Allah rahmet eylesin babanızın mekanı cennet olsun ama %100 haksizsiniz bencilce davranmissiniz.Bu kadar basit dediğiniz şeyi sizde uzatamissiniz.insanlar oğlunu evlendiriyor ve bu çok doğal bir istek.Biraz empati kurmaya çalışırsanız belki karşı tarafı daha doğru değerlendirebilirsiniz.Merhaba herkese,
2 yıldır nişanlıyım, 3 hafta sonra düğünüm var. Bu hafta davetiye bastırmaya gittik nişanlımla. Davetiye örneklerinin bir kısmında anne-babaların isim ve soyisimleri, bir kısmında da sadece soyisimleri (x ve y aileleri) şeklinde yazıyordu. Benim babam ben 8 yaşındayken vefat etti, onun ismini davetiyeye yazmak ailemdeki herkes için ve benim için çok hüzünlü bir durum olacaktı o yüzden nişanlımla hiç aramızda konusu dahi geçmedi. “X ve Y aileleri” şeklinde yazsın dedik.
Akşamına nişanlım eve gitmiş ve bu ailesi tarafından sorun haline getirilmiş. Babası illa “benim bir tane oğlum var onun davetiyesinde düğün sahibi olarak benim adım soyadım yazmak zorunda, düğüne gelen herkes benim ismimi orda görüp düğün sahibi olduğumu bilmeli. İsim soyisimler şeklinde yazsın” demiş. Nişanlım bunu bana söyledi, kesinlikle böyle bir şey istemediğimi söyledim. Babamın vefatının üstünden 17 yıl geçti evet alıştık ama acımız dinmedi. Ne zaman adı geçse gözlerimiz doluyor, babaannem hatırladığı anda hüngür hüngür ağlıyor ilk günkü gibi. Biz babam aramızda olamayacağı için bu kadar üzülürken nasıl sırf isim egosu uğruna bunu yüzümüze vururlar anlayamıyorum. Telefonda bunları söyledim nişanlım tekrar konuşmuş babasıyla, yarım saat sonra beni aradı “tamam davetiyelerin yarısında aileleri yazsın, bizim tarafa vereceklerimizde de isim soyisimler olarak yazsın diyor babam” dedi. Ben de en son sinirlenip “ne halt yiyorsanız yiyin, davetiyeler kesmez hatta gazetelere billboardlara da yazdırın babanın ismini” diyip kapattım telefonu. Sürekli mesaj atıyor, özür dilerim sana da böyle hissettirmek istemezdim ama arada kalıyorum diyordu hiçbirine cevap vermedim. En son 1 saat sonra tekrar aradı “tamam konuştum bütün davetiyelerde sadece aileleri şeklinde yazacak” dedi.
Ben anlamıyorum bu kadar küçük bir şey nasıl saatler süren bir mesele haline getirilebilir. Ben birini bilmeden kırsam ve üzüldüğünü görsem kendim daha çok üzülürüm nasıl böyle bir düşüncesizlik yaptım diye. Onların umrunda değil günlerdir bana hissettirdikleri. “Benim bir tane oğlum var” diyor da benim de bir tane babam vardı ne ilkokul ne ortaokul ne lise ne üniversite, hiçbir mezuniyetimi göremedi mesela. “Ben oğlumun her özel gününde yanındaydım” diye şükretmek yerine bana bunları hatırlatıp üzüyorlar hiç çekinmeden. 22 Nisan akşamı kalp krizi geçirip 23 Nisan sabahında vefat etti babam. Tam yarım saat öncesinde yemeğimizi yerken ben ertesi gün yapacağımız bayram müsameresini anlatıyordum, güle oynaya konuşurken aniden kaybettim babamı. Ertesi gün herkes babaannemin evinde toplanmış ağlıyordu, benim öldüğünden haberim bile yoktu söyleyememişlerdi bana. Diğer odada bir an önce iyileşsin hastaneden çıksın diye kendi kendime dua ediyordum çocuk aklımla. Gece dua ederken uyuyakaldım, ertesi sabah çok travmatik bir şekilde öğrendim öldüğünü ama hep güçlü kalmaya çalıştım. Annemin yanında bile ağlamadım şimdiye kadar, onlardan daha dik durmaya çalıştım hep ama şu an kendime engel olamıyorum. Pazartesi gününden beri durup durup sürekli ağlıyorum. O gün yanımda olamayacağının üzüntüsünü hep bilinç altıma atmıştım, hiç aktif olarak üstüne düşünmemiştim bir anda su yüzüne çıktı. Bu olayda gerçekler o kadar suratıma çarpıldı ki hala kendime gelemiyorum. Buna vesile oldukları için tiksiniyorum ailesinden. Geçmişte yaşananlara sünger çekmiştim tam sevmeye başlıyordum ki buz gibi soğudum birden. 5 gün sonra annesinin doğum günü, o akşam onlarla bir araya gelmem gerekecek, yüzlerini görmeye nasıl katlancam bilmiyorum. Çok uzun oldu kusura bakmayın ama hiç iyi hissetmiyorum, içimi dökmeye ihtiyacım vardı sadece. Okuyan herkese teşekkür ederim
Bence öyle zaten ama farklı açıdan bakan varsa anlatsın bakalım bize.Gerçekten anlayan varsa beni de aydınlatabilirse çok sevinirim. Baktığım zaman sadece “düğünün parasını ben verdim” vurgusu gibi geliyor da bana çünkü
Hem düğünün hem de diğer giderlerin erkek tarafından karşılandığını nerden çıkardınız? İlla kalem kalem kendi yaptığımız masrafları da mı yazayım size. Ben de nişanlımın ailesi gibi görgüsüz olmak istemediğim için bence bana bunları konuşturmayın ama nişanımı da kınamı da bulunduğumuz şehrin iyi otellerinde yemekli düğün gibi yapıyoruz. Eşyaların tamamını ortak alıyoruz. Nişanlımın ailesi nişanlımın arabasını sattı bütün masraflarını ordan karşılıyorlar, benim arabamı ailem satmadı mesela onu kullancaz evlendikten sonra. Ben hiçbir şeyi karşı tarafa yıkmış değilim, onların yaptıkları masrafın aynısını biz de yapıyoruz o yüzden bilmeden konuşmayın lütfenAcınızı anlıyorum kudra ama burda kayinpederin ataerkillik bir hatası yok bence. Gelinin veya babasının adını yazmayalim dememis ki adam .O da gayet insani bir şekilde yaşlı başlı bir baba olarak belki de son kez, evladının murvetinde kendince yakınlarına gururunu sergilemek istemiş, üstelik yarı yarıya farklı davetiye bastirmayi teklif etmiş.O da reddedilince siz bilirsiniz demişAyrica hem düğünün hem diğer giderlerin erkek tarafınca karsilanmasina izin veren ,yani asıl işine gelince ataerkil düşünceye çanak tutan konu sahibi bunu da unutmayalım
60 yaş civarı için bu davetiye işi önemli,ilk kez isim yazan davetiye görmüş gibi davranmanın da anlamı yok...eski nesil sonuçta. Ben bile ölsem gitsem kizimin davetiyesine adımı yazdirmasindan memnun olurum ki yaşım da 60 değil yani.....Rahmetli babanız hayatta olsaydı ve düğünün parasını vermeseydi bile o da aman yavrum yazmayın benim adımı demeyecekti emin olun....Yani düğünün parasını verenin adı yazar durumu yok ne gelenekte ne de bu çatışmada.... Umarım bir süre sonra nisanliniz da babasını kaybettiğinde, belki de onun bu son basit ricasını yerine getirmemis olmanın pişmanlığını yaşamaz.Gerçekten anlayan varsa beni de aydınlatabilirse çok sevinirim. Baktığım zaman sadece “düğünün parasını ben verdim” vurgusu gibi geliyor da bana çünkü
Kusura bakmayın babam bazen gitme gafletinde bulunuyorBize de öyle elden ele davetiye geldiği oluyor ama davet sahibi yine de arayıp "şu gün şu saatte düğünümüz var, bekleriz. Davetiyeni şu kişiye bıraktım" vs diye kısa bir açıklama yapar genelde.
Bunu bile yapamıyorsa, o derece sarı çizmeli Mehmet Ağa ise düğüne de çağırmayıversin.
Çok yakın olunmayan insanları böyle etkinliklere çağırmayı anlamıyorum ben zaten.
Ne o bizi arayacak kadar önemsemiş ne biz onu hatırlayacak kadar sıkı fıkıyız, düğüne gidip ne yapalım?
Kız tarafı olarak 5 yıldızlı otellerde yemekli Nisan Kına yapıp, düğünü de ortak yapalım mı diye ısrar mi ettiniz gerçekten? E adam tabii ki düğünü de bı zahmet ben yapayım demiş.Israrlik veya egoistlik bir durum olmamış demek ki...Hem düğünün hem de diğer giderlerin erkek tarafından karşılandığını nerden çıkardınız? İlla kalem kalem kendi yaptığımız masrafları da mı yazayım size. Ben de nişanlımın ailesi gibi görgüsüz olmak istemediğim için bence bana bunları konuşturmayın ama nişanımı da kınamı da bulunduğumuz şehrin iyi otellerinde yemekli düğün gibi yapıyoruz. Eşyaların tamamını ortak alıyoruz. Nişanlımın ailesi nişanlımın arabasını sattı bütün masraflarını ordan karşılıyorlar, benim arabamı ailem satmadı mesela onu kullancaz evlendikten sonra. Ben hiçbir şeyi karşı tarafa yıkmış değilim, onların yaptıkları masrafın aynısını biz de yapıyoruz o yüzden bilmeden konuşmayın lütfen
Tabiki öyle size katılıyorum fakat yarı yarıya yapılması fikrine bence olumlu bakabilirdiniz. Öncesinde yaşanan şeylerin birikimine böyle bir tepki vermiş olabileceğinizi düşünüyorum şahsen, öncesinde yaşanmamış bir şey olsaydı bu durumda orta yolu bulurdunuz bu benim tamamen fikrim.Başınız sağolsunNişanlınız sizin yerinize de ince düşünmüş, siz de kendi istediğinizi dile getirmişsiniz ve o şekilde yapılmış. Düşüncelerinize değer verilmiş ne güzel. Benimkine de verilmiş olsaydı bu kadar içerlemezdim zaten. Herkes farklı düşünebilir aynı hissetmek zorunda değiliz, ama hassas durumlarda o durumu yaşayan kişiye bırakılmalı karar diye düşünüyorum
Kusura bakmayın babam bazen gitme gafletinde bulunuyor
Kız tarafı nişanı düğünü 5 yıldızlı otellerde yemekli şatafatlı yapan her erkek babası , gücü olsa da olmasa da evladı ezilmesin diye mecburen düğünü de ben yapayım der zaten. Olay çıkacak bir şey yok ki bunda....Egosunun çok yüksek olmasına gerek yok baba yüreği yeter bunun için.Babası oğluna “bir daha böyle bir şey duyarsam seni evlatlıktan reddederim, benim param yok mu da düğünü ben yapmayacakmışım” diyen ve evet egosu bu kadar yükseklerde olan bir insan. Nişanlım da bir daha böyle bir konunun asla açılmasını istemediğini çok büyük olay çıktığını söylemişti
Beni tanımayan insanın düğünümde ne işi var zaten? Benim düğünüm, annem babam çok istiyorsa kendilerine düğün yapabilirler.
Bizim davetiyemizde eşimle benim ismimden başka bir şey yazmıyordu. Zaten yakın çevremiz davetliydi sadece. Tanımayan insan gelmesin dedik
Bastırdirniz büyük ihtimalle farkında olmadan düğün stresiyle şu anda bir boşalma yaşadınız.Psikolojik destek almayı düşünüyorum zaten genel olarak. Acım bir anda ortaya çıktı o yüzden bu kadar tepki vermiş olabilirim aslında, çünkü normalde bu şekilde değilim. His bahsini geçirmem, üzerine konuşmam, içime gömmüştüm kısacası. Günlük hayatta çok aklıma gelmezdi. Güçlü durmalıyım hislerimi göstermemeliyim diye kendimi baskıladığım için birden patlak vermiş olabilir
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?