Evet arkadaşlar. Eşim tam tahmin ettiğim gibi eve geldi. Çok üzgündü. Yine kavga çıktı tabi. Sonra sarıldı bana ben seni bırakmayacağım. Hiç bir yere gitmeyeceğim dedi. Ben de sordum kafamdakileri. Açıklaması şöyle. Bu kadın böyle biraz rahat konuşan bir kadınmış. Canımlı cicimli. Enteresan bir tipmiş yani aynı tahmin ettiğim gibi. Ama iş için de konuşmak zorundaymış. Şimdi ben bu kadını telefon kayıtlarında görür ve merak eder tanışmak istersem ve bu kadın da rahat rahat konuşursa yanlış anlarım ve kızarım diye düşünmüş. Bu kadın niye böyle konuşuyor dersem, açıklayamayacağını düşünmüş. Bu yüzden kayıtları silmiş. Ben kadını ara hoparlöre ver demiştim ya. Kadın direk "iyiyim canım" deyince bizimkinin suratı kıpkırmızı olmuştu ve lafı kadının ağzına tıkamıştı. O kısımda da cidden lafı ağzına tıkamaya çalışmış. Şimdi kadın rahat rahat canımdır cicimdir konuşacak ve kızacağım diye paniklemiş ve lafı düzeltmeye çalışmış. Yani "canım" lafından kriz çıkacağının kendisi de farkındaymış. Açıklayamayacağım bir durum oluşacak ve aramız bozulacak diye korktuğundan gizlemiş. Yemin billah etti ki başka bir şey yokmuş. Bunları da ağlayarak söyledi. Bütün gün işyerinin bahçesinde "ben bu durumu nasıl düzelteceğim" diye düşünerek turalamış durmuş. Hiçbir şey yiyememiş ben nasıl bu işi bu duruma getirdim ve nasıl düzelteceğim diye. Beni çok zor elde etmiş ve hiç bir şeye değişecek değilmiş. Kimseyle aklından böyle birşey geçmemiş geçemezmiş de zaten. Son durum bu ve benim kafam hala karışık.