Bu harika! Bunu bir yasak gibi sürdürmeyin, bir hayat tarzı olarak görün. Beyninize "Şeker yasak" kuralını değil, "Tatlı yiyebilirim ama yemek istemiyorum, canım çekmiyor." prensibini yerleştirin. Zaten artık canınız şekerli yiyecekler istemeyecek, eskiden yiyebildiğiniz tatlılar "Nasıl yiyormuşum bunu?" dedirtecek kadar bayıcı gelecek. Çünkü artık ağız tadınız değişti. Bir elma bile yeseniz çok tatlı bulacaksınız. Vücudunuz bu yeni düzene alışınca kilo vermeniz de hızlanacak, çünkü basit şeker de denen yağa dönüşen karbonhidratları tüketmiyorsunuz. Odaklanmanız artacak, kendinizi şaşırtacak kadar enerjik ve zinde hissedeceksiniz.
Meğer şeker denen şey bir uyuşturucu gibi bağımlılıkmış, vücudu kendisine muhtaç kılıyor ve onun enerjisini tüketiyormuş, meğer gıda firmaları sırf daha fazla para kazanmak için en saçma yiyeceğin içine bile bağımlılık yaratsın diye şeker koyuyormuş.
Vücudumuz kendisini koruyan bir makine ve oturup yarım kilo şeker yemeye çalıştığımızda kusarak kendisini bu zararlı zehirden korumaya çalışır. Ancak içtiğimiz kolaların içinde vücudumuzun bu şekeri fark etmesini engelleyen bir içerik var. Normalde bizi kusturacak miktarda zehiri bu içecekler yüzünden fark etmeden bünyemize alıyoruz. Sadece kola değil, faydalı sandığımız paketli meyve suları bile masum değil. Hatta çocuklarımıza içirdiğimiz sütler bile. Şeker tüketiminin çocukları hiperaktif yaptığı da kanıtlanmış bir gerçek.