Merhaba KK
Burayı yıllardır takip ederim üyeleri de az çok tanıyorum. Herkesten yorum bekliyorum ancak özellikle birkaç üyeden de bekliyorum yorum yaparlarsa çok sevinirim : N nscckts darkmore Astoria Mune nomunomuchua
İlk konum ve biraz uzun olucak ama yaşadığım şeyden dolayı zaten çok kırılgan ve alınganım uzun demeyin lütfen yorumlarınıza ihtiyacım var.
Öncelikle 29 yaşındayım duygusal anlamda flörtleşmelerim oldu ama yalan aldatma vs gibi konulardan dolayı ciddi bir ilişkiye dönemedi. Eski nişanlımla aynı iş yerinde çalışıyorduk. Aramızda 7 yaş fark vardı. Kendisi biraz sakin, uysal diyeceğimiz,aynı zamanda iyi bir okuldan mezun olmuş,yurtdışı görmüş entelektüel anlamda iyi diyebileceğimiz tiplerdendi. 35 yaşına kadar ilk ciddi ilişkisi ben olmuşum öyle söylüyordu. Çok masum, içinde kötülük olmadığını düşündüğüm, başkası hakkında dedikodu yapmaktan hoşlanmayan biri olması ona karşı şevkatimi artırmaya yetiyor ve böylesine iyi bir insanla beraber olmanın benim için şans olduğunu düşündürüyordum.
Ailesinden ayrı yaşıyordu. Dolayısıyla yemeği var mı yok mu onu bile düşünüp üzülüyordum. Onun sorunlarını kendi sorunlarım gibi görüp çözüm üretmeye çalışıyordum. Belki garip gelecek ama anne şevkati gibi bir his vardı hep ona karşı. Gülüşü içimi ısıtırdı içime katasım gelirdi.
Bu arada memleketimiz de aile yapılarımız da kültürel anlamda aynıydık. Kendisinin maddi durumu iyiydi evi arabası vardı. Çalıştığımız iş yerinde de yöneticiydi ben kariyer hayatına yeni başlamış 1 senelik bir çalışandım.
İlişkimiz mükemmel başladı diyemem. Başlarda ilişki dinamiğini bilmediğini kendisi de söylediği için bir çok şeyi görmezden geldim. Size şöyle söyleyeyim her gün mesaj atmazdı iyi geceler demezdi. Bu benim ilk ilişkim olduğu için hevesliydim böyle şeylere. Yoksa ilerleyen zamanlarda tabiki hergün mesajlaşmasak da olurdu. Neden arayıp sormuyorsun derdim dün yazdım ya derdi.Bir yere giderdik hesabı alman usulü öderdik. Bundan hiç gocunmazdım, ben hem kardeşimi okutup hem de aileme destek çıkıyordum. Yine de kendime yeten kimseye minnet etmeyen biriyimdir. Ama o hep bana buna rağmen erkeklerin parasını yiyen kızlar hakkında örnekler verirdi. Durum böyle olunca ben de zan altında hissedip yeri gelince onun hesabını bile ben öderdim. Birlikte gezmeye gittiğimiz yerin benzin parasına kadar almıştır benden, yok demedi hiç.
Neyse 1 yıl öyle böyle geçti iş yerinden ayrılmış ama bir aralar her gün gördüğüm bir kızla yazışmasını gördüm uzaktan. Tabi okumadı bana haspam. Ama o korku dolu bakışını, ani refleksle teli elimden nası aldığını hiç unutmuyorum.
Bu arada bu durum ailelerin tanışmaya yakın olduğu bir dönemde oldu. Bir de üste çıktı tavır koydu bana. İçime bir kuşku düşmüştü. Kızı tanıyordum numarasını aldım aradım. Düzgünce konuştum. Kız da döküldü. Kız tatildeyken keşke ben de orda olsam demeler ve beraber dans kursuna gidelim mi gibi tekliflerde bulunmalar.. Bu arada bana da tatile gidelim diye ısrarda bulunuyordu ve ciddi düşündüğümüz için ayarlamıştım ve tatile gitmiştik. Ama ben bu mesajlaşma olayını biz tatilden geldikten sonra öğreniyorum.
Tabi ben her şeyi öğrendikten sonra arayıp bittiğini söyledim. Tutuştu tabi kendini affettirmek için her şeyi yaptı. Hatta ilk zamanlarımızda öyle çok buluşmayı istemezdi sporum oyum buyum diye ertelerdi. Bunları bile kendi ağzıyla itiraf etti bazen sana bahane uydururdum ama kıymetini bilememişim diye arkadaşlarımı aradı, ağladı, yalvardı, kendisinin nasıl bir pislik olduğunu bunu yaptığı için çok üzgün olduğuna kadar sözler sarfetti.İkimizin ortak değer verdiği biri tarafından yumuşadım ve pişmanlığını görünce affettim. Benim de ilk ilişkimdi ne doğru ne yanlış çok kestiremiyordum.
Aradan 2 ay geçti bana evlenme teklifi etti. Aileler tanıştı ve nişanı yaptık.Her şey güzeldi. Ben bu arada kariyerimle ilgili farklı bir alanda ilerlemek istiyordum, kendisi de müdürlük istiyor onu da olamıyordu bunun için yeterli değildi herkes farkındaydı ama benim için dert değildi o ise içten içe çok takıyordu itiraf edemiyordu . Ama ben ona bu konuda teselliler veriyor yapabileceği konusunda destekliyordum. Ama o her hangi bir sıkıntım olduğunda çözüm üretemeyen biriydi ve bana sürekli İngilizce çalışsana, kendini geliştirene, benden bilgi birikimimden faydalansana demekten öteye gitmiyordu. Derdime bir çözüm üretmiyordu rahatlayamıyordum öğretmenim gibiydi sanki . Bir gün hatta bana, "Sana bir şey dicem ama yanlış anlama, ben senin hayatında kendimi bir şans olarak görüyorum" dedi. Ben tabi saflığımdan beni ezdiğini, içten içe kendini nasıl yükseklerde gördüğünü anlayamamışım.Bu arada alman usulü ödeme aldatmadan sonra düzelmişti.Bu süre zarfında benim kuşkularım vardı. Acaba mutlu olabilecek miyiz, kendi anlatımıyla tutumlu biriydi.İndirimleri kovalayan, bir alınacak şey için piyasayı alt üst eden, sıkıntımı böyle rahatça ifade edemediğim rahatlayamadığım biriydi. Ben de tutumluyumdur ama gönlüm de geniştir sevdiklerimle geçirdiğimde harcadığım hiç gözüme gelmez, dillendirmem bile.
Bu arada aynı iş yerinde olduğumuz için hem kendi iş sıkıntıları hem de benimkiler eklenince sıkıntılı dönemlerimiz artmaya başladı.
Yine tartıştığımız bi gün düğünü ertelesek mi dedim. Aslında ayrılmayı ve onsuzluğu istemiyordum, belki de sadece onu sahiplenici istekli görmek istedim. Ama o olabilir dedi, kafasında bir ampül yakmıştım sanki. İşler ciddiye binmişti nihayetinde sevmediğim bir adamla beraber olmak hiç bana göre değildi. Kuşkularım vardı ama onun da beni sevdiğini düşünüyordum. Sonuç ise hiç beklediğim gibi olmadı.
Düğüne 2 ay kala, bize kahvaltıya gelişinin ve mobilya baktığımız günden 2 gün sonra, düğün daveti örneğini attığım ve mesajla 'Nasıl sence aşkım' diye gönderdiğim gün soğukluğunu farkettim. Telefonlarımı niye açmadığını, mesajıma neden dönmediğini sordum. Soğuk yaptı ve konuşcaz dedi. Bir yerde görüştük yanaklarımı öptü. Durgun, endişeli, heyecanlıydı. Ağzını açtığı anda kararlı bir adam vardı. Evlenirsek mutlu olamayacağımızı, anlaşamadığımızı, sorunlarımızı çözemediğimizden bahsetti. Ben tabi dondum ve bir şey diyemedim. Gittim wc 'ye ağladım. Geldiğimde bir şey söylememi istedi. Ağlamaya başladı, beni teselli etme çabalarına girdi. Kalktım gittim. 3 4 dk geçti arayan soran yok. Kızım dedim ne varsa elinden gelen yapmalısın. Dayanamadım aradım geldi yanıma, ağladım yalvardım yapma dedim. O da ağlıyor hala olmayacağından bahsediyor. Sarılıyorum öpüyorum o bana tek koluyla sarılıyor. Neden 2 elinle sarılmıyorsun devam edicez zannederim dememden mi korkuyorsun diyorum evet diyor.
Ve...
Bir anda ben ailemle konuştum bile bonibon dedi. bir şok daha geçiriyorum. Ne zaman? dedim 2 hafta oldu dedi. Ne dediler? dedim . Sen nasıl istersen hayat senin demişler. Yıkıldım. Ailesiyle iyiydim oysa. İki aydır kafasında kurduğu planlanmış bir ayrılık varmış ama evimize kahvaltıya geliyor, istersen erteleyelim dediğimde de "hayır Allah korusun" diyordu.
O anın şokuyla içimdekileri söyleyemedim KK. Sadece senden nefret ediyorum diyebildim. O ise olay anında en yakın kız arkadaşıyla (kankasıyla) konuşuyordu. Güya kız kafede bizi görmüş kötüydünüz demiş ona yazıyormuş. İnanamadım tüm bunlar benim başıma gelemez dedim. Kendisi anneme babama yazmadı bile ama ben onun annesinden helallik aldım helalleşerek bitirdik annesiyle her şeyi. Ailesine yazdık sessizce geldiler ve bohçaları alıp gittiler. Aynı yerde çalışamayacağımız için işten ayrıldım düğünümün olucağı gün. Kardeşimi nasıl okutacaktım, düğün için yaptığım borçları nasıl ödeyecektim.. Aileme de destek çıkıyordum.. Neler planlamıştım neler geldi başıma. Ben kendime gelmeye çalışırken o, benim uğraştığım düğün organizasyon işlerine verdiğimiz kaporaların peşine düşmüş. Üstüme dikilen gelinliğimin kaporasını bile istemesi çok zoruma gitti utandım.. İşsiz kaldım o orda çalıştı 2 3 ay. Sonra oradakilerin psikolojik baskına dayanamayıp bu ay istifasını vermiş yurtdışına tatile gidicekmiş. O kadar kendimi kandırılmış, arkasından iş çevrilmiş ve ortada bırakılmış hissediyorum ki. Ben işsiz evde bunları çekerken, borçlarımız için kredi çekmemiz gerekebilir diyen adam, baya masraflı bir yurtdışına tatile gidiyormuş.Kafami dinleyeceğim tek gidiyorum demiş.
Ben ise bende izini bıraktığı değersizlik, yetersizlik hisleri ve işimden olduğumla kaldım. Biraz olsun iyi hissedeyim diye kyk bursu ile ben de Yüksek Lisans'a başladım o çok uğraştığım kariyerimle ilgili bir alanda. Okula gidip geliyorum kendimi iyi hissetmek için uğraşıyorum ama çok ortak arkadaş var ve onunla ilgili haberler geldikçe tekrar kötü oluyorum.
Artık kimseye güvenemiyorum, güven problemi yaşıyorum. Sevebilecek miyim tekrar bilmiyorum.. İçimi dökmek istedim, okuyan herkese teşekkür ederim..
Burayı yıllardır takip ederim üyeleri de az çok tanıyorum. Herkesten yorum bekliyorum ancak özellikle birkaç üyeden de bekliyorum yorum yaparlarsa çok sevinirim : N nscckts darkmore Astoria Mune nomunomuchua
İlk konum ve biraz uzun olucak ama yaşadığım şeyden dolayı zaten çok kırılgan ve alınganım uzun demeyin lütfen yorumlarınıza ihtiyacım var.
Öncelikle 29 yaşındayım duygusal anlamda flörtleşmelerim oldu ama yalan aldatma vs gibi konulardan dolayı ciddi bir ilişkiye dönemedi. Eski nişanlımla aynı iş yerinde çalışıyorduk. Aramızda 7 yaş fark vardı. Kendisi biraz sakin, uysal diyeceğimiz,aynı zamanda iyi bir okuldan mezun olmuş,yurtdışı görmüş entelektüel anlamda iyi diyebileceğimiz tiplerdendi. 35 yaşına kadar ilk ciddi ilişkisi ben olmuşum öyle söylüyordu. Çok masum, içinde kötülük olmadığını düşündüğüm, başkası hakkında dedikodu yapmaktan hoşlanmayan biri olması ona karşı şevkatimi artırmaya yetiyor ve böylesine iyi bir insanla beraber olmanın benim için şans olduğunu düşündürüyordum.
Ailesinden ayrı yaşıyordu. Dolayısıyla yemeği var mı yok mu onu bile düşünüp üzülüyordum. Onun sorunlarını kendi sorunlarım gibi görüp çözüm üretmeye çalışıyordum. Belki garip gelecek ama anne şevkati gibi bir his vardı hep ona karşı. Gülüşü içimi ısıtırdı içime katasım gelirdi.
Bu arada memleketimiz de aile yapılarımız da kültürel anlamda aynıydık. Kendisinin maddi durumu iyiydi evi arabası vardı. Çalıştığımız iş yerinde de yöneticiydi ben kariyer hayatına yeni başlamış 1 senelik bir çalışandım.
İlişkimiz mükemmel başladı diyemem. Başlarda ilişki dinamiğini bilmediğini kendisi de söylediği için bir çok şeyi görmezden geldim. Size şöyle söyleyeyim her gün mesaj atmazdı iyi geceler demezdi. Bu benim ilk ilişkim olduğu için hevesliydim böyle şeylere. Yoksa ilerleyen zamanlarda tabiki hergün mesajlaşmasak da olurdu. Neden arayıp sormuyorsun derdim dün yazdım ya derdi.Bir yere giderdik hesabı alman usulü öderdik. Bundan hiç gocunmazdım, ben hem kardeşimi okutup hem de aileme destek çıkıyordum. Yine de kendime yeten kimseye minnet etmeyen biriyimdir. Ama o hep bana buna rağmen erkeklerin parasını yiyen kızlar hakkında örnekler verirdi. Durum böyle olunca ben de zan altında hissedip yeri gelince onun hesabını bile ben öderdim. Birlikte gezmeye gittiğimiz yerin benzin parasına kadar almıştır benden, yok demedi hiç.
Neyse 1 yıl öyle böyle geçti iş yerinden ayrılmış ama bir aralar her gün gördüğüm bir kızla yazışmasını gördüm uzaktan. Tabi okumadı bana haspam. Ama o korku dolu bakışını, ani refleksle teli elimden nası aldığını hiç unutmuyorum.
Bu arada bu durum ailelerin tanışmaya yakın olduğu bir dönemde oldu. Bir de üste çıktı tavır koydu bana. İçime bir kuşku düşmüştü. Kızı tanıyordum numarasını aldım aradım. Düzgünce konuştum. Kız da döküldü. Kız tatildeyken keşke ben de orda olsam demeler ve beraber dans kursuna gidelim mi gibi tekliflerde bulunmalar.. Bu arada bana da tatile gidelim diye ısrarda bulunuyordu ve ciddi düşündüğümüz için ayarlamıştım ve tatile gitmiştik. Ama ben bu mesajlaşma olayını biz tatilden geldikten sonra öğreniyorum.
Tabi ben her şeyi öğrendikten sonra arayıp bittiğini söyledim. Tutuştu tabi kendini affettirmek için her şeyi yaptı. Hatta ilk zamanlarımızda öyle çok buluşmayı istemezdi sporum oyum buyum diye ertelerdi. Bunları bile kendi ağzıyla itiraf etti bazen sana bahane uydururdum ama kıymetini bilememişim diye arkadaşlarımı aradı, ağladı, yalvardı, kendisinin nasıl bir pislik olduğunu bunu yaptığı için çok üzgün olduğuna kadar sözler sarfetti.İkimizin ortak değer verdiği biri tarafından yumuşadım ve pişmanlığını görünce affettim. Benim de ilk ilişkimdi ne doğru ne yanlış çok kestiremiyordum.
Aradan 2 ay geçti bana evlenme teklifi etti. Aileler tanıştı ve nişanı yaptık.Her şey güzeldi. Ben bu arada kariyerimle ilgili farklı bir alanda ilerlemek istiyordum, kendisi de müdürlük istiyor onu da olamıyordu bunun için yeterli değildi herkes farkındaydı ama benim için dert değildi o ise içten içe çok takıyordu itiraf edemiyordu . Ama ben ona bu konuda teselliler veriyor yapabileceği konusunda destekliyordum. Ama o her hangi bir sıkıntım olduğunda çözüm üretemeyen biriydi ve bana sürekli İngilizce çalışsana, kendini geliştirene, benden bilgi birikimimden faydalansana demekten öteye gitmiyordu. Derdime bir çözüm üretmiyordu rahatlayamıyordum öğretmenim gibiydi sanki . Bir gün hatta bana, "Sana bir şey dicem ama yanlış anlama, ben senin hayatında kendimi bir şans olarak görüyorum" dedi. Ben tabi saflığımdan beni ezdiğini, içten içe kendini nasıl yükseklerde gördüğünü anlayamamışım.Bu arada alman usulü ödeme aldatmadan sonra düzelmişti.Bu süre zarfında benim kuşkularım vardı. Acaba mutlu olabilecek miyiz, kendi anlatımıyla tutumlu biriydi.İndirimleri kovalayan, bir alınacak şey için piyasayı alt üst eden, sıkıntımı böyle rahatça ifade edemediğim rahatlayamadığım biriydi. Ben de tutumluyumdur ama gönlüm de geniştir sevdiklerimle geçirdiğimde harcadığım hiç gözüme gelmez, dillendirmem bile.
Bu arada aynı iş yerinde olduğumuz için hem kendi iş sıkıntıları hem de benimkiler eklenince sıkıntılı dönemlerimiz artmaya başladı.
Yine tartıştığımız bi gün düğünü ertelesek mi dedim. Aslında ayrılmayı ve onsuzluğu istemiyordum, belki de sadece onu sahiplenici istekli görmek istedim. Ama o olabilir dedi, kafasında bir ampül yakmıştım sanki. İşler ciddiye binmişti nihayetinde sevmediğim bir adamla beraber olmak hiç bana göre değildi. Kuşkularım vardı ama onun da beni sevdiğini düşünüyordum. Sonuç ise hiç beklediğim gibi olmadı.
Düğüne 2 ay kala, bize kahvaltıya gelişinin ve mobilya baktığımız günden 2 gün sonra, düğün daveti örneğini attığım ve mesajla 'Nasıl sence aşkım' diye gönderdiğim gün soğukluğunu farkettim. Telefonlarımı niye açmadığını, mesajıma neden dönmediğini sordum. Soğuk yaptı ve konuşcaz dedi. Bir yerde görüştük yanaklarımı öptü. Durgun, endişeli, heyecanlıydı. Ağzını açtığı anda kararlı bir adam vardı. Evlenirsek mutlu olamayacağımızı, anlaşamadığımızı, sorunlarımızı çözemediğimizden bahsetti. Ben tabi dondum ve bir şey diyemedim. Gittim wc 'ye ağladım. Geldiğimde bir şey söylememi istedi. Ağlamaya başladı, beni teselli etme çabalarına girdi. Kalktım gittim. 3 4 dk geçti arayan soran yok. Kızım dedim ne varsa elinden gelen yapmalısın. Dayanamadım aradım geldi yanıma, ağladım yalvardım yapma dedim. O da ağlıyor hala olmayacağından bahsediyor. Sarılıyorum öpüyorum o bana tek koluyla sarılıyor. Neden 2 elinle sarılmıyorsun devam edicez zannederim dememden mi korkuyorsun diyorum evet diyor.
Ve...
Bir anda ben ailemle konuştum bile bonibon dedi. bir şok daha geçiriyorum. Ne zaman? dedim 2 hafta oldu dedi. Ne dediler? dedim . Sen nasıl istersen hayat senin demişler. Yıkıldım. Ailesiyle iyiydim oysa. İki aydır kafasında kurduğu planlanmış bir ayrılık varmış ama evimize kahvaltıya geliyor, istersen erteleyelim dediğimde de "hayır Allah korusun" diyordu.
O anın şokuyla içimdekileri söyleyemedim KK. Sadece senden nefret ediyorum diyebildim. O ise olay anında en yakın kız arkadaşıyla (kankasıyla) konuşuyordu. Güya kız kafede bizi görmüş kötüydünüz demiş ona yazıyormuş. İnanamadım tüm bunlar benim başıma gelemez dedim. Kendisi anneme babama yazmadı bile ama ben onun annesinden helallik aldım helalleşerek bitirdik annesiyle her şeyi. Ailesine yazdık sessizce geldiler ve bohçaları alıp gittiler. Aynı yerde çalışamayacağımız için işten ayrıldım düğünümün olucağı gün. Kardeşimi nasıl okutacaktım, düğün için yaptığım borçları nasıl ödeyecektim.. Aileme de destek çıkıyordum.. Neler planlamıştım neler geldi başıma. Ben kendime gelmeye çalışırken o, benim uğraştığım düğün organizasyon işlerine verdiğimiz kaporaların peşine düşmüş. Üstüme dikilen gelinliğimin kaporasını bile istemesi çok zoruma gitti utandım.. İşsiz kaldım o orda çalıştı 2 3 ay. Sonra oradakilerin psikolojik baskına dayanamayıp bu ay istifasını vermiş yurtdışına tatile gidicekmiş. O kadar kendimi kandırılmış, arkasından iş çevrilmiş ve ortada bırakılmış hissediyorum ki. Ben işsiz evde bunları çekerken, borçlarımız için kredi çekmemiz gerekebilir diyen adam, baya masraflı bir yurtdışına tatile gidiyormuş.Kafami dinleyeceğim tek gidiyorum demiş.
Ben ise bende izini bıraktığı değersizlik, yetersizlik hisleri ve işimden olduğumla kaldım. Biraz olsun iyi hissedeyim diye kyk bursu ile ben de Yüksek Lisans'a başladım o çok uğraştığım kariyerimle ilgili bir alanda. Okula gidip geliyorum kendimi iyi hissetmek için uğraşıyorum ama çok ortak arkadaş var ve onunla ilgili haberler geldikçe tekrar kötü oluyorum.
Artık kimseye güvenemiyorum, güven problemi yaşıyorum. Sevebilecek miyim tekrar bilmiyorum.. İçimi dökmek istedim, okuyan herkese teşekkür ederim..