilişkilerde problemı cozerken , sorunu once kendınızde aramak zorundasınız. Belkı ciddiye alınacak sekilde davranmıyorsunuzdur. Bazı konular vardır ki, şaka kaldırmaz. Siz , sizi ağlatan bir mevzuyu bel altı esprilerle, göndermelerle çözemezsiniz. Durumun hafifletilecek bir tarafı yok ki ne gerek var oyle bi usluba. Tavsıyem bosvermıslık ruh halındrn sıyrılmanız ipleri elınıxe almanız ve daha ksrarlı soylemletde bulunarak adımlar atmanız. Bi de ben erkekler ıcın her sorunun cozumunun seks olduguna ınanıyorum. Ciddi manada. İsteyen kızabılır ama ben olması gerekenı degil olanı soyluyorum
Bi adam sizi cinsel anlamda deki gibi arzuluyorsa, sizin için yapmayacagı sey yoktur. Yani bunu ister kullanırsınız ister kullanmazsınız. Şahsen ben kullanmanızı tavsiye ederim. Yola gelıcektir. Keske merhametlı olsalar, saygı duysalar, kıymet bilseler.. Ama o işler oyle olmuyor.
 
Bizde de öyle. Kız evlatlarını amazon gibi yetiştiriyolar. Ama erkeklerimiz öyle değil. Erkek kardeşime iş yaptırılmaz mesela,çocuk bilgisayarıyla oturuyor öyle sinir oluyorum ki. Etrafımda da var. Kadın süt sağıyo,bahçe ekip satıyo pazarda altın yapıp köşede biriktiriyo sonra hastalıktan ölüyo adam da kırkı çıkmadan saçı belinde genç bir kızla evleniyor. Evlat olarak önceki neslin hatasını çözüp davranış geliştiriyorum. Ve şu yok mu? Kadınına her türlü işi angaryayı reva görüp,aynı kadından saten gecelik ve jartiyer giymesini bekleyen.. Sinir ve ifrit oluyorum
Ben kendımı yormayacak sekilde ev işi yapıyorum. Cogu zaman ev musait olmuyor bu yuzden mısafır kabul etmıyorum. Eşim dertli bu konuda onceleri de cok kavga ettik. Sen de yaparsan toplanır diyorum. Yaomıyor. Ben de yapmıyorum. İşim gucum yok gunun dort saatını temızlıge verıcem. Versen de kuymet bilinse neyse..
 
hayat yeterince zor özellikle kadınlar için iş çocuklar ev aileye olan sorumluluklar. ve şu bir gerçek genel olarak gözlemlerim şu yönde erkekler sadece fiziksel olarak yormuyor eşlerini zihinsel olarak da yoruyorlar. yani o çöpün çıkarılması gerektiğini akıllarında tutmuyorlar eşleri söylerse lütfediyorlar. yada alışveriş yapılacağını karılarının söylemesini bekliyorlar. kendi beyinlerini değil karılarınınkini kullanmak kolay geliyor. eşinizi sırtınızda kambur olarak görüyorsanız atın o kamburu bu illaki boşanmak olarak algılanmasın. hatırlatmayın. yıkamayın eşyalarını gömleği bittiğinde dolapta gelip sorsun neredeler diye. sağa sola attıklarını saklayın. mesela telefona bakıyor diyorsunuz sarj aletini absürt bir yerde gördüğünüz de alın saklayın sorarsa bilmem nerede bıraktın oraya bak diyin. sabah uyandırmadan çıkın gidin. vs vs. salvar davasına çevirin hayatını. etrafına olan algıları kapanmış açmak lazım
 
Dur bir düşüneyim flört döneminde saatlerce konuşurduk. Her şeyden. Siyaset, edebiyat, insanlar, gelecek ve geçmiş. Uzun uzun konuşurduk. O kadar konuştuk ki evliliğe bir şey kalmadı demek. Bir de sözlüklerde yazardık. Bazen trollük yapar eğlenirdik :)

Çocuktan sonra paylaşımlar azalarak bitti. Bak geçenlerde kayınvalidem lahmacun almış bize. Kalas eşim hepsini yemiş. Ben yemeğe çok düşkün bir model değilim zaten ama yaptığı eylemden rahatsız olduğumu söylediğimde "sipariş veririz ne var buna mı takıldın" gibi bir yanıt verdi. Gerçekten ya geri zekalı ya da anlamak istemiyor derdimi. Mevzu lahmacun yemek değil. Tıpkı benim yaptığım gibi "sen de yer misin" diye sormayı düşünmesi. Bunu akıl edebilmesi. Lahmacun ufak bir ayrıntıyı. Bu durum tüm hayatımızda geçerli mesela. Ben ne kadar incelik peşinde isem, o aksine zerre incelik göstermeyen bir model. Bu durumun değişeceğini de sanmıyorum.

Eşiniz klasik bir "erkek". Bizim gibi değiller, açık açık söylemeniz gerekiyor. Kadın erkek ilişkileri hakkındaki en efsane yazarlar bile yeri geliyor kendileri bunları unuttuklarını yazıyorlar, hatta bu konuda seminer verip gelip eşine de öyle davranması gerektiğini unuttuğunu yazmış bir tanesi geçen, çok güldüm, klasik erkek:)

Diğer konularınızı da biliyorum, sizinki klasik kadın erkek çatışması gibi geliyor bana. Uzman arkadaşlar daha iyi bilir ama ben erkekler marstan kadınlar venüsten, mars Venüs yatak odasında vs gibi kitaplarla hem öğrenmiş hem gülmüştüm aramızdaki farkı. Benim ilişkim bunlarla çözülecek gibi değildi, ama sizinkinde umut var bence.

Tabi bir uzman daha iyi bilir ama benim dışardan gördüğüm bu hep sizin konularınızdan sonra.
 
Ben kendımı yormayacak sekilde ev işi yapıyorum. Cogu zaman ev musait olmuyor bu yuzden mısafır kabul etmıyorum. Eşim dertli bu konuda onceleri de cok kavga ettik. Sen de yaparsan toplanır diyorum. Yaomıyor. Ben de yapmıyorum. İşim gucum yok gunun dort saatını temızlıge verıcem. Versen de kuymet bilinse neyse..
Saçma,bunların hepsi yetiştirme tarzından dolayı. Kızın erkek kardeşine sofrayı kurması ve erkek kardeşin gelin gibi oturması normalleştirilirse böyle ev işi yapınca bi yerlerinin düşeceğini sanan erkeklerimiz olur
 
Astoria Astoria ek yapayım yeniden. Yani potansiyel bir bağımlı aslında. Ancak son on yıldır bağımlılık boyutunda değil. Diğer kumar bağımlılarından farklı olarak, farkındalık kazanmış bilinçli biri. Ne olursa olsun oynarım deme evresi iyileşmiş durumda. Kendini veya bu sorunu yaşayan diğer insanları bir psikolog gibi analiz edip yapılacakları anlatabilir. Bağımlı diyemem ama potansiyel bir bağımlı diyebilirim. Kumar bağımlılığında en mühim sınır fakındalıktır zaten. O kazanıldıysa kurtulma ihtimali vardır.

Öte yandan o dönemin ona kaybettirdiği bazı Özellikler var. Rahat yalan söyleyebilme, aşırı rahatlık, kumarın sebep olduğu hazzın yerine hiçbir şey konulamadığı için koca bir boşluk ve amaçsızlık. Hani kanser hastaları iyileşse bile ruhen ve bedenen hasarlar kalır ya, eşim de öyle. İyileşti ama hasarlı. O istedi ki en başında olduğu gibi onu anlayan, destek olan, yaralarını saran bir idrak olsun daima. Ancak ne zaman anne oldum, o idrak gitti. Artık büyü ve kendine gel diyen idrak geldi.

O kadar ayrıntılı ki bu konu. Gençlik döneminde bağımlılığa dönüşmüş. Sonra destek alarak kendini düzeltmiş. Uzun yıllar tekrar etmemiş. Evliliğin ardından yeniden patlak verdi ancak asla o boyutta değil. Daha az hasarla atlatıldı.

Benden bir şey gizlemedi aslında. Her şeyi anlattı evlenmeden önce. Ben de onun bir daha aynı boyutta bağımlı olmayacağına inandım. Olmadı da eski zamanlarındaki gibi. Ancak ailesi beni evlenmeden önce bak çok da güvenme diye uyarırken, ben herkese karşı onu savunup onunla evlenmişken ağır geldi yaşattığı hayalkırıklığı.

Savunması da şu şekil. Evet çok büyük hata yaptım ama asla o bağımlı hallerime dönmedim son on yıldır. Neden bunu görmüyorsun.

İki soluk alacak zamanı buldum. Kahvemi aldım, geldim yazmaya.

Bağımlılık çok başka bir konu, ben psikologları bağımlılarla çalışacak kapasitede de görmüyorum açıkçası kim ne derse desin. Bağımlıların çalışması gereken kişiler psikiyatristlerdir; çünkü beynimizdeki bağımlılık ve haz/zevkin merkezi olan nucleus accumbens'in patlama yapacağı zamanları çeşitli ilaçlarla onlar düzenleyebilirler. Yalnız çok sevdiğim bir hocam şöyle bir anekdot anlatmıştı sen potansiyel bağımlı deyince aklıma o geldi. Bahis oyunlarına bağımlı olan bir kişiyle görüşme yapmış. Adam oynuyor oynuyor, sonra bırakıp gene başlıyormuş falan bu sürekli bir döngü içerisinde ilerliyormuş. En son kendi içerisinde bu durumu sorgulamaya başlamış demiş ki "Ben ne yapıyorum? Benim amacım ne?" falan. Hocamızla da konuşurken bu durumu demiş ki, "İnsanın kendine inanması önemli değil midir? Ben kendime inanıyorum ama doktorlar bana inanmıyor" demiş. Çünkü onlar psikiyatrist :) Daha mekanik bakıyorlar olaya yani araştırma yaparken dahi böyleler, bir hastalık ya vardır ya yoktur. Ama bu bağımlı arkadaş gibi olaya daha varoluşçu bakanlar da var. Ben bunu niye anlattım? Adam demiş ki "Ben kendime inanıyorum, benim inancım var bunu başarabileceğime dair ama çevrem bana inanmıyor, doktorlar bana inanmıyor". Eşin de senin ona inanmanı istiyor, olay bundan ibaret. Bağımlılık için farkında olmak yetmez, bağımlılıktan kurtulmak için şart olan şey iradedir. Eşin de 10 senedir bulaşmadıysa evet, iradeli bir insandır diyebiliriz. Ancak sıkıntı bunu çok büyük fedakarlık yapıyor gibi lanse etmesi.

Her an onu ayağa kaldıracak insan sen değilsin, bunu yapmanı kimse bekleyemez. Sen eşinin sorumluluğunu alamazsın elbette. Ancak ikinizin ilişki için yaptığınız fedakarlık anlayışları birbirinden çok farklı. Eşin de bu ilişkiyi ayakta tutmak için çok büyük fedakarlık yaptığını düşünüyor, sen de öyle. Ama ikinizin arasında olan yarış: "En çok ben fedakarlık yapıyorum, bu ilişkiyi ayakta tutan kolon benim". Ama ilişki içinde böyle bir sistem yoktur, ilk adımı atmak ikinizin de sorumluluğundadır karşı taraftan bağımsız olarak. Bir de genel olarak ilişkide insanlar konuşmadan duramıyor yahu, inatla bir konuşuyoruz yani. Sinirliysen konuşmayacaksın, sakinleşeceksin. Küssen, önce barışacaksın. İki taraf fizyolojik ve psikolojik hazır olduğu zaman konuşmak en doğrusu. Çiftler konuşmaya erken başlıyor, bu da tartışma ve kavgayı doğuruyor. Bir de çiftlerin yaptığı en büyük hatalardan biri de ilişkide kötü noktaya geldiklerinde aşklarının/sevgilerinin bittiğini söylemeleri, ilişki için net ölümcül bir hata bu mesela. Genel gözlemim sizinle net iletişim tekniği çalışılması gerektiği. Her ne kadar hap gibi kesin çözüm niteliği sağlayamayacak olsa da (birebir çalışamadığımız için) özelden sana teknikleri yazacağım, notlarımı burada paylaşmak istemiyorum.
 
ama siz çok şekersinizzzzz :KK200:
sizi kaybetmek istemeyecektir, sadece erkekler birazzzzzz nasıl deseemmmm odunumsuuuu...
inanın hepsi nerdeyse öyle, umarım hatasını telafi eder ve sizi ne kadar yorduğunu görür.....
 
Ne oldu bosanabildi mi üye acaba. Ciddiye almamasındaki en büyük sebebin surekli olarak aldatıldıgini bile bile boşanma için adım atmamasi olduğunu düşünüyorum
Akıllı telefonla aldatıyormuş ya, adam tilfon bağımlısı olmuş. 😶 Daha evvel de alkol sorunu varmış, mesajlarına denk geliyordum idrakın, ordan biliyorum. Şaşırmadım buna, beyin tembelleşmiş, dış uyaran olmadan yapamıyor artık.
 
Ne oldu bosanabildi mi üye acaba. Ciddiye almamasındaki en büyük sebebin surekli olarak aldatıldıgini bile bile boşanma için adım atmamasi olduğunu düşünüyorum

Sorma bacım artık yüzsüzleştim ne yapayım. Dördüncü aldatmasından sonra üç çocuk daha yaptım. Çocuk olunca düzelir dedim. En küçük oğluma mobilcan ismini koydu düşünebiliyor musun? Son sevgilisinden esinlenmiş. Sonradan öğrendim ben tabi bi kıyameti kopardım. Bana ne dedi biliyor musunuz? Anlayamazsın dedi. O koruyucu kapağın parlaklığı, full çeken İnternetin ışıltısı, ekranın o parlak çekiciliği. Anlayamazsın dedi. Evet son sevgilisi son model mavi kapaklı bir akıllı telefonmuş. Yine ve yeniden aldatıldım. Evlendiğimizden beri bu beşinci telefonu. Her seferinde daha güzelini daha iyisini alıyor. Ama o görsün bak ben neler edicem. Ayfon 11in koynuna girmezsem ben de idrak değilim.
 
Akıllı telefonla aldatıyormuş ya, adam tilfon bağımlısı olmuş. 😶 Daha evvel de alkol sorunu varmış, mesajlarına denk geliyordum idrakın, ordan biliyorum. Şaşırmadım buna, beyin tembelleşmiş, dış uyaran olmadan yapamıyor artık.

Alkol sorunu mu varmış demeee. Ben at yarışı sorunu var diye biliyordum ama alkol varsa dur ben boşayayım yine ahajajs.
 
Hayır durduk yere niye hortladı bu konu acaba. Dur basın açıklaması yapayım. Argadaşlar Kocamın hiç alkol sorunu olmadı. Hatta benim alkol sorunum olma ihtimali onunkinden fazla. Ben bildiğim kadarıyla hiç aldatılmadım. Konuda bahsi geçen yelloz bir akıllı telefon shsjjs. Ekrana bağımlı kendisi. Kumar konusunda şimdilik bir sıkıntı yok. Atları getirin banaaa aaattt diye krize girmiyor en azından.

Boşanma konusunda şimdilik bir girişimim yok. Hayat çok pahalı, egonomi kötü. Nereden baksan bir koca bi dünya para eder. Kemalim yapmaz sonuçta. Iki yıl önce bu sorunları dert edecek kadar dertsizmişim demek ki. Şimdilerde oğlum ela lale ellesin, efendime söyleyeyim Okan lale ile OK ellesin diye uğraşıyorum. Birinci sınıf anneleri bilir ki, şu konuda yazılanlar hiçbir şey ifade etmez insana. Benim şu an tek derdim ela. Ela olacak şıllık iki lale elleyecek diye gecem gündüzüm karıştı. Kocam olacak insan üç akıllı telefonla grup yapsa bile gözüm görmez. Çünkü o ela o laleyi elleyecek!!!
 
X