Bence öğretmenin destekleyici bir ifadeyle 'senin ritim duygun iyi, sen davul cal' demesi çocuğa zarar vermez. Onun için rol roldur. Ama annesinin 'sen dans edemiyor musun?' Diye küçümseyici soru sorması ona şu hissi verir; ben dansta başarısız olduğum için şu an buradayim.
Oglunuzun dansa yeteneği var mı?
Belki cidden yeteneği yoktur. Ben de ilkokulda folklore yazılmıştım, kıyafet alma zamanı gelince annemden rica etmiş hoca oynamasın diye
ama gerçekten yeteneksizdim yani. Sonuç olarak kimse yüzüme bir şey demediği için farketmedim de üzülmedim de, özgüvenim de eksilmedi.
Sonra 6. Sınıfta koroya katıldım. Sesim çok cırtlak diye bana solo okuttular :) ama yüzüme demediler, ben yine anlamadım bilerek yaptıklarını, etkilenmedim. Ortaokulda bandoya katıldım . Ama ne borozana sesim yetti ne Trompete ayak uydurabildim. Bana da zil verdiler
elim kesilirdi hatta zilin keskin yerinden. Ama sonuçta ekibin bir parcasiydim.
Yani herkes yetenekli olmak , başrol olmak zorunda değil ki . Önemli olan ekibin bir parçası olmak. Oynarken zevk almak. Ama sizin gibi veliler oldukça onlar da basarisiz hissediyor işte.
Benim verdiğim örneklerde kimse bana başarısiz olduğumu hissettirmedi. Ben de basarizlik olarak anlamadım/ başka bir rol oynuyorum diye anladım . Ve hiç özgüvenim etkilenmedi, hala daha etkinliklere katılmaya devam ettim. Çünkü yeteneksiz de olsam hevesli bir çocuktum.
Ama ben gururla zil çalarken annem 'sen kaç yıldır bandodasin, neden yeni gelenler trompet çalıyor da sen zil çalıyorsun? Yapamıyor musun?' Dese kendimi ezik hissederdim.
Umarım ne anlatmak istediğimi anlamışsındır.
Tiyatro oyununda başrol çocuk da, ağaç rolündeki çocuk da sahnede olduğu için mutludur. Ta ki biri ağaç olan çocuğa uzulene kadar