Hiç bu kadar umutsuz olmadım hayata karşı. Hani herkes kaderini yaşar ya benim kaderim yalnız yaşamak ve yaşlanmak sanırım. Zaten artık istediğimde bu. Bir yıkımı daha kaldıramam. Yalnız mutlu olmayı öğrenmeliyim. Çünkü olmuyor bir türlü kimi sevsem imkansız.
Daha önce konu açmıştım. İlk atandığım yerde birini sevdim. Çok sevdim hemde. Herşey çok güzel başladı. Seviyor ve seviliyordum mutluydum. Kendimizce planlar yaptık beraber istanbula tayin isteyecektik. Fakat bir sorun vardı mezhep farkı. Ben bunu asla sorun etmedim. Nede olsa çok seviyordum aşılmayacak bişey yoktu. O da öyle düşündüğünü söylüyordu. Kimse bize aferin demez ama istersek aşarız diyordu. Derken geçmişimden gelen bir hatam bir şekilde ortaya çıktı. O mu sorun oldu yoksa gerçekten mi ailesi istemedi bilmiyorum. Tayin istemeye yakın ayrıldık ama ben pes etmedim. Sadece barışma umudum için koca şehre tayin istedim. Ama bir türlü olmadı. Her defasında bir engel. ya anası istemedi ya abisi evlenmey kalktı ya o evlenmekten korkuyorum dedi. Kabus dolu 3 sene geçti. Artık herkes bana vazgeç olmaz diyodu onun arkadaşları dahil. pes etmedim vazgeçmedim. Vazgeçtiğimde de o geri döndü ve ümitlendirdi. Hatta bir kez ailem istediği için birine evet dedim ve sözlenmeye karar verdiğimde tekrar karşıma çıkıp bekle vazgeçme seni seviyorum dedi. Ama olmadı bir türlü. En son 2 ay önce aramız iyice açıldı. Üstüne gittiğimi evlilikten soğuttuğumu söyledi.Oysa ben onu yıllarca bekledim . İstediğim sadece bir söz yapılmasıydı. Çünkü onun artık herşeyi göze aldığını bilmek istiyordum. Ama o hep kaçtı. Gururumu ayaklar altına aldım herşeye rağmen aradım ve son aramamda şunu söyledim. Senden sadece bir adım istiyorum ufacık bir adım. Her ne olursa ne yapmak istersen. Sadece beni kaybebetmemen için atacağın ufacık bir adım .Kızdı bağırdı senin kafandaki tek çözüm evlilik ben de evlilikten korkuyorum o nedenle hep kavga gürültü böyle olmaz dedi. Bu son damlaydı. Ben pes edip ağlayanlardan değilim savaşarak vazgeçenlerdenim. Kaybedeceksemde vurula vurula kaybederim. Öylede oldu son konuşmamızdan sonra aramadım ve gerçekten içimde bişeyler bitti ama üzgündüm. Geçen yıllarıma yanıyordum.
Teyzemin küçük bir tatil beldesinde aldığı bir yazlık vardı. Kafayı dinlemek için tek başıma gitmeye karar verdim. Anahtarı ara sıra havalandırması için karşı komşuya bırakmışlardı. Karşı komşu yabancı sevgilisiyle yaşayan bekar bir adamdı ama ben hiç görmedim. Telini aldım düştüm yola. Tatil beldesine varınca aradım anahtarı istedim . Tamam yenge ! :) (beni ablam sandı) eve geliyorum anahtarı sana vereyim dedi. Gittim kapıyı çaldım uzun boylu hoş bir adam açtı kapıyı. Anahtarı verdi ama yanlış anahtar. Meğer anahtarları karıştırmış. 20 dk lık beklemeden sonra anahtarı aldım. O 20 dk sohbet ettik. Hoşsohbet sevimli iyi niyetli biri gibiydi ama o an aklıma farklı bişey gelmedi. Çünkü henüz yeni ayrılmıştım ve bir başkasıyla olmak aklımın ucundan geçmiyordu (bu arada yabancı sevgilisiyle uzun zaman önce ayrılmış) Eve girmemle çığlık atarak çıkmam bir oldu. Biz yokken eve fare girmiş :) Tabi henüz evine girmediği için sesimi duymuş kapıda karşılaştık. Ne oldu dedi fare var ben burda kalamam pansiyona gidiyorum dedim. Arkamdan geldi. Burada her pansiyon tekin değildir yanlış anlamazsan burda bir pansiyonda çocuğu ve annesiyle yengem kalıyor bir odaları boş seni kabul ederler hem de için rahat eder korkmazsın dedi. Delilik belki tanımadığım birine güvenmek ama tamam dedim . Birde eniştemler bu adamı tanıyorlardı ve bahsederlerdi çok delikanlı çocuk her işimize koştu vs. diye birazda onun etkisi oldu sanırım. Neyse o gece pansiyonda yengesi yengesinin annesi çocuk ve ben kaldık. bu da bizle balkonda oturdu. Acıktık gece bizi yemeğe götürdü. Sanki onu tanıyormuş gibiydi. Mert iyi bir adama benziyordu.Sonra arkadaşça görüşmeye başladık. Farklı bir yaklaşımı olmadı. Ben beğenmiştim onu. 4 senedir aynı adamı dilimden düşürmeyen ben başkasını beğenmiştim . Ablam ve yakın arkadaşlarım inanamadılar. Ama ondan yana bir adım yoktu arkadaşçaydı görüşmeler.Fakat sabah kalkar kalkmaz arar ben balkondaydsam defalarca kapıdan geçer el sallardı. Tam komşu aşkı:) Tek sorun eğitim farkıydı. O ilk okul mezunuydu. Ama hani bir adım gelse bu da umrumda değildi. Çünkü çok iyi anlaşıyorduk. Kendini yetiştirmiş hayatın içinde pişmiş iyi niyetli yardımsever ilçede tanınan sözü geçen biriydi.Bu arada sürekli birlikte gezmeye başladık. Onun her gün ilde işleri oluyordu. Bilgisayar işiyle uğraşıyor ile gidip parça ya da bilgisayar alıyordu. Evini arabasını almıştı. Söylediğine göre tek istediği yuva kurmaktı. Sonra bir gün bana ben haddimi bilirim sen öğretmensin ben ilkokul mezunuyum burdan gidince beni aramazsın herhalde diye mesaj attı. Bende böyle düşünüyorsan şimdiden görüşmeyelim gitmeme gerek yok ben geçici hevesler peşinde değilim dedim. O de beni yanlış anladın istediğim bu değil sadece böyle olmasında korkuyorum dedi ve biz artık görüşmeye başladık. Kısa sürede o kadar alıştım öyle mutlu oldum ki. Herşey mükemmeldi. Yıllar sonra içimdeki enkazdan kurtulmuş umutla hevesle yeniden aşık olmuştum. Ben bile kendime inanamıyordum. Bu arada bana evlenip boşandığını söyledi. Bunu da çok dert etmedim. Her insanın başına gelr dedim. Annem pek istemedi babam ise seviyorsan bizce mahsuru yok dedi. ( bu arada ailem sadece ilk okul mezunu olduğunu biliyor henüz evlenip boşandığını söylemedim)Ben memeleketime döndüm ramazan başlayınca ama o bir gün gelmezse bir gün yanımdaydı. Özledim diyor şehrime geliyordu sürekli Mutluydum umutluydum huzurluydum. Liseli aşıklar gibiydik. Sürekli telde msn de konuşuyorduk. Anlaşamadığımız tek konu aşırı kıskançlığıydı. Birde garip biçimde kaybetme korkusu vardı ve buna bir türlü anlam veremedim.Bugünde ben gitmeye karar verdim. Sadece iftarı yapıp geri dönecektim ama olsun :) Gittim yine onu görmek elini tutmak harikaydı. Bir ara gözüme baktı, senle evlenemzsem artık buralarda kalamam ya kendimi öldürürüm ya da yurt dışına dönerim yaşayamam sensiz dedi.(daha önce yurt dışında bir şirkette çalışmış ve yine çağırıyorlardı ama gitmek istemiyordu) İşte bu hallerine anlam veremiyordum. İftari yaptık gözleri dolu dolu uğurladı. Benede duygulandım güldü. Sanki aylardır görüşemiyoruz 2 gün sonra yanındayım dedi:) Sonrada beni sakın bırakma dedi ve otobüsüm kalktı. Ama içime bir kurt düşmüştü birşey vardı bilmediğim. Mesaj attım. Sana ilk ve son kez soruyorum ve doğru söyleyeceğine inanıyorum gizlediğin birşey mi var dedim. Gelen cevapla yıkıldım. 11 yaşında bir çocuğu vardı.
İşte böyle artık hayatımda olmasına imkan yok. Böyle birşeyi ne ben kaldırabilirim ne de ailem onay verir. Tek bildiğim artık kimseyi sevmek istemiyorum. Yalnız yaşamak yalnız yaşlanmak istiyorum. Ne zaman birini sevsem imkansız oluyor
Daha önce konu açmıştım. İlk atandığım yerde birini sevdim. Çok sevdim hemde. Herşey çok güzel başladı. Seviyor ve seviliyordum mutluydum. Kendimizce planlar yaptık beraber istanbula tayin isteyecektik. Fakat bir sorun vardı mezhep farkı. Ben bunu asla sorun etmedim. Nede olsa çok seviyordum aşılmayacak bişey yoktu. O da öyle düşündüğünü söylüyordu. Kimse bize aferin demez ama istersek aşarız diyordu. Derken geçmişimden gelen bir hatam bir şekilde ortaya çıktı. O mu sorun oldu yoksa gerçekten mi ailesi istemedi bilmiyorum. Tayin istemeye yakın ayrıldık ama ben pes etmedim. Sadece barışma umudum için koca şehre tayin istedim. Ama bir türlü olmadı. Her defasında bir engel. ya anası istemedi ya abisi evlenmey kalktı ya o evlenmekten korkuyorum dedi. Kabus dolu 3 sene geçti. Artık herkes bana vazgeç olmaz diyodu onun arkadaşları dahil. pes etmedim vazgeçmedim. Vazgeçtiğimde de o geri döndü ve ümitlendirdi. Hatta bir kez ailem istediği için birine evet dedim ve sözlenmeye karar verdiğimde tekrar karşıma çıkıp bekle vazgeçme seni seviyorum dedi. Ama olmadı bir türlü. En son 2 ay önce aramız iyice açıldı. Üstüne gittiğimi evlilikten soğuttuğumu söyledi.Oysa ben onu yıllarca bekledim . İstediğim sadece bir söz yapılmasıydı. Çünkü onun artık herşeyi göze aldığını bilmek istiyordum. Ama o hep kaçtı. Gururumu ayaklar altına aldım herşeye rağmen aradım ve son aramamda şunu söyledim. Senden sadece bir adım istiyorum ufacık bir adım. Her ne olursa ne yapmak istersen. Sadece beni kaybebetmemen için atacağın ufacık bir adım .Kızdı bağırdı senin kafandaki tek çözüm evlilik ben de evlilikten korkuyorum o nedenle hep kavga gürültü böyle olmaz dedi. Bu son damlaydı. Ben pes edip ağlayanlardan değilim savaşarak vazgeçenlerdenim. Kaybedeceksemde vurula vurula kaybederim. Öylede oldu son konuşmamızdan sonra aramadım ve gerçekten içimde bişeyler bitti ama üzgündüm. Geçen yıllarıma yanıyordum.
Teyzemin küçük bir tatil beldesinde aldığı bir yazlık vardı. Kafayı dinlemek için tek başıma gitmeye karar verdim. Anahtarı ara sıra havalandırması için karşı komşuya bırakmışlardı. Karşı komşu yabancı sevgilisiyle yaşayan bekar bir adamdı ama ben hiç görmedim. Telini aldım düştüm yola. Tatil beldesine varınca aradım anahtarı istedim . Tamam yenge ! :) (beni ablam sandı) eve geliyorum anahtarı sana vereyim dedi. Gittim kapıyı çaldım uzun boylu hoş bir adam açtı kapıyı. Anahtarı verdi ama yanlış anahtar. Meğer anahtarları karıştırmış. 20 dk lık beklemeden sonra anahtarı aldım. O 20 dk sohbet ettik. Hoşsohbet sevimli iyi niyetli biri gibiydi ama o an aklıma farklı bişey gelmedi. Çünkü henüz yeni ayrılmıştım ve bir başkasıyla olmak aklımın ucundan geçmiyordu (bu arada yabancı sevgilisiyle uzun zaman önce ayrılmış) Eve girmemle çığlık atarak çıkmam bir oldu. Biz yokken eve fare girmiş :) Tabi henüz evine girmediği için sesimi duymuş kapıda karşılaştık. Ne oldu dedi fare var ben burda kalamam pansiyona gidiyorum dedim. Arkamdan geldi. Burada her pansiyon tekin değildir yanlış anlamazsan burda bir pansiyonda çocuğu ve annesiyle yengem kalıyor bir odaları boş seni kabul ederler hem de için rahat eder korkmazsın dedi. Delilik belki tanımadığım birine güvenmek ama tamam dedim . Birde eniştemler bu adamı tanıyorlardı ve bahsederlerdi çok delikanlı çocuk her işimize koştu vs. diye birazda onun etkisi oldu sanırım. Neyse o gece pansiyonda yengesi yengesinin annesi çocuk ve ben kaldık. bu da bizle balkonda oturdu. Acıktık gece bizi yemeğe götürdü. Sanki onu tanıyormuş gibiydi. Mert iyi bir adama benziyordu.Sonra arkadaşça görüşmeye başladık. Farklı bir yaklaşımı olmadı. Ben beğenmiştim onu. 4 senedir aynı adamı dilimden düşürmeyen ben başkasını beğenmiştim . Ablam ve yakın arkadaşlarım inanamadılar. Ama ondan yana bir adım yoktu arkadaşçaydı görüşmeler.Fakat sabah kalkar kalkmaz arar ben balkondaydsam defalarca kapıdan geçer el sallardı. Tam komşu aşkı:) Tek sorun eğitim farkıydı. O ilk okul mezunuydu. Ama hani bir adım gelse bu da umrumda değildi. Çünkü çok iyi anlaşıyorduk. Kendini yetiştirmiş hayatın içinde pişmiş iyi niyetli yardımsever ilçede tanınan sözü geçen biriydi.Bu arada sürekli birlikte gezmeye başladık. Onun her gün ilde işleri oluyordu. Bilgisayar işiyle uğraşıyor ile gidip parça ya da bilgisayar alıyordu. Evini arabasını almıştı. Söylediğine göre tek istediği yuva kurmaktı. Sonra bir gün bana ben haddimi bilirim sen öğretmensin ben ilkokul mezunuyum burdan gidince beni aramazsın herhalde diye mesaj attı. Bende böyle düşünüyorsan şimdiden görüşmeyelim gitmeme gerek yok ben geçici hevesler peşinde değilim dedim. O de beni yanlış anladın istediğim bu değil sadece böyle olmasında korkuyorum dedi ve biz artık görüşmeye başladık. Kısa sürede o kadar alıştım öyle mutlu oldum ki. Herşey mükemmeldi. Yıllar sonra içimdeki enkazdan kurtulmuş umutla hevesle yeniden aşık olmuştum. Ben bile kendime inanamıyordum. Bu arada bana evlenip boşandığını söyledi. Bunu da çok dert etmedim. Her insanın başına gelr dedim. Annem pek istemedi babam ise seviyorsan bizce mahsuru yok dedi. ( bu arada ailem sadece ilk okul mezunu olduğunu biliyor henüz evlenip boşandığını söylemedim)Ben memeleketime döndüm ramazan başlayınca ama o bir gün gelmezse bir gün yanımdaydı. Özledim diyor şehrime geliyordu sürekli Mutluydum umutluydum huzurluydum. Liseli aşıklar gibiydik. Sürekli telde msn de konuşuyorduk. Anlaşamadığımız tek konu aşırı kıskançlığıydı. Birde garip biçimde kaybetme korkusu vardı ve buna bir türlü anlam veremedim.Bugünde ben gitmeye karar verdim. Sadece iftarı yapıp geri dönecektim ama olsun :) Gittim yine onu görmek elini tutmak harikaydı. Bir ara gözüme baktı, senle evlenemzsem artık buralarda kalamam ya kendimi öldürürüm ya da yurt dışına dönerim yaşayamam sensiz dedi.(daha önce yurt dışında bir şirkette çalışmış ve yine çağırıyorlardı ama gitmek istemiyordu) İşte bu hallerine anlam veremiyordum. İftari yaptık gözleri dolu dolu uğurladı. Benede duygulandım güldü. Sanki aylardır görüşemiyoruz 2 gün sonra yanındayım dedi:) Sonrada beni sakın bırakma dedi ve otobüsüm kalktı. Ama içime bir kurt düşmüştü birşey vardı bilmediğim. Mesaj attım. Sana ilk ve son kez soruyorum ve doğru söyleyeceğine inanıyorum gizlediğin birşey mi var dedim. Gelen cevapla yıkıldım. 11 yaşında bir çocuğu vardı.
İşte böyle artık hayatımda olmasına imkan yok. Böyle birşeyi ne ben kaldırabilirim ne de ailem onay verir. Tek bildiğim artık kimseyi sevmek istemiyorum. Yalnız yaşamak yalnız yaşlanmak istiyorum. Ne zaman birini sevsem imkansız oluyor