Okunmaya Değer...

Sahip olduklarını biliyorsun, şimdi vazgeçtiklerini öğrenme zamanı...

SeldaTerek
 
Geçmişteki hatalara, “sahip çıkmak” için değil, tekrar etmemek için bakmalı insan.

k.tazeoğlu
 
Bazen savaşır gibi sevdiğimi hissediyorum seni. Sen de her şey olmak uğruna, kendimde hiçbir şey bırakmıyorum.

K. Tazeoğlu
 
Gözünde büyüttüklerini, içinde öldüremiyor insan...

Küçük İskender
 
Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar..

/Cemal SÜREYA
 
Güçlü kadınlar vardır her işlerini kendileri halletmeye çalışan.. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını
kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat tadilat işlerinden
anlarlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam
ettirebilirler. Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm
işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler.

Özgürlüğü severler dik durmayı da güçlüdürler çünkü...

Âşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerine problem çıkarmazlar. Bütün gün çalışıp durduktan sonra akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan o her neredeyse
onun olduğu yere giderler.

Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz
yaşadıkları sıkıntıdan yansıtmazlar çünkü. Para var mı işyerinde
sıkıntı mı oldu birine canı mı sıkıldı hiç bunlarla yormazlar birlikte
oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın. Sonra da bir bakarlar ki bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Ezkaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar bu sefer de sorunlu kadın
kaprisli kadın tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar!

Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber. Sonra bir dosttan eşten ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış. Erkekler
çok severler böyle kadınları. Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu
zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.

Mesela fatura filan yatıramazlar anlamazlar çünkü. Nereden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar bütün gün spor salonları kuaför o mağaza bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde bugün nereye yemeğe gidelim diye sorarlar. En kötü ihtimal dışarıdan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar
pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler ama bu erkeğin hoşuna gider çünkü kadın ona muhtaçtır söylenmeyen güçlü kadının aksine hiçbir şeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler kıskançlık krizlerini de severler Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler.

Çünkü o güçsüz kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur.
Koruyup kollanmalıdır her an o!.

Zayıf kadınlar hiç çökmez buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar.


Alıntı
 
Hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili,
biz kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz acısını acımız yaptık çünkü.
Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın göz yaşı bile içimizi parçaladı.
Kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk...
Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
Yaşamak ne güzeldir be sevgili...
Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
Ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın...


- Yılmaz Güney
 
Hayat" diyoruz,yaşamaya devam ediyoruz.
Onca kırıklık,onca acı, onca hüzün...
yaralarımıza üfleye üfleye "bir şey yok"diyoruz...
En çok kendimizi kandırıyoruz.
Çok şey var aslında,
üflemeyi bırakıp konuşmaya başlarsam
bir daha asla susmayabilirim...
Öyle çok çünkü kan kaybım,
o kadar büyük kendime olan yalanım....
"hayat" diyorum...susuyorum...
Nefesim lazım çünkü bana,
yaralarıma üflüyorum!...

Alıntı
 
Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen


Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim
Aşktı yine beni yıkayan, arıtan su
Böyle ak pak olacağımı bilir miydim?
İçimde açmasaydı o sevmek duygusu

Ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü
Çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın
Görsün prangalarım o doğacak günü

Ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın
Seninle her yerde güzel, her zaman yeni
İstemem, sensiz hatırlamasınlar beni.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
 
Ben çocuklar gibi sevdim!
Devler gibi acı çektim.

[ Attila İlhan ]
 
daha nen olayım isterdin,
onursuzunum senin!

cemal süreya


yazmayım dedim ama çok güzeldi. yazdım:63:
 
Son düzenleme:
"Kaç acı birden imtihan etti beni..
bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti bu da öyleydi..
" iyi ol;
sağ ol...
uzak ol...
ama bir daha görme beni.

M.Mungan
 
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
 
Burnumda terk ettiğim şehrin kokusuyla gidiyorum.
Daha doğrusu gönderiliyorum senden.
Bir başka şehre gidiyorum ben;senin gibi bir başka insana değil.



Kahraman TAZEOĞLU
 
"İnadın bir nehir gibi... Olsa olsa okyanus olan sabrıma dökülür..."

Selda TEREK
 
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o k
endine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin...

Mehmet Coşkundeniz
 
Uğruna verdiklerim, sonunda seni kendine aşık etti. Ve beni hiç kimseye benzemediğim için severken, ötekilere neden benzemiyorum diye terk ettin. Şimdi yaşananlar mı daha acı yoksa yaşanacaklar mı? Aşk, acının dolaylı tanımıymış; geç öğrendim...

Kahraman Tazeoğlu
 
Kendinize "Onda ne bulmuştum?" diye sorduğunuzda onda bulduğunuz şeyin sadece sizin hayal gücünüzün bir ürünü olduğunu farkedeceksiniz...

Alıntı
 
“Birinden vazgeçmek güçlü olduğun anlamına gelmez, eğer birinden vazgeçiyorsan yerine birini koymuşsun demektir, doğa boşluğu sevmez, insanın kalbi de…”

Alıntı
 
Olmuyorsa zorlamayacaksın diye bir şey yok; gönül seviyor, gönül istiyor, gönül laf anlamıyor işte...
Her şeyden vazgeçiyor da insan, uğruna her şeyden vazgeçtiği tek bir şeyden geçilmiyor sevince...

Sende kalp yok, bende baht.
Ne sen seviyorsun ne de ben vazgeçebiliyorum...

Ezgin KILIÇ
 
Back