- 10 Ekim 2021
- 1.797
- 2.627
- 36
-
- Konu Sahibi flowersintheocean
- #221
Arkadaş bu davranışlar tehlikeli davranışlar. Bir yaparsın iki yaparsın karşı tarafta nasıl algı olur biliyor musun? Bu zaten blöf yapıyor. Gerçekten gittiğin gün seni ciddiye de almaz. Zaten yaptığı şeydi der. Amaaa su var kii şakacıktan da olsa bosanacağım dersin bunu bir kaç kez tekrarlarsan karşı taraf der ki haaa bu benden gerçekten gitmek istiyor. Sana bı dava açar ortada kalırsın. Böyle çocukça davranışlar yapmayın. Eşinizi bı salın gitsin. Fazla üstüne düşmeyin. Düşerseniz zararlı siz çıkarsınız.Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum.
Böyle zamanlarda yazdıklarınızı okuyun ve şu yazdıklarınızı başka biri yazsa ne hissedersiniz ve ona tavsiye edersiniz diye sorun kendinize…Herkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Sonra benim okuduğum şehire geldi ve işe başladı. Güzel bir nişanlılık geçirdik, sonra pandemi olduğu için yurdum kapanacaktı benim ya aile evime dönmem ya da evlenmem gerekiyordu ailemiz destek oldu ve evlendik. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, çöpleri değiştirir kedimizin bütün işlerini yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere iki hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Ama malesef yeminimi bozdum. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..
Merhaba, aylar sonra gelen bu cevap için çok teşekkür ederim. Evet mesajlarda çok kırıcı olanlar da vardı ama böylece ben de biraz içinde olduğum duruma dışarıdan bakma imkanı kazandım.Hayretler içinde yorumları okudum, yorum yapanlar ne kadar yargılayıcı ve kötücülsünüz ya, gencecik bir kadın var karşınızda hatalı bile olsa hakarete varacak eleştiriler, alaycı bir aşağılama pes ! Konu sahibi arkadaşım aşk insanda aşırı kaygı ve yoğun kaybetme duygusu yaratır hisleriniz büyük ihtimalle bu yüzden bu kadar yoruyor sizi, biraz zaman verin kendinize, seni seviyorum kelimesine de takılmayın, her gün seni seviyorum aşığım deyip davranışları ile göstermese daha iyi olmaz değil mi? Cinsellik konusunda üzerine gitmeyin ya libidosu sizden düşük ya da siz üstüne gittikçe ( yani bu konuda tartışma çıkarttikca daha da uzaklaşıyor olabilir) lütfen bu kuruntulalarla kendinizi de eşinizi de üzmeyin, bir hobi edinip iki tarafada alan açın bu size iyi gelecektir. Boşanma cümlesini de ağzınıza bı daha almayın. Anlattığınız kadarıyla sevdiğiniz kadar seviliyorsunuz zaten, yuvanız daim olsun , Mutlu huzurlu sevgiyle kalın
Allah başka dert vermesinHerkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..
İhtiyacı olduğunda kimseyi bulamazsa ağlamasın sonra. Suratsız, geçimsiz, memnuniyetsiz. Ömür törpüler böylesi. Gelir bir iki yıla, adam iki günde değişti daha önce böyle değildi diye ağlaya ağlaya anlatır. Biz de saf saf tavsiye veririz.ay niye hortlattiniz konuyu
merak edenlere kadin hic degismemis, kocasi da akıllanmamis.
"bebek dogunca esimle bakmak istiyorum' dedi diye kimse gelmemis (normal bir istek) , ama eve cikinca kaynanasi "ameliyatli kadin, ihtiyaci olur" diye evlerine gitmis (normal bir davranis).
"iyilik isteyene olur" diye delirmis , 3. gunde kadini evden yollatmis . kadin da ikiletmemis gitmis. buna ragmen "oglumla en guzel gunlerimi sabote etti" modunda nefret ediyor kadindan.
konuda esine aciyordum kendi etmis kendi bulmus bir de cocuk sahibi olmus. simdi bebise acıyorum böyle zor bir annesi var
hakikaten ne zor insansınızHerkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..