Evlilik, Aşk ve Kadın-Erkek İlişkileri Üzerine Film Önerileri

Hangi filmlerin analizini yapmamı istersiniz?

  • Lars and the Real Girl (Gerçek Sevgili)

    OY: 6 24,0%
  • Amour (Aşk)

    OY: 0 0,0%
  • 45 Years (45 Yıl)

    OY: 2 8,0%
  • Blue Valentine (Aşk ve Küller)

    OY: 3 12,0%
  • Her (Aşk)

    OY: 2 8,0%
  • American Beauty (Amerikan Güzeli)

    OY: 3 12,0%
  • Jodaeiye Nader Az Simin (Bir Ayrılık)

    OY: 3 12,0%
  • The Glass Castle (Camdan Kale)

    OY: 1 4,0%
  • Juste La Fin Du Monde (Alt Tarafı Dünyanın Sonu)

    OY: 0 0,0%
  • Precious (Acı Bir Hayat Öyküsü)

    OY: 0 0,0%
  • Gone Girl (Kayıp Kız)

    OY: 8 32,0%
  • Vicky Cristina Barcelona (Barselona Barselona)

    OY: 3 12,0%
  • Anna Karenina

    OY: 7 28,0%
  • Little Children (Tutku Oyunları)

    OY: 1 4,0%
  • Match Point (Maç Sayısı)

    OY: 2 8,0%
  • Issız Adam

    OY: 3 12,0%
  • Nocturnal Animals (Gece Hayvanları)

    OY: 1 4,0%
  • The Light Between Oceans (Hayat Işığım)

    OY: 1 4,0%
  • La La Land (Aşıklar Şehri)

    OY: 10 40,0%
  • 500 Days of Summer (Aşkın 500 Günü)

    OY: 5 20,0%
  • The Beguiled (Kadın Affetmez)

    OY: 2 8,0%
  • Lady Macbeth (Leydi Macbeth)

    OY: 1 4,0%
  • Annie Hall

    OY: 0 0,0%
  • Irrational Man (Mantıksız Adam)

    OY: 1 4,0%
  • A Bigger Splash (Sen Benimsin)

    OY: 0 0,0%

  • Ankete Katılan
    25
Dinledim şimdi Rusça şarkılar güzel oluyor :)
Anladığım tek kelime o da doğruysa eğer дочка bu da kızçe gibi bir şey sanırım hehe

гудочка galiba orası :) lyuli, lyuli tri gudochka diyor ama anlamını bilmiyorum lyuli lyuli ninni olan kısmı da. Rusça terk.
 
гудочка galiba orası :) lyuli, lyuli tri gudochka diyor ama anlamını bilmiyorum lyuli lyuli ninni olan kısmı da. Rusça terk.
Benim de dinlemem gelişmedi daha gerçi Rusçamız gıdım gıdım ilerliyor belki ilerletirim ehehe :KK70:
 
Selam.
Dün akşam "Gone Girl " i ziledim. ilk bir saatinde kadın için çok üzüldüm.. Ama sonrası aman Allah'ım o_O Hiç sıkılmadım. Hep acaba ne çıkacak diye diye film bitti. Çok Teşekkür ederim. :KK200::KK200::KK200:

Ben teşekkür ederim asıl ne demek. Çok mutlu oldum beğendiğinize. Darısı listeden izleyeceğiniz diğer filmlere olsun. :)
 
Günaydın :KK200:
Dün akşam "1. Lars and The Real Girl (Gerçek Sevgili)" izledim.
Senaryosu çok orjinal geldi, çok farklı.. Yeri gelince güldüren, tebessüm emttiren, hüzün kokan sıcak bir film. Ryan Gosling çok güzel oynamış:KK200: teşekkür ederim Astoria Astoria
 
Günaydın :KK200:
Dün akşam "1. Lars and The Real Girl (Gerçek Sevgili)" izledim.
Senaryosu çok orjinal geldi, çok farklı.. Yeri gelince güldüren, tebessüm emttiren, hüzün kokan sıcak bir film. Ryan Gosling çok güzel oynamış:KK200: teşekkür ederim Astoria Astoria

Süpersiniz yahu siz ama :) Çok çok mutlu oldum beğenmenize. Rica ederim ne demek, biraz olsun iyi geldiyse ne mutlu bana. :KK200:
 
Selam millet.

Analizlerime başladım. En çok istediğiniz film "Gone Girl (Kayıp Kız)" olmuş, onun üzerine kısa sayılabilecek bir analiz yazdım. Sizin de görüşlerinizi heyecanla bekliyorum. :)

Gone Girl (Kayıp Kız): Amy Dunne Gerçekten Bir “Psikopat” mı? Yoksa Çaresiz Bir Kadın Mı?

Yazı spoiler (film hakkında önemli olabilecek detaylı bilgiler) içermektedir. Lütfen yazıyı bunu dikkate alarak okuyunuz.

Gone Girl filmini seyrettiyseniz veya kitabını okuduysanız, ilk yarıdan sonra verdiğiniz tepki muhtemelen “Oha ne kadar psikopat bir kadın bu ya, şeytanın aklına gelmez” gibi tepkiler olmuştur. Peki klinik olarak incelediğimizde Amy Dunne’ı psikopat bir birey olarak değerlendirebilir miyiz?

“Psikopat” dediğimiz terim eskiden kullanılsa da, son zamanlarda damgalayıcı bir sıfat olduğu ve bireye zarar verici olabileceği için tanısal bir terim olarak kullanılmıyor. Halk arasında psikopat olarak nitelendirilen kişilerde daha çok kişilik bozukluklarının varlığını görüyoruz. Amy Dunne ise birçok psikologa göre çeşitli psikopatolojik bozukluklara sahip bir karakter.

Amy’de açıkça rastlanan belirtilerden bazıları “antisosyal kişilik bozukluğu” tanısına uyuyor. Halk arasında bu bozukluğa sahip karakterler “psikopat, ruh hastası” gibi damgalayıcı kelimelerle tanımlanıyor. Antisosyal kişilik bozukluğunun en belirgin özelliği ise kişilerin başkalarının haklarına saygı göstermemeleri. Bununla beraber, kanunlara uymamak, sahtekarlık, dürtüsellik, kolay sinirlenme, kendisinin ve başkalarının güvenliğini ihmal eden davranışlarda bulunma, sorumluluk almama ve pişmanlık duymama gibi belirtiler de mevcut. Amy bu belirtilerin çoğunu gösteren bir karakter ve kendini epeyce de belli ediyor.

Ayrıca, “Borderline kişilik bozukluğu”nun kimi belirtilerini Amy’de de gözlemliyoruz. Kişilerin aynı anda birçok kişilik bozukluğuna sahip olması imkansız bir şey değildir. İlk başta dikkat çeken şeylerden biri de karakterin dürtüsel olması (aldatıldığını öğrenince sonuçlarını düşünmeden hareket etmesi gibi) ve kendisi hakkında dengesiz bir farkındalığa (self-image) sahip olması. Bu dengesizliğini romantik ilişkileri olsun, arkadaşlık ilişkileri olsun hepsine yansıtmakta. Borderline aynı zamanda kendini yoğun öfke patlamaları, intihar girişimleri veya kendine zarar veren davranışlar ve çok yoğun ancak kısa süreli ilişkiler ile de belli ediyor. Amy’nin arkadaşlık ilişkileri de romantik ilişkileri de çok yoğun duygu paylaşımlarında bulunulan ancak iyiye değil kötüye giden ilişkiler.

Amy’nin bu korkunç intikam alma arzusu aslında bunlarla ilişkili değil fakat etkileyen bir durum. İnsanların kişilik özellikleri farklı olaylara farklı tepkiler vermelerini sağlayabiliyor. Mesela siz eşiniz tarafından aldatıldığınızı öğrenseniz çok sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, hayal kırıklığına uğrarsınız, belki onun üstüne saldırırsınız bile, ama sonu boşanma davası açmakla sonuçlanır. Amy gibi kocalarının hayatını bu kadar ağır biçimde mahvetmek herkesin yapabileceği bir iş değildir, bunu da anca psikolojik açıdan epey sağlıksız bireyler yapabilir.

Amy’nin psikolojisi açısından sağlıksız olmasında en büyük etki aslında anne babasına ait. Küçüklüğünden beri “Mükemmel Amy (Amazing Amy)” olarak yetiştirilen o kız asla sıradan bir çocuk olamadı, o hep mükemmeldi, mükemmel ilişkileri olmalı, mükemmel bir kariyeri olmalı, mükemmel bebekleri olmalıydı. Bu mükemmel kızın ilişkisi asla kötüye gidemezdi, giderse de (aldatılma) bu onun “mükemmelliğine” yani benliğine vurulmuş en büyük darbeydi. Yani psikopat bireyler doğuştan böyle mi doğar yoksa çevreden mi kaynaklı derseniz, her ikisi de doğrudur. Hatta bu çoğu psikopatolojik durumlar için de geçerlidir.

Nick Dunne masum bir gariban mı? Elbette değil. Karısını önemsemek yerine ona tamamen duyarsız kalması, onun da ihtiyaçlarını düşünmek yerine tamamen kendi ihtiyaçlarını önemsemesi, Amy’nin sağlıksız kişiliğini iyice tetiklemiş olabilir. Bir çift terapisine gitselerdi bunu ne kadar aşabilecekleri meçhul bir durum ancak bazı çiftler vardır ki böyle kaotik ve dramatik olaylardan beslenmeyi severler. Bence Amy ve Nick de bu çiftlerden birisi.


İzleyenler, siz ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız veya katılmadığınız yerleri yazın lütfen, birlikte tartışalım. Sevgiler. :)
 
Selam millet.

Analizlerime başladım. En çok istediğiniz film "Gone Girl (Kayıp Kız)" olmuş, onun üzerine kısa sayılabilecek bir analiz yazdım. Sizin de görüşlerinizi heyecanla bekliyorum. :)

Gone Girl (Kayıp Kız): Amy Dunne Gerçekten Bir “Psikopat” mı? Yoksa Çaresiz Bir Kadın Mı?

Yazı spoiler (film hakkında önemli olabilecek detaylı bilgiler) içermektedir. Lütfen yazıyı bunu dikkate alarak okuyunuz.

Gone Girl filmini seyrettiyseniz veya kitabını okuduysanız, ilk yarıdan sonra verdiğiniz tepki muhtemelen “Oha ne kadar psikopat bir kadın bu ya, şeytanın aklına gelmez” gibi tepkiler olmuştur. Peki klinik olarak incelediğimizde Amy Dunne’ı psikopat bir birey olarak değerlendirebilir miyiz?

“Psikopat” dediğimiz terim eskiden kullanılsa da, son zamanlarda damgalayıcı bir sıfat olduğu ve bireye zarar verici olabileceği için tanısal bir terim olarak kullanılmıyor. Halk arasında psikopat olarak nitelendirilen kişilerde daha çok kişilik bozukluklarının varlığını görüyoruz. Amy Dunne ise birçok psikologa göre çeşitli psikopatolojik bozukluklara sahip bir karakter.

Amy’de açıkça rastlanan belirtilerden bazıları “antisosyal kişilik bozukluğu” tanısına uyuyor. Halk arasında bu bozukluğa sahip karakterler “psikopat, ruh hastası” gibi damgalayıcı kelimelerle tanımlanıyor. Antisosyal kişilik bozukluğunun en belirgin özelliği ise kişilerin başkalarının haklarına saygı göstermemeleri. Bununla beraber, kanunlara uymamak, sahtekarlık, dürtüsellik, kolay sinirlenme, kendisinin ve başkalarının güvenliğini ihmal eden davranışlarda bulunma, sorumluluk almama ve pişmanlık duymama gibi belirtiler de mevcut. Amy bu belirtilerin çoğunu gösteren bir karakter ve kendini epeyce de belli ediyor.

Ayrıca, “Borderline kişilik bozukluğu”nun kimi belirtilerini Amy’de de gözlemliyoruz. Kişilerin aynı anda birçok kişilik bozukluğuna sahip olması imkansız bir şey değildir. İlk başta dikkat çeken şeylerden biri de karakterin dürtüsel olması (aldatıldığını öğrenince sonuçlarını düşünmeden hareket etmesi gibi) ve kendisi hakkında dengesiz bir farkındalığa (self-image) sahip olması. Bu dengesizliğini romantik ilişkileri olsun, arkadaşlık ilişkileri olsun hepsine yansıtmakta. Borderline aynı zamanda kendini yoğun öfke patlamaları, intihar girişimleri veya kendine zarar veren davranışlar ve çok yoğun ancak kısa süreli ilişkiler ile de belli ediyor. Amy’nin arkadaşlık ilişkileri de romantik ilişkileri de çok yoğun duygu paylaşımlarında bulunulan ancak iyiye değil kötüye giden ilişkiler.

Amy’nin bu korkunç intikam alma arzusu aslında bunlarla ilişkili değil fakat etkileyen bir durum. İnsanların kişilik özellikleri farklı olaylara farklı tepkiler vermelerini sağlayabiliyor. Mesela siz eşiniz tarafından aldatıldığınızı öğrenseniz çok sinirlenirsiniz, üzülürsünüz, hayal kırıklığına uğrarsınız, belki onun üstüne saldırırsınız bile, ama sonu boşanma davası açmakla sonuçlanır. Amy gibi kocalarının hayatını bu kadar ağır biçimde mahvetmek herkesin yapabileceği bir iş değildir, bunu da anca psikolojik açıdan epey sağlıksız bireyler yapabilir.

Amy’nin psikolojisi açısından sağlıksız olmasında en büyük etki aslında anne babasına ait. Küçüklüğünden beri “Mükemmel Amy (Amazing Amy)” olarak yetiştirilen o kız asla sıradan bir çocuk olamadı, o hep mükemmeldi, mükemmel ilişkileri olmalı, mükemmel bir kariyeri olmalı, mükemmel bebekleri olmalıydı. Bu mükemmel kızın ilişkisi asla kötüye gidemezdi, giderse de (aldatılma) bu onun “mükemmelliğine” yani benliğine vurulmuş en büyük darbeydi. Yani psikopat bireyler doğuştan böyle mi doğar yoksa çevreden mi kaynaklı derseniz, her ikisi de doğrudur. Hatta bu çoğu psikopatolojik durumlar için de geçerlidir.

Nick Dunne masum bir gariban mı? Elbette değil. Karısını önemsemek yerine ona tamamen duyarsız kalması, onun da ihtiyaçlarını düşünmek yerine tamamen kendi ihtiyaçlarını önemsemesi, Amy’nin sağlıksız kişiliğini iyice tetiklemiş olabilir. Bir çift terapisine gitselerdi bunu ne kadar aşabilecekleri meçhul bir durum ancak bazı çiftler vardır ki böyle kaotik ve dramatik olaylardan beslenmeyi severler. Bence Amy ve Nick de bu çiftlerden birisi.


İzleyenler, siz ne düşünüyorsunuz? Katıldığınız veya katılmadığınız yerleri yazın lütfen, birlikte tartışalım. Sevgiler. :)

Bence Amy çok haklı tüm bunları yapmakta yani aslında şöyle ifade edeyim kocası hepsini hak ediyor etmesine ama bu kocasına haddini bildirecek diye bir insanı öldürdü Amy. Burası inanılmaz, bu yüzden gerçek hayatta kimse Amy gibi olamaz, olmamalı. Ben açıkçası Nick kızı kendine aşık etmek için Amy için düşündüğü aynı sekansları düşünüp bunu da Amy'nin yakalaması sahnesinde ben bile Nick'i orda boğmak istedim taa ekran başından... Bu kadar mı tepkisiz olunur bu kadar mı pislik olunur... Tabiki suçun başı çocuklarını bu şekilde pazarlayıp karakterini elinden alan anne babada.. Şimdilerde instagram benzeri çocuklarla dolu.. O çocukların yetişkin hayatında yapacaklarından da korkmak lazım. Ayrıca Nick ve ablasının ilişkiside bir garipti.. Gerçi ben filmi izleyeli 1 yıldan fazla olmuştur... Sıkı filmdi tekrar izlenebilir.
 
Bence Amy çok haklı tüm bunları yapmakta yani aslında şöyle ifade edeyim kocası hepsini hak ediyor etmesine ama bu kocasına haddini bildirecek diye bir insanı öldürdü Amy. Burası inanılmaz, bu yüzden gerçek hayatta kimse Amy gibi olamaz, olmamalı. Ben açıkçası Nick kızı kendine aşık etmek için Amy için düşündüğü aynı sekansları düşünüp bunu da Amy'nin yakalaması sahnesinde ben bile Nick'i orda boğmak istedim taa ekran başından... Bu kadar mı tepkisiz olunur bu kadar mı pislik olunur... Tabiki suçun başı çocuklarını bu şekilde pazarlayıp karakterini elinden alan anne babada.. Şimdilerde instagram benzeri çocuklarla dolu.. O çocukların yetişkin hayatında yapacaklarından da korkmak lazım. Ayrıca Nick ve ablasının ilişkiside bir garipti.. Gerçi ben filmi izleyeli 1 yıldan fazla olmuştur... Sıkı filmdi tekrar izlenebilir.

Evet Amy'nin verdiği tepkiler aldatılan bir kadının vermesi gerekenden daha ağır, intikam sınırını baya bir geçmiş durumdaydı. Nick'in kayıtsızlığı cidden beni de deli etmişti. Instagram çocukları konusunda da hak veriyorum, biraz daha genelleyecek olursam (muhakkak buna katılmayanlar olacaktır saygı duyarım) çocuklarına sürekli "paşam, prensesim, şehzadem, sultanım" diye hitap eden anneler de ileride o çocuğa ciddi düzeyde zarar verebiliyorlar. O çocuk çünkü kendini hala "paşa, prenses, sultan" zannetmeye devam ediyor ama gerçek hayatta diğer insanlardan hiçbir farkı olmadığını gördüğünde büyük şoka uğrayabiliyor, kiminin sonunun "Amazing Amy" olmayacağı ne malum?
 
Astoria Astoria incelemeni okudum çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş bir psikolog gözünden incelemişsin sen ama ben normal bir vatandaş :KK53: olarak filmin son kısmına kadar "Helal kız Amy çok iyi yaptın ablam be!" modundaydım, çok saygı duydum planına "Öyle adama böyle ceza, emsal olacak cinsten!" diye düşündüm ki böyle düşünmemin tek sebebi aldatılma değildi kocası kadını her anlamda yok sayıyordu maddi ve manevi anlamda sömürüyordu. O kadar sinir bozucu bir adam ki zaten o televizyona çıkıp Amy dönsün diye onu keklemek için yaptığı konuşmada ne mal olduğunu açıkça anlatmıştı. :işsiz: Ama son kısımlara doğru Amy iyice zıvanadan çıkınca "İlla b.kunu çıkaracaksın yani ööehhh artık," dedim. (Sonuna kadar desteklemedim yani ben psikopat değilim dimi :110:)

Filmde senin de bahsettiğin Amazing Amy - gerçek Amy vurgusu da bence güzel ve önemli bir ayrıntıydı.

Mesela ben küçükken bana hep "Prenses Truman" derlerdi. Bana hep "Dünyanın en güzel kızı kim?" derlerdi "Ben!" diye atlardım. Sonra ben de hep "Dünyanın en güzel prensesi kim?" derdim annem, teyzelerim "Tabii ki Truman!" derlerdi. Ben de ciddi ciddi çok güzelim, prensesim diye düşünürdüm taa ki okula başlayıp gösteri zamanı geldiğinde prenses rolünü başka bir kıza kaptırana kadar :KK70: şaka maka ama bu durumdan ciddi bir hayalkırıklığı yaşamıştım. :bicak:
 
Astoria Astoria incelemeni okudum çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş bir psikolog gözünden incelemişsin sen ama ben normal bir vatandaş :KK53: olarak filmin son kısmına kadar "Helal kız Amy çok iyi yaptın ablam be!" modundaydım, çok saygı duydum planına "Öyle adama böyle ceza, emsal olacak cinsten!" diye düşündüm ki böyle düşünmemin tek sebebi aldatılma değildi kocası kadını her anlamda yok sayıyordu maddi ve manevi anlamda sömürüyordu. O kadar sinir bozucu bir adam ki zaten o televizyona çıkıp Amy dönsün diye onu keklemek için yaptığı konuşmada ne mal olduğunu açıkça anlatmıştı. :işsiz: Ama son kısımlara doğru Amy iyice zıvanadan çıkınca "İlla b.kunu çıkaracaksın yani ööehhh artık," dedim. (Sonuna kadar desteklemedim yani ben psikopat değilim dimi :110:)

Filmde senin de bahsettiğin Amazing Amy - gerçek Amy vurgusu da bence güzel ve önemli bir ayrıntıydı.

Mesela ben küçükken bana hep "Prenses Truman" derlerdi. Bana hep "Dünyanın en güzel kızı kim?" derlerdi "Ben!" diye atlardım. Sonra ben de hep "Dünyanın en güzel prensesi kim?" derdim annem, teyzelerim "Tabii ki Truman!" derlerdi. Ben de ciddi ciddi çok güzelim, prensesim diye düşünürdüm taa ki okula başlayıp gösteri zamanı geldiğinde prenses rolünü başka bir kıza kaptırana kadar :KK70: şaka maka ama bu durumdan ciddi bir hayalkırıklığı yaşamıştım. :bicak:

Ehehe hayır tabi ki de değilsin. :) Şimdi Amy'nin bu hale gelmesine herkes hak verdi özellikle kadınlar. Amy'nin psikopatolojik olarak değerlendirilme sebebi biraz küçüklükten geliyor. Amy'i sırf anne babası da değil yani belli bir kesim dahi Amazing Amy olarak bildi o çocuk kitaplarıyla. Bak sen bile birkaç kişi çocukken seni prenses diye sevdiği için gerçek hayata adım attığında bunun seni ne kadar etkilediğinden bahsediyorsun, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen. Amy için çok daha ağır bir travma bu, nasıl hayatı mükemmel olmaz hani o mükemmel bir kızdı? Mükemmel kızlar aldatılır mı, mükemmelse nasıl bu kadar yok sayılabilir? Olay biraz buradan kaynaklı gelen bir intikam dürtüsü.
 
kafamın boş olduğu bir anda hepsini okuyacağım, eminim çok iyi tespitler vardır. emeğinize sağlık.
 
X