MerhabaArkadaşlar merhabalar benim 2 tane oğlum var biri 1997 diğeri 2002 doğumlu. Küçükten yana Allah'a şükür bir sorunum yok ama büyük çocuğum bana karşı oldum olası hep saygısız oldu. Herhangi bir şekilde konuştuğumda fikirlerimi beğenmiyor, bana bağırıyor, en ufak şeyde bile sesini yükseltiyor. Biz Kırıkkale'de oturuyoruz oğlum 2020'de askerliğini yaptı sonra Ankara'da dedesinden kalma küçücük bir yer var dükkanı eve çevirmişler biz de kalsın dedik hem kardeşlerim orada oturuyor hem malum kira fiyatları vs. dedik. Daha sonra adamakıllı bir yere taşınır diye düşündük ama hiç çıkası gelmiyor. Bir de şimdi kira masrafları epey arttı. Yan tarafta da benim kardeşim oturuyor kapıları yan yana. Oğlum evini hiç temiz bırakmıyor kardeşlerim de bunu hep görüyor öyle pis bırakınca da kardeşlerime rezil rüsva oluyorum. Mecbur ben temizliyorum benim ömrüm sürekli evladımın evini temizlemekle mi geçecek ya? Bir de bunun sevgilisi var üniversiteden tanıştığı. 2016'dan beri sevgili dile kolay 6 sene... Sevgilisi Kırşehirli oğlum bir nişan yapalım ailesiyle tanışalım diyoruz hiç oralı bile olmuyor. İçimden hep diyorum keşke evlense de başı bağlansa artık onun sorumluluğu bana kalmasa. Her seferinde bana kira masrafı evlenme masrafın düğün masrafından bahsediyor. Elalem artık benimle dalga geçmeye başladı bir evladını evlendiremedi diye.
Ona evlen evlen taşın diyoruz o da hiç bizi dinlemeyip başka başka şeyler yapıyor. Mesela küçüklüğünden beri arabalara tutkun gitmiş motor almış benzin masrafı ve trafik diyor ama bunun can güvenliği de var...2 ayrı iş yerinde çalışıyor. Ama bugüne kadar hiç parasından faydalanamadık. Bir gün de tatlı alıp gelse anne bunu sana aldım diyip yesek çok sevinirdim ama hiç böyle bir şey olmadı. Şimdi de torna cihazı satın alıp dükkan kiralamış iş yapacağım diyor. Hadi yapmasına bir şey demiyoruz ama bize biraz saygılı olmasını istiyoruz.
Kısacası oğlum hep bana karşı saygısız. Küçüklüğünden beri hep bana karşı bağırıp çağırıyor sesini yükseltiyor. Bir de öyle böyle değil 3 yaşındayken de 10 yaşındayken de 15 yaşındayken de şimdi de. Bazen düşünüyorum "Allah'ım ben ne günah işledim de oğlum böyle oldu diye". Bugüne kadar hiçbir şekilde kötü büyütmedik ne istediysek yaptı. Daha akıllı telefonlar meşhur değilken biz gittik o istedi diye telefon aldık. Gittik en kaliteli bilgisayarı ona aldık. Araba tutkunuydu babası hep onun dediği model araba aldık. Onun en büyük destekçisi olmama rağmen böyle davranışlar hiç hoşuma gitmiyor. Bir de 7 senedir antidepresan kullanıyor. Ben antidepresan kullanıp bırakmış biriyim zaten bunlara hep karşıyım. Bazı saçma sapan hareketleri var gördükçe diyorum acaba oğlum deli meli mi diye. Yazın sıcağında bot giymeler yaşlı montu giymeler 10 senelik eski montla kız arkadaşını karşılamaya gitmeler... Ama nedense iş yerinde veya başkalarının yanında veya babasının yanında dünyanın en sevecen en uysal adamı oluyor. İki yüzlülük var yani. Kısacası oğlum bana çok çektirdi. Ne yapmalıyım arkadaşlar?
Not : Oğlum içki ve esrar kullanmıyor.
Helal olsun cidden bu yoruma o kadar katılıyorum ki. 25 yaşında adamın giydiği bota bile karışmış konu sahibi. Ya size ne? Tarzı o demek ki, öyle seviyor. Yazın da bot giyen tanıdıklarım var benim, motorcuların bir çoğu da öyle. Bıkmış usanmıştır artık adam. Sürekli eliniz kolunuz onun üzerinde izlenimi aldım. Pisse dağınıksa neden gidip temizliyorsunuz mesela? Ben bile bunaldım tavrınızdan. Çocuğunuzla ayrışmayı başaramamışsınız, onu bir birey olarak görmüyorsunuz. Kaldığı yerin dağınık olmasını bile bizi rezil ediyor olarak görüyorsunuz. “Siz” diye bir durum yok. Diğer insanlarla ilişkileri iyiyse sorun sizde olabilir, bir rahat bırakın.Sizin baskıcı bir tarzınız ve aşırı kontrolcü bir kişiliğiniz var gibi. Çocuğunuz hep sizin istediğinizi yapsın, sizin istediğiniz gibi davransın , o zaman iyi evlat olarak göreceksiniz. Ben oğlunuz da bir sorun görmüyorum, çalışıp para kazanmış gitmiş motor almış. Şu zamanda en mantıklı ulaşım aracı, araba gibi benzin masrafı fazla değil, yoğun trafikte aralardan rahatça sıyrılır, saatlerce trafiğin açılmasını beklemez. Ayrıca.kocaman adam, kendi parasını harcarken size soracak değil.
Evlenme konusunda da ısrarcı olmayın, evlenecek olan onlar, zamanı gelince evlenirler. Ayrıca oglununla ilgili sorumlulukları başka bir kadının üzerine atma dusunceniz hiç doğru değil. Antideprasan ilaç kullanmasınız, bu hastalıklar genetik geçişli de olabiliyor.
Babası ve diğer insanlarla iyi anlasiyorsa , hele ki 6 yıllık ilişkisi varsa demekki sorun sizde.
Ne kadar güzel bir yaziMerhaba
Öncelikle yaşadığınız duygu durumuyla ilgili üzüldüm. Kabul ederseniz naçizane bazı tavsiyelerim olacak.
Yazdıklarınızdan anladığım, ilk çocuğunuz olmasınında verdiği endişeyle epey verici olmuşsunuz. Kendinizi yok sayma derecesinde Vererek büyütmüşsünüz. Maalesef büyük bir yanılgı bu.
Bu yanılgının ötesinde verdiklerinizin karşılığını bekliyorsunuz. Beklenti yiyor sizi kemiriyor. Ve kemirildiğiniz sürece oğlunuzu itiyorsunuz.
Sanıyorum tüm yaşamınızda herkese vericisiniz.
Yaşadığınız hayal kırıklıkları sonucunda saygı verme saygı duyma kısmını atlıyorsunuz.
Saygı duymadan vermeye devam ediyorsunuz oğlunuza.
Oğlunuz 25 yaşında. Ve anlamlı bir kararla evini ayırmış. Askerliğini yapmış. Bir ilişkisi var. O artık bir yetişkin.
Hala kontrol durumundasınız ve vermeye devam ediyorsunuz. Evinin temizliği vs. (siz bundan rahatsız olduğunuz veya ayıp olduğunu düşündüğünüz için. )
Neden?
Neden siz hala vermeye devam ederken o vermiyor.
Hiç düşündünüz mü?
Çünkü aynen onun yaptığı gibi seviyor ama saygı duymuyorsunuz.
Pasif kontrol deniyor buna.
Bu durumu tam tersine çevirmek isterseniz çok basit 2 kuralı uygulamanız yeterli.
VERMEYİ KES / BEKLENTİNİ KES
1- bir ay boyunca oğlunuza sevgi ve saygı dışında bir duygu bir davranış bir edim halinde olmayın. İletişim o kurarsa kurun. Verdiklerinizi düşünürken, size verdiklerine odaklanın. İçinizden veya sesli şikayet halinde olduğunuzu farkettiğinizde şöyle düşünün: O sizin mucizeniz. Siz onu büyütürken o da sizi büyüttü. Dünyanın en mucizevi duygularını tattırdı size. Siz verirken o da verdi.
Ve siz seçtiniz onu.
Bu aşamada zorlanırsanız, oğlunuzu tanıyan kişilerle konuşun. Onunla ilgili beğendikleri yönlerini anlatmalarını isteyin onlardan.
Evlat sahibi olmanın tümüyle seçim olduğunu, bu seçimin karşılıksız şartsız kayıtsız bir sevgi ve saygı barındırması gerektiğini hatırlayın. Bu hususiyetle biliyoruz ki cennet annelerin ayağının altındadır.
2- ilk görüşme anınızda tüm düşüncelerinizden arınarak ona uzaktan bakın. O sizin evladınız. Eşiniz, arkadaşınız, ebeveyniniz değil. Her surette gurur duyun. Saygı duyun. Hem onunla hem kendinizle. o bir kaç dakika size iyi gelecek. Sarılın. Hissedin. Karşılık beklemeden sevgi ve saygı duymanız sevgi ve saygı duyulacağınızın garantisidir inanın ki
Bir anlık farklı bakışaçısı tümüyle durumu değiştiriyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?