teşekkür ederimResmen ayağa kalkıp saygıyla okudum yorumunuzu.
Eğitim camiasının içerisindeyim. Dışarıdan birinden bunları duymak çok çok iyi geldi.
Geziye götürme olayı çok farklı ama hanımefendi orada sorumluluk öğretmendedir ve gitmeden veliden izin kağıdı istenir.Annesi babasi yaninda yokken ogretmen sorumludur cocugun selahiyetinden. Iyi o zaman geziye gitsinler, orda da bilmiyorum nerede desin.
Yaptigi yanlis, hem vicdanen hem de meslek etigi acisindan yanlis. Ogrencilerini "cocugun gibi" koruyup kollamayacaksan bu isi yapmayacaksin.
Ben anlamıyorum bazi insanlari sanki o meslekleri zorla yapiyorlar, zor geliyorsa yapmayın yahu, istifa edin ufkunuz nereye goturuyorsa oraya gidin.
Şikayetin bi faydasi olur mu bilemiyorum cunku kanitli bi durum yok, siz telefon ettiginizi kanitlarsiniz, o da yalan soyler "o bankta oturmasını soyledim, sınıflar dagilana kadar hengamede gozumun onunde olur diye dusundum" deyiverir.
Ekleme:Sadece ilk mesaji okuyup yanit verdim.
Sizin sıkıntınız okulunuzdaki güvenlik zaafiyeti. Bu şekilde olan çok okul var,çoluk çocuk dışarı çıksa kimse demez evladım nereye diye. Ya da dışarıdan biri içer dalsa alsa çocuğun birini çıkarsa sen kimsin diye sormazlar. Sınıf değiştirerek çözülebilecek bir durum değil bu. Anca güvenlikli bir okula geçmeniz lazım. Her veli sizin gibi duyarlı değil.Okulda güvenlik kulübesi var ama güvenlik yok ve okulun kapısı hep açık.
Öğretmen çocukları salıyor. Dün çocuklardan biri arkadaşının evine gitmiş. Çocuğun evine gittiği veli, gruptan yazdı çocuk bizde diye. Veliye,servisçiye teslim etme durumu da yok.
Akıllı saat için yazdım. Kullanımına izin vermiyorum dedi.
İşin içine ufaktan şiddet de girmiş. Oğlum, öğretmenini de sevmiyor. Çocuğumun güvenliğinden de emin değilim. Sizce sınıf değişikliği yapmamam için bir sebep var mı?
Eskiden bu kadar tehlike yoktu,herkes yürüye yürüye giderdi okuluna. Kimseyi velisi götürmezdi. Mahallede herkes birbirinin çocuğunu korur kollardı. Şimdi aile üyeleri bile çocuklarına zarar veriyorLinç yiyeceğim ama
Eskiden bu çocuklar nasıl okula gidip geliyordu merak ediyorum ben. Yaşım 30'un altında ve bizim dönemimizde bile sınıflar neredeyse 40 kişiydi. 3 kişilik sıralarda falan oturuyorduk. Zil çalınca velisi gelen onla gidiyordu, gelemeyenler de kendileri servisini bulup gidiyordu. Öğretmenin bahçeye indirdiğini falan asla hatırlamıyorum. 10 çocuk niye öğretmenle iniyor onu anlayamadım. Aradan biri kaçsa gitse büyük mesuliyet. Ben böyle bir sorumluluk almazdım. Okul çıkışı zaten hengameli oluyor. O kadar çocuğun arasında hepsiyle ilgilenmek zor. Birinci sınıfta da servisimi hep kendim buldum. 4. Sınıfta dershaneye gidiyordum otobüslere dolmuşlara kendim biner giderdim.
Bu kadar telaşa kapılmak, aşırı kaygı duymak bana da abartı geldi.
Çocuğunuzu tembihlemişsiniz o da dediğinizi yapmış. Mesai saatinden sonrası için öğretmene yük bindirmek, sorumluluk yüklemek doğru değil bence.
Evet eğitimi güzel hakkını yiyemem ama oğlum öğretmenini hiç sevmiyor. Bu benim için büyük bir eksi. Doğan Cüceloğlu diyor ya, çocukların zihnine girmek isteyen, önce gönlüne girmeli diye… O kadar haklı ki… Mesela bugün anlattı oğlum. Kız öğrencilerden biri çok ağlamış. Hiç ilgilenmedi mi oğlum dedim. Hayır anne, yüzüne bile bakmadı dedi. Ve işin içine şiddet de girmiş sanıyorum. Yazmayı unuttum. Çok bağırıyor ve çocuklara tokat atıyor dedi oğlum. Bana da geçen hafta vurdu ve canımı acıttı dedi. Sınıf değişikliğine gideceğim sanırım.
Güvenlik konusunu kesinlikle okul idaresine bildirin gerekirse imza toplayın. Güvenliksiz okul olmaz.Okulda güvenlik kulübesi var ama güvenlik yok ve okulun kapısı hep açık.
Öğretmen çocukları salıyor. Dün çocuklardan biri arkadaşının evine gitmiş. Çocuğun evine gittiği veli, gruptan yazdı çocuk bizde diye. Veliye,servisçiye teslim etme durumu da yok.
Akıllı saat için yazdım. Kullanımına izin vermiyorum dedi.
İşin içine ufaktan şiddet de girmiş. Oğlum, öğretmenini de sevmiyor. Çocuğumun güvenliğinden de emin değilim. Sizce sınıf değişikliği yapmamam için bir sebep var mı?
90'lı 2000'li yıllar faili meçhul cinayetlerle kaynıyordu. Sosyal medya bu kadar yaygın olmadığı için haberimiz yoktu sadece. Okulum da kötü bir mahalledeydi. Adaptasyon sayesinde çocuklar da daha gözü açık bıçkın yetişiyordu sanırım. Hayır, benim zamanımda da ilkokulda gelip alan veliler vardı. Çalışan annelerin çocukları servisle gelip gidiyordu. Zaten öğretmen bindirse falan o işin içinden çıkılmaz. Herkesin servisi farklı yerde. Okul çıkışı öğretmenle konuşmaya gelen veliler oluyor. Halledilecek işler oluyor. Rica minnet birkaç kez olur ama sürekli öğretmen bindirmez ya da başında beklemez.Eskiden bu kadar tehlike yoktu,herkes yürüye yürüye giderdi okuluna. Kimseyi velisi götürmezdi. Mahallede herkes birbirinin çocuğunu korur kollardı. Şimdi aile üyeleri bile çocuklarına zarar veriyor
Zaten bu anlayışla büyütüldükleri için yeni nesil hiçbir konuda kendini suçlu görmüyor. Başarısız mı? Öğretmenleri suçlu. Hayatta yol kat edemedi mi? Anne baba suçlu. İlişkisi mi bitti? Sevgilisi suçlu. İlgili olmak çok güzel ama bireysel sorumluluk şart. Her zorlandığında kaçmayı öğrenmemeli insanlar.Öğretmen çocuklara kıyamadığı için bekliyor. Ders saati bitti mi, işi biter. Ben de öğretmenim öğlen de çalıştım örnek vereyim saat akşam 7 de ders bitiyor öğrencinin veli gelmiyor 8 oldu yok? Ben sırf çocuğun başına karanlıkta iş gelir diye soğukta kilitli okulun kapısında sallana sallana gelen anasını bekledim. Sorsam o anne de çok meşgul biridir. E bizim evimizde bekleyen çocuğumuz eşimiz yok mu? Bizim plan programımız?
Yönetmelikte günün nöbetçi öğretmeni okulu boşaltır, zil çaldıktan sonra kurulda yönetmelikte yazar belli bir süresi var. O dakikaya kadar nöbetçiler bekler, sonra da gider.
Hiç bir öğretmenin çocuğu arabaya bindirme görevi yok, çocuğu anne babaya teslim etme görevi yok. Bakın hepsi iyi niyetten çocukları sevdiği için yapıyor.
Tüm öğretmenlerin telefonu ortalık numarası gibi yayılmış. Sizin için demiyorum ama gece 3 te bile telefonum çalıyor benim. Hangi devlet memurunu bu kadar arayıp başka rahatsız edebilirsiniz. Gene ona rağmen ses çıkarmıyor çoğu öğretmen alttan alıyor.
Herkesin Mesai kavramı var iş sorumluluğu kalemi var, öğretmene gelince 7/24 olması hiç de adil değil ki böyle sorumluluğu yok hiç birinin. Siz şak diye öğretmene ulaşmışsınız ne güzel. Normalde yönetmelikte okul idaresini okulun numarasından aramanız gerektiği söyleniyor. İşin eğer yasal boyutlaruna girecek olursak ohoooo...
Gelelim şiddet konusuna, aklı başında olan öğretmenin ben şiddet göstereceğini zannetmiyorum. Arkadaşıma vurdu diyor da , o çocuğun ailesi böyle bir şey olsa okulu yıkar. Ben sanmıyorum dayak olayı olduğunu.
Şiddete ben de karşıyım ama sadece duyum üzerine yargılamaya da karşıyım. Bir olay yaşadınız diye çocuğu günlerce eğitim için gönderdiğiniz hocayı harcıyorsunuz. Yarın bu çocuk hata da yapabilir gene mi öğretmen suçlu olacak ?
Biraz empati yapın. Siz bir anne olarak çocuğa yetişememe durumu yaşamışsınız çok olağan bir durum ama öğretmenin en ufak sizin için hatasında yakma pozisyonuna girmek yanlış. Çocuğa dur deyince duruyor mu sanıyorsunuz evde bile durmuyorlar. Koşarak gitmiştir o kafasındaki yapmak için.
Herkes kendine iğneyi batırsın biraz tek taraflı ihaleyi yüklemeye gerek yok
Gelelim şiddet konusuna, aklı başında olan öğretmenin ben şiddet göstereceğini zannetmiyorum.
Tüm öğretmenlerin telefonu ortalık numarası gibi yayılmış. Sizin için demiyorum ama gece 3 te bile telefonum çalıyor benim.
Bence sınıfını değiştirin , bu dünya sorunu değil öğretmeni sevmiyorsa derse ilgisi olmaz o sınıf çocuğa işkence gibi gelir.Okulda güvenlik kulübesi var ama güvenlik yok ve okulun kapısı hep açık.
Öğretmen çocukları salıyor. Dün çocuklardan biri arkadaşının evine gitmiş. Çocuğun evine gittiği veli, gruptan yazdı çocuk bizde diye. Veliye,servisçiye teslim etme durumu da yok.
Akıllı saat için yazdım. Kullanımına izin vermiyorum dedi.
İşin içine ufaktan şiddet de girmiş. Oğlum, öğretmenini de sevmiyor. Çocuğumun güvenliğinden de emin değilim. Sizce sınıf değişikliği yapmamam için bir sebep var mı?
Gezi çok ayrı bir durum , bu durumla kıyaslanamaz. kaldı ki gezide bu durum yaşansa şikayet nedeni olabilir olmalı da.Annesi babasi yaninda yokken ogretmen sorumludur cocugun selahiyetinden. Iyi o zaman geziye gitsinler, orda da bilmiyorum nerede desin.
Yaptigi yanlis, hem vicdanen hem de meslek etigi acisindan yanlis. Ogrencilerini "cocugun gibi" koruyup kollamayacaksan bu isi yapmayacaksin.
Ben anlamıyorum bazi insanlari sanki o meslekleri zorla yapiyorlar, zor geliyorsa yapmayın yahu, istifa edin ufkunuz nereye goturuyorsa oraya gidin.
Şikayetin bi faydasi olur mu bilemiyorum cunku kanitli bi durum yok, siz telefon ettiginizi kanitlarsiniz, o da yalan soyler "o bankta oturmasını soyledim, sınıflar dagilana kadar hengamede gozumun onunde olur diye dusundum" deyiverir.
Ekleme:Sadece ilk mesaji okuyup yanit verdim.
Ben eski bir anımı anlatayımLinç yiyeceğim ama
Eskiden bu çocuklar nasıl okula gidip geliyordu merak ediyorum ben. Yaşım 30'un altında ve bizim dönemimizde bile sınıflar neredeyse 40 kişiydi. 3 kişilik sıralarda falan oturuyorduk. Zil çalınca velisi gelen onla gidiyordu, gelemeyenler de kendileri servisini bulup gidiyordu. Öğretmenin bahçeye indirdiğini falan asla hatırlamıyorum. 10 çocuk niye öğretmenle iniyor onu anlayamadım. Aradan biri kaçsa gitse büyük mesuliyet. Ben böyle bir sorumluluk almazdım. Okul çıkışı zaten hengameli oluyor. O kadar çocuğun arasında hepsiyle ilgilenmek zor. Birinci sınıfta da servisimi hep kendim buldum. 4. Sınıfta dershaneye gidiyordum otobüslere dolmuşlara kendim biner giderdim.
Bu kadar telaşa kapılmak, aşırı kaygı duymak bana da abartı geldi.
Çocuğunuzu tembihlemişsiniz o da dediğinizi yapmış. Mesai saatinden sonrası için öğretmene yük bindirmek, sorumluluk yüklemek doğru değil bence.
Merhaba herkese… Direkt konuya giriyorum. Çalışan bir kadınım. Oğlum 2. Sınıf öğrencisi ve okuluyla işyerim arasında epey mesafe var. Normalde servis kullanırız ama bu ara özel bir durumdan dolayı benim bırakıp, almam gerekiyor. Akşam işyerimden biraz erken çıktım, okul çıkışına yetişebilmek için. Ama trafik o kadar yoğundu ki… Gıdım gıdım ilerliyoruz resmen. Geç kalabilme ihtimalime karşı öğretmenimizi aradım. Dedim ki, hocam ben yoldayım geliyorum ancak trafik çok yoğun. Ola ki, bi 5 dk lık gecikme olursa oğlumun yanında durabilir misiniz? Çünkü benden başka alabilecek kimse yok. Tamam, dururum dedi. Neyse ki ben vaktinde yetiştim okula. Oğlumu bekliyorum okul bahçesinde. Bi süre sonra öğretmen, çocuklarla (10 öğrenci filandı galiba) birlikte indi ama baktım benim oğlum yok. Sordum, oğlum nerde hocam, dedim. Benimle birlikte indi. Yanımda dur dedim ama dedi,sustu. Normalde sınıf 30 küsur kişi. 20 kadar öğrenci inmiş. Ben kapıya baktım, inen çocuklara bakıyorum ki, belki o da iner diye ve hala çocuğumu arıyorum. Sonra bana demez mi “çıkmıştır o” diye. Servisle mi gidecekti diye üstüne sordu üstelik. Konuştuklarımızı dinlemediğini anladım o an. Oğlumu okula bırakırken tembih etmiştim, gecikirsem beni şurdaki bankta bekle diye. Kafamı oraya çevirdim ki, benim oğlan orda… Muhtemelen inen çocuklarla birlikte indi ve öğretmen fark etmedi bile. Oysa öncesinde oğlumu uyarsaydı, yanımda dur, annen gecikebilir diye oğlum yanında ayrılmazdı, onu da biliyorum. Her neyse, oğlumun Yanına koştum ama aklım çıktı. Ve öğretmen bana tüm sorun bendeymiş gibi dedi ki, neden bu kadar telaş yaptığınızı anlamıyorumBu benim elimde olan bişey değil, diyerek yanından ayrıldım, oğlumun yanında öğretmeniyle tartışacak değildim çünkü. Benim takıldığım esas nokta şu hanımlar. Elbette benim çocuğumun bakıcısı değil, onca çocukla uğraşıyor. Kadının üzerinde bi hakkım veya yetkim yok ama hani insanız ya, ekstra bi durumum çıkmış, arayıp rica etmişim, oğlumun yanında 5 dk durabilir misiniz demişim ve öğretmenin oğlumdan haberi bile yok. Çıkmıştır o diyerek durumu normalleştirmeye çalışması yetmedi, üstüne telaş ettiğim için manipüle etti beni. En azından bi kusura bakmayın, demesini beklerdim. Çünkü ben güvenip, aradım, rica ettim. Oğluma bankta beni bekle diye tembih etmesem okul dışına çıkabilirdi, oğlumu biliyorum ben çünkü. Son zamanlarda izlediklerimiz, duyduklarımızdan sonra kaygı seviyem son derece arttı. Evet, normalden fazla telaş etmiş olabilirim ama öğretmenin yaptığı da çok hoş olmadı gibi sanki. Ayrıca geçen hafta okulun ilk günü oğlum, arkadaşlarıyla oyun oynarken arkadaşı itmiş ve kafa üstü çakılmış. Eve bi geldi, alnı şiş ve mor. Asla ve asla bilgi vermedi. Normalde söylemesi gerekirdi bence. Siz ne dersiniz?
Arkadaşlar bir devlet okulunda son ders zili çalınca öğretmenler, idare (müdür-müdür yardımcıları), rehberlik öğretmeni ve varsa okul aile birliği odasındakiler koştur koştur okuldan çıkmıyorlar.
İşi olan elbette çıkıp gidiyordur. Ama bazen evrak işi oluyor akşama kadar okuldalar, idare çoğu kez birkaç saat daha okulda.
Yeri gelir insanlık hali olur, yeri gelir acil durum olur bir öğretmen öğrencisi için müsaitse 15-20 dakika bekledi diye çatlamaz. Bu mesleği özel sektörde çalışan personelin mesaisi ile bir tutamazsınız. İkisi çok farklı konumda. Öğretmen kendisi müsait değildir okuldaki başka yetkiliden öğrenciyi yanında tutmasını isteyebilir. Bebek olmadıkları için kucaklarına alıp pış pış yaparak ilgilenme durumu yok.
Bir sınıf öğretmeni 30dan fazla çocukla+hepsinin velileriyle, bu yaş grubunun ne kadar sorumluluk gerektirdiğini bilerek bu öğretmenliğe başlıyor. Sınıf öğretmenliği lise gibi ya da ortaokul matematik fen bilgisi öğretmenliği gibi değil. Bunların sorumluluğunun farklı olduğunu herkes biliyordur. Mesleğe başlarken bu sorumlulukları kabul etmiş oluyor.
Öğretmenlik sadece öğrencilerle okul kurumu içinde ilgilenmek, öğrenciye sadece müfredattaki konuyu aktarılması değildir. Bu çocukların müfredat eğitiminden sosyal gelişimlerine kadar sorumluluk alan bir meslek. Bu sorumlulukları istemeyenler yükseklisans yaparak üniversitelerde kalmayı deneyebilirlerdi. Bu mesleği mesaili maaşlı iş diye basitleştiremeyiz.
AA hayır velilerin istedikleri kadar geç çıkabilirler ama geç giremezler herkes vaktini bilmeli değil mi :)İyi ozaman öğretmenler her çocuğun velisini keyfine göre beklesin öğretmen oldu diye
O aynı öğretmen sürekli geç gelse sizde okeymisiniz ozaman?