- 7 Ağustos 2010
- 983
- 2.105
Cevap için çok teşekkürler. Dediğiniz gibi deneyeceğim yarın. Motivasyonlar için de çok teşekkür ediyorum. Bu konuyu düzenli olarak takip ediyorum.
İlk başlangıçta inanılmaz etkisi oluyor yazılarınızın. Sporu en az bir ay yapan bir insanın çok ciddi bir şey olmadıkça zaten bırakabileceğini sanmıyorum. Sonuçları gördükçe yaşanılan mutluluk paha biçilemez. :)
Yardımcı olabildiysem çok sevindim. Burayı takip edenlerin motivasyon etkimin sonucu olarak öncesi sonrası fotoğraf paylaşma düşüncesi var, belki siz de katılabilirsiniz. Bu aynı zamanda bir amaç da yaratıyor, "sonrası fotoğrafım iyi olmalı, forum ile paylaşacağım" düşüncesiyle kırbaçlıyor insanı. 1 Haziranda bunu yapmasanız bile, yapacakmış gibi kendinizi motive etmeniz bile yeterli olur. Kimisiyse sadece ölçüm sonuçlarını ve bu başlığı okuyarak ölçülerinde ne kadar fark ettiğini paylaşacak. Öncesi sonrası fotoğraflarına bakmak ve ölçü sonuçlarını karşılaştırmak, onca çabanın sonuç verdiğini gösterip insanı başarı hissiyle tatmin ediyor.
Bahsettiğiniz 1 ay olayının bir adı da var. 21 gün etkisi. Bir eylemi 21 gün sürdürdüğünüzde 22. gün eski halinize dönmüyorsunuz. Artık 21 gün boyunca sürdürdüğünüz o davranış bir alışkanlığa dönüştürüyorsunuz. Bu spor yapmak da olabilir, şekeri bırakmak da, sağlıklı beslenmek de, akşamları yürüyüşe çıkmak da, hatta sigarayı bırakmak bile olabilir. Ayrıca değişen davranışlarımız sonucu vücudumuzun göstereceği ilk olumlu değişimi de 21 gün içinde alıyoruz.
----------------------------------
GÜNÜN MOTİVASYONU
İlerleyen günlerdeki motivasyonlarda 21 gün sürdürebileceğiniz minik alışkanlıklardan bahsedeceğim. Bunları buzdolabınıza asmanız ya da sabah yataktan kalkar kalkmaz okumanız, hayatınızı iyi yönde değiştirecektir.
-İLK DEĞİŞTİRMENİZ GEREKEN ALIŞKANLIK-
Yeme alışkanlığını değiştir.
3 tür yeme şekli var.
-Televizyon ya da bilgisayar karşısında atıştıranlar.
-Aşırı hızlı ve fazla yiyenler.
-Duygusal açlıkla yemeğe saldıranlar.
Önce hangi türde yediğinizi sorgulayın. Hızlı, lokmaları neredeyse çiğnemeden yiyenlerden misiniz? TV karşısında ne yediğiniz ve ne kadar yediğiniz bilmeden atıştıranlardan mısınız? Yoksa yaşadığınız duygusal çalkantılar sizi buzdolabına mı götürüyor?
Bu üç yeme şekline sahip olanlar ne yazık ki kilo sorunu da yaşıyorlar. Değiştirmeniz gerekense, yemeğe odaklanmak. Ne yediğinizin, ne kadar yediğinizin farkında olmak.
-Hızlı yiyicilerdenseniz, her lokma sonrası bir yudum su içerek ya da lokmayı 20 kere çiğneyerek, yemeğin gerçekten tadını çıkararak, nefes alıp verip rahatlayarak yavaşlamalısınız. Yemek bir yere gitmiyor. Karnınız elinde sonunda doyacak. Stres içinde, aceleyle yemek yemeyin. Sabredin, hatta bunu namaz gibi sakin ve huzurlu bir ibadet gibi düşünün. Yemeğin hakkını verin. Tabağı 20 dakikadan daha uzun sürede bitirmeye çalışın. Çünkü beynimize tokluk sinyali 20 dakikadan sonra ulaşıyor. Ayrıca "atılmasın, yazık" deyip doyduğunuz halde yemeye çalışmayın.
-TV karşısında yiyicilerdenseniz, televizyon karşısına yemek takibini yapamayacağınız yiyecekleri asla götürmeyin. Bir paket kuruyemiş, cips, patlamış mısır gibi atıştırmalıkları ekran karşısında yemeyin. Onun yerine dilim salatalık, biber, greyfurt, marul gibi sıfır kalori atıştırmalıklarınız olsun. Daha da iyisi, televizyonun karşısında yememeye alıştırın kendinizi.
-Duygusal açlık çekenlerdenseniz, elinize bir not defteri alıp yeme krizlerinizin geldiği anları kaydetmeniz gerekiyor. Saat kaçta başladı, ne olduktan sonra başladı, ruh haliniz nasıl, ne hissediyorsunuz, canınız ne çekti? Bu sorulara yanıt verin. Hepsini deftere kaydedin ve 1 hafta sonra analiz edin. Üzüldüğünüzde mi kriz geliyor? Akşam yemeğinden sonra mı? İzlediğiniz dizi reklama girdiğinde mi? Regl öncesi mi? Karnınız aç mıydı yoksa tok muydu? Bunları öğrendikten sonra duygusal dalgalanmalarınızı kontrol edin. Mesela üzüldüğünüzde kriz geliyorsa, kendinizi üzecek durumlara sokmamaya çalışın. Kriz geldiğinde güzel bir şarkı açın, dışarı çıkıp yürüyüş yaparak aklınızı dağıtın, oje sürün, banyoya girin, bol bol su için ve kriz anlarını bu anlarla geçiştirin. Mesela 21 gün yürüyüş yaptıktan sonra, artık kriz tetiklendiğinde 21 gün boyunca krizi yemek yemeden atlatmış zihniniz sizi buzdolabına değil, yürüyüşe yönlendirecektir. Çünkü algı yönetimiyle aklınıza "yeme krizim geldi -> dışarı çıkmalıyım" düşüncesini kodladınız.
Bu alışkanlıklar yazı dizimiz yarın da evam edecek...