Sanki birebir benim annemi anlatmışsın. O kadar benziyorki annelerimiz birbirine.
Benim annem zor bir çocukluk geçirmiş, köy yerinde küçük yaştan itibaren sürekli çalışmış. Anneannem kız çocuklarını insandan saymaz zaten, köle gibi çalıştırmış. Sonra babamla istemeden evlenmiş, ailesi zorlamış. Babamın aileside yapmadığıni bırakmamış anneme. O dönem sağlığı baya bozulmuş. O sıkıntıların ortasında peş peşe 3 tanede doğum yapmış, ev kalabalık, maddi sıkıntılar çok...
Velhasıl zor bir hayatı olmuş. Bütün yaşadıklarının hıncını da benden ve kardeşlerimden çıkardı. Sürekli minnet ederek, aşağılayarak büyüttü bizi. En ufak birşey de yerlere yatıp ağlardı, saçlarını yolardi bizde korku içinde annemi izlerdik.
Anneme göre biz onun çektiklerinin karşılığıni vermek zorundayız. Yüzü hiç gülmemiş, biz güldürmek zorundayız. Okulda bir kere düşük not alsak ağlardı mesela, nedir benim cektigim, çocuklarımdan da mı yüzüm gülmeyecek diye. Daha lisedeydim şu okulu bitirde bende artık rahat edeyim, bir faydanızi göreyim derdi. Kardeşim iki sene kpssyi kazanamadı diye neler yaptı kıza. Millet atandı annesini rahat ettirdi, tatillere götürdü benim niye şansım yok diye diye mahvetti kızı.
Bende geçen sene zorla psikoloja götürdüm. Doktor çıkışta dediki haftaya bekliyorum. Eve geldik anne dedim randevu almadık tekrar ben arayıp randevu alayım, diyorki yok yok istemem doktor bana sen sorunlusun tedavi olman lazım demedi. E doktor dermi öyle birşey? Sonra doktoru beğenmedim dedi, parası çok dedi devam etmedi. Evde herkes ilaç kullandı sayesinde, bende kardeşim de uzun zaman terapi gördük ama annem asla kendini suçlamadi. O mükemmel bir anne ama biz hayırsız evlatlariz. Onun fedakarliklarina ve çektiği çilelere asla layık olamadık.