Ah ne güzel bi yorumDerdini bu kadar duzgunce anlatabilen bir kadin eşiyle nasil ortak bir iletisim kanali bulamaz saskinim ama inanin acinizi yurekten hissettim.
Yazinizi okudukca da yalan degil kafamda su yankilandi "iki lafi biraraya getiremeyen onlarca insan mutlu mesut yasarken, bu iyi egitimli kadin neden bu denli mutsuz?"
Bir nokta dikkatimi cekti, esim benim icin savassin istedim, demissiniz.
O hisle iliski olmuyor, yani en azindan bir taraf icin hicbir zaman bir iliski olmamış demektir, cunku seven insan ne kadar sevgisini gostermeyi ogrenmedigi bir evde de buyumus olsa bir caba sarfediyor, kalbindeki aciya dayanamiyor en azından.
Gencecik kadinsiniz, keskelerle gunum dolsun, vakit gecsin diyerek ömür gecmez yani mantiginiz bi noktada devreye girecek inanin. Ilk mesajinizda belirttiginiz o terapiye mutlaka gitmelisiniz. Girdiginiz mutsuzluk girdabindan sizi profesyonel bir destek cikarabilir.Ah ne güzel bi yorumsize sarılmak istedim çok teşekkür ederim düşünceleriniz için. Bunu birçok insandan duydum etrafımda. İyisin, hoşsun, naif bi insansın nasıl bu evliliği yürütemedin dediler. Sanırım iyi özelliklerimi tam anlamıyla yansıtamadım bu evliliğe. Birbirimize o kadar çok çirkin yüzlerimizi gösterdik ki.
Herşey eşimin çabasıyla başlamıştı. Uzun süredir tanıdığım bi insandı ama ben bişey hissedemedim uzun bir süre. Sonra öyle güzel sevdi ki beni. Kendini öyle sevdirdi ki bana. Gerçekten canımın bi parçasıymış gibi çok sevdim. Ama o hiç inanmadı onu onun beni sevdiği kadar çok sevdiğime. Ben daha ne yapabilirdim bilmiyorum.
Tüm hayatımı, düzenimi bırakıp gittim onun için. Adapte olmaya çalıştım. Anneme bile hasret yaşadım kaç sene. Bütün bunları onun için göze aldım. O beni sevmiyorsun dedikçe biraz daha biraz daha çabayla baktım en ufak olayda bana kapıyı gösteriyor. Annesinin evine gitmek istemediğim için beni boşanmayla tehdit ediyor. Sonra kendimi ezdirmemeye başladım.
Karakter olarak çabuk parlayıp sönen biriyim. Bir gün iki taraflı parladık o yine benden özür bekledi ve ben dilemedim. Hata tek taraflı değildi çünkü. Karşılıklı kırgındık. Küsmekten aşırı sıkılırdım ve hep bi adım atardım son kavgada atmadım. Boşanmak istediğini söyledi . Yapma etme dememi bekledi demedim. Evden ayrılacağımı söyledim ki git demişti zaten günler önce. Ben gitmeyince kendisi gitmişti. İşin ciddiyetini anlayınca seni seviyorum ama şöyle problemlerimiz var böyle hatalarımız var sen şöylesin sen böylesin dedi yine suçu bana yıkmaya kalktı ama tek bir kelime “gitme” diyemedi. Deseydi gerçekten gitmezdim.
Nitekim çıktım gittim 3 ay sonra aradı. Egosunu konuşturdu o zamanda. Ben barışmak tekrar denemek istiyorum ama şöyle olacaksın böyle yapacaksın gibi şartlar sunarak. Oysa ben o 3 ay içinde neler çekmiştim ve şartlar sunması gereken bendim. Bitti bu iş diyip gidip dava açtım. Altta kalmadı mahkemeye katıldı. Sonra çok üzüldüm son imzayı atmaya cesaret edemedim o gün bu gündür dava sürüncemede. Eşyamı pılımı pırtımı evimi dağıtıp Türkiye’den ayrıldım.
Gitme oturalım konuşalım dedi. Gel öyleyse dedim. Kapı burda. Ben burdayım annem burda gel özür dile döneyim. Beyfendi istiyor ki ben annemi ikna edeyim o formaliteden gelsin uğraşmadan herşey planlı bi şekilde tatlıya bağlansın. O yorulmayacak ben yorulacağım. Çünkü annem ona dönmeme karşıydı artık. Bunu yapmadı biliyor musunuz. Gelmedi. O şekilde bitti gitti herşey. Evlenmeden önce tanıdığım adam beni kaybetmemek için herşeyi yapardı. Sanırım bu evlilik devam etseydi ben bir ömür o adamı arayıp tekrar bulmayı bekleyip asla bulamayacaktım.
Yine de gördüğünüz gibi keşkeleri dilimden düşüremiyorum :) çünkü mutlu son olsun isterdim. Ailemden yana yüzüm gülmedi. Bölük pörçük bi aileydik babam bizden hep uzaktı. Bu yüzden kendi mutlu huzurlu yuvamı kurmayı çok isterdim ama malesef olmadı. Biraz o biraz ben beceremedim ne yalan söyleyim. Ve dediğiniz gibi iletişimsizlik bizim sonumuz oldu. Birbirimize kalbimize açamadık. Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız artık. Ve hayat o kadar tatsız ki artık. Muhtemelen günümün dolmasını bekleyerek geçirdiğim bi ömür olacak bundan sonrası.
Sizinle konuşmak terapi gibi geldi:) terapi alacağım kişi de sizin gibi biri olursa faydalı olacağından eminim:) gerçekten çok teşekkür ederim . Şuan için haklısınız duygularıma yenildiğimin hala mantıklı ilerleyemediğimin farkındayım. Ha mantıklı kararlar aldım tabi. Davayı açmak, pılımı pırtımı toplayıp çekip gitmek gibi. Şu şartlarda şimdi aynı şeyleri yaşasam yine aynısını yapardım. Ben sadece kendi içimde mantıkla yol alamadığım için çıkmazdayım. Ki anlıyorsunuz bunu. Dışardan her ne kadar hayat devam ediyor yoluma bakıyorum portresi çizsem de aslında tökezleye tökezleye , düşe kalka ve çok zorlanarak devam ediyorum. Bu noktada da bazen sıkılıp bunalıyorum niye hala böyleyim. Niye hala dokunsalar ağlıyorum. Hala bu yükü taşıyorum hala bu kadar güçsüzüm diye.Gencecik kadinsiniz, keskelerle gunum dolsun, vakit gecsin diyerek ömür gecmez yani mantiginiz bi noktada devreye girecek inanin. Ilk mesajinizda belirttiginiz o terapiye mutlaka gitmelisiniz. Girdiginiz mutsuzluk girdabindan sizi profesyonel bir destek cikarabilir.
Yani bana yazdiginiz bu mesajda oyle enteresan detaylar var ki, misal iliskinizin baslama sekli.
Anladigim kadariyla esiniz sevgisini gosterebilen biri yani gitme diyebilecek kapasitesi var ama gururu devreye girmis tabi birkac cumleyle bir insan nasil bu hale gelir bilemeyiz ama ben sevgisini gosterebilen insanlardan biri olarak diyebilirim ki gurur devreye girdiyse o is bitmistir.
Ben gururumun devreye girdigi hicbir iliskiyi surdurmedim (sadece aşk değil kastim, aile iliskileri, arkadasliklar vs hepsi).
En son paragrafta babaniz hakkinda yazdiklariniz, babasindan yarali kiz cocuklari aşk iliskilerinde sorun yasiyorlar hep; cunku hayatimiza giren ilk erkek babalarimiz.
Onlardan ogreniyoruz bir erkekle nasil iletisim kurmamiz gerektiğini, onlari gozlemleyerek ogreniyoruz bir kadin bir erkegi, bir erkek bir kadini nasil sever, hislerini nasil gosterir, dogru iliski nasil olur. Siz bunlardan eksik buyuyerek eşinize fazla konforlu bir evlilik vermissiniz, "sen beni hirpala, ben hep sana yalvaririm, gitme derim, korkma" demissiniz. O da sira kendisine gelince, nasilsa gitmez diyerek alistigi konforun devam edecegini sanmis...
Bosanmak aldığınız en mantikli karar, emin olun aşacaksiniz bu toksik iliskiyi.
ayrılmak da aslında bir çeşit yas süreci. madem kurtulmamış evliliğiniz boşanmışsınız, artık kendinizle kalma zamanı . yazdıklarınızın hepsi normal şeyller. bunları yaşamak gerekiyor. çok böyle kendini kaybetmeden . kendinizi kaybetmeye başladığınızda yalnızlıktan uzaklaşın. dışarıya çıkın sokakta yürüyün. arkadaşlarınızla daha sık görüşün . bol bol dua edin. ve şundan emin olun geçecek.Merhaba hanımlar. İçim bi süredir çok dolu sizlerle paylaşmak istedim.Belki bir kişinin yorumu bile bi umut ışığı olur. Öncelikle 28 yaşındayım çocuğum yok. Hayatımın en zor dönemiydi bu sene. Eşimle 1 senedir ayrıyız. Resmî olarak da yakında boşanacağız. Ayrılığı kabullenmek sürece adapte olmak çok zamanımı aldı bu yüzden bu kadar çok bekledim aslında . Hoş gram ilerleyebildin mi derseniz bazen bakıyorum da hala aynı noktadayım bir an geliyor hala o dipsiz kuyudan çıkamadığımı farkediyorum ve bu tokat gibi çarpıyor yüzüme. İyileşmek ve ilerlemek için daha ne yapabilirim bilmiyorum.
Her tartışmada boşanmayı öne süren ve evden gitmemi isteyen birisiydi. Hep gözümü korkutmak için. (Sonrasında hep sinirle söyledim böyle olsun istemedime getirirdi). Bende sütten çıkmış ak kaşık değilim. Hatalarım, özellikle öfkemi yönetemediğim anlar, istemeden yaptığım söylediğim ve sonrasında pişman olduğum çok anlar yaşandı. Sevmeyi beceremedim belki ama kalpten söyleyebilirim ki çok sevdim eşimi. Keşke böyle olmasaydı.. Fakat kaybetmeyi çok iyi bilen biri olarak hep söylüyorum en ufak olayda gözden çıkarılabilecek kadar değersiz olduğumu hissetmeseydim, kolay vazgeçilebilen olduğumu hissetmeseydim, güvenebilseydim bu evlilik öyle kolay kolay bitmezdi.
19 yaşında bir genç kızken eşimle ilişkiye başladık. Yine çok zor zamanlardı annemle babamın ayrıldığı dönemdi. Bu arada annemle babamın da mutlu bi evliliği olmadı hiç. O beni anlayan mutlu eden tek insandı. En iyi arkadaşımdı. Herşey çok güzel başladı ama şaşkınlık verici bi şekilde aynı evin içine girene kadarmış. 3 gün iyiysek 2 gün küstük o şekilde geçti 3 senelik evliliğim. Son 1 senesi tamamen ayrıydık zaten. Aylarca bekledim geri dön der mi arar mı sorar mı diye ama bunu yaptığında çok geçti artık ve emin olun samimi bi çaba görmedim. Ben evi terkettikten 3 ay sonra aradı ilk defa. Onda da dolaylı yollardan barışmak istediğini belirtti. Net değildi topu bana attı hep. Egosunu asla yenemedi. Birazcık savaşsın istedim benim için. Ona göre çok şey yaptı ama bana göre hiçbişey yapmadı. Biraz kaybetmekten korktuğunu hissetmek istedim ama bende olan kaybetme korkusu onda yoktu. Gitme dedi yine de tekrar deneyelim dedi ama herşey için çok geçti, ben umutsuzdum, güvensizdim ve herşeyi geride bırakıp o şehri terkettim.
Şuan başladığım noktadayım. Yurtdışına ailemin yanına yerleştim. Burayı da onun için bırakıp gitmiştim. Yapamadığım, yarım bırakıp gittiğim herşeyi tamamlamaya çalışıyorum. 3 ay oldu geleli ve eşim asla arayıp sormadı. Bırakıp gittiğim için bana tepkili ve öfkeli. Beni oyalayacak bi iş buldum şimdilik . Türkiye’deyken iyi bi işim vardı. Burda resmen sıfırdan başlıyorum. Fakat boş durmak istemiyorum. Yeni bi düzen kurmaya çalışıyorum. Bari iyi bi kariyerim olsun. İnşallah olur zamanla. Yarın bi iş görüşmem var. Yapamayacağım gibi geliyor. Bi kaç iş görüşmesine gittim ki iyi işlerdi ama geri dönmediler. Aklı bi karış havada geziyorum. Annem dikkatin çok dağınık diyor. Bazen oturup dalıyorum bana seslenildiğini bile duymuyorum. Bu iş görüşmelerinde de soruları idrak edemeyip bi kaç kere tekrarlattırdığım oldu belki bu iyi bi izlenim bırakmadı. Sürekli başım ağrıyor zaten. Kronik bi şekilde. Ve sürekli stresliyim.
Sosyal medyadan uzaklaşmaya çalışıyorum ama illa ki denk geliyorum bişeylere. Evlenen çiftler görüyorum , mutlu insanlar görüyorum yanlış anlamayın kıskanmıyorum ama üzüldüğümü ya da imrendiğimi hissediyorum. Evliliğimden eşimden mevzu açılınca gözlerim doluyor. Dokunsanız ağlarım. Bir de sürekli eşimi rüyamda görüyorum. Hep iyi günlerdeki gibi mutluyuz rüyalarımdaMuhtemelen o da üzülüyordur ama benim gibi çaresiz kaderine razı gelmiştir belki. Gerçi seven neler yapıyor ama gurur diye de bi kavram var. Bi günüm bi günümü tutmuyor. Bi gün çok hevesli istekli olduğum bi konuya bi iş görüşmesine mesela ertesi gün aman olursa olur olmazsa olmaz modunda gidiyorum. Çok dengesiz bi ruh hali içindeyim. Cumartesi günü psikolog randevum var ilk defa. Bunun için bile dün ne kadar hevesliysem bugün o kadar isteksiz ve faydasız olacağı düşüncesi içindeyim. Hayat enerjim emilmiş gibi. Etrafımdaki insanlarla sürekli aynı şeyleri konuşup sıkmak istemiyorum da kimseyi. Bu yüzden buraya yazmak dertleşmek istedim. Kafamın içinde sürekli iç hesaplaşmalar ve farkettim ki belki bir gün yeniden beraber oluruz düşüncesi beni bi nebze ayakta tutuyor. Fakat biliyorum ki bu imkansız. Yine de bundan sonra hiç olmayacağı düşüncesini kabullenemedim hala. Bi anlamda kendimi kandırıyorum. Aylar önce buraya ben ne zaman iyi olacağım diye konu açmışım. Aylar geçti ben hala iyi olamadım. Sizce normal mi hala böyle hissetmem? Yorumlarınızı bekliyorum. Biraz uzun oldu ama teşekkür ederim şimdiden okuduğunuz için.
Bugün terapi günümdü yine . Terapi sonraları berbat hissediyorumHakkında hayırlısı olsun inşallah.
Canını sıkma düzelir geçer.
Randevu aldigin iyi olmuş konuşup iç döküp rahatlarsın. Yeni sayfanda umarım güzellikler seni bulur mutlu olursun dileğim ve duam seninle. ☺
Umarım geçer en çok bunu istiyorumayrılmak da aslında bir çeşit yas süreci. madem kurtulmamış evliliğiniz boşanmışsınız, artık kendinizle kalma zamanı . yazdıklarınızın hepsi normal şeyller. bunları yaşamak gerekiyor. çok böyle kendini kaybetmeden . kendinizi kaybetmeye başladığınızda yalnızlıktan uzaklaşın. dışarıya çıkın sokakta yürüyün. arkadaşlarınızla daha sık görüşün . bol bol dua edin. ve şundan emin olun geçecek.
Türkiye’den veya yurtdışından olmasını geçtim ama sizce birdaha erkek milletine güvenir miyim?Birde şöyle bakalım sanıyorum ki Almanya tarzı iyi bir ülkedesinizdir ve orada hem sızın hem ilerde olabılcek cocuklarınız için daha iyi bir yaşam elde edebılırsınız. Tabı türkiyeden adam bulup götürmeyinde
bence eşinizle iletişime geçin ve terapi almayı teklif edin. kabul etmezse de kendiniz alın. belli ki eşinizi çok seviyorsunuz ben bu tarz sevgilerin insanın karşısına sürekli çıkacağını düşünmüyorum. "Unut gitsin, boşan hemen" diyen insanlara da maalesef hak veremiyorum.Merhaba hanımlar. İçim bi süredir çok dolu sizlerle paylaşmak istedim.Belki bir kişinin yorumu bile bi umut ışığı olur. Öncelikle 28 yaşındayım çocuğum yok. Hayatımın en zor dönemiydi bu sene. Eşimle 1 senedir ayrıyız. Resmî olarak da yakında boşanacağız. Ayrılığı kabullenmek sürece adapte olmak çok zamanımı aldı bu yüzden bu kadar çok bekledim aslında . Hoş gram ilerleyebildin mi derseniz bazen bakıyorum da hala aynı noktadayım bir an geliyor hala o dipsiz kuyudan çıkamadığımı farkediyorum ve bu tokat gibi çarpıyor yüzüme. İyileşmek ve ilerlemek için daha ne yapabilirim bilmiyorum.
Her tartışmada boşanmayı öne süren ve evden gitmemi isteyen birisiydi. Hep gözümü korkutmak için. (Sonrasında hep sinirle söyledim böyle olsun istemedime getirirdi). Bende sütten çıkmış ak kaşık değilim. Hatalarım, özellikle öfkemi yönetemediğim anlar, istemeden yaptığım söylediğim ve sonrasında pişman olduğum çok anlar yaşandı. Sevmeyi beceremedim belki ama kalpten söyleyebilirim ki çok sevdim eşimi. Keşke böyle olmasaydı.. Fakat kaybetmeyi çok iyi bilen biri olarak hep söylüyorum en ufak olayda gözden çıkarılabilecek kadar değersiz olduğumu hissetmeseydim, kolay vazgeçilebilen olduğumu hissetmeseydim, güvenebilseydim bu evlilik öyle kolay kolay bitmezdi.
19 yaşında bir genç kızken eşimle ilişkiye başladık. Yine çok zor zamanlardı annemle babamın ayrıldığı dönemdi. Bu arada annemle babamın da mutlu bi evliliği olmadı hiç. O beni anlayan mutlu eden tek insandı. En iyi arkadaşımdı. Herşey çok güzel başladı ama şaşkınlık verici bi şekilde aynı evin içine girene kadarmış. 3 gün iyiysek 2 gün küstük o şekilde geçti 3 senelik evliliğim. Son 1 senesi tamamen ayrıydık zaten. Aylarca bekledim geri dön der mi arar mı sorar mı diye ama bunu yaptığında çok geçti artık ve emin olun samimi bi çaba görmedim. Ben evi terkettikten 3 ay sonra aradı ilk defa. Onda da dolaylı yollardan barışmak istediğini belirtti. Net değildi topu bana attı hep. Egosunu asla yenemedi. Birazcık savaşsın istedim benim için. Ona göre çok şey yaptı ama bana göre hiçbişey yapmadı. Biraz kaybetmekten korktuğunu hissetmek istedim ama bende olan kaybetme korkusu onda yoktu. Gitme dedi yine de tekrar deneyelim dedi ama herşey için çok geçti, ben umutsuzdum, güvensizdim ve herşeyi geride bırakıp o şehri terkettim.
Şuan başladığım noktadayım. Yurtdışına ailemin yanına yerleştim. Burayı da onun için bırakıp gitmiştim. Yapamadığım, yarım bırakıp gittiğim herşeyi tamamlamaya çalışıyorum. 3 ay oldu geleli ve eşim asla arayıp sormadı. Bırakıp gittiğim için bana tepkili ve öfkeli. Beni oyalayacak bi iş buldum şimdilik . Türkiye’deyken iyi bi işim vardı. Burda resmen sıfırdan başlıyorum. Fakat boş durmak istemiyorum. Yeni bi düzen kurmaya çalışıyorum. Bari iyi bi kariyerim olsun. İnşallah olur zamanla. Yarın bi iş görüşmem var. Yapamayacağım gibi geliyor. Bi kaç iş görüşmesine gittim ki iyi işlerdi ama geri dönmediler. Aklı bi karış havada geziyorum. Annem dikkatin çok dağınık diyor. Bazen oturup dalıyorum bana seslenildiğini bile duymuyorum. Bu iş görüşmelerinde de soruları idrak edemeyip bi kaç kere tekrarlattırdığım oldu belki bu iyi bi izlenim bırakmadı. Sürekli başım ağrıyor zaten. Kronik bi şekilde. Ve sürekli stresliyim.
Sosyal medyadan uzaklaşmaya çalışıyorum ama illa ki denk geliyorum bişeylere. Evlenen çiftler görüyorum , mutlu insanlar görüyorum yanlış anlamayın kıskanmıyorum ama üzüldüğümü ya da imrendiğimi hissediyorum. Evliliğimden eşimden mevzu açılınca gözlerim doluyor. Dokunsanız ağlarım. Bir de sürekli eşimi rüyamda görüyorum. Hep iyi günlerdeki gibi mutluyuz rüyalarımdaMuhtemelen o da üzülüyordur ama benim gibi çaresiz kaderine razı gelmiştir belki. Gerçi seven neler yapıyor ama gurur diye de bi kavram var. Bi günüm bi günümü tutmuyor. Bi gün çok hevesli istekli olduğum bi konuya bi iş görüşmesine mesela ertesi gün aman olursa olur olmazsa olmaz modunda gidiyorum. Çok dengesiz bi ruh hali içindeyim. Cumartesi günü psikolog randevum var ilk defa. Bunun için bile dün ne kadar hevesliysem bugün o kadar isteksiz ve faydasız olacağı düşüncesi içindeyim. Hayat enerjim emilmiş gibi. Etrafımdaki insanlarla sürekli aynı şeyleri konuşup sıkmak istemiyorum da kimseyi. Bu yüzden buraya yazmak dertleşmek istedim. Kafamın içinde sürekli iç hesaplaşmalar ve farkettim ki belki bir gün yeniden beraber oluruz düşüncesi beni bi nebze ayakta tutuyor. Fakat biliyorum ki bu imkansız. Yine de bundan sonra hiç olmayacağı düşüncesini kabullenemedim hala. Bi anlamda kendimi kandırıyorum. Aylar önce buraya ben ne zaman iyi olacağım diye konu açmışım. Aylar geçti ben hala iyi olamadım. Sizce normal mi hala böyle hissetmem? Yorumlarınızı bekliyorum. Biraz uzun oldu ama teşekkür ederim şimdiden okuduğunuz için.
Yengeç burcu musunuz eşiniz de koç,bende benzer durumu yaşadım ve 4 ay oluyor boşandım,benim için evliliği için çocukları için çabalamayan insana artık 1 dk mı ayırmak istemedim benim çabam ile düzelecek hiçbir şeyin istemedimAh ne güzel bi yorumsize sarılmak istedim çok teşekkür ederim düşünceleriniz için. Bunu birçok insandan duydum etrafımda. İyisin, hoşsun, naif bi insansın nasıl bu evliliği yürütemedin dediler. Sanırım iyi özelliklerimi tam anlamıyla yansıtamadım bu evliliğe. Birbirimize o kadar çok çirkin yüzlerimizi gösterdik ki.
Herşey eşimin çabasıyla başlamıştı. Uzun süredir tanıdığım bi insandı ama ben bişey hissedemedim uzun bir süre. Sonra öyle güzel sevdi ki beni. Kendini öyle sevdirdi ki bana. Gerçekten canımın bi parçasıymış gibi çok sevdim. Ama o hiç inanmadı onu onun beni sevdiği kadar çok sevdiğime. Ben daha ne yapabilirdim bilmiyorum.
Tüm hayatımı, düzenimi bırakıp gittim onun için. Adapte olmaya çalıştım. Anneme bile hasret yaşadım kaç sene. Bütün bunları onun için göze aldım. O beni sevmiyorsun dedikçe biraz daha biraz daha çabayla baktım en ufak olayda bana kapıyı gösteriyor. Annesinin evine gitmek istemediğim için beni boşanmayla tehdit ediyor. Sonra kendimi ezdirmemeye başladım.
Karakter olarak çabuk parlayıp sönen biriyim. Bir gün iki taraflı parladık o yine benden özür bekledi ve ben dilemedim. Hata tek taraflı değildi çünkü. Karşılıklı kırgındık. Küsmekten aşırı sıkılırdım ve hep bi adım atardım son kavgada atmadım. Boşanmak istediğini söyledi . Yapma etme dememi bekledi demedim. Evden ayrılacağımı söyledim ki git demişti zaten günler önce. Ben gitmeyince kendisi gitmişti. İşin ciddiyetini anlayınca seni seviyorum ama şöyle problemlerimiz var böyle hatalarımız var sen şöylesin sen böylesin dedi yine suçu bana yıkmaya kalktı ama tek bir kelime “gitme” diyemedi. Deseydi gerçekten gitmezdim.
Nitekim çıktım gittim 3 ay sonra aradı. Egosunu konuşturdu o zamanda. Ben barışmak tekrar denemek istiyorum ama şöyle olacaksın böyle yapacaksın gibi şartlar sunarak. Oysa ben o 3 ay içinde neler çekmiştim ve şartlar sunması gereken bendim. Bitti bu iş diyip gidip dava açtım. Altta kalmadı mahkemeye katıldı. Sonra çok üzüldüm son imzayı atmaya cesaret edemedim o gün bu gündür dava sürüncemede. Eşyamı pılımı pırtımı evimi dağıtıp Türkiye’den ayrıldım.
Gitme oturalım konuşalım dedi. Gel öyleyse dedim. Kapı burda. Ben burdayım annem burda gel özür dile döneyim. Beyfendi istiyor ki ben annemi ikna edeyim o formaliteden gelsin uğraşmadan herşey planlı bi şekilde tatlıya bağlansın. O yorulmayacak ben yorulacağım. Çünkü annem ona dönmeme karşıydı artık. Bunu yapmadı biliyor musunuz. Gelmedi. O şekilde bitti gitti herşey. Evlenmeden önce tanıdığım adam beni kaybetmemek için herşeyi yapardı. Sanırım bu evlilik devam etseydi ben bir ömür o adamı arayıp tekrar bulmayı bekleyip asla bulamayacaktım.
Yine de gördüğünüz gibi keşkeleri dilimden düşüremiyorum :) çünkü mutlu son olsun isterdim. Ailemden yana yüzüm gülmedi. Bölük pörçük bi aileydik babam bizden hep uzaktı. Bu yüzden kendi mutlu huzurlu yuvamı kurmayı çok isterdim ama malesef olmadı. Biraz o biraz ben beceremedim ne yalan söyleyim. Ve dediğiniz gibi iletişimsizlik bizim sonumuz oldu. Birbirimize kalbimize açamadık. Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız artık. Ve hayat o kadar tatsız ki artık. Muhtemelen günümün dolmasını bekleyerek geçirdiğim bi ömür olacak bundan sonrası.
Ben başak burcuyum eşim koç. Koçlardan nefret ediyorum artıkYengeç burcu musunuz eşiniz de koç,bende benzer durumu yaşadım ve 4 ay oluyor boşandım,benim için evliliği için çocukları için çabalamayan insana artık 1 dk mı ayırmak istemedim benim çabam ile düzelecek hiçbir şeyin istemedim
Bazende yıllarca tanıdıgın adam dan sonra az zamanda tanıdıgın adam şükür sebebin olur. Bir arkadasım yıllarca sevgılı olup nişandan döndü az bı zaman sonra baskasıyla evlendı dünyayı gezıyorlar. Zaten bence özellikle evlılıkte erkeğin daha cok sevenı daha iyi. Neler neler atlattık ergenlıkte öldük sandık aşk acısından ama gerçekten geçt o yüzden buda geçecekTürkiye’den veya yurtdışından olmasını geçtim ama sizce birdaha erkek milletine güvenir miyim?benim yıllarımı verdiğim kendi canım gibi bildiğim sırtımdan vurdu kime nasıl güvenebilirim artık.
İnanın bunu hakeden biri değilbence eşinizle iletişime geçin ve terapi almayı teklif edin. kabul etmezse de kendiniz alın. belli ki eşinizi çok seviyorsunuz ben bu tarz sevgilerin insanın karşısına sürekli çıkacağını düşünmüyorum. "Unut gitsin, boşan hemen" diyen insanlara da maalesef hak veremiyorum.
10 yıl önce boşanan kuzenim henüz 1 ay önce yeniden evlendi. Ki onun da kendini toparlaması yıllar aldı. Söyledikleri aynı sizin gibi yüzümü gülümsetmişti telefonda konuştuğumuzda. Gerçek aşkı şimdi bulduğunu söyledi. Çok mutluydu. Erkeğin daha çok seveni makbul kesinlikle. Ama nasıl sevildiğimi görseydiniz. Ben onunla birlikte yıllardır aradığım bi parçamı bulmuş gibiydim sanki. Sonra ne oldu da böyle oldu bilmiyorum. Bi arkadaşım “o seni artık içinde bitirmiş, nasıl oldu ne zaman oldu bilmem ama artık gönlünde sana yer kalmamış” gibi bi yorum yapmıştı yakın bi zamanda. Çok canımı acıtmıştı bu sözler hala unutamam. İnsan kabullenemiyor. Benim onu sevdiğimden daha az sevmiş olamaz. Hadi çok seviyor diyelim bu gurur neyin nesi öyleyse. Ben ne yaptım bu insanlara. Sadece biraz savaşsın istedim benim için. Fakat o kendini seçti. En son benimle yurtdışına gelirsen sana dönerim herşeye yeniden başlarız gibi bi teklifte bulundum. Kabul etmedi. Benden vazgeçmek ve bu evliliği bitirmekten yana kullandı seçimini. Ben boşuna herşeyden vazgeçmişim bu adam için değmezmiş.Bazende yıllarca tanıdıgın adam dan sonra az zamanda tanıdıgın adam şükür sebebin olur. Bir arkadasım yıllarca sevgılı olup nişandan döndü az bı zaman sonra baskasıyla evlendı dünyayı gezıyorlar. Zaten bence özellikle evlılıkte erkeğin daha cok sevenı daha iyi. Neler neler atlattık ergenlıkte öldük sandık aşk acısından ama gerçekten geçt o yüzden buda geçecek
Fazlasıyla dolduruşa gelmiş olabılır. Erkeklerın böyle dönemlerı mutlaka oluyor bence. Birde siz çok verici olduysanız cok cepte hıssettıyse değersizleşmişsinizdir onun için belkı. Her zaman vazgeçince gelir ya ama gerçekten vazgeçince yüksek ıhtımal sizin de öyle olur. Ama bunu beklemeyin kendınize dönün odaklanın. Dans kursa spora falan baslayın yeni çevre edının. Belkı bir dil kursuda olabılır. Havanız değişsin biraz. Kendınize acı vermeyin10 yıl önce boşanan kuzenim henüz 1 ay önce yeniden evlendi. Ki onun da kendini toparlaması yıllar aldı. Söyledikleri aynı sizin gibi yüzümü gülümsetmişti telefonda konuştuğumuzda. Gerçek aşkı şimdi bulduğunu söyledi. Çok mutluydu. Erkeğin daha çok seveni makbul kesinlikle. Ama nasıl sevildiğimi görseydiniz. Ben onunla birlikte yıllardır aradığım bi parçamı bulmuş gibiydim sanki. Sonra ne oldu da böyle oldu bilmiyorum. Bi arkadaşım “o seni artık içinde bitirmiş, nasıl oldu ne zaman oldu bilmem ama artık gönlünde sana yer kalmamış” gibi bi yorum yapmıştı yakın bi zamanda. Çok canımı acıtmıştı bu sözler hala unutamam. İnsan kabullenemiyor. Benim onu sevdiğimden daha az sevmiş olamaz. Hadi çok seviyor diyelim bu gurur neyin nesi öyleyse. Ben ne yaptım bu insanlara. Sadece biraz savaşsın istedim benim için. Fakat o kendini seçti. En son benimle yurtdışına gelirsen sana dönerim herşeye yeniden başlarız gibi bi teklifte bulundum. Kabul etmedi. Benden vazgeçmek ve bu evliliği bitirmekten yana kullandı seçimini. Ben boşuna herşeyden vazgeçmişim bu adam için değmezmiş.
Bence kendinize gelin çocuk yok sizin ayağa kalkmaniz daha kolay,Olacak olsaydı olurdu bu duruma getirdiğine göre sizi hak etmiyor..Ben de nefret ettim koçlardan ve hemen anladım eşinizin koç olduğunu gerçekten bu bencillik ve egoistlikle ömür geçmiyor benim eskisi 2 çocuğu olmasına rağmen kılını kıpırdatmadı senelerce çabalayan ben artık ne yapıyorum dedim kendi kendime ve çabalamayi bıraktim evlilik aşk iki taraf çaba sarf ederse yürüyor tek taraflı çaba hep bizden götürüyorBen başak burcuyum eşim koç. Koçlardan nefret ediyorum artıkhayatımda bu kadar dik başlı, egoist, gururlu bi tip daha görmedim. Devam etseydim eminim bugün benim için çabalamayan yarın birgün olacak çocuklarım için de çabalamayacaktı. Ama o kadar üzücü ki işte. Herşey güzel başlıyor. Belki sizinle evlenebilmek için kırk takla atıyor sonra günden güne kendi elleriyle sizi değersizleştiriyorlar. Ben çok kötü sarsıldım. Sizi yürekten anlıyorum. Ama ne güzel ki netsiniz. Kararınızın arkasındasınız. Ben ise bazen süklüm püklüm halime çok kızıyorum. Ona karşı dimdik duruyorum. O konuda sorun yok. Zannediyor ki izlerini bile sildim ismini bile anmıyorum. Ama kendi içimde işte çektiğimi Allah biliyor. O kadar zor ki. Dilerim kimsenin başına gelmez böyle birşey. Düşmanıma bile dilemem. Akıl sağlığımdan oluyorum her geçen gün.
Siz emek verdiğiniz için zayi olmasına üzülüyorsunuz. Ve ondan çaba beklerken oda yeterince çaba harcadığını düşünüyor ve daha fazla kendinden ödün vermek istemiyor. Aynı durum sizin içinde geçerli. Siz artık daha fazla çaba harcayan, daha fazla alttan alan taraf olmak istemiyorsunuz. Bu sebeple aslında kafada bitirmişsiniz evliliği. Dönme ihtimalini kurcalamıyorsunuz.10 yıl önce boşanan kuzenim henüz 1 ay önce yeniden evlendi. Ki onun da kendini toparlaması yıllar aldı. Söyledikleri aynı sizin gibi yüzümü gülümsetmişti telefonda konuştuğumuzda. Gerçek aşkı şimdi bulduğunu söyledi. Çok mutluydu. Erkeğin daha çok seveni makbul kesinlikle. Ama nasıl sevildiğimi görseydiniz. Ben onunla birlikte yıllardır aradığım bi parçamı bulmuş gibiydim sanki. Sonra ne oldu da böyle oldu bilmiyorum. Bi arkadaşım “o seni artık içinde bitirmiş, nasıl oldu ne zaman oldu bilmem ama artık gönlünde sana yer kalmamış” gibi bi yorum yapmıştı yakın bi zamanda. Çok canımı acıtmıştı bu sözler hala unutamam. İnsan kabullenemiyor. Benim onu sevdiğimden daha az sevmiş olamaz. Hadi çok seviyor diyelim bu gurur neyin nesi öyleyse. Ben ne yaptım bu insanlara. Sadece biraz savaşsın istedim benim için. Fakat o kendini seçti. En son benimle yurtdışına gelirsen sana dönerim herşeye yeniden başlarız gibi bi teklifte bulundum. Kabul etmedi. Benden vazgeçmek ve bu evliliği bitirmekten yana kullandı seçimini. Ben boşuna herşeyden vazgeçmişim bu adam için değmezmiş.