Merhabalar. Ben aslında derdimi anlatmak istiyorum. Üç yıllık evliyim. Eşim evlendiğimizden beri bir kere çalıştırmak istemedi. Cok sıkılıyorum evde dedim dinlemedi. Bi kopek hayalimizdi kendi evimiz olursa, ama kirada bulunduğumuz evde de sorun olmayacağı için ve bana can yoldaşı olsun diye geçen sene iki aylık bir kopek aldık. Pekinezdi cinsi, yani en yılışık ve bağlı kopeklerden :)
Kayınpederimle her konuda çok iyi anlaşırız. Kremalı yemekler ve evde hayvan beslemek dışında. Hep korkutularak büyütülmüş desem, onun kardeşi de kendi evinde pug besliyor. Yani bu olana kadar hak veriyordum yetişme tarzı sevmeyebilir diye, ama bundan sonra demek ki kişisel tercih dedim. Kişisel tercihe de saygı duyulur da, evde hayvan var diye elimden yemek yenmezse evime gelinmezse geldiyse bile kaçmaya çalışırsa hemen kopegime host hist diye bağırırsa ben duyamam, kimse duymaz. Hele ki her konusu açıldığında “bunun vadesi doldu artık paketleyin bunu kızım” dedikçe neredeyse soğuyacak gibi oluyorum. Canlı ya canlı, paketlemek ne demek ?
Kopegimizi eve getirdik, daha evin içine bırakır bırakmaz pesimden tın tın geliyor. Çocuğum yok bu arada, onu çocuğum gibi sevdik. Ağzı süt kokuyordu çünkü daha. İlk vukaatini yapmış. Yatak odasının kapısına bize bir emanet bırakmış. Eşim görmüş tabi kızarak söylenerek geldi bana. “Ne bekliyordun, klozete mi yapsın ? Sifonu da ceksin mi?” Dedim. Alıştır bak bunu böyle olmaz dedi. Ama ne alıştırma..
Kopekler ilk yavruyken küçük oda eğitimi görürler. Gazeteye alıştırılır. Biz başarılı bir şekilde alıştık. Evde olduğum zamanlar içerisinde (hep evdeydim) gitti gazetesine yaptı. Daha sonra tuvalete koydum gazeteyi. Arada bir olan kazalar dışında yine oraya yaptı. Ama yakın zamanda annem ameliyat oldu. Ben dört beş gün onunla kaldım, her gün sabah gittim aksama kadar gelmedim iki hafta. Eşim deseniz anca arada bir “aferin oglumaaa” demeyi bilir. Hayvancağız sevinip dizine çıkmaya çalışınca ellerini ceker değmesin diye. Mikrop yuvası çünkü hayvanımız. Her ay asilari oluyor üç günde bir banyo bizim yaşadığımız yerde yasıyor ama mikrop iste.
O donem ilgilenemedigim için hayvanın psikolojisi bozuldu. Eve geliyorum oyuncağı ağzında genzinden hınkırarak ağlıyor bırakmıyor beni. Salondayım koltuğumun dibine yatıyor, tuvaletteyim tuvaletin kapısına yatıyor. Evin içinden bahçeden sesimi duysa balkona fırlıyor ağlıyor. Apartmana girince kapıya gidip bekliyor. Halıları kaldırdık, cisini ben yokken her yere yapıyor. Ben varken gazeteye. Eşim ciğeri agrisa “kıl mi kaçtı acaba” midesi bulansa “sarılık mi oldum acaba” oysa ben eve beşlik çamaşır suları sirkeler taşıyorum. Hergun her dakika silinmekten ev kopek gelmeden öncekinden daha temiz yani. Yerini biliyor aslında ama ben yokken ilgilenen de olmadığı icin üzülüyor. Eşimde zAten çıkaralım dolaştıralım da hayvan bir hava alsın demek Yok. Tek çıksam sokak kopekleri var kaç kere üstüme atladılar Kopegim yanımda diye. Cisini dışarı alıştıralım Çimen kokusu alan kopek eve bi daha yapmazmış diyorum. Çocuk olunca çocuğunu bırakıp cise mi cikarcan diyor. Sen çıkarırsın diyorum çıkartamam ben diyor. Alırken çocuk olacağını bilmiyor muyduk yazık değil mi diyorum. Senin yüzünden aldık diyor. Bakmayın, oğlum onu da çok seviyor. Ama her insana ayni işlemiyor, ayni dokunmuyor içine. Oysa ben hep özendim çocuklu köpekli ayni evde videolara. Çocuklarıma hayvanlardan değil insanlardan korunmayı öğretmek istedim. Ama yavrum evde bir sığıntı gibi İnan’ın :’( ve artık pes ettim. Evde her gün kavga her gün şamata. Neymiş onun yüzündenmis. İnan’ın kopek artık gideceği halde tamam dediğim halde hala daha çık len dışarı diyor kızıyor. Zararı olmadığı halde yetinen geç deyip korkutuyor, Şakar yaptığını sanıyor. Kızdığımda da “kopek icin benle mi kötü olcan?” Deyip kavga ediyor. Onunla kavgalıyken oğlumu sevince de kavga ediyor. Kopegi ona tercih ediyormuşum.
İşten erken geldi bugün midesi agriyormus yattı salona. Kuşlarımız da var sürekli bağırıyorlar. Git istersen yatak odasına yat dedim. Yatmadı. Oglum da benim bir eşyamı aldı koştu koridora. Aldım elinden koydum yerine bi daha almış vurdum bu sefer poposuna hayır diye. O da şımarıklığı tuttu ordan oraya koşuyor ordan oraya enerji geldi hayvana bir an. Dışarı çıktığı Yok malum :’( eşim bir bağırdı bi de kufur etti :’( bilmem ne yapayim böyle yaşantıyı dedi. Ben de “istersen kopegi de alıp gidebilirim daha güzel bir yaşantın olsun diye” dedim. Ben bulursam fırlatırım şimdi sana dedi. Ağrıma gitti konuşmadım. Geldi konuşmaya çalışıyor benle kopegi karalıyor o yüzden kavga ediyormuşuz. Normalde cok geçimli bir insanmış gibi. Ben de bağırdım artık. Gidecek zAten herkes kurtulacak yeter artık zahmetine herşeyine ben katlandım bir sene ama bir gün of demedim hep sevdim onu çoçuğum gibi ama ben hariç herkesin konuşmaya hakkı var Yok gitsin Yok söyle Yok böyle yeterin artık dedim. O da gidecek bu kopek annem babamla da konuscam bisey demeyecekler artık sana. Ama kimse kimseye birsey demeyecek die bağırdı bana eşim. Benim ailem hep saygı duyar biseye karışmaz oysaki. Bundan sonra da seninle iyi olanın bilmem n’apayim dedi. Ben de azdan az çoktan çok gider sıkıntı Yok dedim. Ailesi sürekli kopek olan eve melek girmez bereket girmez tuyunu yutar ölürsünüz diye korkuttu onu. Kv bi yere kadar sevdi hep Reis-i elinin ucuyla da olsa ilgileniyordu yani. İki gün önce o da gitsin iyi olmaz falan diye konuştu. Oysa kimse lafını etmesin diye annem bütün acılarını oyuncaklarını mamasını en kalitelisinden falan kendi alır. Sırf masrafı oluyor deyip gondermesin eşim diye bir senedir o masraf eder kopege. Cok da sever babamla birlikte. Tatile gittik beş gün onlar baktı kendi evlerinde düşünün. Esiminkiler eve gelmiyorlar doğru düzgün. Biraz karışık olduysa kusura bakmayın. Oyle doluyum ki. Ben oğlumdan ayrılacağım ani düşünürken ağlamaktan kendimi alikoyamazken insanlar çok basit görüyor herşeyi. Bir sene boyunca ben büyüttüm onu ben gördüm her anını bogazina elma takıldı olecek gibi oldu nefesi kesildi ben kurtardım basında ağlaya ağlaya. Annem gördü o anı ağladı. Evladın gibi olmuş dedi bana. Evde deli deli koşarken kafasını vurdu bayıldı gözleri gitti kucağımda korkudan içim geçiyordu ağlamaktan helak oldum hemen kafasını yıkadım su içirdim. Banyoyu temizlerken domestos yaladı diye korkup yoğurt yedirdim ellerimle. Bazen hasta oldu gece gündüz basında durdum. Kusacagi zaman yeri geldi elime kustu. Traşını oldu anestezi almıştı tır tır titriyordu üzerime isedi tutamadı. (Normalde hayatta yapmaz) bunları ben yaşadım kimse bilmiyor. Sokaktaki hayvanlara yapılanlara insan olmanın utancıyla şahit olurken, ona bakmak vicdanımı biraz olsun rahatlatıyordu. Keşke tüm hayvanlara ben bakabilsem diyordum hep. Bağrıma basıyordum onu. Ama biz ona canlı gözüyle bakamadık bile. Çıkarıp dolaştırma zahmetinde bulunamadık. Cok söyledim eşime hadi bak kopekler var sokakta ben kendimi savunamam o an Kopegimizi de savunamam onlar benim boyum kadar dedim. Bana hiç destek olmadı. Yani ben oğlumu uğraşmak istemediğim icin ve kurtulmak icin değil, onu bizden kurtarmak icin vereceğim. O gidince konuşacak olanlara da “ben yine vermezdim oğlumu ama sevilmediği yerde tutup ona kötülük etmek istemedim herkeste hayvan sevgisi olan bir aileye verdim” demek istiyorum. Onu da düşünüyorum. Nasıl bilcem iyi bakıldığını nasıl güvenicem hiç bilmiyorum. Eşim satmaktan bahsediyor ben de satın almış olabiliriz ama öncelik iyi bakılacak bir ailede olması diyorum. Sahiplenen insan kâr etmeye çalışabilir ama parayla alan insan para verdim der bakar diyor. Ben de biz para verdik bakabildik mi? Diyorum. Milyonları verseler iyi bakamayacak aileye vermektense ücretsiz güzel bakacak aileye veririm. Gunahina giremem onun. Cok istedim bir tanıdığım olsun hem bileyim emin olayım hem bazen göreyim ama yok. Su anda uyuyor bakıp bakıp ağlıyorum. Bu arada ücretli hayvan almaya karşıyım. Ama evin içinde besleyecegimiz icin barınağa gittiğimizde küçük ırk kopek yoktu. İnternette de ücretsiz bulamadık ve petshop şartları da iyi değil diye gittik onu kurtardık. Şimdi daha kötü bir yere göndermeme çabasındayım. Ama bana sorsanız o cisini kakasını ömrü boyunca ben evden gidince tutamayacak olsa da ben yasardım onunla. Tek yaşasaydım veya evli olmasaydım İnan’ın yapardım bunu. Yaparım da sandım, ama insanları gördüm. Oğlum insallah daha mutlu olur :’( ona son kez sarılırken ne yapicam bilmiyorum. Bunu söylerken hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Ben hiç iyi değilim. :’( sanki Çan’ımdan can kopuyor. Evde olmadığım zamanlar bile acaba suyu var mi uyuyor mu su an diyorum. Başka birine gidince sorma hakkım bile olmayacak. Cok ağrıma gidiyor bu. Benden gidecek yani aslında hep benim kalacak ama bilemeyeceğim iyi mi kötü mü. Hem iyi ki girmiş hayatıma diyorum hem keske hiç karşılaşmasaydık diyorum. İçinde biraz hayvan sevgisi olan herkes beni anlayacaktır. Okuyan herkese teşekkür ederim.
“Seni çok seviyorum oğlum. Eminim insanların ve hayvanların birlikte yaşayacağı bir cennet vardır. O günü bekliyorum..”
Eki Görüntüle 2169862 Eki Görüntüle 2169859