Ne olur insanlar edebiyatla uğraşmayıp dertlerini anlatsa, ben düz biri olarak anlamıyorum, geriyor beni. üç noktalar, teşbihler, iç buhranlar vs. bu forumda adını vermek istemediğim bir üye de aynı şeyi yapıyor, her konu açtığında diyorum belki bu defa düzgünce anlatmıştır derdini özet olarak. Ama yok, illa ki annemin iç dünyası, onların gözünde ben, eş olmak, tutkular, iç hezeyanlar, hevesler, içimde kalmışlıklar falan diye devam ediyor konu.
Gözünüzü seveyim yapmayın, yapıyosanız da wattpad ya da bloglar gibi yerlerde konuşturun hünerinizi, bir derdim var burası, eltim beni sevmiyor, kaynanam bana şunu dedi, görümcemden iğreniyorum, hamileyim ama istemiyorum, eşimin mercimek kadar zekası yok, falan gibi şeyler bekliyor insan. Ki burda da o yazılır yani, Montaigne gibi deneme yazmaya çalışmak cidden komik geliyor bana, hani benim sizin gibi varoş dertlerim yok, varolmanın ağrısını yaşıyorum içimde gibisinden.Ben komik buluyorum, hatta alta yazıyolar o kişilere kalemin kuvvetli falan diye, ciddi komik ya.
Bu arada anladığım kadarıyla eşinizin ailesinden eskide yaşadıklarınızdan dolayı nefret ediyorsunuz, eşinize hakim olduğunuzu sandığınız bir anda da birden gitmiş,inşallah gelir, ama herkesin ailesiyle görüşmeye hakkı var, eşinizi kendisine yapılanları unutmuşsa bu kendisinin sorunudur.Sizin değil.