Okunmaya Değer...

Yokluğunda buz tuttu elbet ama yine de sana ait her yerin güzelliğini korumayı başardım.

İnadına Yaşanan Zararına Aşklar-Selda Terek
 
Elbette başkasıyla mutlu olurum aptal...
Önemli olan seninle mutsuz olmaya bile razı olmamdı!
 
Bu kadar uzak olup,
Kalbimde uyuman ne tuhaf!...

- Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Bir erkeğin bir kadına verebileceği en güzel cevap;

"Sana değer..."
 

Hadi bir delilik yapsana.
Evi biliyorsun,
Yolu biliyorsun.
Ne zaman oldugunu ögrenipte çiksana karsima nolur?
Ben yapamiyorum.
Yapamamda.
Yapmamam gerek!
Ama seni tutan bisey yok...
Gelsene bana son deliligini göstermek için.
Gelsene gözlerimin gözlerine degmesi için.
Gelsene kokunu son bir kez içime çekmem için.
Duyursana bana huzur veren o sesini.
Uyutmasana beni asktan yine.
Hissetsene beni.
Duysana geldigimi.
Kimselere görünme sadece ben olayim seni gören, duyan, hisseden.
Tekki bana kizginlikla bak raziyim.
Yaptigim için kiz, bagir. Sinirlen. Hakettim.
Ama gelde göster kendini son bir kez!
 
"Sen beni hiç hatırlamadıgın için
unutmuş da sayılmazsın!
Üzülme…"

1 yıl geçti,1 gram azalmadı bu hüzün...
 
"Nerede kaybediyoruz biliyor musun? Ona mesaj atıp cevap vermediğinde, merak edip ikinci mesajı attığımızda."
 
Birdenbire olmuştu her şey. En sevdiğim adam aynı zamanda en nefret ettiğim adam olmuştu artık. Yaşanmamış anılara ağlar, aldığım her nefeste seni bırakabilmeyi, sensiz yapabilmeyi diler olmuştum. Yaralarıma üfleyerek girdiğin hayatımda daha derin yaralar açmıştın kısa sürede. Yalan söylemiş olmanı diledim birçok kez. ”Birbirimize asla yalan söylemeyelim, ne olursa olsun” diye verilmiş sözlerimizi silip atmak istedim. İçini bile güldürebildiğin gözlerimin dolmasına dayanamadığını bilirdim. Omzunda ağladığımda benimle beraber ağladığın dakikaları unutmak istedim her saniye. Hep gittin sen, hep kaçan taraf oldun. Ben artık kovalamaktan yoruldum. Ben pes ettim. Şimdi sen ağla. Ağlamanı, üzülmeni dilerken bile gözlerimin dolduğunu bilmeden ağla. Gülümsediğimiz her anı hatırlayıp, gülümsediğimiz her fotoğrafımıza bakıp, mutlu olduğumuz zamanları hatırlayıp ağla. Tamam, mutluluklarımızı hatırlamıyorsan acılarımızı hatırla, onlara ağla. Ne kadar kavga etsek de hep birimizin mutlaka bir şebeklik yapıp ardından sarılıp öperek barıştığımızı hatırla, sonra ağla. Birbirimiz için, birbirimizin omzunda ağladığımız zamanları hatırla, onlara ağla. Başkasını öptüğünde gözlerinin içi gülemesin bir daha. Gittiğin her insanda benim kokumu ara. Kimseyi beni öptüğün gibi masumca öpme. Kimseye bana sarıldığın kadar uzun sarılıp, bana baktığın kadar uzun bakma. Kimse benden uzun süre bakmasın gözlerine. Görmedim ben, senin gibi sevmedim hiç kimseyi. Sayesinde gülmeyi unuttuğum adam gibi sevemedim hiç kimseyi. Ben senin açtığın yaralarımı umursamadan, yine senin yaralarını sardım hep. Ne çok şey kaybettiğini görmüyor musun? Boşversene.
 
Son düzenleme:
Yapamazsın ki sen. Başkasıyla yapamazsın. Bir başkasının seni bu kadar çok sevemeyeceğini anladığında, onun yanında kalamazsın. Masumlaşamazsın ki sen onun yanında. İnsanların pekte hoşlanmadığı sesinle şarkı söyleyemezsin rahatça. Dans edemezsin kahkahalar atarak. Susamazsın ki sen başkasının gözlerinin içine bakarak. Dizlerine uzanıp uyuyakalamazsın bir daha kimsenin.

Kimse sen öyle masumca uyurken sıkılmadan yüzünü izleyemez ki saatlerce. Yüzünü boynuna gömüp dakikalarca kokunu içine çekmez kimse. Burnundan, dudağının kenarından masumca öpmez. Ellerini tuttuğunda dünyayı unutmaz. Senin için sahip olduğu hemen her şeyi feda edemez. Her şarkıda, her kitapta, her şiirde senden bir şeyler aramaz kimse. Her gidişinde umutsuzca bekleyip, her dönüşünde sessiz sedasız kollarını açarak seni karşılamaz. Senin için başını yastığa gömüp gecelerce ağlamaz.

Hem sen benden başkasını bu kadar ağlatamazsın. Bu kadar sevdiremezsin kendini bir daha. Bu kadar nefrette ettiremezsin. Bu kadar özletemez, bekletemezsin.

Tüm bunları kaybetmiş olmak, nasıl hissettiriyor?
 
Senden nefret ediyorum. İnanması güç değil mi? Bana da öyle gelirdi başlarda ama öyle güzel uzaklaştırdın ki kendinden, öyle güzel yalanlar söyledin ki bir anda gözümdeki o kusursuzluğun yok oluverdi. Düştün de düştün. Tiksindim. Hem senden; bana söylediğin yalanlar için, yaptıkların için, hayatımdaki herkesi benden alıp, kendinde çekip gittiğin için.. Hem de kendimden; sana inandığım için, senin için herkesi karşıma alabilecek kadar aptal olduğum için, uğruna kendimi değiştirmeye çalıştığım için.. Pişmanım deli gibi.

Yok oluşuma sevinen bir adamın varlığıyla mutlu olduğum için pişmanım.
Geçmişinin acısını benden çıkaran bir adamı sevmişim.
Bensiz de mutlu olan birine adamışım tüm gözyaşlarımı.

Seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum. Bunca şeye rağmen parfümünün kokusunu duyunca gözlerimin dolmasından, her hareketinde bir umut aramaktan, her bakışında biraz olsun sevgi aramaktan, dudaklarından dökülen buz gibi sözlerden, adından bile, en sevdiğin şarkıdan, en sevdiğin renkten, uğurlu rakamından.. Hepsinden nefret ediyorum. Seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum.
Kaç kez hayal kurdurup, hiç düşünmeden yıktın onları bir bir haberin var mı? Ne halde olduğum gram umrunda mı? Hadi beni unuttun diyelim, bana yaşattıklarını bu kadar çabuk unutabildin mi sahiden? Hiç mi için sızlamıyor? Benim hala deli gibi canım yanıyor çünkü. Durmadan içimi yiyip bitiren bir kin var sana karşı. Geçecek. Biliyorum. Atlatacağım. Sensizken öğrendim güçlü olmayı. Yanımda güvenecek kimse kalmadığında, ayakta kalmayı öğrendim. Şimdi tam kendimi toparlamışken, ne olur geri dönme.
 
Dokunamadığın birini özlüyorsan , Özlediğin kalbine dokunmuştur çoktan !

Küçük İskender
 
‎-ben ne zaman seni düşünsem mahûr bir beste işgâl eder kalbimi!
buruşur yüreğim
firâr eder benden gönlüm , ömrûm . . .
 
"zamana bırak" dediler, bende öyle yaptım.
gün,hafta, ay, yıl... derken sadece şunu anladım;
"eskiyor, ama eksilmiyor" kalp ağrısı...
 
Kalp kalbe karşı değilmiş her zaman.
Hele de kalbin,"kalpsiz"bir kimseyle karşı karşıya kalmışsa,
hiç değil...

Neslihan Nur Türk
 
o ilk mesajı atmamak için direniyorum...

ben direnemedim,ama pişman da olmadm.elimden geleni yaptığımı biliyorm,ve tek suçlunun onun oluşunu da..fakat bunları bilmek acı çektiğim gerçeğini değiştirmiyor.hala ona msj atmak istediğm zamanlar oluyor,hiç okuyamayacağı msjları eski numarasına yolluyorm,eskiden sevdiğm haline yollar gibi.böyle bi deşarj yöntemi buldm kendime,artık ne kadar beni idare ederse..
 
ben direnemedim,ama pişman da olmadm.elimden geleni yaptığımı biliyorm,ve tek suçlunun onun oluşunu da..fakat bunları bilmek acı çektiğim gerçeğini değiştirmiyor.hala ona msj atmak istediğm zamanlar oluyor,hiç okuyamayacağı msjları eski numarasına yolluyorm,eskiden sevdiğm haline yollar gibi.böyle bi deşarj yöntemi buldm kendime,artık ne kadar beni idare ederse..


mesaj kendisine gitmedikten sonra çok güzel bir deşarj yöntemi. çünkü sevildiğini anladıkça havalara giriyorlar fazla belli etmemek en güzeli.
 
Son düzenleme:
Seni neden unutamadım biliyor musun?
Çünkü senden sonra gelen herkes, senden çok sonra geliyordu…
Yerine koymak istediğim hiç kimse sen olmayı başaramıyordu, sevemiyordum senin gibi, dokunamıyordum, benden bir parçaymış gibi hissedemiyordum hiç kimseyi.
Sen…
Aşk yanımdan sakat bıraktın beni…


Hayatımızdan sayısız kişiler geçecek belki de, sayıyız “seni seviyorum” diyeceğiz başka başka insanlara… Sayısız defa öpüşeceğiz farklı dudaklarla, sayısız gecelerde birbirimizin adını sayıklayacağız başka birilerinin koynunda…
Çok sevdiğimizden unutamayacağız birbirimizi, çok sevdiğimizden ayrılmış olacağız zaten. Anlatacak kimsemiz olmayacak, anlamalarını zaten hiç beklemeden susacağız.
Hatırlayacağız birbirimizi, birbirimizden hiç haberimiz olmadan…
Çünkü biz, çok yarım kaldık birbirimize…

Gücüm yetseydi eğer; elini bırakmayan şu elimi dirseğime kadar kalbime sokup, söküp atardım seni! Ya da imkanım olsaydı senin defalarca girdiğin gibi kendi aklıma girip kovardım seni beynimden. Çekip çıkarmak istiyorum kendimi senden; nefret etmek ya da hiç hatırlamamak bile hatta…
Ama elimde değil işte, yapamıyorum.
Seviyorum ve unutamıyorum…

Ben kelimelerin kifayetsiz kaldığı o yerdeyim. Anlatılamayacak kadar büyük bir boşluktan düşüyorum hala. Sonu gelsin istiyorum artık bu derin acının ve çakılayım istiyorum dünyanın bütün gerçeklerinin göğsüne.
Anlamak…
Anlamak istemediğim her yalanın katı yüzüyle yüzleşmek istiyorum, kabullenmek istiyorum bütün olasılıksızlıkları ve “bir daha gelmeyecek” deyip sıyrılmak istiyorum hayalinden. Sıkıca sarılıp kendime, ağlamak istiyorum hıçkıra hıçkıra…
İsyan etmeden,
Küfretmeden,
Seve seve kurtulmak istiyorum senden…

Nasıl gidiyor diye sorana,
“Arkasına bile bakmadan” diyesim geliyor, sonra diyesim de gidiyor…
Düşün işte; ben nasıl lanet bir adammışım ki böyle, kimse kalmıyor…

Sana kızgın değilim, kırgın da…
Bitmesi gerekiyormuş ve bitti, hepsi bu. Üzülmedim değil, hala canım nasıl yanıyor bilemezsin. Biliyorum ki böylesine derin bir acının nedeni, tarifsiz bir mutluluğun bitmesiydi.
Her şeye rağmen, hayatıma uğradığın için çok teşekkür ederim…

Ezgin KILIÇ
 
Back