Merhabalar. Aslında yazacak çooook uzun şeyler var ama elimden geldiğince kısa tutmak istiyorum. Uzun çünkü biz nişanlımla 13 yıldır beraberiz, şubat ayından beri de nişanlıyız. Haliyle bu süreç ikimizi de yıprattı; ortada bi gerçek var ki ilişkinin ömrü uzadıkça aradaki aşk veya sevgi de yavaş yavaş çürüyor.
Nişanlım dışardan inanılmaz efendi görünen, maddi durumları Türkiye şartlarının üstünde, herkes tarafından saygı gören bir kişiliktir. O lise mezunu ben ise üniversite mezunu, atanmış bir öğretmenim. Eğitim durumunu söyleme gereği duydum çünkü tartışmalarımızın çoğunda "öğretmen oldun da ne oldu? Ayda 3000 kazanıyosun diye ne bu havan? Ben 3000i 1 günde harcıyorum" gibi kelimeler kullanıyor. O çok kıskanç ve baskıcı, ben ise gayet sakin ve ılımlıyımdır.
Önce şöyle başlıyim; sevgililik döneminde benim üniversite bittiğinde
isteme-nişan yapılması hususunda sürekli sıkıntı çıkardı. Asla evlenmek istemedi. Bu konudan hep kaçtı. Ben ise ısrarla arkasında durdum. Ailem hep üzüldü hep kızdı ama ben gene de arkasında durdum. Hala da durmaya devam ediyorum. En sonunda Şubat ayında isteme-söz yaptık ama onu da yaptırana kadar göbeğim çatladı.. İstemeyi en sonunda Yapmasındaki sebepse Eylül'de atandığım ve memleketime dönebilmem için evlenmem gerektiğindendi. Malum Doğu'nun da doğusunda görev yapıyorum çünkü. Nişandan sonra ben tekrar görev yaptığım yere döndüm. Kendisinde bi değişim başladı; bana argo olacak ama gider yapıyor, biterse biter gibi konuşuyor, sonra tekrar arıyor ben sensiz olamam ne olursa olsun seni bırakmam diyor gene beni kandırıyor falan falan.. Eş durumuna başvurabilmem için Ağustos ayından önce nikah yapmam lazım. Bunu ailesi ve kendisi çok iyi biliyor, istemede de konuşulmuştu. Haziran ayı için nikah yapıcaktık, memlekete geldim bizimki ağzından baklayı çılardı; nikah düğünle beraber olsun istiyornuş. Çünkü nikahı belediye başkanına kıydırtacaklarmış. Düğün de Ekim'de olacak. Ekim'de düğün olursa ben eş durumuna en iyi Şubat ayında başvurabilirim. Bu nasıl bi evlilik tarzı? Kim karısından 3-4 ay uzak kalmak ister? Babam ve annem adeta kriz geçirdi, atılacak nişan diye. Babası kızım üstüne gitme sanırım bunaldı biraz rahat bırak diyor, ortada ben kaldım. Ağladım, yüreğim yandı ama sonra gene onun istediğini kabul ettim. Bana "beni son kez takip et seni pişman etmeyeceğim" dedi çünkü..
Son zamanlarda ülkede yaşanan terör olaylarını biliyorsunuz. Geçen gün görev yaptığım köyün yakınında terör olayları çıkmış. 1 kişi vefat etmiş komşu köyden. Babam tutturdu ya nikah yapsın ya da istifa et diye. Ailem endişeleniyor haklı olarak. Nişanlıma durumu anlattım, hiç oralı olmuyor. Umursamadı. Uzun tartışmalar sonucunda gidip 4 Ağustos Salı günü sabahına nikah tarihimizi aldık.
Aldıktan sonra babası ve nişanlım yazlıklarına gittiler. Hafta içi iş için babası ve kendisi memlekette, hafta sonu da annesinin yanına yazlıklarına gidiyorlar her yaz, düzenleri böyle. Bana annemlere hafta sonu durumu anlatıcam demişti. Yazlığa vardıktan sonra beni aradı ve kuzenim aradı Alaçatı'ya geçiyorum onlarla zaman geçircem dedi. Ailene durumu söyledib mi diyince bağurarak Pazar akşamı yazlığa geri döneceğini ancak o zaman söyleyebileceğini anlattı. Ona da tamam dedim.
İşin acı kısmı burda başlıyor; çok zoruma gidiyor.. Nişanlım Çeşme'deki malum beachlerden birinde kuzeni ve 2 kızla eğlenmişler 2 gün boyunca. Tamamen tesadüf eseri sosyal medyadan gördüm. Şok oldum. Ve bu 2 gün boyunca asla telefonlarımı açmadı, mesajlarıma dönmedi. Yazıyorum ama sanki duvara yazıyorum. Cevap atmıyor bile, okuyup kapatıyor.. 2 gün sonra benimle nikah yapacak insan bu, bu nasıl bi iş? Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin; uzun oldu biliyorum çok kısa tutmama rağmen
DÜZENLEME YAPİYİM
Arkadaşlar ben o fotoğrafları gördüğüm an kendisine her şeyin bittiğini, nişanın atıldığını söyledim zaten. Şu anda da ayrıyız. Arıyor açmıyorum, mesaj atıyor tepkisiz kalıyorum. Bu kişiliksizi bu hale ben getirdim, kendime kızıyorum sadece.. Bununla nikah yapma, evlenme diyosunuz. Siz benim hala oralarda takılıp kaldığımı mı sanıyosunuz? Ben kendime kızmakla meşgulüm, başka hiçbi şey umrum değil. Önüme bakıyorum artık.
Nişanlım dışardan inanılmaz efendi görünen, maddi durumları Türkiye şartlarının üstünde, herkes tarafından saygı gören bir kişiliktir. O lise mezunu ben ise üniversite mezunu, atanmış bir öğretmenim. Eğitim durumunu söyleme gereği duydum çünkü tartışmalarımızın çoğunda "öğretmen oldun da ne oldu? Ayda 3000 kazanıyosun diye ne bu havan? Ben 3000i 1 günde harcıyorum" gibi kelimeler kullanıyor. O çok kıskanç ve baskıcı, ben ise gayet sakin ve ılımlıyımdır.
Önce şöyle başlıyim; sevgililik döneminde benim üniversite bittiğinde
isteme-nişan yapılması hususunda sürekli sıkıntı çıkardı. Asla evlenmek istemedi. Bu konudan hep kaçtı. Ben ise ısrarla arkasında durdum. Ailem hep üzüldü hep kızdı ama ben gene de arkasında durdum. Hala da durmaya devam ediyorum. En sonunda Şubat ayında isteme-söz yaptık ama onu da yaptırana kadar göbeğim çatladı.. İstemeyi en sonunda Yapmasındaki sebepse Eylül'de atandığım ve memleketime dönebilmem için evlenmem gerektiğindendi. Malum Doğu'nun da doğusunda görev yapıyorum çünkü. Nişandan sonra ben tekrar görev yaptığım yere döndüm. Kendisinde bi değişim başladı; bana argo olacak ama gider yapıyor, biterse biter gibi konuşuyor, sonra tekrar arıyor ben sensiz olamam ne olursa olsun seni bırakmam diyor gene beni kandırıyor falan falan.. Eş durumuna başvurabilmem için Ağustos ayından önce nikah yapmam lazım. Bunu ailesi ve kendisi çok iyi biliyor, istemede de konuşulmuştu. Haziran ayı için nikah yapıcaktık, memlekete geldim bizimki ağzından baklayı çılardı; nikah düğünle beraber olsun istiyornuş. Çünkü nikahı belediye başkanına kıydırtacaklarmış. Düğün de Ekim'de olacak. Ekim'de düğün olursa ben eş durumuna en iyi Şubat ayında başvurabilirim. Bu nasıl bi evlilik tarzı? Kim karısından 3-4 ay uzak kalmak ister? Babam ve annem adeta kriz geçirdi, atılacak nişan diye. Babası kızım üstüne gitme sanırım bunaldı biraz rahat bırak diyor, ortada ben kaldım. Ağladım, yüreğim yandı ama sonra gene onun istediğini kabul ettim. Bana "beni son kez takip et seni pişman etmeyeceğim" dedi çünkü..
Son zamanlarda ülkede yaşanan terör olaylarını biliyorsunuz. Geçen gün görev yaptığım köyün yakınında terör olayları çıkmış. 1 kişi vefat etmiş komşu köyden. Babam tutturdu ya nikah yapsın ya da istifa et diye. Ailem endişeleniyor haklı olarak. Nişanlıma durumu anlattım, hiç oralı olmuyor. Umursamadı. Uzun tartışmalar sonucunda gidip 4 Ağustos Salı günü sabahına nikah tarihimizi aldık.
Aldıktan sonra babası ve nişanlım yazlıklarına gittiler. Hafta içi iş için babası ve kendisi memlekette, hafta sonu da annesinin yanına yazlıklarına gidiyorlar her yaz, düzenleri böyle. Bana annemlere hafta sonu durumu anlatıcam demişti. Yazlığa vardıktan sonra beni aradı ve kuzenim aradı Alaçatı'ya geçiyorum onlarla zaman geçircem dedi. Ailene durumu söyledib mi diyince bağurarak Pazar akşamı yazlığa geri döneceğini ancak o zaman söyleyebileceğini anlattı. Ona da tamam dedim.
İşin acı kısmı burda başlıyor; çok zoruma gidiyor.. Nişanlım Çeşme'deki malum beachlerden birinde kuzeni ve 2 kızla eğlenmişler 2 gün boyunca. Tamamen tesadüf eseri sosyal medyadan gördüm. Şok oldum. Ve bu 2 gün boyunca asla telefonlarımı açmadı, mesajlarıma dönmedi. Yazıyorum ama sanki duvara yazıyorum. Cevap atmıyor bile, okuyup kapatıyor.. 2 gün sonra benimle nikah yapacak insan bu, bu nasıl bi iş? Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin; uzun oldu biliyorum çok kısa tutmama rağmen
DÜZENLEME YAPİYİM
Arkadaşlar ben o fotoğrafları gördüğüm an kendisine her şeyin bittiğini, nişanın atıldığını söyledim zaten. Şu anda da ayrıyız. Arıyor açmıyorum, mesaj atıyor tepkisiz kalıyorum. Bu kişiliksizi bu hale ben getirdim, kendime kızıyorum sadece.. Bununla nikah yapma, evlenme diyosunuz. Siz benim hala oralarda takılıp kaldığımı mı sanıyosunuz? Ben kendime kızmakla meşgulüm, başka hiçbi şey umrum değil. Önüme bakıyorum artık.
Son düzenleme: