Tam boşanacağım bir gülme geliyor.

kadınlar sürekli aynı şekilde aynı şeylerden dırdır ettiklerinde haklı dahi olsalar erkekler ciddiye almıyor. Gerçekten ayılacağınızı dank ettiğini düşünse böyle olmaz. peki siz bu kaybolan cinsel arzu için bir şeyler yaptınız mı adamın size karşı kaybolan isteği belki bir nebze olsun sizin de özensizliğinizden olabilir mi? gerçekten bunu çok özür dileyerek yazıyorum önce kadını haklı görürüm her zaman fakat bazı konularda da istediğimizi almak bize düşüyor.

Dürüst olmak gerekirse yapmadım. Ne bir talep ne bir adım, ne bir hareketlilik. Sadece düzelmesini ve çözüm bulmasını söyledim.
 
Dürüst olmak gerekirse yapmadım. Ne bir talep ne bir adım, ne bir hareketlilik. Sadece düzelmesini ve çözüm bulmasını söyledim.
hep söylenir ya bir yerde bir kavga varsa tek suçlu yoktur diye.. adam eksiklendiği için sizin hatalarınızı görmüyor ya da söylemiyor olabilir. genel olarak evet haklısınız fakat ilişkide zaman zaman yük dinamikleri değişir. bazen sizin daha fazla sorumluluk almanız gerekebilir. oyun tlf konusunda haklısınız şart koşabilirsiniz mesela ama sizde elinizi taşın altına koyun. bazen onu etkilemekte size zevk verebilir.
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Valla kitap okur gibi okudum cok tatlı anlatmışsınız Allah yardım etsin ne diyim :)
 
Bir de böyle dene Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi , sal gitsin rahat davran, aman rezil olmasın, aman arkasını toparlayayım derdine düşen sen olma, etekleri tutuşan ne yapacağız diyen o olsun, rahat adama rahat davranmak lazım, yoksa hakikaten diğer türlüsü ömür törpüsü, niye yıpranan, üzülen sen olasın ki, alsın tüm sorumluluğu bırak bakalım ne yapacak tek başına, dümen sende deyip çekil kenara.
 
Nezaketiniz için teşekkür ederim.
Son bir haftada gündeme gelen bu duruma,
sınır koymanızda fayda var.
Konuyu baştan tekrar okudum,
haşlanmış pırasa mevzusunu eşiniz başlatmış,
siz devam etmişsiniz.
İkiniz de bu tip diyaloglara girmeyin,
aranızda bir anlaşma yapın bu konuda.

Eşiniz bu evlilikte hatalı,evet,
bununla birlikte siz de kolay bir insan değilsiniz.
Geçmişinizden kaynaklı iç sıkıntılarınız ve mükemmelliyetçi kişiliğiniz işleri daha da zorlaştırıyor.

Bir karar vermelisiniz.
En azından oğlunuz büyüyene ve siz
bir işe girene kadar,
bu kervanı yürütecek misiniz?
Cevap evetse,yıpranmadan ve ilişkiyi yıpratmadan yürütmeye odaklanın.
Hiç mi iyi yönü,huyu yok bu adamın?

Elbette iyi yönleri var. İlgi ve şefkatle yaklaşırsan pamuk gibi bir adam olur. Hastalık konusunda çok özverilidir. Destek olur bakar. Merhametlidir ama artık pek göstermiyor. Genel olarak sakindir. Damarına basmazsam öfkeli bağırıp çağıran bir adam değildir.

Aileme karşı saygılıdır. Asla saygısızlık yapmadı bugüne dek. İdare etmesini bilir. Oğlunu çok çok sever. Babalık yapmayı bilmiyor o ayrı. Ama bilirim ne kadar sevdiğini. Beni de sever. Üzse ve yıpratsa da kıyamaz içten içe. Özür dilemesini geri adım atmayı bilir. Uzatmaz. Kavga sonrası genelde o adım atar. Hatta belki hep o adım atar.

Dışarıda zaman geçirmez. Ya evde ya iştedir. Sadakatından hiç şüphe etmedim. Kaşı gözü Oynamaz dışarıda. Sorumluluk bilinci olsa, tam bir aile babasıdır aslında.

Başkaa şu hale gelmesek mükemmel bir aşıktır. Öyleydi yani eskiden. Fazla ilgilidir. Hastaneye gitsem kırk kere arar-Dı eskiden. Ben onu itene kadar. Arayıp durma diye tersleyene kadar. Öyle işte.
 
Aslında sevişseniz belki gerçekten geçecekti :)
Şaka şaka..

Ehemm şimdi ciddi yorum yapayım.

Ben her evlilik kendine özeldir diye düşünüyorum, kıyaslamak anlamsız.
Kimi ufacık bir akılsız kelimesine biter, kimi ağır hakaretleri kaldırır.
Bizimki de kaldırdı mesela, kaldırıyor yani onu farkettim ben..
Haşlanmış pırasa beni çok rahatsız etmedi o yüzden.
Çünkü tahammülü bitmiş bir insandan çıkar bunlar, çok iyi bilirim onu.

Haa tahammülü biten insanın o evlilikte işi ne?
Evet o kısım düşündürüyor.
Sanırım dediğin gibi belki hala düzelir umudu, belki ortalıkta adam gibi adam
olmadığının bilincinde oluş, ya da senin bile artık hissetmediğin ama hala olan güçlü bir parça sevgiden sebep sürüyor.

Sizin evlilikte de bu boşanma konuşmaları çok yapıldı ama ciddi bir ayrılık provanız oldu mu acaba?
Belki ihtiyacınız olan ciddi anlamda budur.
Çünkü eşin için artık o konuşmalar, süregelen mutsuzluk kronikleşmiş.
Hep böyle konuşulur ama bir şekilde sürer gider modu var.

Onu yıkmak lazım.
Ciddi konuşmalar falan yapmıştınız, geçti onların etkisi.

Şöyle bir kaç ay en azından aynı evde bulunmamak, görmemek lazım bence.
Sensiz yaşam nasıl?
Onsuz yaşam senin açından nasıl?
Benim eşim mesela ayrılık döneminde benimle olmak istese de dırdırımı istemediğine emin oldu.
Eskiden her şeyine razıyım diyerek ayrılmak istemezdi.
Bu fikri beni çıldırtırdı.
Rahatsız olsun o da rahatsız olsun ve bunu bir şekilde değiştirmek için çabalasın diye çıldırırdım.
Şimdi ayrılmak istemiyorum ama öyle dırdırla yaşamak da istemiyorum.
Böyle yaşamayacağım artık yeter.
Mutsuzluk istemiyorum hayatımda dedi.

Ayy eski cümlesi daha romantik değil mi?
Ama valla bu yeni cümlesi daha çok hoşuma gitti.
Her şeyime razı olmasın !
İnsan gibi bir yaşam istesin, ille sen deyip o mal hayatta sürüklenmesin.

Kaç yıl geçmiş, duygular yıpranmış.
Otu otuna romantizm değil bizim ihtiyacımız.
Radikal çözümler istiyoruz.
Bence eşinin görmesi gereken tam olarak bu önce.

Ayrılık provası nasıl olsun yahu. Nereye gideceğim ki. Hem oğlumun düzenini değiştiremem. Okula gitmesi gerekiyor. Belli bir rutini var. Ne suçu var ki annesi karar verecek diye tüm düzeni alt üst olsun.

Romantizm derdim hiç olmadı ki zaten. Bir nebze incelik ve sorumluluk istedim. Ama ben de çok yıprattım bu evliliği çenemle. Biliyorum bunu.
 
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi az önce yazmayı unutmuşum.
Mesleki bilgim ve tecrübem bana şunu öğretti.
Bir çocuğun ruh dünyasını ve kişiliğini,
ilk planda şu üç öğe şekillendiriyor.
1.Annenin çocuğuyla olan ilişkisi
2.Babanın çocuğuyla olan ilişkisi
3.ve en önemli öğe: Anne ve babanın birbiriyle olan ilişkisi
Eşinizle yaşadığınız sorunları,
bir de bu pencereden değerlendirmenizde fayda görüyorum.

Şu paragrafı aktardım eşime konuşma sırasında. Gözleri doldu önüne döndü. Bu eşimin "bu sefer anladım" tepkisidir. Sen ve ben değil mesele, oğlumuz dedim. Yazdım konuşmamızı otuzuncu sayfada. İnşallah iyi olur her şey.
 
ben de tek sorunun eşi olduğunu düşünmüyorum.
bu kadar ipleri eline alması, anne olduktan sonra eşinin ona ulaşmasının zorluğu,
eşinin kumar oynamasından sonra devam etmesine rağmen affedememesi,
zaman zaman aşağılayıcı üslubu...
(iyi gömdük ama. ne gömdük. Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi )

işte o kararı alırken böyle sanki sosyal imkanları çok geniş bir ülkede yaşıyormuş gibi alamıyoruz.
anneye kolaylık iş yerinde yok, bakıcı-kreş yardımı sayılı kişiye var, bize yok, e kadının ailesi zaten sorunlu.
kira, fatura, geçim, çocuk ki zor bir çocuk...
nasıl olsun peki?
muhtemelen bir çıkış yolu bulsaydı bu evlilik zaten bu noktaya gelmeden biterdi bence.
sevgi tamam ama kimse gözü kapalı güvenemediği biri ile hayatını sürdüremez.
evlilik ve çocuk sorumluluğu iki kişiyken bile zor.
tek başına dev kadro.
yanlış anlaşılmasın, ben bu saygıyı aşan muhabbetin doğru olduğunu zaten düşünmüyorum. ama iş bu noktaya geldiyse de bir sebebi var ve anlaşılabilir 🤷🏻‍♀️

Bir beni bir de yay burçlu erkekleri sağlam gömdünüz yalnız hahshsjs. Şu ikinci paragrafın altına imzamı atıyorum. Sıkıştım ama niye sıkıştım sorusunun cevabı olsun.
 
Şu paragrafı aktardım eşime konuşma sırasında. Gözleri doldu önüne döndü. Bu eşimin "bu sefer anladım" tepkisidir. Sen ve ben değil mesele, oğlumuz dedim. Yazdım konuşmamızı otuzuncu sayfada. İnşallah iyi olur her şey.
InşAllah bu konuşma sizin için dönüm noktası olur canım rabbim gönlüne göre versin...
 
Merhaba hatunlar. Yazan arkadaşlara cevap vereceğim. Önce toplu olarak eşimle 37373838. Kez tekrarladığımız ciddi konuşmayı yazayım. Az evvel bitti. İnşallah bu sefer konuşmada kalmaz. Diyalog şeklinde yazayım yine. Neden evliliğimle ilgili açtığım her konu böyle bir konuşmayı aktarmamla bitiyor ve belli bir zaman sonra başa sarıyoruz bilmiyorum. İnşallah bu kez öyle olmaz...

-bak bu sefer bu konuşmanın lafta kalmasını istemiyorum. Eyleme geçmeyeceksek bunu fark ettiğimiz anda ayrılalım ki daha fazla yıpranmayalım. Seni suçlamadan, eleştirmeden soruyorum. Çünkü gerçekten cevabını merak ediyorum. Neden iki yıldır doktora gitmiyorsun?

+başlarda psikolojik olduğunu zamanla geçeceğini düşündüm. Aramızdaki kopukluğun buna sebep olduğunu ve düzelirsek sıkıntı kalmayacağını düşündüm. Bir de maalesef erteleyen ve bir şey sürekli söylenince aksini yapmaya meyilli biriyim ondan. Bir de çok fazla komut veriyor çok fazla irdeliyorsun idrak.

-anladım. Bak lütfen bu konuşmada bahaneler suçlamalar olmasın. Hala cevap alamadım. Neden gitmedin ve gitmiyorsun?

+haklısın. Eşeklik yaptığım. Kendiliğinden geçmesini bekledim.

-bak ben bu konuda son kez konuşuyorum. Bir daha benden doktora git cümlesini duymayacaksın derdin buysa. Ancak lütfen bak rica ediyorum beni etkileyen, evliliği etkileyen durumları ben söylemeden çöz. Çünkü gerçekten bu evlilik iyiye gitmiyor. Gelelim çocuk konusuna. Kusura bakma bu konuda daha net ve sert olacağım. Hiçbir bahane de kabul etmiyorum. Senden ricada da bulunmuyorum. Çünkü senin öz çocuğunla ilgili talepte bulunmak, bana ağır geliyor artık. Kaldıramıyorum. Sen üvey baba mısın? Değilsin. Ben neden seni evladına ilgi göstermen konusunda itmek zorundayım söyler misin? Bak ben gerçekten çok yoruldum. Oğlumuzun sorumluluğunu tek başıma üstlenmekten yoruldum. Bundan sonra sinirden çatlasan da, bahaneler üretsen de her gün bir saat oğlanla hususi zaman geçireceksin. Hafta sonları ben tek başıma gezdirmeyeceğim oğlumuzu. Bu konu tartışmaya açık değil. Yapacaksın ya da ben artık Devam edemeyeceğim. Çok ciddiyim.

+bu konuda haklısın. Çok fazla yük verdim sırtına. Kendimi törpülemem gerek. Savunacak bir durumum yok. Bu hafta sonu bir şeyler yapalım adım atayım madem.

-bir de telefon var. Eve girdiğin anda ilk üç saat hiçbir şartta eline almayacaksın telefonu. Sonra istersen oyun oynarsın. Ancak bir koca ve baba rolün varken bunu yapmaya mecbursun. Ben deli gibi koştururken, oğlanın krizleri ile uğraşırken tekli koltukta gamsız oturamayacaksın. Sen söyle şimdi. Benden ne isteğin var. Hatalarım ne? Nerede yanlış yapıyorum?

+bir kere güleryüzlü değilsin. Genel olarak yüzün asık bana karşı. Çok fazla irdeliyor, hesap soruyorsun. Sürekli şüphe halindesin. Asla salmıyorsun.

-peki ben bu tavırlarımı her konuda mı sergiliyorum yoksa senin her daim ertelediğin sorumluluklarını hatırlatmak için mi? Mesela ruh hastası gibi yapmadığın şeylerle mi suçluyorum?

+hayır ama kabul et ağzından komut ve hesap sorma dışında bir şey çıkmıyor bana karşı. İlgili ve şefkatli değilsin.

-tamam haklısın. Benim de savunmam yok bu konuda. Peki sen amaçsız, plansız, gülmeyen, bir konuda heyecan duymayan, birlikte zaman geçirirken bile bir yere yetişmeye çalışır bir halde olduğunun farkında mısın?

+bak bu durum bende kemikleşmiş. Değişmiyor. Zevk almıyorum çünkü. Buyum yani.

-heh zurnanın zırt dediği yere geldik. Bak aramızdaki fark bu işte. Sence ben bir eve kapanıp zor bir çocukla ömür harcamaktan çok mu memnunum? Ya da sence çok mu mutluyum yaşadığım hayattan? Oğlumuzla oyun oynarken aşırı keyif aldığımı mı sanıyorsun? Markette kendini yerlere atarken zevkten deliriyor muyum sence? Ama ben deniyorum çabalıyorum. Benim bunaldım yapmıycam tekli koltukta oturup telefonla oynuycam deme şansım var mı? Yok. Kusura bakma senin de yok. Sen babasın. Ben anneyim. Paşa paşa törpüleyeceğiz kendimizi. Zevk alamıyorsan rol yap. Bunalıyorsan zorla kendini. Ama çabala. Ben buyum deyip çekilemezsin.

+doğru söylüyorsun. Deneyeceğim.

-bak bana karşı sevgin bittiyse söyleyebilirsin. İlk başta canımı acıtır ama en azından kesinleşir bir şeyler zihnimde. Böyle merhametsiz, ilgisiz, duyarsız halin daha da yıpratıyor beni.

+sevgim var. Olmasa kusura bakma ama diktatör gibi konuşan, kadın gibi davranmayan, ilgi sevgi göstermeyen bir kadına katlanmam. Ama tahammülüm bitti. Değiş istiyorum. Adım at istiyorum.

-deneyeceğim. Kendimi törpüleyeceğim. Bak net olayım. Ben oğlumuzun mutsuz bir ailede büyümesini istemiyorum. Birbirinden ayrı ama mutlu anne babaya sahip olmasını tercih ederim aramızdaki sorunlar çözülmeyecek ise. Sen de hak verirsin buna. Bak bugün sen ve ben böyle hasarlı ve sorunlu isek ailelerimiz yüzünden. Oğlumuza bunu yapmaya hakkımız yok. Bu saatten sonra ya gerçek bir çift oluruz ya da yıpranmadan Bitiririz. Ve lütfen lafta kalmasın bu konuşma.

+haklısın. Ben elimden geleni yapmaya gayret göstereceğim. Sen de yap.

Uzun oldu kusura bakmayın. Böyle bitti konuşma. Lütfen bu kez aynı döngüye girmeyelim istiyorum. Gerçekten istemiyorum başa sarmayı...
Gayet acik soyledikleriniz. Akilli adamsa son sansini iyi degerlendirir. Iste bir kadin ve anne boyle net konusabilmeli. Erkeklerin genel lafidir bana biraz daha ilgi gosterseydin,sevseydin,guleryuzlu olsaydin. Meali sorumluluk agir geldi, bahanelerle uzaklastim.Hakkinizda hayirlisi olsun. Bu arada sizden iyi avukat olurmus.
 
Evet yay burcu. Bununla mı alakalı acaba durumu :) bir kere tek seans gittik iki yıl önce. Sonra onu da erteledi. Bugün yarın der erteler yolda boğazlarım ben onu. O yüzden gitmiyoruz.
Yaaa ayrılmaz esiniz sizden bende de var bir tane yay burcu. Gevşeklikte dünya markası. Hayatını zindana çevirip 1 saat sonra sevişmek ister. Aynen o da haşlanmış pırasaya dönüyor. Sevişince geçer demenizden anlamıştım zaten. Benden tavsiye başetmek istiyorsanız hiçbir şekilde tınlamayın, ağladığınızı anlamasın, konuşup bir şeyler anlatmayın hem anlamaz anlasa bile unutur çünkü gevşek.
Allah yardımcınız olsun.
 
hadi hayırlısı.
umarım kendi inanarak veriyordur bu sözleri.
rahmetli babaannem derdi;
sokma akıl 7 adım gider diye.
bugüne kadar öyle olmuş, bundan sonra olmaz inşallah.

tabi senin için de geçerli.
sen elini eteğini çekince yer yerinden oynamayacak.
korkma bu kadar.
ve merak etme. sen zaten şu an kendini en kötüsüne hazırladın.
ne olsa geçer :)
eskiden birlikte geçirdiğiniz güzel günleri düşün.
oğlan uyuyunca kalkın bir sarılın dans edin.
bizim bu deneme genelde kahkahalarla bitiyor ama olsun belki siz de işe yarar 😄
birlikte biraz başbaşa vaktiniz olsa çok şey çözülecek.
o değil de ciddi ciddi getir oğlanı iki saat bırak diyesim geliyor.
yani çok da hayal edemiyorum ama ha 3 ha 4. kaynar arada. büyük arkadaş diye ağlıyordu bugün 🤣
 
Yazdım son sayfaya gelişmeleri. Konuştuk yine bir şeyler. Bu kaçıncı ciddi konuşma hatırlamıyorum bile. Artık konuşmak da tatmin etmiyor eylem olmadıktan sonra gangsta.

O kadar haklısın ki gerçekte bir kez yaşayıp zihnimde binlerce Kez yaşamam konusunda. Diyecek bir şey bulamadım buna.

Gerçek manada özelleştiri yapacak olursam, ben bu konuda doyumsuzum. Yani onun kendine göre çabası bana Yetersiz geliyor. Daha fazlasını istiyorum ve durmadan başa Sarıyoruz bu yüzden. Süs bitkisi olması dışında çabasını görmeye çalışırsam, benim o öfke dolu bakışlarıma tahammül etmesi bile çaba esasında.
İdrak,arkadaşım,artık 'sadece konuşma' evresini,çoktan geride bıraktınız siz,
çift olarak.
Bir eylem-kontrol çizelgesi hazırlasanız?
Değiştirmeyi istediğiniz davranışlar için,
ilk planda 1'er haftalık birer çizelge hazırlayın,
karı-koca,ayrı ayrı.
İstek ve beklentilerinizi yazıya döküp,somutlaştırın.
Eşiniz kabul eder diye düşünüyorum,
öyle bir izlenim bıraktı bende,anlattıklarınızdan.

Alt alta yazılsın yapılacak işler,davranışlar.
Olumsuz değil olumlu yönergeler yazın.
'Asık suratlı olmayacağım' değil de;
'Bugün güleryüzle,olumlu davrandım' gibi.
Eşinizin listesi için;
'Oğlumuzu bugün dışarı çıkarıp,
yarım saat ilgilendim'.
'Bu akşam telefonla sadece 1 saat zaman geçirdim' gibi.
İlk planda yarım saatle başlayın,
oğlunuzla başbaşa geçireceği süreyi
sonra 45 dk,sonra 1 saate çıkarın.

Listeleri ortak hazırlayın,bununla birlikte değerlendirme kısmını,
ikiniz de tek başınıza yapın.
Her akşam yatmadan,objektif bir şekilde başarabildiklerinize + koyun.
Bana kalırsa ilk bir ay birbirinizin
listesini değerlendirmeyin,
birbiriniz üzerinde kontrol memuru olmayın.
Eşiniz özdenetim sergileyebilecek mi?
Bu şekilde görmüş olursunuz.

Bir de size bu adamın hiç mi iyi huyu-yönü yok?
Diye sormuştum.
Maşallah uzun bir liste çıkarmışsınız.
Demek ki umutsuz vak'a değil beykardeşimiz.
O yazdıklarınızı da liste haline getirin.
Başına BENİM KOCAM yazarak.
Benim Kocam
Merhametlidir.
Sakin biridir,damarına basmadıkça kavga etmez,vb.
Bu listeyi de her gün görebileceğiniz,
bir yere asın.
Bunu şunun için yapıyoruz.
Düşüncelerimiz duygularımızı,
sonra ikisi birlikte davranışlarımızı etkiler ve şekillendirir.
Eşinizle ilgili olumlu düşünmeye başlarsanız,
hisleriniz de olumluya evrilir.

Ben elbirliğiyle sizin evliliğinizin kurtulacağını,
yaşadıklarınızın ciddi krizler olmakla birlikte karşılıklı çabayla aşabileceğinizi düşünüyorum.
Oğlanın durumunu biraz iyileştirdikten sonra,
kendiniz için bireysel psikolojik destek almanızı tavsiye ediyorum.
Bilişsel terapinin size daha iyi geleceğini düşünüyorum.
Yaşanan sorunlarda,sizin bilişsel şemalarınızın da ciddi katkısı var.
Umarım bundan sonra,
siz ve aileniz için,
her şey,daha güzel olur.
 
Son düzenleme:
En buyuk sorun, metres diye ifade ettiginiz, telefon bagimliligi. Telefondan dolayi unutuyor sorumluluklarini, erteliyor. Birlikte aktivite yaparken bir yere yetismesi gerekiyor gibi acele ediyor diyorsunuz ya, akli telefonda, artik orada ne varsa bitse de baksam diyor. Telefonu ertelesin, sizi sorumluluklarini degil.
 
Ayrılık provası nasıl olsun yahu. Nereye gideceğim ki. Hem oğlumun düzenini değiştiremem. Okula gitmesi gerekiyor. Belli bir rutini var. Ne suçu var ki annesi karar verecek diye tüm düzeni alt üst olsun.

Romantizm derdim hiç olmadı ki zaten. Bir nebze incelik ve sorumluluk istedim. Ama ben de çok yıprattım bu evliliği çenemle. Biliyorum bunu.

Tabiki sen gitmeyeceksin, o gidecek.
Senin düzenin bozulmayacak yani.
Artık o süreçte nerede kalacağını o ayarlasın bir zahmet.

Ciddi bir ayrılık süreci görmeden hiç bir şey değişmeyecek.
İnan senin yıpratıcı çenene de alıştı şuan, çok etki etmiyor..
Söyler söyler susarız, bir ileri üç geri hayat devam ediyor kafası..
 
Herkes sizi pohpohluyor. Evet konularınız okunası kesinlikle.
Yorum yapan kadınlar da forumun popüler, ön planda olan kadınları.
Ama ben sorunlarımı da esprili anlatırım derken kuyruğu sürekli dik tutma halindesiniz.
Zor çocuğunuza üstün performansla bakıyorsunuz kimse size destek olmuyor çalışmıyorsunuz ve bunun için takdir edilmeyi bekliyorsunuz.
Mutlu edilmesi gereken sizsiniz. siz her şeyin en iyisini bilir, düşünür ve yaparsınız.
Siz olmasanız her şey rayından çıkar bu yüzden eşiniz sizin gibi yaşamalı, sizin gibi düşünmeli.

Eşinizin telefon bağımlılığı sizin tahakkümünüzden kaçmanın bir yolu.
Zehirli bir diliniz var, bunu siz de kabul ediyorsunuz.
Hee... derseniz ki, hiçbir şey sebepsiz değil...
Sizin bu baskın kişiliğiniz karşısında insanda motivasyon kalmaz.
Bu dille konuşan hiç kimse karşısındaki kişiden olumlu bir dönüş alamaz.
Bir şeylerin değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirin. Sonuç yine değişmiyorsa gerekeni yaparsınız.
Meditasyon yapın. Çocuğunuzun kreşe gittiği zamanları değerlendirin ve yapın.
 
Merhaba hatunlar. Yazan arkadaşlara cevap vereceğim. Önce toplu olarak eşimle 37373838. Kez tekrarladığımız ciddi konuşmayı yazayım. Az evvel bitti. İnşallah bu sefer konuşmada kalmaz. Diyalog şeklinde yazayım yine. Neden evliliğimle ilgili açtığım her konu böyle bir konuşmayı aktarmamla bitiyor ve belli bir zaman sonra başa sarıyoruz bilmiyorum. İnşallah bu kez öyle olmaz...

-bak bu sefer bu konuşmanın lafta kalmasını istemiyorum. Eyleme geçmeyeceksek bunu fark ettiğimiz anda ayrılalım ki daha fazla yıpranmayalım. Seni suçlamadan, eleştirmeden soruyorum. Çünkü gerçekten cevabını merak ediyorum. Neden iki yıldır doktora gitmiyorsun?

+başlarda psikolojik olduğunu zamanla geçeceğini düşündüm. Aramızdaki kopukluğun buna sebep olduğunu ve düzelirsek sıkıntı kalmayacağını düşündüm. Bir de maalesef erteleyen ve bir şey sürekli söylenince aksini yapmaya meyilli biriyim ondan. Bir de çok fazla komut veriyor çok fazla irdeliyorsun idrak.

-anladım. Bak lütfen bu konuşmada bahaneler suçlamalar olmasın. Hala cevap alamadım. Neden gitmedin ve gitmiyorsun?

+haklısın. Eşeklik yaptığım. Kendiliğinden geçmesini bekledim.

-bak ben bu konuda son kez konuşuyorum. Bir daha benden doktora git cümlesini duymayacaksın derdin buysa. Ancak lütfen bak rica ediyorum beni etkileyen, evliliği etkileyen durumları ben söylemeden çöz. Çünkü gerçekten bu evlilik iyiye gitmiyor. Gelelim çocuk konusuna. Kusura bakma bu konuda daha net ve sert olacağım. Hiçbir bahane de kabul etmiyorum. Senden ricada da bulunmuyorum. Çünkü senin öz çocuğunla ilgili talepte bulunmak, bana ağır geliyor artık. Kaldıramıyorum. Sen üvey baba mısın? Değilsin. Ben neden seni evladına ilgi göstermen konusunda itmek zorundayım söyler misin? Bak ben gerçekten çok yoruldum. Oğlumuzun sorumluluğunu tek başıma üstlenmekten yoruldum. Bundan sonra sinirden çatlasan da, bahaneler üretsen de her gün bir saat oğlanla hususi zaman geçireceksin. Hafta sonları ben tek başıma gezdirmeyeceğim oğlumuzu. Bu konu tartışmaya açık değil. Yapacaksın ya da ben artık Devam edemeyeceğim. Çok ciddiyim.

+bu konuda haklısın. Çok fazla yük verdim sırtına. Kendimi törpülemem gerek. Savunacak bir durumum yok. Bu hafta sonu bir şeyler yapalım adım atayım madem.

-bir de telefon var. Eve girdiğin anda ilk üç saat hiçbir şartta eline almayacaksın telefonu. Sonra istersen oyun oynarsın. Ancak bir koca ve baba rolün varken bunu yapmaya mecbursun. Ben deli gibi koştururken, oğlanın krizleri ile uğraşırken tekli koltukta gamsız oturamayacaksın. Sen söyle şimdi. Benden ne isteğin var. Hatalarım ne? Nerede yanlış yapıyorum?

+bir kere güleryüzlü değilsin. Genel olarak yüzün asık bana karşı. Çok fazla irdeliyor, hesap soruyorsun. Sürekli şüphe halindesin. Asla salmıyorsun.

-peki ben bu tavırlarımı her konuda mı sergiliyorum yoksa senin her daim ertelediğin sorumluluklarını hatırlatmak için mi? Mesela ruh hastası gibi yapmadığın şeylerle mi suçluyorum?

+hayır ama kabul et ağzından komut ve hesap sorma dışında bir şey çıkmıyor bana karşı. İlgili ve şefkatli değilsin.

-tamam haklısın. Benim de savunmam yok bu konuda. Peki sen amaçsız, plansız, gülmeyen, bir konuda heyecan duymayan, birlikte zaman geçirirken bile bir yere yetişmeye çalışır bir halde olduğunun farkında mısın?

+bak bu durum bende kemikleşmiş. Değişmiyor. Zevk almıyorum çünkü. Buyum yani.

-heh zurnanın zırt dediği yere geldik. Bak aramızdaki fark bu işte. Sence ben bir eve kapanıp zor bir çocukla ömür harcamaktan çok mu memnunum? Ya da sence çok mu mutluyum yaşadığım hayattan? Oğlumuzla oyun oynarken aşırı keyif aldığımı mı sanıyorsun? Markette kendini yerlere atarken zevkten deliriyor muyum sence? Ama ben deniyorum çabalıyorum. Benim bunaldım yapmıycam tekli koltukta oturup telefonla oynuycam deme şansım var mı? Yok. Kusura bakma senin de yok. Sen babasın. Ben anneyim. Paşa paşa törpüleyeceğiz kendimizi. Zevk alamıyorsan rol yap. Bunalıyorsan zorla kendini. Ama çabala. Ben buyum deyip çekilemezsin.

+doğru söylüyorsun. Deneyeceğim.

-bak bana karşı sevgin bittiyse söyleyebilirsin. İlk başta canımı acıtır ama en azından kesinleşir bir şeyler zihnimde. Böyle merhametsiz, ilgisiz, duyarsız halin daha da yıpratıyor beni.

+sevgim var. Olmasa kusura bakma ama diktatör gibi konuşan, kadın gibi davranmayan, ilgi sevgi göstermeyen bir kadına katlanmam. Ama tahammülüm bitti. Değiş istiyorum. Adım at istiyorum.

-deneyeceğim. Kendimi törpüleyeceğim. Bak net olayım. Ben oğlumuzun mutsuz bir ailede büyümesini istemiyorum. Birbirinden ayrı ama mutlu anne babaya sahip olmasını tercih ederim aramızdaki sorunlar çözülmeyecek ise. Sen de hak verirsin buna. Bak bugün sen ve ben böyle hasarlı ve sorunlu isek ailelerimiz yüzünden. Oğlumuza bunu yapmaya hakkımız yok. Bu saatten sonra ya gerçek bir çift oluruz ya da yıpranmadan Bitiririz. Ve lütfen lafta kalmasın bu konuşma.

+haklısın. Ben elimden geleni yapmaya gayret göstereceğim. Sen de yap.

Uzun oldu kusura bakmayın. Böyle bitti konuşma. Lütfen bu kez aynı döngüye girmeyelim istiyorum. Gerçekten istemiyorum başa sarmayı...


o bir saatte sen ne yapacaksin idrak?

haftasonu ailecek vakit gecirin, ama haftaici sen bence biraz kac, biraz zorlanacak kocan ilklerde ama alisacaksiniz.
o eve girsin, sen al cantani cik, bir yarim saat dolas,
sonra donersin eve birlikte yemek yersiniz,
hem spor olur :))
 
X