Mutsuzluk

Ne kadar güzel dile getirmişsiniz herşeyi. Düşüncelerimi okumuşsunuz resmen. Karşılıklı çok emek vardı ortada evet. Her ikimizde ziyan olsun istemedik ama çok geç kalınmıştı artık. Ben evi terkettikten bir süre sonra arasa yemin ederim dönerdim. 3 ay geçmişti. Ben o 3 ayda neler çektim ve sokaktan geçen bi yabancı kadar uzak hissediyordum artık ona karşı. İş arkadaşlarım da şâhittir o döneme kadar beni nasılsa gözden çıkardı yakında davayı açar diye beklerken (ki yapacağını söylemişti ben giderken) 3 ay sonra çıkıp ben yeniden deneyelim istiyorum diyince sudan çıkmış balık gibi oldum. O konuşmadan sonra yine günlerce ağladım ben ikilemde kaldım. Daha beter oldum. Aynı zamanda da daha çok öfkelendim, nefret ettim ve bunu ona yansıttım. Çünkü kendinizi birilerinin elinde ordan oraya savrulan bi oyuncak gibi hissediyorsunuz. Biri gel diyor geliyorsunuz, git diyor gidiyorsunuz. Kendinize olan saygınızı kaybediyorsunuz zamanla ve ben kaybetmeye başlamıştım. Bu yüzden gururum hep baskın geldi. Kapım açıktı gelip içten bi özür dilese belki bi nebze içim soğur bu evlilik kurtulurdu ama ailece bana cephe aldılar herkes elini çekti. Bu oturduğu yerden sadece arıyor mesaj atıyordu 10 dakika içinde çıkıp gelebileceği mesafedeyken hem de. Dolayısıyla beni tatmin etmedi bu çaba yetersiz ve samimiyetsiz bi çabaydı. En son dediğim gibi orda artık yapamayacağımı ve yurtdışına dönmek istediğimi eğer benimle gelirse bi şansımız olabileceğini söyledim kabul etmedi. Ben gittikten sonra da düşman oldu bana zaten. Yazık oldu gerçekten daha farklı şeyler hayal etmiştim ama hayat işte. Kimbilir belki hikayenin sonu mutlu sondur. İnanın daha iyi hissetmek için herşeyi yapıyorum. En önemlisi çok çalışıyorum akşam eve geldiğimde hiçbişey düşünemeyecek kadar yorgun oluyorum ama malesef gıdım gıdım ilerliyorum ancak. Çok öteye geçemiyorum. Belli ki zaman alacak dediğiniz gibi. Dilerim gün gelir bu günleri hiç hatırlamam çünkü hayatımın en karanlık günleriydi. Ne olursa olsun engel olamadığım bi özlem duygusu var. O kadar büyük bi boşluktayım ki. Ne yapsam yerini dolduramadığım bir boşluk. Sanki durmadan tırmanmaya çalıştığım ve soluğumu kesen bir yokuş gibi geliyor şu sıralar hayat. Rüyalarımda barışığımızı gördüğümüz anlarda biraz soluklanıyorum nefes alıyorum sanki. Hani sadece kendini daha iyi hissetmek istiyorsun demişsiniz ya. Bazen tekrar beraber olamayacağımızı bilmeme rağmen keşke bi halimi hatrımı sorsa diye içimden geçiriyorum biraz merak etse. Bu bile biraz olsun iyi hissetmem için yeterli olurdu eminim. Fakat çok şey bekliyorum böyle birinden.. Eminim o da şuan aynı şeyleri benden bekliyordur. Beklenti var ama icraat yok iki taraflı. Tam da dediğiniz gibi kimse elini taşın altına koymak istemiyor artık. Bu evliliği bitiren başlıca sebep bu oldu zaten. Kusura bakmayın kafanızı şişirdim muhtemelen ama enerjiniz gerçekten iyi geldi bi yakınımla dertleşiyor gibi hissettim çok teşekkür ederim
 
Rica ederim, rahatlamanız beni de memnun etti.

Her tartışmada boşanmayı öne süren ve evden gitmemi isteyen birisiydi. Hep gözümü korkutmak için.

Bakın burası çok mühim. Aile yönünde kanadınızın kırık olduğunu biliyordu. Onu sevmenizin sebebi bir yuva hissi vermesiydi zaten.
Gitmenizi söylemiş ağzından boşanmayı düşürmemiş.
İkiniz de sevmişsiniz fakat yeterli gelmemiş. Evliliğin üç sacayağı vardır. Sevgi, saygı ve güven. Saygı sevgiyi besleyen şeydir. Güvende sevgiyi besler. Sizin güveninizi çok zedelemiş ve gururunuzu ayaklar altına almış. Buna rağmen üç ay kadar yine civarında kalmışsınız. O kadar eminmiş ki gitmeyeceğinize, o kadar alışmış ki bir adim dahi atmamış.

Şimdi yurtdışında olmanız onu öfkelendiriyor çünkü sizi kaybetti. Ve adım atmayacak kadar gururlu bu yüzden farketmese de kendine de öfkeli olmalı.

Size gelirsek daha önce sahip olamadığınız yuva hissini onunla yaşamak için çırpınmışsınız. Alttan almalarınız bu yüzden. Hala beni kaybetmekten korkmasını görmek isterdim deyişiniz de. Çünkü onun gözünde değerli olduğunuzu görmeye çok ihtiyacınız var. Yazdığınız kadarıyla eşinizin size değer verdiğine inanıyorum. Bunu gösterme kabiliyetinin olmayışı artı gururu bu değeri sıfıra çekmiş.

Sevgiyi temelli hale getiren ve onu yuvaya bağlayan etmenler sizin evinizde ayaklar altına alındığından birbirinize karşı saygıniz kalmamış ve kendinize saygınızı kaybetmemek için yapılabilecek en doğru şeyi yapmışsınız.

Siz eşinizi değil, onun olmasını umduğunuz ve hayal ettiğiniz kişiyi özlüyor ve seviyorsunuz. İkisi aynı kişi değil. Geçmişte güzel şeyler ve anılarda var lakin kötü olanlar daha fazla ve can yakıyor.
Tek kürekle bu kayığı götüremeyeceğinizin sizde farkındasınızdır. O sebepten diger küreği de siz ele almalı ve eşinizi müsait bir yerde bırakmalısıniz ki size ağırlık yapmasın.

Belirsizlik ve bekleyiş insanı çabuk yaşlandırır. Bölük pörçük umutlarınız ve gerçekler arasında asılı kalmışsinız ve eşinizin gelip o şansı kullanması için fırsat tanımışsınız. Bu süre uzadiğı için bir aksiyon alamadınız ve işe yaramayacağıni bile bile aynı konuları çevirip durmaktan vazgeçemiyorsunuz. O yüzden hayatınızda hala birşey değişmedi çünkü eşiniz yanınızda olmamasına rağmen eski hayatınizı yaşamaya devam ediyorsunuz. Bunlarda gayet normal. Biz duygusal varlıklarız bir anda yeni moda giremeyebiliriz. Resmi olarak boşanınca biraz daha iyi hissedeceğinizi düşünüyorum, belirsizliğin büyük kısmından kurtulmuş olacaksınız.
Herşey gönlünüzce olsun, hiçbir şeyin neşenizi tekrar elde etmenizi ertelemesine izin vermeyin.
 
O kadar tatlısınız ki Vakit ayırıp nasıl da uzun uzun detaylı yazmışsınız herşeyi o kadar önemli noktalara değinmişsiniz ki bazı yerlerde gözlerim doldu size kucak dolusu güzel enerjiler gönderiyorum bugün bana böyle iyi hissettirmeniz dilerim en güzel şekilde karşılık bulur çok çok teşekkür ederim gerçekten işte bu yüzden buraya yazmak istedim. Tamamen objektif yorumlar almak aynı şeyleri tekrar tekrar duymak istemediğim için. Gerçekten iyiki karşıma çıktınız.

Etrafımda kiminle konuşsam saydırıyor ona haklı olarak. Kimse sevdiği değer verdiği birinin acı çektiğini görmek istemez. Yine de kırılıyorum üzülüyorum çünkü karşı taraf tamamen haksız değil ve salt kötü de değil açıkçası. O evliliği ben yaşadım. Seni sevmiyor, sana değer vermiyor diyenlere rağmen aynı sizin gibi bende beni hala sevdiğini ve azıcık da olsa değer verdiğini düşünüyorum. Ben onun beni nasıl sevdiğini tattım, hissettim onunla aynı evi bir hayatı ben paylaştım sonuçta. Şuan iki tarafta köşesine çekilmiş eli kolu bağlı uzaktan izliyor olan biteni. Çünkü artık yapılacak bişey kalmadı. Evliliğin devam etmesine katkıda bulunacak ne saygı ne de güven kaldı. Süren şey sadece sevgi.

Daha önce de söylediğim gibi asla sütten çıkmış ak kaşık değilim. Öfkeyle yaptığım söylediğim bir çok kötü davranış oldu. Fakat bence bir kadını günlerce, aylarca yapayalnız bırakmaya sebep bi hatam yoktu. Elinde bi çiçekle kapıma gelip samimi içten bir özürle çözülebilirdi herşey. Ben biliyorum ki yine herşeyi bi kenara bırakıp dönerdim ona. Çok şey mi istedim? Oturduğu yerden iki mesajla, aramayla bir kısmı öfke ve kin bi kısmı ego ve sadece küçük bi kısmı sevgi barındıran sözlerle ikna çabaları mıydı benim hakkım. Oysa başlarda ne de çok çabalamıştı.

Sevgiliyken ayrılığı ağzına almayan adamın evlendikten sonra en ufak sorunda boşanma meraklısı olup çıkması gerçekten insanı sarsıyor. Ben ne yaparsam yapayım ona olan sevgimi verdiğim değeri yansıtamadığımı düşünür daha çok debelenirdim. Meğer bu çaba hep adamı vazgeçilmez olduğu inancına sürüklemiş. Oysa bu o kadar büyük bi gaflet ki. Kendimi bu evliliği sürdürmeyi başaramadığım için mi suçlayayım, yeterince çaba göstermediğimi düşündüğüm için mi suçlayayım, yeterince anlayışlı olmadığımı düşündüğüm için mi suçlayayım yoksa fazla fedakarlıklarımdan dolayı mı suçlayayım inanın karar veremiyorum. Bunlardan terapistime de bahsedeceğim. Doğru yanlış algımı kaybettiğimi düşünüyorum. Nerde doğru nerde yanlış yaptım hala idrakına varamıyorum. Tam da dediğiniz gibi gidip sabırsızlıkla o imzayı atmayı bekliyorum bi taraftan. Bi taraftan da uzattıkça uzatmak geliyor içimden sırf ona biraz daha zaman tanımak için. Daha ne kadar zaman tanınabilir ki 1 sene oldu..

İnanır mısınız hala işten vakit bulup saatlerce telefona bakamadığım zamanlarda telefonu elime alır almaz acaba mesaj atmış mıdır aramış mıdır diye bakıyorum ekrana hala. Umudu öldürememek o kadar ağır ki. Aslında umudu bitirdiğim an büyük bir yol katedeceğim. Bunun çözümü de gidip o imzayı atmaktır belki de. Ki o da olacak en fazla bi kaç ay sonra. Bazen aman boşver diyorum kurtuldu senden, sende az değildin. Adama hayatı zehir ettiğin zamanlar oldu. Annesini dert ettin, ablasını dert ettin. Saçma insanların saçma davranışlarını evliliğine yansıttın yedin bitirdin adamın kafasını. Kimbilir belki o da benim ondan kurtulduğumu düşünerek rahatlatıyordur kendisini. Kafamı bulandırmak istemiyordur artık. Yine de bazen onda teselli bulduğum günleri çok özlüyorum.. Bu duyguya engel olamıyorum. Gelip yakalıyor beni en savunmasız anlarımda. İşte öyle anlarda canım gerçekten çok yanıyor.

Yine içimi döküp rahatladığım bi cevap oldu. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum belki bu hislerimden en yakın arkadaşıma bile bahsedemezdim yargılanırım kaygısıyla. Size açık yüreklilikle açtım tüm hislerimi . İyiki varsınız
 

İyi hissetmenize çok sevindimZamanla daha iyi olacağınıza da eminim.

Hanımlar daha duygusal bağlar kuruyor eşlerle. Siz bir robot değilsiniz. Kendinize çok yüklenmeyin. Bu süreci akışına birakmaya çalışın ve muhakkak kendinizi sevdiğiniz şeyler ve kişilerle meşgul tutun.

Bunaldığınız anlarda buraya yazabilirsiniz. İyi bir destek grubuna sahip bu ortam.
 
 
Konunuzu ve yorumlarınız takip edip bazı özel ayrıntıların nasıl da bize benzediğini düşünüyordum. Bahsettiğiniz bazı ince davranışların, bu durumda bile annenizi sizin ikna edip onun formaliteden görünüp işi halletmek istemesi gibi davranışlar. Sorunlu nişanlılığımla benzer şeyler var ve ben başak o koç davranış örüntüleri benzer :') Gerçekten çok zorlar. Zor olanı yapmışsınız zaten bundan sonra gönül rahatlılığı diliyorum size
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…