• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Siz olsanız ne yapardınız?

Oğluna aşırı bağlı olan bir anneyim. Allah göstermesin ama başıma gelirse adalete teslim edemezdim. Gider aile ile konuşurdum ama oğluma asla zarar verdirmezdim onlar tarafıondanda. Ben gereken cezayı fazlası ile verirdim. Allah'ım sen gösterme...


O kadın idam cezası almalı evet. Bir anne küçücük bir kıza oğlu için kıyabiliyor ise ceza almalı.
 
böyle konular gerçekten oturduğu yerde bile mahvediyor insanı..

tek temennim bu tip şeyler olmasın,yaşanmasın..
 
Oğluna aşırı bağlı olan bir anneyim. Allah göstermesin ama başıma gelirse adalete teslim edemezdim. Gider aile ile konuşurdum ama oğluma asla zarar verdirmezdim onlar tarafıondanda. Ben gereken cezayı fazlası ile verirdim. Allah'ım sen gösterme...


O kadın idam cezası almalı evet. Bir anne küçücük bir kıza oğlu için kıyabiliyor ise ceza almalı.

TinyLove dürüst yanıtın için teşekkürler...
 
ayrıca bence bazı arkadaşların konuya yaklaşımı yanlış,çünkü bu kadına idam cezası öncelikle çocuğu öldürdüğü için verilmeli.
Öldürdüğü çocuğun annesine acı çektirdi diye değil.Yani ilk aşamada benim düşündüğüm bu değil.Eğer öyle düşünürsek çocuğun annesine acı çektirdi o da acı çeksin sonucuna ulaşıyoruz çünkü.

Sen de haklısın Lake,
Sonuçta hapishane hayatına da alışacak sonunda, alışmak zorunda olduğunu bildiği için özellikle....

Ama bir de şu geliyor aklıma, mesela şimdi diyelim ki bu kadın çocuğu öldürdü, ama pişman oldu çok pişman oldu, ömür boyu hapsine karar verdiler, atıyorum, bir iki hafta içerisinde intihar etti, vicdanı kaldıramadığı için....ne bileyim, vicdanı sızlayacak bir insanın da direk ölmesi de korkunç geliyor bana..

Yani senin dediklerine de hak veriyorum tabi..
 
Gerçi Parkon'da vicdanen pişman olacak insan, vajina yakamaz demişti...

O açıdan düşününce zaten kafam karışıyo, belki de çok iyimser bakıyorum olaya, kadın pişman olursa diye
 
Lambrusco, senin düşüncen de yanlış değil aslında.
Sonuçta yaşama hakkı olan her insanın 2. bir şansa sahip olabileceğini düşünüyorsun.
Söz konusu bir insanın hayatı...

Ama böyle düşünce de aklıma "ya o küçük kız? onun neden 2. bir şansı olamadı?" sorusu geliyor.
Kıssasa kıssas mıdır hayat? Elbette bir çok noktada olmamalı.
Fakat böyle bir cani için 2. bir hayat şansı verilmeli mi? sorusuna hep "hayır" yanıtı geliyor içimden...
 
Sen de haklısın Lake,
Sonuçta hapishane hayatına da alışacak sonunda, alışmak zorunda olduğunu bildiği için özellikle....

Ama bir de şu geliyor aklıma, mesela şimdi diyelim ki bu kadın çocuğu öldürdü, ama pişman oldu çok pişman oldu, ömür boyu hapsine karar verdiler, atıyorum, bir iki hafta içerisinde intihar etti, vicdanı kaldıramadığı için....ne bileyim, vicdanı sızlayacak bir insanın da direk ölmesi de korkunç geliyor bana..

Yani senin dediklerine de hak veriyorum tabi..

canım ,

canice bir çocuğu öldürme suçundan bahsediyoruz.
Bu tip suçlar işleyenlerin bir çoğunun pişman olduğunu ya da ne bileyim geceleri kabuslarına girdiğini bir kısmının da intihar edecek kadar pişman olduğunu varsayarak söylüyorum ki bu suçlarda pişmanlıklarının bir önemi yok.Yani bu dünyada.Eğer adalet olacaksa herkes için olmalı öldürülen çocuk artık bu dünyada değil ve bu insan yaşarsa o çocuğun hakkı yenmiş olacak bana göre.

Ayrıca çocuğun annesinin az üzülmesi,çok üzülmesi veya bu kadını affetmesinin de cezanın niteliğinde bir etkisi yok bence çünkü suç ilk olarak çocuğa karşı işlenmiş.Eğer bir toplumsak bu dünyada olmasa bile o çocuğun hakkını korumalıyız.

Ayrıca idam cezasının çok daha caydırıcı bir ceza olduğunu düşünüyorum.İnsanların suç işlemeden önce aman ölür kurtulurum ne de olsa diye düşündüklerini sanmıyorum olsa olsa hapise girer ekmek elden su gölden yaşarım nasıl olsa diye düşünüyorlardır.

Tabi buradaki varsayımlarımız adalet sisteminin hatasız işlediği durumlar için yani kesin olarak suçlu insan için konuşuyoruz.
 
Evet nedense ben hep pişman olacakmış mantığı üzerinden ilerliyorum, pişman olup o acıyı çekecektir diye düşünüyorum bu yüzden ömür boyu hapis kafama yatıyordu, 2. şans dediğin gibi...
Bir de idam cezası benim gözümü korkutuyor, hani idam gelse mesela bu olay idamlık olsa, başkalarının üzerine suçlar atılarak nice insanların canı yanıyor, yok yere idama gidenler falan...Mesela bu zenginlerin yaptıkları işleri üstelenen insanlar, sen hapse gir ya da öl, ben çocuklarına bakarım Türk filmi klasiği...

Nedense olaya hep bu açılardan baktığımdan belki de idam edilmesin diyorum, bir umut düzelir, acı çeker o da insan evladıdır..

Ama pek çok kişinin dediği gibi galiba tam olarak kafamda canlandıramıyorum belki de...o benim çocuğum sonuçta..

Kendi annemi düşünüyorum da annem cidden o kadını kendi elleriyle bile öldürürdü belki, bizi öyle çok sever...

Neyse sanırım sorun bende :D
 
canım ,

canice bir çocuğu öldürme suçundan bahsediyoruz.
Bu tip suçlar işleyenlerin bir çoğunun pişman olduğunu ya da ne bileyim geceleri kabuslarına girdiğini bir kısmının da intihar edecek kadar pişman olduğunu varsayarak söylüyorum ki bu suçlarda pişmanlıklarının bir önemi yok.Yani bu dünyada.Eğer adalet olacaksa herkes için olmalı öldürülen çocuk artık bu dünyada değil ve bu insan yaşarsa o çocuğun hakkı yenmiş olacak bana göre.

Ayrıca çocuğun annesinin az üzülmesi,çok üzülmesi veya bu kadını affetmesinin de cezanın niteliğinde bir etkisi yok bence çünkü suç ilk olarak çocuğa karşı işlenmiş.Eğer bir toplumsak bu dünyada olmasa bile o çocuğun hakkını korumalıyız.

Ayrıca idam cezasının çok daha caydırıcı bir ceza olduğunu düşünüyorum.İnsanların suç işlemeden önce aman ölür kurtulurum ne de olsa diye düşündüklerini sanmıyorum olsa olsa hapise girer ekmek elden su gölden yaşarım nasıl olsa diye düşünüyorlardır.

Tabi buradaki varsayımlarımız adalet sisteminin hatasız işlediği durumlar için yani kesin olarak suçlu insan için konuşuyoruz.


Hımmm evet...Haklısın....Bak nasıl kafam karışıyor:)
Doğru sonuçta daha 6 yaşındaki bir çocuğun yaşam hakkını elinden alıyor o kadın... Evet benim kafam başka yönlere ayrıntılara kayıyor...

Doğru diyorsun adalet sistemi hatasız işlese, yani ama o da çok zor.....Mesela yeşil yol filmindeki gibi, adam çocukları aslında öldürmedi, ama elleri kanlı çocukların başında bulunduğu için suçlu sayıldı. İdam edildi...

Biraz daha düşüneyim ben, evet, adalet sistemi doğru işlese..., ki bir insanı öldürmek bu kadar kolay olmamalı da, güçlü bir caydırıcılık sağlıyor idam çoğunlukla..
 
Ben de çıkayım artık :)
Kafam allak bullak oldu ama iyidir, seviyorum ben yine de bu durumu:)
Teşekkür ederim herkese yanıtları için...

Ben biraz daha düşüneceğim, aklıma birşey gelirse eklerim...

Ya da belki bazı arkadaşların dediği gibi, fikrim değişirse, anne olursam vs. yine eklerim..
 
sorgulamam. 6 yaşındaki bir çocuğa yaklaşan onda haz almaya çalışan altında çırpınan yavrucağın üstüne kabus gibi çökmesi yetmiyormuş gibi kalkıp annenin kendi gıyabında haklı olduğunu düşünüp hunharca kızı katletmesi affedilir değil.

çocuğu öldüüryorsun madem de bu neden vahşice oluyor, bunu planlı programlı yapan bir annenin dört duvar arasında çekeceği vicdan hesabı hangi gönüllere su serper?

o kız çocuğunun hakkını kim savunacak onun için kim düşünecek peki? verin bakalım o çocuğu 13 yaşındaki sapığı o kızın annesinin eline bakalım ne yapacak? ona 2.bir sans mı dileyecek yoksa kalbını tırnakları ıle mı cıkaracak?

ister şerri hukuk deyin ister canisin deyin umrumda değil aynısını yapacaksınız yaşama hakkına kastedenlere. koca kadınlara tecavuz edılırken neler cekıyor kadınlar ne travmalar atlatıyor, bi de bebeği düşünün ??
sinir bozucu ki oğlum olsaydı ve böyle bir şey yapsaydı Allah korusun ben kahrımdan herhalde onu da öldürürdüm kendimi de...
Allah kimseye vermesin

ancak bir konuda içim rahat biliyor musunuz, hapishanelerin kendine göre bir ceza sistemi var, damatlar koğuşu denen tecavüzcüler koğuşunda o canileri hallediyorlar, özellikle de çocuk tecavüzcülerinin yaşama şansı yok, şöyle ki mahkum namustan girmiş içeri diğeri tecavüzden affetmiyor kim vurduya gidiyor özellikle müebbetlikler okuyor canına. Ağır ceza hakimi dayım anlatmıştı bir kere. tecavüzcü güya koğuşta kendini asmış, asmış ama ayaklar yere değiyor...
olanı varın siz düşünün...
 
Son düzenleme:
Ben de çıkayım artık :)
Kafam allak bullak oldu ama iyidir, seviyorum ben yine de bu durumu:)
Teşekkür ederim herkese yanıtları için...

Ben biraz daha düşüneceğim, aklıma birşey gelirse eklerim...

Ya da belki bazı arkadaşların dediği gibi, fikrim değişirse, anne olursam vs. yine eklerim..

evet o duyguyu ben de severim .ben de zaten konuştukça (yani yazdıkça) kendi düşüncelerimi daha iyi anlıyorum.
Zaten bunun için tartışmıyor muyuz, yoksa burada karşıt fikirde birini görünce onu suçlamak ya da küsüp gitmek yerine konuşarak,tartışarak yani fikirlerimizi çatıştırarak hem kendimizi hem de karşımızdakini daha iyi anlıyoruz ve ortaya birşeyler hep böyle çıkıyor.
 
evet o duyguyu ben de severim .ben de zaten konuştukça (yani yazdıkça) kendi düşüncelerimi daha iyi anlıyorum.
Zaten bunun için tartışmıyor muyuz, yoksa burada karşıt fikirde birini görünce onu suçlamak ya da küsüp gitmek yerine konuşarak,tartışarak yani fikirlerimizi çatıştırarak hem kendimizi hem de karşımızdakini daha iyi anlıyoruz ve ortaya birşeyler hep böyle çıkıyor.

Kesinlikle öyle, karşıt fikirleri duydukça insan ya kendi fikrinin sağlamlığını anlıyor, ya da düşünmediklerini düşünmeye başlıyor:)

Görüşürüz yine:)
 
Lambrusco,ne güzel yapmışsın herkes düşüncelerini yazmış.
Bütün yorumları okumadım ama sanki annenin idam edilmesi düşüncesi hakim.
Seninle konuşurken hep mağdur olan tarafmışım gibi düşündüm.
Ona göre yorumlamıştım ölüm cezasını.
Ya diğer taraf olsaydım ? İşte onu düşünmeye bile dayanamadım ...
Karmakarışık oldum.
 
Bir erkek çocuk annesiyim ve bu durum öyle hayal edip tasavvur edilecek bişey gibi gelmedi;
Hani bir cinnet noktası vardır insanların,o anda oğlumu elimden alamazlar mı yoksa aklımı mı yitiririm ya da çok mu aklı selim hareket edebilirim???

İçimde henüz gün ışığına çıkmış caniliklerim yok,yani bu annenin yaptığında ''haklı neden'' bulmam imkansıza yakın.
Öte taraf olsam; Bu annenin idamı içimi soğutur mu yoksa onun dört duvarda türlü fantazilere maruz kalarak kafayı sıyırmasını beni mutlu eder ya da evladını kaybetmiş bir anne olarak bunların hiçbirisi umrumda mı olmaz???

Cevapsız sorular ne kadar çok ise de;doğru bellidir aslında akıllarda da vicdanda da...
 
Hımmm evet...Haklısın....Bak nasıl kafam karışıyor:)
Doğru sonuçta daha 6 yaşındaki bir çocuğun yaşam hakkını elinden alıyor o kadın... Evet benim kafam başka yönlere ayrıntılara kayıyor...

Doğru diyorsun adalet sistemi hatasız işlese, yani ama o da çok zor.....Mesela yeşil yol filmindeki gibi, adam çocukları aslında öldürmedi, ama elleri kanlı çocukların başında bulunduğu için suçlu sayıldı. İdam edildi...

Biraz daha düşüneyim ben, evet, adalet sistemi doğru işlese..., ki bir insanı öldürmek bu kadar kolay olmamalı da, güçlü bir caydırıcılık sağlıyor idam çoğunlukla..

Senin bakış açını çok net anlıyorum,kimseye kıyamıyorsun;
Acaba bu kadın hangi ruh haliyle bu suçu işledi,belkide pişman oldu veya oda mı mağdur edildi daha önce sorularını arıyorsun.
Genelde benimde bakış açım budur,or...pu diye aşşağılanan kadın acaba çocuğunun süt parası içinmi çalışıyor genelevde,veya hırsızlık yapmış adam ama belkide yavrusuna ekmek parası bulamadı.....Bunarı sorguladığını biliyorum,ama herkes çok iyi değil malesef,bu dünyada acımasız canilerde var.
İçinde birazcık insanlık olsa zaten kızı yakamazdı,bu olay zaten cinayetin hiçbirşekilde bir kaza veya bir anlık cinnet olamayacağını gösteriyor.
Çocuk tecavüzcüleri,organ mafyası,terörist katiller,kesinlikle ölmeyi hakediyorlar.Onların içinde insanlık yokki yaşamaya hakları olsun.
 
Senin bakış açını çok net anlıyorum,kimseye kıyamıyorsun;
Acaba bu kadın hangi ruh haliyle bu suçu işledi,belkide pişman oldu veya oda mı mağdur edildi daha önce sorularını arıyorsun.
Genelde benimde bakış açım budur,or...pu diye aşşağılanan kadın acaba çocuğunun süt parası içinmi çalışıyor genelevde,veya hırsızlık yapmış adam ama belkide yavrusuna ekmek parası bulamadı.....Bunarı sorguladığını biliyorum,ama herkes çok iyi değil malesef,bu dünyada acımasız canilerde var.
İçinde birazcık insanlık olsa zaten kızı yakamazdı,bu olay zaten cinayetin hiçbirşekilde bir kaza veya bir anlık cinnet olamayacağını gösteriyor.
Çocuk tecavüzcüleri,organ mafyası,terörist katiller,kesinlikle ölmeyi hakediyorlar.Onların içinde insanlık yokki yaşamaya hakları olsun.

Evet Parkon tam anlamıyla böyle hissediyorum ve dediğin gibi bu soruları soruyorum sürekli. Cidden kızı yakması çok başka bir konu, ve yine dediğin gibi dünyadaki herkes temiz değil ya da herkes de bir anlık öfkeyle bir anlık cinnetle vs yapmıyor birşeyleri, cinayetleri uzun uzun planlayanlara ne demeli değil mi?
Hayatta gerçekten kötü insanlar var ve bazen acaba neden kötü oldu diye sormak da gerekmiyor.
 
Bir yazı eklemeye çalıştım sanırım olmamış tekrardan deniyorum. Bu makaleyi internetten buldum, çok beğendim, benim görüşlerimin de düzenli bir şekilde yazıya aktarılmış hali. Blog yazarı araştırarak güzel bir yazı yazmış kanısındayım.

Yazar idama karşı olduğunu şöyle açıklıyor:



1- İdam, bir ceza değil intikamdır.

İdam ederek suçluyu cezalandırmış olmuyor, sadece intikam almış
oluyoruz. Bu da bizi idam edilen kişiden farksız bir noktaya getiriyor.
( ilk düşündüğüm nokta buydu benim de)
Suçlunun idam edilmesi duygusal olarak bazı insanların acısını ya da
kızgınlığını hafifletse de idam, duygularla karar verilebilecek bir şey
değil, sadece akıl ve mantıkla karar verilebilecek bir şeydir.

Adam öldürmek aslında üç temel sınıfa ayrılabilir. İlki kazara adam
öldürmektir. Öldürme niyeti yokken birisinin ölümüne sebep olabilen
insanlar vardır. Dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek ya da
atıyorum tarfik kazası gibi durumları tanımlar.

İnsanlar duygusal olarak kontrolü kaybettikleri zaman normalde
yapmayacaklar şeyler yapabilirler. Bir erkeğin karısını yatakta
başkasıyla yakalaması ve karısıyla sevgilisini öldürmesi buna örnektir.
Kısa süreli cinnet anında dakikalar içerisinde normal bir hayat
sürerken bir anda katile dönüşen insanları gazetelerin 3. sayfasında
hemen hemen her gün okuyoruz.

Bir de adam öldürmeyi hesaplayarak, planlayarak yapan insanlar
vardır. Bunlar öldürecekleri kişiyi izler, en iyi planı yapmaya
çalışır, yakalanmamak için önlemler alırlar ve yakalanmaları halinde
yaptıkları şeyin sonucunu düşünecek vakitleri vardır. İdam cezasının
uygulandığı ülkelerde bu türden cinayetleri işleyenler genellikle
idamla yargılanırlar.

Devlet, yöntemden bağımsız olarak cinayet işleyen birisini
yargıladığı ve idama karar verdiği zaman bunu planlayarak ve
hesaplayarak yapmaktadır. Yani esasında üçüncü tür bir adam öldürmeyi
devlet (insanlar) kendileri yapmaktadır. Peki bu durumda devletin,
bilerek isteyerek ve hesap yaparak cinayet işleyen kişiden etik olarak
ne kadar farkı var? Çok az. Cinayeti işleyen suçlu bunu kişisel çıkar
ya da başka bir sebep için yapıyor olabilir. Ancak devletin yaptığı şey
de intikamdan başka bir şey değildir. Ha kişisel çıkar, ha intikam.
İkisi de etik olarak aynı seviyede olan ilkel ve kabul edilemez
motivlerdir.


2- Ne kadar titiz olunursa olunsun, mutlaka masum birileri işlemedikleri suçlar için idam edilecektir.

Buna ek olarak mutlaka birileri haketmedikleri halde idam edilecektir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Bu hata, meydana geldiği zaman (geldiği takdirde değil, geldiği zaman)
hayatını kaybedecek olan kişiye karşı hiç bir özür, hiç bir telafi
fayda etmeyecektir. Bunun sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalan
insanların hayatları da mahvolacaktır.

3- İdam cezasının bilimsel olarak ispatlanmış caydırıcılığı yoktur.

Bir çok istatistiki çalışma yapılmış olsa da kesin
ve net olarak idam cezası uygulanan yerlerde bu cezanın caydırıcı bir
unsur olduğu ortaya konamamıştır.
( Ben de biraz araştırdım, bu bir gerçek, Amerika'da özellikle idam cezası olan eyaletlerde, cinayet oranları suç oranları çok yüksek)

İdam cezasının gerektirdiği titizlik ve uzun süreç sebebiyle idam
cezası çok nadir uygulanmaktadır. Bu da suç işlemeyi planlayanların
suçu işlemesini engellememektedir çünkü idam cezası alma ve bu cezanın
uyglanması ihtimali çok düşüktür. Öte yandan idam cezası yüksek bir
oranla ve kesin olarak uygulanacak olursa muhtemelen caydırıcılık
artacaktır, fakat bu sefer de haksız yere idam edilen insanların sayısı
artacaktır. Burada çözülmesi imkansız bir ikilem vardır.

Suçlular suç işlerken sonuçlarını düşünmezler. Cinayeti anlık bir
öfkeyle işleyen kişilerin sonuçlarını düşünecek zamanı yoktur. Bir
diğer senaryoda ”ya ben ya o” durumunda kalan bir insan sonuçlar aklına gelse bile “şimdi öleceğime, ben onu öldürürüm ve yakalanırsam da hukuk sisteminde belki yaşama şansım daha fazla olur”
şeklinde olaya yaklaşabileceğinden idam cezası caydırıcı bir rol
oynamaz. Cinayeti planlı olarak işleyen kişiler ise yakalanmamak için
plan yaptıkları için yakalanmayacaklarını düşünürler ve bu yüzden idam
cezasını önemsemezler. İdam cezası endişesi sadece yakalandıktan sonra
başlar. Suç işlendikten ve kurban için çok geç olduktan sonra.


Bununla beraber suç oranını düşürdüğü ispatlanmış bir çok başka
önlem ve inisiyatif vardır. Daha çok polis memurunun görev başında
olması, uyuşturucu, alkol, silah kullanımını daha sıkı kontrol altına
almak, daha uzun hapis cezaları, suçun esas kaynağı olan ekonomik
problemleri çözmek çok daha etkili, etik ve güvenli yöntemlerdir.


4- İnsanlar yaptıkları tek bir hata için yaşam haklarını kaybetmemelidirler.

Kendi kendinize sorun. Acaba siz 10 sene önceki insanla aynı insan
mısınız ? Değer yargılarınız, düşünceleriniz, hisleriniz aynı mı? Aynı
şeylerden mi hoşlanıyor aynı şeylerden mi korkuyorsunuz? Yoksa zaman
içerisinde vücudunuz değiştiği gibi düşünceleriniz, hisleriniz de mi
değişti? Peki birisi sizi alıp 10 sene önceki bir düşüncenizden dolayı
hapse atsa ne hissedersiniz? Diyelim ki 10 sene önce Hitler’in tarihin
gördüğü en büyük komutan olduğunu düşünüyordunuz. Fakat bugün hata
yaptığınızı anlıyorsunuz. Birisi 10 sene önceki yanlış düşüncenizden
dolayı sizi kınasa, ya da hapse atsa ne hissedersiniz?

İdam cezası alabilecek bir suç işleyen insanlar içerisinde de
yaptığı hatayı farkedip düşünceleri ve hisleri değişen insanlar
olacaktır. Bu insanlar belki hiç bir zaman topluma geri
karışamayacaklardır, belki normal bir hayat süremeyeceklerdir, ama
yaşamak ölmekten her zaman daha iyidir. Hapishane ortamında bile belli
standartlar çerçevesinde bir hayat yaşabilecek ve suç tehlikesi
taşımayan bir kişiyi öldürmek gereksiz ve zalimcedir. Bir suçluyu “bu
adamdan bir şey olmaz, bu adam uslanmaz” diyerek öldürmek insanlığın
geldiği bu medeniyet noktasında kabul edilebilecek bir şey değildir.

5- İdam’ın kimseye faydası yoktur.

İdam’ın kurbana faydası yoktur.

Kurban’ın ailesine ve arkadaşlarına belki duygusal olarak faydası
olabilir, ama bir insanın canını almak duygularla karar verilebilecek
bir şey değildir. Sevdikleri kişiyi onlardan alan bir insanın suçunun
cezasını çekmesini istemek en tabii haklarıdır. Fakat bu cezanın
hakkaniyet çerçevesinde ve insancıl olması gereklidir. Burada sağa sola
saldırdığı için bir köpeğin uyutulmasından değil, bir insandan
bahsediyoruz. Bir yanlış yapılmıştır, ancak ikinci bir yanlış ne kadar
doğru görünürse görünsün ilk yanlışı düzeltmeyecektir. Duygusal
tepkiler ise suçun adil bir şekilde cezalandırıldığı bilinciyle zamanla
hafifleyecektir.

Topluma faydası yoktur çünkü caydırıcı değildir. Suçluya faydası
yoktur çünkü bir ders almış olsa bile bu dersi uygulamaya
koyamayacaktır.

Burada sevdiğini kaybeden ailelerin duygularını önemsemediğim
düşünülmesin. Ne hissetiklerini tam olarak ve hakkıyla hayal edemesem
de sevdikleri birisini inciten veya öldüren birisinin ölmesini istemek
doğal bir tepkidir. Utanılması gereken bir şey değildir. Benim ailemden
ya da arkadaşlarımdan birisi öldürülse benim de hissedeceğim şey tam
olarak bu intikam duygusu olacaktır muhtemelen. Ancak daha önce de
söylediğim gibi, bir insanın ölmesine ya da yaşamasına karar vermek
duygularla değil akıl ve mantıkla yapılabilecek bir şeydir. Akıl ve
mantık da idam cezasının doğru, ahlaklı ve yararlı bir ceza şekli
olmadığını söylemektedir.



Bu siteden alıntıdır: İdam cezası « Şüpheci Melek
 
İlk soru hakkında yorum yapmayacağım çünkü çok uzak geliyor bana çocuğum olmadığı için bu tarz düşünce yapısı. Çocuğum olunca da DÜnyadaki her varlığın üstünde bir yaratık olduğuna inanır mıyım, her şartta yanında olmak ister miyim bilmiyorum. Annemin düşünce yapısı trajik bir şekilde ortada sorun varsa kendi yetiştirdiğin çocuğu suçla, komşununkini pohpohla şeklinde olduğu için çok umutlu değilim kendimden her şartta çocuğumun arkasını korumak konusunda.


Lambrusco bir de izledin mi bilmiyorum ''We need to talk about Kevin'' diye bir film var. Bu konu şu günlerde ilgini çektiyse, filmi de seversin muhtemelen. Bir annenin okulda katliam yapan teenage oğlu ve oğlunu koruması yüzünden tüm kasaba tarafından suçlanmasını, bir yandan da kendi içinde anne-oğul ilişkilerini sorgulamasını anlatıyor.

İdam konusuna gelince idamın çıkış noktası aslında suçlu için en büyük ceza olması değildir. Suçlunun artık topluma uyum sağlayamayacak kadar tehlikeli olduğu düşünülen durumlarda uygulanan bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakınca devletin bütünlüğü ve toplumun iyiliği için öldürebileceğine ve işe yarayacağına inanmak, kişisel sebeplerle öldürmeyi seçmekten daha sağlıklı bir bakış açısı değil bana göre.
 
Son düzenleme:
Ben ömür boyu hapsinden yanayım, yine de başka bir insanın ölümünü isteyemem, yani bünye ile alakalı sanıyorum, elbette içimde intikam duyguları olacaktır, elbette o kadının da acı çekmesini isterim, insanım anneyim evladım ölmüş hem de cani bir şekilde....

Ömür boyu beslenmesini isterdiniz yani? :)
Bazı suçlar vardır ki, o suçu işleyenlere karşı hümanist yaklaşamazsınız...Yaklaşmamalısınız...
Anlıyorum hümanistsiniz...Ama ben dağlardaki itlere, bebek ve çocuk tecavüzcülerine v.s...insan gözüyle bakamıyorum...
Kişisel görüşüm budur...

Öte yandan kişisel görüşleri bir kenara bırakırsak, idam şu durumda geri gelmemeli diye düşünüyorum, yani sanıyorum bu konuda sizinle hem fikirim, lakin idam cezasına karşı olduğumdan değil...Zira idama sizin aksinize bir intikam değil, CAYDIRICI bir ceza olarak bakıyorum...Bu ülkede artık öyle bir hukuksuzluk var ki, İdam cezası bugün anayasaya girse, kimin ya da kimlerin b.k yoluna gideceği az buçuk belli...Misal başta asrın masalı "erkenekon" masalının kahramanları:31:
Mesela yazarlar...Mesela düşünürler...Hatta eğer utanmazlarsa ekmek çalan çocuklar falan bile olabilir...

İdam cezası, bir ülkede hukuk KUSURSUZ ise kabul edilir ve anayasaya girer...Bizim ki gibi bir adalet sistemiyle idam cezası geri gelirse, olan yine onlarca masuma olur...
 
Back