Ortada sosyolojik bir durum elbette var ve en başından beri zaten bunu anlatıyorum kaç zamandır hem de. Sebep-sonuç ilişkisi, görev dagılımı meselesi... vs. Bazılarının agzından mesela hiç eksik olmaz ''erkek çocuklarını yetiştiremedik'' falan filan. Hatta geçen de BDV'de bir konu vardı orada da bir tanesi ''mal erkekler yetiştiriyorsunuz'' yazmış, office de o konuya yazmış ona da ayrı sinirlendim, agzının payını vermemiş o kadına diye, çünkü onun da 2 oglu var yanlış hatırlamıyorsam. ''siz de mal kızlar yetiştiriyorsunuz'' diyememiş yahu. Her neyse... Görev dagılımı, beklentiler diyorduk... mesele bu zaten. Sadece çocuk yetiştirme meselesi degil, karşındaki erkekten ne bekledigin meselesidir bu en çok. Eskilerin lafıyla ''dış işleri'' ''iç işleri'' ayrımı vardır, o mesele.
Erkekten dış işlerine dair sorumlulukları alacaksın hepsini kadına yükleyeceksin. Kadından iç işlerine ait tüm sorumlulukları al erkege yükle. Neredeyse her şey tersine dönecektir. Bir adamdan güçlü olmasını bekleme, zengin olmasını, sahiplenmesini falan filan... Bunları bekleme... tamamdır. O gün geldiginde erkekler ne tecavüz eder ne de birilerini öldürür. Ama herkes kendisine dönüp de bir soracak önce, ben evlenecegim adamdan ne bekliyorum diye. Güçlü olsun, zengin olsun, adam olsun şu olsun bu olsun.... diyecektir çogu. E bunu dedikten sonra aa erkekler niye böyle diye sormayacaksın çünkü bunu bizzat sen istedin yahu, bunda anlaşılamyacak ne var?
En basitinden damadıyla çekişen kp göremezsin, bacanagıyla ya da kayınbiraderi ile çekişen damat göremezsin. Ama kadınlar arasında bu çekişmeler hep olur çünkü güç savaşını ortadaki erkek(damat, ogul.. vs.) üzerinden yaparlar. Kv, elti,, görümce, gelin... çogu böyle. Sebep ne? Sadece kız çocukları düzgün yetişmedi diye degil herhalde? Erkek tarafı iç işlerinden kadını sorumlu tutuyorsa ardından tutup da niye böyle çekişiyor bu kadınlar diye soramaz çünkü erkegin beklentisi buydu başından beri. Yani hem sorumluluk yükle hem ardından agla... o iş olmaz.
Dolayısıyla kadının daha arka planda olması (öyle zannedilmesi.. çünkü esasında görüntüde geri plandadır), erkegi dış işlerden sorumlu tutmasından dolayıdır. Ne zaman degişir bu? Gece mutfakta tıkırtılar duyunca ''dur kocacıgım ben bi bakayim hırsız mı diye'' dendigi zaman degişir. Ya da Titanic batarken Jack yerine Rose ''sen güzel günleri görmek için yaşamalısın beybisi, ben burada soguk suda donar geberirim, sorun degil Jack'cigim'' dedigi gün olur. O güne kadar erkeklerin şiddet uygulaması daha normaldir, tecavüz etmesi de. Ha normaldir derken yapsınlar anlamında demiyorum, daha olagandır diyorum. Yoksa erkeklerin neredeyse tamamı ne tecavüz eder ne de öldürür, küçük bir azınlıktır bunları yapan. Ve yine o güne kadar kv, gelin çekişmeleri de dogaldır.
Erkek devleti temsil ettigi içn degil, erkek oldugu için ölür, görev paylaşımından bahsettim. Ben daha önce sana savaşın hayatın gerçegi oldugunu da söylemiştim, bunu engelleyemezsin hep olacak bu. Devlet ise erkegi savaşa yollarken ölsün diye... aslında kadınlar bu işi erkeklere yükledigi için yapar. Zaten böyle yapmak zorundadır da, zira savaşta erkekle kadın çok farklıdır. Yani öyle devleti temsil ettigi için degil sadece, kadın bu işlerde gönüllü degil diyedir. Günün birinde dagda, çölde, karda, kışta erkekler kadar kadınlar da ölürse savaşta, o gün sana katılacagım, tamam bu artık bir erkek cinayeti meselesi degildir diye.
Herkes görev paylaşımında nerde duruyorsa onun ceremesini çekiyor, mesele bu kadar basit.
Konu o kadar dallı budaklı ki nereden devam edeyim bilemedim valla. Teşhircilik meslesei hakkında da çok şey yazardım ya neyse... Mesela ''kadına kıyafet baskısı'' diye bir şey olmadıgını, aslında bu baskının saılanın askine erkege yapıldıgı gerçegi gibi :) Ama bundan da bihabersinizdir sanırsam galiba herhalde.
Ha ayrıca o tecavüz eden, döven, öldüren kadın kesimi geliyor hatta epey epey geldi bile. İnsanlar farkında degil sadece.
Dişim agrıyor kusura bakma düzensiz yazmışsam.