Mutsuz Bir Aile, Belirsiz Bir Gelecek, Tükenen Ben...

Bu yasta bu olgunluğunuza hayran olmamak elde değil. Yaşananlar sizin bilinçli bir genç kadın olmanızı sağlamış. Bir an önce atanıp kendi ayaklarınızın üzerinde durmaya başlayın o evden mutlaka uzaklaşın.
Teşekkür ederim. Ama ben olgun olmak istemezdim. Çocuk çocuktur, yetişkin yetişkindir, yaşlı yaşlıdır. Ben bacak kadar çocukken bile hep yarını planlamak, babam bugün nasıl saldıracak acaba diye düşünüp gard almak zorunda kaldım.
 
Çocuğum için katlanıyorum, çocuğum babasız büyümesin diyenler iyi okuyun bakın nasıl bir ortamda büyüyor çocuklarınız. Bu iki gündür eşim beni aldatmış ama küçük çocuklarım var diyenler özellikle siz okuyun bu konuyu. Annesi en başta bu adamdan ayrılıp boşansaydı daha mı mutsuz olacaktı bu kızcağız? Daha mesleğini seçemiyor eşini nasıl seçecek? Anneniz kendini korumamış anladık sizi niye nasıl korumamış? Hangi kadın sistematik sudan sebeplerle çocuğunun dövülmesine çaresiz kalır üstüne seyreder?

Üyeler gerekenleri söyleyecektir size ama bence de önce kendinizi kurtarın. Annenizin herhangi bir çabası isteği var mı kurtulmak için yoksa başımızda bir erkek olsun kocamda kocam modunda mı takılıyor? Çocuğunu döven adama bir çocuk daha hediye etmiş, anneniz de babanız kadar rezil biriymiş. Ya neyse beni sinir bastı yazıp yazıp siliyorum ağzıma geleni.
 
Öncelikle iyi geceler,

Üye olmadan incelediğim birkaç konuya denk geldim ve birbirini tanımayan kadınların üç beş cümle ile bile olsa birbirine verdikleri desteği görünce üye olup bir konuyu danışmak istedim. Nasıl toparlayıp anlatacağım bilmiyorum ama sonuna kadar tahammül edip okuyan birileri çıkarsa şimdiden çok teşekkür ederim.

Öncelikle eğer yanıtlayacak birkaç gönüllü çıkarsa "Psikolojik destek al." tarzı bir şey yazmazlarsa çok mutlu olurum. Çünkü bunun önemini kendim zaten biliyorum ve belli bir dönem hem psikiyatr hem de psikolog desteği aldım ama şu an devam edemiyorum, sebebi paramın bitmesi.:KK43: Maalesef ki psikolojik ve fiziksel şiddetin hat safhada olduğu bir evde büyüdüm. Çok uzun uzun detaylar vermek istemiyorum sıkmamak adına ancak zannediyorum ki dünyada baba olmayı en çok hak etmeyen şahıs benim biyolojik babam. Çevremdeki herkese mutlu taklidi yaptım yıllarca ancak dört duvar arasında yaşadıklarımı, kaç gece ağlayarak sabahladığımı, nasıl ilginç ve komik sebeplerden dayak yediğimi sanırım bir bu evin içindekiler bir de Allah biliyor. Gündüzleri giyinip süslenip püslenip kalabalığın içinde dimdik durdum ancak terapilerimde, terapistin gözümün içine bakıp "Peki, bunca şeyle nasıl mücadele ettiniz?" sorusu ile muhatap olmak durumunda kaldım. Sanıyorum lise sona kadar mücadele etmek daha kolaydı çünkü hayallerime asılıyordum. İlkokul ve lisede iyi bir öğrenciydim. Zaten hem ilkokulu hem de liseyi çok küçükken birinci olup kazandığım bir burs sayesinde okudum. İnanır mısınız bilmiyorum lakin bu yaşımdayım ve babamın bana bir silgi aldığını dahi hatırlamıyorum, ha burs paramı gizli gizli çalmışlığı var ama. Sonra üniversite sınavına girdim, istediğim bölümün puanları başka şehirde tutuyordu. Lakin o güne kadar bana maddi manevi zerre destek olmamış, tam tersi vücudumda ki kanser hücresi gibi üzerime yapışmış babamın o günlerde konuşma ihtiyacı ortaya çıktı ve başka şehre okumaya gitmeme engel oldu. Ondan korkuyor musunuz derseniz evet korkuyordum, korkuyorum. Çünkü psikolojisi asla normal değil, biliyorum. Yıllarca heves ettiğim bölümü okumaya gidemedim onun yüzünden. Belki alıp başını gitseydin diyenler çıkacaktır ancak inanın olayların içindeyken ve üstelik on yedi yaşında bir çocukken ve de böyle şartlarda beş kuruşsuz öyle cesur davranmak pek kolay değil.

Yaşadığım şehirde puanım hemşireliğe tutuyordu. Bu hiç istemediğim bir bölümdü. Ancak çevremden büyük bir baskı gördüm. Doğrusu "Böyle bir baban varken bir de bölüm mü beğenmiyorsun?" baskısına direnemedim ve hemşireliği yazdım ve de mezun oldum. Ancak okul dönemi de hele ki stajlarda ayrı bir işkence oldu. Yani babamın baskısı eskisi kadar yoğun değildi ancak bu defada sevmediğim bir yerde hastanede olmak beni yıpratıyordu. Evet ülkede benden çok daha çalışkan ve çok daha zeki ama çeşitli sebeplerden üniversite okuyamayan binlerce genç vardı, böyle bir ortamda lisans mezunu olabilmem bu iğrenç şartlar için büyük bir başarıydı. Ancak yine de isyan edemeden duramıyordum, ben her şeye bir gün seveceğim mesleği yapacağım, gelecek benim için güzel olacak hayali ile sabır göstermiştim. Üniversiteyi bile burs ile okumuştum. Mükafatsız kalmış gibi hissediyordum. Ve sancılı süreçlerin ardından hemşirelik yaparken yaşım da geçmeden bir bölüm daha okumaya karar verdim. Sonuçta hem çalışan hem de okuyan binlerce insan vardı. Hemşirelik yapıp para kazanıp bir yandan da sevdiğim bir bölümü okuyabilirdim. Bu karar neticesinde işe başlamayıp eşit ağırlık çalışmaya başladım. Ancak süreci istediğim gibi planlayamadım. Çünkü evde hiçbir destek olmadan yalnız başına bir sınava hazırlanmaya çalışmak kendi kendine pek kolay olmadı. Ve bugün netlerim maalesef ki pek hayal ettiğim gibi değil. Üstelik babam da iyice azdı. Telefon konuşmalarından anladığım pek de iyi olmayan işlere bulaştığı. Zaten pisliğin teki, kumar falan elinden her türlü iğrençlik gelir. Bu arada annemi sorarsanız sevip sevmediğimi pek bilmiyorum. Ben dayak yerken öyle izlediği için yıllardır pek ısınamadım ama o da çok mutlu bir yaşam sürmedi, bu açıdan bakınca üzülüyorum da.

Hem üniversite sınavına hem KPSS'ye az kaldı. Bu arada KPSS'ye de üniversite sınavı hayali ile pek asılamadığım için kendimi özel hastane şartlarına hazırlamaya çalışıyorum. Sınavlara girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım ortalıktan kaybolmamın doğru olacağını söylüyor. Ama buna cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Bu evdeyken mutsuz olmanın yanı sıra babamın iğrenç işleri sebebiyle kendimi güvensiz bir yerde gibi hissediyorum. Sanki yediği haltlar sebebiyle biri çıkıp yolumuzu kesip bize zarar verecekmiş gibi hissediyorum. Öte yandan kaçıp gitsem beni bulursa neler olur bilmiyor. Özel hastaneden alacağım iki kuruşla geçim imkansız gibi geliyor, bir defa gitsem dönmem zaten mümkün olmaz. Annem ve kardeşime ne olur bilmiyorum. Maddi bir şekilde bir yolunu bulsam öyle güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki başıma bir şey gelse polise alo diyecek kimsem olmayacak. Biri öldürüp bir kenara atsa "Aa, bu nerede kaldı acaba?" diye sorgulayan kimse olmayacak. İçim ruhum öylesine karışık ki kendimi hasta gibi hissediyorum...

Not: Birkaç başlıkta gördüm. Hiç hazır olmayan insanlar çevre baskısı ve ideal evlenme yaşını geçtiği düşüncesi ile evlenme ve anne olmaktan bahsetmişler. Allah rızası için yapmayın. Herkes evlenmek zorunda değil. Herkes anne baba olmak zorunda değil. Her çocuk mutlu bir yuvayı ve sağlıklı ebeveynleri hak ediyor. Benden daha fazla olmasın. Zaten dünyanın düzenini de bir türlü çözemedim. Kıytırık bir dersten geçmek için bile on tane sınava girip dersi bildiğimizi ispat etmeye çalışıyoruz. Ama psikopatı, ahlaksızı, şusu, busu istediği gibi üreyebiliyor. Benim gibi şansızların ne suçu var peki?
Beğenmedim bırakanlar olmuş ama ben seni çok iyi anladım. Sarılasım geldi sana, gerçekten zor koşullardasın. İşini sevmemeni anlıyorum ama şimdilik elindeki tek seçenek bu, kpss ne zaman bilmiyorum ama bu saatten sonra olabildiği kadar ona çalış, sınavdan sonra özel sektörde şansını denemeye başla, atanana kadar oralarda idare edebilirsin. Atandıktan sonra tekrar ünv hazırlan, okumanın yaşı yok ayrıca mezuniyet sonrası kurumlar arası geçiş araştırırsın belki o mümkün olur.
Sakın vazgeçme, bir an önce hayata tutunup babandan kurtulmaya bak. Gerekirse özelde çalışırken bile bir ev arkadaşı bulup o evden kaçabilirsin. anne baba olma konusundaki fikirlerine sonuna kadar katılıyorum ama sevgi dolu bir ailede büyüyen insanlar senin ne dediğini kolayca anlayamaz.
 
Bir de bu evden nasıl kurtulacağım, onu da bilmiyorum. Başka şehre atansam niye başka şehri yazdın diye kıyamet kopartıp belki gitmeme engel olur, belki annem ile gönderip ona da bakmamı ister. Gizli gizli gitmeye çalışsam bir insan nasıl hiç kimsenin ruhu duymadan evden başka şehre taşınabilir ki? Reşit insansın nasıl böyle korkak davranabiliyorsun diye soracaksınız. O, normal kötü bir baba değil. Ülkedeki binlerce kadın gibi canımdan korkuyorum.

Başka şehre atanma işi basit, yazdım ama olmadı ya da boş yer yoktu diyebilirsin. Gitmene engel olamaz, gerçekten kaçabilirsin ama atanma süreci çok uzun, güvenlik soruşturmaları aylar alıyor. Ankaraya evrak teslimi falan.
Göndermez diye düşünme, gerekirse savcılığa suç duyurusunda bile bulunur çıkarsın evden.
 
Ben sizinle gurur duydum bu şartlarda bir meslek edinebilmişsiniz .Ablacım tek bir seçenek var o evden gitmek cesaret göstermen gerekiyor şu yaşadığın durumdan daha kötü olmaz hiçbir şey gibi geliyor Allah yardımcın olsun inşallah hakkında hayırlı olan önüne çıksın
 
Çocuğum için katlanıyorum, çocuğum babasız büyümesin diyenler iyi okuyun bakın nasıl bir ortamda büyüyor çocuklarınız. Bu iki gündür eşim beni aldatmış ama küçük çocuklarım var diyenler özellikle siz okuyun bu konuyu. Annesi en başta bu adamdan ayrılıp boşansaydı daha mı mutsuz olacaktı bu kızcağız? Daha mesleğini seçemiyor eşini nasıl seçecek? Anneniz kendini korumamış anladık sizi niye nasıl korumamış? Hangi kadın sistematik sudan sebeplerle çocuğunun dövülmesine çaresiz kalır üstüne seyreder?

Üyeler gerekenleri söyleyecektir size ama bence de önce kendinizi kurtarın. Annenizin herhangi bir çabası isteği var mı kurtulmak için yoksa başımızda bir erkek olsun kocamda kocam modunda mı takılıyor? Çocuğunu döven adama bir çocuk daha hediye etmiş, anneniz de babanız kadar rezil biriymiş. Ya neyse beni sinir bastı yazıp yazıp siliyorum ağzıma geleni.
Maalesef ki öyle. Çocuğum babasız kalmasın diye ayrılmayan kadınları anlamam hiçbir zaman mümkün olmadı. Ruhsal manada sağlıklı insanlar bir karar verir, evlenir sonra olabilir bir şeyler yolunda gitmez ve tıpkı mutlu olmak adına evlendikleri gibi mutlu olmak adına boşanırlar. Toplumumuz maalesef ki bu konuda çok değişikler. Benim anneme gelince o da ekonomik özgürlüğü olmayan, zayıf binlerce kadından biri. Geçmişten bahsedince bunlar geçti diyor. Zorlayınca herkesin küçükken çocuğunu dövdüğünden bahsediyor. Bu evde babama karşı gelme hakkının olmadığını savunuyor. Her şeye bizim için katlandığından bahsediyor. Ve ağlamaya başlıyor. O da sağlıklı bir yapıda değil bence. Haline üzülüyorum ama çocukluğuma ettiği ihanetten dolayı ondan nefret ediyorum. Bir taraftan bu aşamadan sonra onun da yüzünü görmek istemiyorum diyorum bir taraftan içimde bir yer o zavallı haline acıyor ve üzülüyor. Ailesi ona gelmesini söylemişti. Ama bizi götürmemek şartıyla. Bizi babama bırakıp gitmemesi iyi olmuştu çünkü o olmasa yüksek ihtimal evde eskortlar ile birlikte büyürdük. Ama bunun için ona minnettar olmak durumunda mıyım?
Kurtulmak ister herhalde geliri olsa. Ancak hiç geliri yok. Ve bunun yanında nasıl ifade etsem boşanmak onun için bambaşka bir macera. Belki biraz can korkusu, biraz maceraya atılmaktan korkma ve alışmışlık, maddi yetersizlik...
 
Kpss ye odaklanıp önce memur olun.sonra ikinci üniv okuyun
 
Öncelikle iyi geceler,

Üye olmadan incelediğim birkaç konuya denk geldim ve birbirini tanımayan kadınların üç beş cümle ile bile olsa birbirine verdikleri desteği görünce üye olup bir konuyu danışmak istedim. Nasıl toparlayıp anlatacağım bilmiyorum ama sonuna kadar tahammül edip okuyan birileri çıkarsa şimdiden çok teşekkür ederim.

Öncelikle eğer yanıtlayacak birkaç gönüllü çıkarsa "Psikolojik destek al." tarzı bir şey yazmazlarsa çok mutlu olurum. Çünkü bunun önemini kendim zaten biliyorum ve belli bir dönem hem psikiyatr hem de psikolog desteği aldım ama şu an devam edemiyorum, sebebi paramın bitmesi.:KK43: Maalesef ki psikolojik ve fiziksel şiddetin hat safhada olduğu bir evde büyüdüm. Çok uzun uzun detaylar vermek istemiyorum sıkmamak adına ancak zannediyorum ki dünyada baba olmayı en çok hak etmeyen şahıs benim biyolojik babam. Çevremdeki herkese mutlu taklidi yaptım yıllarca ancak dört duvar arasında yaşadıklarımı, kaç gece ağlayarak sabahladığımı, nasıl ilginç ve komik sebeplerden dayak yediğimi sanırım bir bu evin içindekiler bir de Allah biliyor. Gündüzleri giyinip süslenip püslenip kalabalığın içinde dimdik durdum ancak terapilerimde, terapistin gözümün içine bakıp "Peki, bunca şeyle nasıl mücadele ettiniz?" sorusu ile muhatap olmak durumunda kaldım. Sanıyorum lise sona kadar mücadele etmek daha kolaydı çünkü hayallerime asılıyordum. İlkokul ve lisede iyi bir öğrenciydim. Zaten hem ilkokulu hem de liseyi çok küçükken birinci olup kazandığım bir burs sayesinde okudum. İnanır mısınız bilmiyorum lakin bu yaşımdayım ve babamın bana bir silgi aldığını dahi hatırlamıyorum, ha burs paramı gizli gizli çalmışlığı var ama. Sonra üniversite sınavına girdim, istediğim bölümün puanları başka şehirde tutuyordu. Lakin o güne kadar bana maddi manevi zerre destek olmamış, tam tersi vücudumda ki kanser hücresi gibi üzerime yapışmış babamın o günlerde konuşma ihtiyacı ortaya çıktı ve başka şehre okumaya gitmeme engel oldu. Ondan korkuyor musunuz derseniz evet korkuyordum, korkuyorum. Çünkü psikolojisi asla normal değil, biliyorum. Yıllarca heves ettiğim bölümü okumaya gidemedim onun yüzünden. Belki alıp başını gitseydin diyenler çıkacaktır ancak inanın olayların içindeyken ve üstelik on yedi yaşında bir çocukken ve de böyle şartlarda beş kuruşsuz öyle cesur davranmak pek kolay değil.

Yaşadığım şehirde puanım hemşireliğe tutuyordu. Bu hiç istemediğim bir bölümdü. Ancak çevremden büyük bir baskı gördüm. Doğrusu "Böyle bir baban varken bir de bölüm mü beğenmiyorsun?" baskısına direnemedim ve hemşireliği yazdım ve de mezun oldum. Ancak okul dönemi de hele ki stajlarda ayrı bir işkence oldu. Yani babamın baskısı eskisi kadar yoğun değildi ancak bu defada sevmediğim bir yerde hastanede olmak beni yıpratıyordu. Evet ülkede benden çok daha çalışkan ve çok daha zeki ama çeşitli sebeplerden üniversite okuyamayan binlerce genç vardı, böyle bir ortamda lisans mezunu olabilmem bu iğrenç şartlar için büyük bir başarıydı. Ancak yine de isyan edemeden duramıyordum, ben her şeye bir gün seveceğim mesleği yapacağım, gelecek benim için güzel olacak hayali ile sabır göstermiştim. Üniversiteyi bile burs ile okumuştum. Mükafatsız kalmış gibi hissediyordum. Ve sancılı süreçlerin ardından hemşirelik yaparken yaşım da geçmeden bir bölüm daha okumaya karar verdim. Sonuçta hem çalışan hem de okuyan binlerce insan vardı. Hemşirelik yapıp para kazanıp bir yandan da sevdiğim bir bölümü okuyabilirdim. Bu karar neticesinde işe başlamayıp eşit ağırlık çalışmaya başladım. Ancak süreci istediğim gibi planlayamadım. Çünkü evde hiçbir destek olmadan yalnız başına bir sınava hazırlanmaya çalışmak kendi kendine pek kolay olmadı. Ve bugün netlerim maalesef ki pek hayal ettiğim gibi değil. Üstelik babam da iyice azdı. Telefon konuşmalarından anladığım pek de iyi olmayan işlere bulaştığı. Zaten pisliğin teki, kumar falan elinden her türlü iğrençlik gelir. Bu arada annemi sorarsanız sevip sevmediğimi pek bilmiyorum. Ben dayak yerken öyle izlediği için yıllardır pek ısınamadım ama o da çok mutlu bir yaşam sürmedi, bu açıdan bakınca üzülüyorum da.

Hem üniversite sınavına hem KPSS'ye az kaldı. Bu arada KPSS'ye de üniversite sınavı hayali ile pek asılamadığım için kendimi özel hastane şartlarına hazırlamaya çalışıyorum. Sınavlara girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım ortalıktan kaybolmamın doğru olacağını söylüyor. Ama buna cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Bu evdeyken mutsuz olmanın yanı sıra babamın iğrenç işleri sebebiyle kendimi güvensiz bir yerde gibi hissediyorum. Sanki yediği haltlar sebebiyle biri çıkıp yolumuzu kesip bize zarar verecekmiş gibi hissediyorum. Öte yandan kaçıp gitsem beni bulursa neler olur bilmiyor. Özel hastaneden alacağım iki kuruşla geçim imkansız gibi geliyor, bir defa gitsem dönmem zaten mümkün olmaz. Annem ve kardeşime ne olur bilmiyorum. Maddi bir şekilde bir yolunu bulsam öyle güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki başıma bir şey gelse polise alo diyecek kimsem olmayacak. Biri öldürüp bir kenara atsa "Aa, bu nerede kaldı acaba?" diye sorgulayan kimse olmayacak. İçim ruhum öylesine karışık ki kendimi hasta gibi hissediyorum...

Not: Birkaç başlıkta gördüm. Hiç hazır olmayan insanlar çevre baskısı ve ideal evlenme yaşını geçtiği düşüncesi ile evlenme ve anne olmaktan bahsetmişler. Allah rızası için yapmayın. Herkes evlenmek zorunda değil. Herkes anne baba olmak zorunda değil. Her çocuk mutlu bir yuvayı ve sağlıklı ebeveynleri hak ediyor. Benden daha fazla olmasın. Zaten dünyanın düzenini de bir türlü çözemedim. Kıytırık bir dersten geçmek için bile on tane sınava girip dersi bildiğimizi ispat etmeye çalışıyoruz. Ama psikopatı, ahlaksızı, şusu, busu istediği gibi üreyebiliyor. Benim gibi şansızların ne suçu var peki?
Atanmaya bak cnm , bellki annende babandan dolayı çok sinmiş bişey yapamamış, anneni al ve yeni bir hayata başla atanınca ,tabi eğer annen gerçekten buna değecekse...
 
Yavrucum sen atanmaya bak , başka şehre atandiktan sonrası kolay , tek başına gider hayatını kurarsın , bu kadar aklı başında kadınsın , tek ihtiyacın olan cesaret ve kendine güven , kimler neler neler yapıyor , sende yaparsın , kendine inan
Ama kimler kimler de ölüyor. Her akşam kaç tane kadının abisi, babası, eşi ve hatta tanımadığı yabancı biri tarafından nasıl katledilmiş olduğunu okuyoruz. Maalesef ki normal bir insan değil. Daha da doğrusu insan da değil.
 
Atanmaya bak cnm , bellki annende babandan dolayı çok sinmiş bişey yapamamış, anneni al ve yeni bir hayata başla atanınca ,tabi eğer annen gerçekten buna değecekse...
İyi ama bir anneyi kurtarmak benim görevim değil ki. Tam tersi anneler çocuklarını kurtarmazlar mı?
 
Ama kimler kimler de ölüyor. Her akşam kaç tane kadının abisi, babası, eşi ve hatta tanımadığı yabancı biri tarafından nasıl katledilmiş olduğunu okuyoruz. Maalesef ki normal bir insan değil. Daha da doğrusu insan da değil.
sizin gibi kadınlara yasa çıkmalı kimliğiniz değiştirilmeli adresiniz bulunamamalı ve iş bulana dek de destek verilmeli maddi.yoksa sonu cinayet oluyor :KK12:
 
siz çocuk değilsiniz ki artık.anneniz kendini kurtaramamış sizi nasıl kurtaracak?
Hayır, geçmişten bahsediyorum. Yani onun beni kurtarması, bana bakması gerekirdi. Hepimiz alt soyumuza yani çocuklarımıza bakmakla yükümlüyüz. Aslında babasının emekli maaşı var, belki biraz bencilce ama ölse maaşı anneme kalsa, o ayrı hayat kursa kendine, ben ayrı hayat kurabilsem nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum.
 
sizin gibi kadınlara yasa çıkmalı kimliğiniz değiştirilmeli adresiniz bulunamamalı ve iş bulana dek de destek verilmeli maddi.yoksa sonu cinayet oluyor :KK12:
Ben kimliğimi değiştirmek istemezdim. Çünkü ben, biz suçlu değiliz. Mesela şuna benzetiyorum, psikopat olan babam ama çeşitli tedavileri alan ben oldum. Ama esasen onun tedavi edilmesi gerekirdi. Bence cezalar caydırıcı olmalı. Mesela sadece bir arkadaşıma anlattım o da diyor ki sana karışırsa altında kalma ver cevabını. Benim ona verecek çok cevabım var lakin değer mi? Bana bir şey yapsa on dakika sonra salınır yine diskoda eğlenmeye gider, ben sakat kaldığım veya öldüğüm ile kalırım. Gördüğümüz trilyonlarca örnek var. En baştan evlenmek için ehliyet alınmalı sonra çocuk yapmak için ehliyet alınmalı sonra da her türlü aile içi şiddette cezalar caydırıcı olmalı.
 
İyi ama bir anneyi kurtarmak benim görevim değil ki. Tam tersi anneler çocuklarını kurtarmazlar mı?
Öyle tabi ama bazen çaresiz bir anneyi görmezden gelmemek gerekir ,hayat şartları bizim gibi olsa eminim onlar da katlanmazlardı bu rezilliğe, bu konuda biraz duygusalım galiba , benim annem tek başına bizi zorluklarla büyüttü ve biz meslek sahibi olduk kadıncağız günyüzü görmeden öldü gitti , bu yüzden çaresiz kalan annelere kızamıyorum, tabi benim annem çok güçlü savaşcı bir kadındı ama yinede cektiklerine içim yanar hep... Anne bambaşka bişey sığındımız bir liman gibi, keşke tüm anneler annem kadar asil ve savaşçı olsaydı, size de kızamıyorum anne konusunda ne yaşadığınızı en iyi siz bilirsiniz...
 
Ben kimliğimi değiştirmek istemezdim. Çünkü ben, biz suçlu değiliz. Mesela şuna benzetiyorum, psikopat olan babam ama çeşitli tedavileri alan ben oldum. Ama esasen onun tedavi edilmesi gerekirdi. Bence cezalar caydırıcı olmalı. Mesela sadece bir arkadaşıma anlattım o da diyor ki sana karışırsa altında kalma ver cevabını. Benim ona verecek çok cevabım var lakin değer mi? Bana bir şey yapsa on dakika sonra salınır yine diskoda eğlenmeye gider, ben sakat kaldığım veya öldüğüm ile kalırım. Gördüğümüz trilyonlarca örnek var. En baştan evlenmek için ehliyet alınmalı sonra çocuk yapmak için ehliyet alınmalı sonra da her türlü aile içi şiddette cezalar caydırıcı olmalı.
burada da haklısın.
 
X