Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Bu nasıl birşeydir bu nasıl bir imtihandır...hani derler ya kelimeler kifayetsiz kalıyor gerçekten öyleymiş....Meleklerle birlikte seni bekliyor annesi inşallah kavuşacaksın bir gün ona...
öncelikle başın sağolsun allah sabır versin yazını okurken, birbirini takip eden her cümle içimi paramparça ediyor, en az on kere okudum. çünkü benimde bir kızım oldu 12 nisanda. Herşey okadar yolunda gidiyordu ki, resmen kendimi en şanslı anne olarak görüyordum. ilk günden beri bir kere bile kusmamış en ufak bir şikayetim bile olmamıştı. İşimden dolayı eşimden farklı bir şehirde olduğum için hamile değilmiş gibi davranıyordum. Hamilelik izni için evime geldim, ayaklarımız yere basmaz oldu sanki en mutlu iki insan bizdik, sanki herkes bize gıptayla bakıyordu sevincimizden dolayı.
Taki doktoruma tesadüfen rastlamam ve beni tamamen öylesine gel bi bakalım diye çağırıncaya kadar. Hala şans mı şanssızlık mı kesremiyorum???? Doktorum ultrasona baktıkça şaşırıyordu, çünkü karnımda hiç su kalmamıştı, hemen dopler ve sonuç bbeğin alınması kararı. Doktorum kendi almaya cesaret edemedi bile bizi üniversite hastanesine gönderdi. ama biz korku ve umutla karışık gitmiştik genede o hastaneye. Durumu anlatınca hemen yatırdılar ve ertesi gün sabah 7.30 da büyük ısrarla bebeğimi aldılar. "yoksa ölürmüş". bir anda bu olup bitenler beni de eşimi de kamyon çarpmışa çevirdi.
Sonra kızımı kucağıma verdiler dünyanın en güzel bebeği 40 gün erken gelmesine rağmen yüzü normal bir bebekten çok daha güzel. canavar gibi dedi doktor. rahatladım ama hemşireler gidip gelip kızımla ilgeniyordu çünkü bebeğim çişini yapamıyordu. Önce ellerini deldiler damar yolu bulmak için, çıldırdım. Sonra yer olmadığı için başka bir hastaneye gönderdiler işte o zaman korktum. Sonra her gidip gelen bir şey söyledi. En gerçeğini ise doktor arkadaşımız söyledi. " Böbrekler çok küçük görevini yapamıyor, diyalize bağlandı ama kaldırması imkansız, çok küçük 1800 gr. " tam 15 gündür bebeğim diyalizde. ilk gördüğümde tanıyamadım kızımı, yaralar içinde vücudu su toplamış bir bebeğe çarptı gözüm, içimden tüm bencilliğimle umarım dedim... ama malesef o benim kızımdı "idilim" .inanmak istemedim kollarımdan aldıkları pespembe bebek değldi o, bembeyazdı, ürküten bir beyazlık.
Neyse hala cümlelerimi toplayamıyorum, her gün bebeğimden haber almak için hastaneye gidiyorum, iyi haber almamaya alıştım. kötü haberin içinde bile iyiye yorulacak kelimeler arıyoruz eşimle. Bunlarla avunuyoruz. Her günümüz bir yıl gibi zaman özellikle geceler geçmek bilmiyor. Kimseye dert anlatmak istemiyorum ama onlar ısrarla soruyorlar.
Senin yazını tekrar tekrar okuyorum, yaşamasını dilersem mi bencillik edeceğim ölmesini dilersem mi kestiremiyorum. Çünkü büyük ihtimalle oğlunun yaşadıklarını kızımda yaşayacak, bu kadar küçükken nasıl dayanacak, bizim yüreğimiz nasıl kaldıracak bilmiyorum.
öncelikle başın sağolsun allah sabır versin yazını okurken, birbirini takip eden her cümle içimi paramparça ediyor, en az on kere okudum. çünkü benimde bir kızım oldu 12 nisanda. Herşey okadar yolunda gidiyordu ki, resmen kendimi en şanslı anne olarak görüyordum. ilk günden beri bir kere bile kusmamış en ufak bir şikayetim bile olmamıştı. İşimden dolayı eşimden farklı bir şehirde olduğum için hamile değilmiş gibi davranıyordum. Hamilelik izni için evime geldim, ayaklarımız yere basmaz oldu sanki en mutlu iki insan bizdik, sanki herkes bize gıptayla bakıyordu sevincimizden dolayı.
Taki doktoruma tesadüfen rastlamam ve beni tamamen öylesine gel bi bakalım diye çağırıncaya kadar. Hala şans mı şanssızlık mı kesremiyorum???? Doktorum ultrasona baktıkça şaşırıyordu, çünkü karnımda hiç su kalmamıştı, hemen dopler ve sonuç bbeğin alınması kararı. Doktorum kendi almaya cesaret edemedi bile bizi üniversite hastanesine gönderdi. ama biz korku ve umutla karışık gitmiştik genede o hastaneye. Durumu anlatınca hemen yatırdılar ve ertesi gün sabah 7.30 da büyük ısrarla bebeğimi aldılar. "yoksa ölürmüş". bir anda bu olup bitenler beni de eşimi de kamyon çarpmışa çevirdi.
Sonra kızımı kucağıma verdiler dünyanın en güzel bebeği 40 gün erken gelmesine rağmen yüzü normal bir bebekten çok daha güzel. canavar gibi dedi doktor. rahatladım ama hemşireler gidip gelip kızımla ilgeniyordu çünkü bebeğim çişini yapamıyordu. Önce ellerini deldiler damar yolu bulmak için, çıldırdım. Sonra yer olmadığı için başka bir hastaneye gönderdiler işte o zaman korktum. Sonra her gidip gelen bir şey söyledi. En gerçeğini ise doktor arkadaşımız söyledi. " Böbrekler çok küçük görevini yapamıyor, diyalize bağlandı ama kaldırması imkansız, çok küçük 1800 gr. " tam 15 gündür bebeğim diyalizde. ilk gördüğümde tanıyamadım kızımı, yaralar içinde vücudu su toplamış bir bebeğe çarptı gözüm, içimden tüm bencilliğimle umarım dedim... ama malesef o benim kızımdı "idilim" .inanmak istemedim kollarımdan aldıkları pespembe bebek değldi o, bembeyazdı, ürküten bir beyazlık.
Neyse hala cümlelerimi toplayamıyorum, her gün bebeğimden haber almak için hastaneye gidiyorum, iyi haber almamaya alıştım. kötü haberin içinde bile iyiye yorulacak kelimeler arıyoruz eşimle. Bunlarla avunuyoruz. Her günümüz bir yıl gibi zaman özellikle geceler geçmek bilmiyor. Kimseye dert anlatmak istemiyorum ama onlar ısrarla soruyorlar.
Senin yazını tekrar tekrar okuyorum, yaşamasını dilersem mi bencillik edeceğim ölmesini dilersem mi kestiremiyorum. Çünkü büyük ihtimalle oğlunun yaşadıklarını kızımda yaşayacak, bu kadar küçükken nasıl dayanacak, bizim yüreğimiz nasıl kaldıracak bilmiyorum.
sana yazdıktan sonra hastaneye gittim salı ve perşembeleri görebiliyoruz sadece, insan çocuğunu görmeye korkarak gider mi? biz gidiyoruz işte .hiç ara vermeden içimizden nolur! diye yalvararak. Ve gene korktuğumuz oldu kızımı daha acılar içinde gördüm kaşlarını toplamış çok acı çekiyorum der gibi. yara olmamış bir tek kafası kalmış kızımın onlar da ardan damar yolu açmışlar. hemşire bana yaralarını götermek için kolunu kaldırdığında inledi yavrum, işte o an benim kolumu kanadımı kırdılar sanki. hayatımda ilk kez bu kadar çaresizim, daha önce üzüntü dediklerim şaka gibi geliyor şimdi.Acıları dinsin yeterki ben canımı vereyim.
Doktorlar her gün bir şey söylüyor;böbrek 2cm ,başlarda 40cc ye kadar idrar çıkışı vardı hafta sonundan beri hiç yok kreatin değeri 5,5 e çıktı şimdi 3 lerde. Böbrek küçüklüğü dışında hiçbirşeyi yok ama olacak çünkü çok küçük. hatta başladı, katater yerleştirilirken vücuduna flaster yapıştırmışlar, o da alerjiye yol açtı sonra yaralar enfeksiyona yol açtı, yarasız bir tek kafatası ve alnı kalmış. Yetmezmiş gibi kateter su sızdırıyor, sürekli diyaliz yapamıyorlar. Ara veriyorlar bu da değerlerin sürekli artıp azalmasına neden oluyor. Artıyor! bebeğimin acıları sürekli artıyor. böbrek nakli henüz imkansız 10 kilodan önce, diyalizde her şey yolunda gitse bile bize vermeleri imkansızmış bir yıldan önce. Doktor her yaşadığı gün bir mucize diyor zaten.
Bi genetik test yaptırdık ama birşey çıkmadı ,ailede en fazla böbrek taşı düşürenler var. Ettaya bakılacak sanırım. Ama bunlara bakılması herhangi birşeyi değiştirmiyor, bu sadece bir sonraki çocuk için olacak ama bu korku ve acılardan sonra yolda dahi çocuk görmek istediğimden emin değilim.Biz bu bebeği düşünmemiştik, atamam istanbula çıkınca orda öğrendim. Sonra sevindim istanbullarda yanlız değilim kızım her an benimle diye, bir hediyeydi o bana-babasına. Bunları yaşıyacağımız aklımın ucundan geçmedi, Bazen bir saniyeliğine kızımın hala karnımda olduğu tüm bunların hiç yaşanmamış olduğu hissine kapılıyorum, o saniyeden sonrası herşey yeniden başlıyor.
İlaç kullanamıyorum çünkü sütümü sağıp götürüyorum, emzirmek bir yana dokunamıyorum bile bebeğime.Zaten her gördüğümde sütümde gittikçe azalıyor nefesim gibi.
ne söylesem acını dindiremeyiz ama yaşadığın çook zor bi olay allah sabır versin canım
Ben ne dyeceğimi ne yazacağımı bilemedim. Tek söyleyeceğim Sen çok iyi bir annesin. Sen melek annesisin. Allah sabır versin.
offfff ne söylesemde acını hafifletsem,hayat çok acımasız o minik beden bunların hiç birini haketmiyor ..heleki kafalarına damar yolu açıyorlar yaa ilk gördüğümde bende şok olmuştum donup kalmak nedir bilirim...şimdi ne diyim bilmiorum umut etmekten başka yapacak bişi yok...ben hep şöyle dua ederdim Allahım hangi yol hayırlı ise onu ver ölümse ölüm yaşamsa yaşam...ölüm daha hayırlı imiş acıları dindi...
Allah sabrını veriyor canım..Şimdi düşünüyorum da ...Nasıl dayanmışım diyorum...ateşedönen arkadaşımı ve bizim gibi anneleri dualarında unutma olur mu canım...
Doktorlar her gün bir şey söylüyor;böbrek 2cm ,başlarda 40cc ye kadar idrar çıkışı vardı hafta sonundan beri hiç yok kreatin değeri 5,5 e çıktı şimdi 3 lerde. Böbrek küçüklüğü dışında hiçbirşeyi yok ama olacak çünkü çok küçük. hatta başladı, katater yerleştirilirken vücuduna flaster yapıştırmışlar, o da alerjiye yol açtı sonra yaralar enfeksiyona yol açtı, yarasız bir tek kafatası ve alnı kalmış. Yetmezmiş gibi kateter su sızdırıyor, sürekli diyaliz yapamıyorlar. Ara veriyorlar bu da değerlerin sürekli artıp azalmasına neden oluyor. Artıyor! bebeğimin acıları sürekli artıyor. böbrek nakli henüz imkansız 10 kilodan önce, diyalizde her şey yolunda gitse bile bize vermeleri imkansızmış bir yıldan önce. Doktor her yaşadığı gün bir mucize diyor zaten.
Bi genetik test yaptırdık ama birşey çıkmadı ,ailede en fazla böbrek taşı düşürenler var. Ettaya bakılacak sanırım. Ama bunlara bakılması herhangi birşeyi değiştirmiyor, bu sadece bir sonraki çocuk için olacak ama bu korku ve acılardan sonra yolda dahi çocuk görmek istediğimden emin değilim.Biz bu bebeği düşünmemiştik, atamam istanbula çıkınca orda öğrendim. Sonra sevindim istanbullarda yanlız değilim kızım her an benimle diye, bir hediyeydi o bana-babasına. Bunları yaşıyacağımız aklımın ucundan geçmedi, Bazen bir saniyeliğine kızımın hala karnımda olduğu tüm bunların hiç yaşanmamış olduğu hissine kapılıyorum, o saniyeden sonrası herşey yeniden başlıyor.
İlaç kullanamıyorum çünkü sütümü sağıp götürüyorum, emzirmek bir yana dokunamıyorum bile bebeğime.Zaten her gördüğümde sütümde gittikçe azalıyor nefesim gibi.