Okunmaya Değer...

Deniz eğildi kulağına Martının..
"Yapma" dedi ve ekledi;
"Maviliğime aldanıp dalma sularıma, balık yaşamıyor içimde artık."
Tebessüm etti Martı...
"Sadece balık için mi dalıyorum sanıyorsun maviliğine?"...
'Ya neden?' diye sordu Deniz..
Sen ve ben dedi Martı;
bir çok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz.
Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de..
Balık yok diye seni terk etsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım?
"Ben açlığa ayıp olmasın diye değil,
Aşk'a ayıp olmasın diye hala sendeyim".."

ÖZDEMİR ASAF
 
"Sevmeyi bilmiyorsαn kullαnmα o iki kelimeyi !
"Yani ne sen kirlet ağzını o sözle.
Ne de o söz ağlαsın kimin eline düştüm diye".

Özdemir Asaf
 
Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin;
Çıkarı yok!
Çıkası yok!
Çıkarasım yok...!

Can Yücel
 
İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır.
Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi...

- William SHAKESPEARE / OTHELLO
 
Çok cesaretliymiş gibi duruyoruz ...oysa korkularımızdan duvarlarla örülü kalplerimiz... Eski acılarımızın, geçmiş yaralarımızın İntikamını başkalarından çıkarıyoruz. Lafa gelince mangal gibi yüreğimiz var ama içine koyacak kömürü bulamıyoruz..
 
O artık buraya gelmeyecek, Oraya gelmeyecek, Desem duymayacak, Duysam bilmeyecek, Ağlasam görmeyecek, Beklesem olmayacak...

Özdemir ASAF
 
Aynı uykuyu uyumak istiyorum aslında onunla...
Aynı anda aynı yatakta beraber uyumak değil kastettiğim.
Ayrı coğrafyalarda da olsak, ayrı mekanlarda da bulunsak aynı uykuyu uyumak, aynı rüyayı görmek...
Göz bebekleriyle, beynin arasında gidip gelmek, kalbindeki uykuya dalmak istiyorum.
Ve uyandığımda keşke gerçek olsa diyorum...
 
Birdenbire olmuştu her şey. En sevdiğim adam aynı zamanda en nefret ettiğim adam olmuştu artık. Yaşanmamış anılara ağlar, aldığım her nefeste seni bırakabilmeyi, sensiz yapabilmeyi diler olmuştum. Yaralarıma üfleyerek girdiğin hayatımda daha derin yaralar açmıştın kısa sürede. Yalan söylemiş olmanı diledim birçok kez. ”Birbirimize asla yalan söylemeyelim, ne olursa olsun” diye verilmiş sözlerimizi silip atmak istedim. İçini bile güldürebildiğin gözlerimin dolmasına dayanamadığını bilirdim. Omzunda ağladığımda benimle beraber ağladığın dakikaları unutmak istedim her saniye. Hep gittin sen, hep kaçan taraf oldun. Ben artık kovalamaktan yoruldum. Ben pes ettim. Şimdi sen ağla. Ağlamanı, üzülmeni dilerken bile gözlerimin dolduğunu bilmeden ağla. Gülümsediğimiz her anı hatırlayıp, gülümsediğimiz her fotoğrafımıza bakıp, mutlu olduğumuz zamanları hatırlayıp ağla. Tamam, mutluluklarımızı hatırlamıyorsan acılarımızı hatırla, onlara ağla. Ne kadar kavga etsek de hep birimizin mutlaka bir şebeklik yapıp ardından sarılıp öperek barıştığımızı hatırla, sonra ağla. Birbirimiz için, birbirimizin omzunda ağladığımız zamanları hatırla, onlara ağla. Başkasını öptüğünde gözlerinin içi gülemesin bir daha. Gittiğin her insanda benim kokumu ara. Kimseyi beni öptüğün gibi masumca öpme. Kimseye bana sarıldığın kadar uzun sarılıp, bana baktığın kadar uzun bakma. Kimse benden uzun süre bakmasın gözlerine. Görmedim ben, senin gibi sevmedim hiç kimseyi. Sayesinde gülmeyi unuttuğum adam gibi sevemedim hiç kimseyi. Ben senin açtığın yaralarımı umursamadan, yine senin yaralarını sardım hep. Ne çok şey kaybettiğini görmüyor musun? Boşversene.

Yapamazsın ki sen. Başkasıyla yapamazsın. Bir başkasının seni bu kadar çok sevemeyeceğini anladığında, onun yanında kalamazsın. Masumlaşamazsın ki sen onun yanında. İnsanların pekte hoşlanmadığı sesinle şarkı söyleyemezsin rahatça. Dans edemezsin kahkahalar atarak. Susamazsın ki sen başkasının gözlerinin içine bakarak. Dizlerine uzanıp uyuyakalamazsın bir daha kimsenin.

Kimse sen öyle masumca uyurken sıkılmadan yüzünü izleyemez ki saatlerce. Yüzünü boynuna gömüp dakikalarca kokunu içine çekmez kimse. Burnundan, dudağının kenarından masumca öpmez. Ellerini tuttuğunda dünyayı unutmaz. Senin için sahip olduğu hemen her şeyi feda edemez. Her şarkıda, her kitapta, her şiirde senden bir şeyler aramaz kimse. Her gidişinde umutsuzca bekleyip, her dönüşünde sessiz sedasız kollarını açarak seni karşılamaz. Senin için başını yastığa gömüp gecelerce ağlamaz.

Hem sen benden başkasını bu kadar ağlatamazsın. Bu kadar sevdiremezsin kendini bir daha. Bu kadar nefrette ettiremezsin. Bu kadar özletemez, bekletemezsin.

Tüm bunları kaybetmiş olmak, nasıl hissettiriyor?

bu iki mesajı birbirine ekleyip bir mektup yazacaksın, tam benim duygularımı anlatıyor olacak.:14:
 
Bana sakın beni sevdiğini söyleme.Beni inanmak istediğim şey ile öldürme. Çünkü sevginin ne olduğunu çok iyi biliyorum.Çünkü bu boktan şeyi kalbimde hissettiğim andan beri iki kişi yaşıyorum.Sana sorsalar sen de seviyorsun. Ben yokluğundan nefes alamazken senin cismin umursamazlık, ben sabahında sesine günaydın diyemediğim günlere nefret duyarken sende geniş zamanlı cevapsız aramalar..Ya bi'git. Ben seni nasıl sevdim bilmiyorum, sen de sevdim diyorsan ve bu ise senin severken giyindiğin kılıf, benim kalbimde taşıdığım şey kanserdir o vakit.Ne tedavisin artık, ne ne ölüm. seni özlemekse yokluğundaki mesele ;gözlerimin de sesinin de senin de...

Alıntı
 
Ömrüne kattığın mutluluğu, benim hayatımdan çalman doğru muydu sence?


Kahraman TAZEOĞLU
 
.../öyle bir yerdeyim ki şimdi
ne seni sevebiliyorum
ne senden başka birini...

Kahraman TAZEOĞLU
 
beni güzel hatırla!
bunlar son satırlar...
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim...
:ssz:




Kahraman TAZEOĞLU
 
Son düzenleme:
Gerçek sevgi sabırlıdır, her şeye dayanır, affeder, çabalar; gerektiğinde susar, kabullenir ama asla bitmez.

Selda Terek
 
Aşkı meslek edinmiş yüreğin meğer ne kadar da hazırmış her yeni başlangıca hazin bir son bulmaya…


Kahraman TAZEOĞLU
 
"Merhaba sevdiğim ben o sevmediğin. Nasılsın bugün hiç özlemedin mi beni? Bugünde mi geçmedim aklının kıyılarından? Hiç mi aklına gelmedi gözlerim, saçlarım? Sabah kalktığında benden gelen bir mesaj aramadın mı? Hiç mi dalmadı gözlerin geçmişe? Hatırlatmadı mı beni sana hiçbiri? Doğru söyle, kokuma benzer bir koku da gelmedi burnuna? Özleminle yanıyor içim bilmeni isterim. Seni çok özledim."

— Ümit Yaşar Oğuzcan
 
Back