Mutsuz Bir Aile, Belirsiz Bir Gelecek, Tükenen Ben...

mahh

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2022
1.224
1.024
25
Öncelikle iyi geceler,

Üye olmadan incelediğim birkaç konuya denk geldim ve birbirini tanımayan kadınların üç beş cümle ile bile olsa birbirine verdikleri desteği görünce üye olup bir konuyu danışmak istedim. Nasıl toparlayıp anlatacağım bilmiyorum ama sonuna kadar tahammül edip okuyan birileri çıkarsa şimdiden çok teşekkür ederim.

Öncelikle eğer yanıtlayacak birkaç gönüllü çıkarsa "Psikolojik destek al." tarzı bir şey yazmazlarsa çok mutlu olurum. Çünkü bunun önemini kendim zaten biliyorum ve belli bir dönem hem psikiyatr hem de psikolog desteği aldım ama şu an devam edemiyorum, sebebi paramın bitmesi.:KK43: Maalesef ki psikolojik ve fiziksel şiddetin hat safhada olduğu bir evde büyüdüm. Çok uzun uzun detaylar vermek istemiyorum sıkmamak adına ancak zannediyorum ki dünyada baba olmayı en çok hak etmeyen şahıs benim biyolojik babam. Çevremdeki herkese mutlu taklidi yaptım yıllarca ancak dört duvar arasında yaşadıklarımı, kaç gece ağlayarak sabahladığımı, nasıl ilginç ve komik sebeplerden dayak yediğimi sanırım bir bu evin içindekiler bir de Allah biliyor. Gündüzleri giyinip süslenip püslenip kalabalığın içinde dimdik durdum ancak terapilerimde, terapistin gözümün içine bakıp "Peki, bunca şeyle nasıl mücadele ettiniz?" sorusu ile muhatap olmak durumunda kaldım. Sanıyorum lise sona kadar mücadele etmek daha kolaydı çünkü hayallerime asılıyordum. İlkokul ve lisede iyi bir öğrenciydim. Zaten hem ilkokulu hem de liseyi çok küçükken birinci olup kazandığım bir burs sayesinde okudum. İnanır mısınız bilmiyorum lakin bu yaşımdayım ve babamın bana bir silgi aldığını dahi hatırlamıyorum, ha burs paramı gizli gizli çalmışlığı var ama. Sonra üniversite sınavına girdim, istediğim bölümün puanları başka şehirde tutuyordu. Lakin o güne kadar bana maddi manevi zerre destek olmamış, tam tersi vücudumda ki kanser hücresi gibi üzerime yapışmış babamın o günlerde konuşma ihtiyacı ortaya çıktı ve başka şehre okumaya gitmeme engel oldu. Ondan korkuyor musunuz derseniz evet korkuyordum, korkuyorum. Çünkü psikolojisi asla normal değil, biliyorum. Yıllarca heves ettiğim bölümü okumaya gidemedim onun yüzünden. Belki alıp başını gitseydin diyenler çıkacaktır ancak inanın olayların içindeyken ve üstelik on yedi yaşında bir çocukken ve de böyle şartlarda beş kuruşsuz öyle cesur davranmak pek kolay değil.

Yaşadığım şehirde puanım hemşireliğe tutuyordu. Bu hiç istemediğim bir bölümdü. Ancak çevremden büyük bir baskı gördüm. Doğrusu "Böyle bir baban varken bir de bölüm mü beğenmiyorsun?" baskısına direnemedim ve hemşireliği yazdım ve de mezun oldum. Ancak okul dönemi de hele ki stajlarda ayrı bir işkence oldu. Yani babamın baskısı eskisi kadar yoğun değildi ancak bu defada sevmediğim bir yerde hastanede olmak beni yıpratıyordu. Evet ülkede benden çok daha çalışkan ve çok daha zeki ama çeşitli sebeplerden üniversite okuyamayan binlerce genç vardı, böyle bir ortamda lisans mezunu olabilmem bu iğrenç şartlar için büyük bir başarıydı. Ancak yine de isyan edemeden duramıyordum, ben her şeye bir gün seveceğim mesleği yapacağım, gelecek benim için güzel olacak hayali ile sabır göstermiştim. Üniversiteyi bile burs ile okumuştum. Mükafatsız kalmış gibi hissediyordum. Ve sancılı süreçlerin ardından hemşirelik yaparken yaşım da geçmeden bir bölüm daha okumaya karar verdim. Sonuçta hem çalışan hem de okuyan binlerce insan vardı. Hemşirelik yapıp para kazanıp bir yandan da sevdiğim bir bölümü okuyabilirdim. Bu karar neticesinde işe başlamayıp eşit ağırlık çalışmaya başladım. Ancak süreci istediğim gibi planlayamadım. Çünkü evde hiçbir destek olmadan yalnız başına bir sınava hazırlanmaya çalışmak kendi kendine pek kolay olmadı. Ve bugün netlerim maalesef ki pek hayal ettiğim gibi değil. Üstelik babam da iyice azdı. Telefon konuşmalarından anladığım pek de iyi olmayan işlere bulaştığı. Zaten pisliğin teki, kumar falan elinden her türlü iğrençlik gelir. Bu arada annemi sorarsanız sevip sevmediğimi pek bilmiyorum. Ben dayak yerken öyle izlediği için yıllardır pek ısınamadım ama o da çok mutlu bir yaşam sürmedi, bu açıdan bakınca üzülüyorum da.

Hem üniversite sınavına hem KPSS'ye az kaldı. Bu arada KPSS'ye de üniversite sınavı hayali ile pek asılamadığım için kendimi özel hastane şartlarına hazırlamaya çalışıyorum. Sınavlara girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım ortalıktan kaybolmamın doğru olacağını söylüyor. Ama buna cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Bu evdeyken mutsuz olmanın yanı sıra babamın iğrenç işleri sebebiyle kendimi güvensiz bir yerde gibi hissediyorum. Sanki yediği haltlar sebebiyle biri çıkıp yolumuzu kesip bize zarar verecekmiş gibi hissediyorum. Öte yandan kaçıp gitsem beni bulursa neler olur bilmiyor. Özel hastaneden alacağım iki kuruşla geçim imkansız gibi geliyor, bir defa gitsem dönmem zaten mümkün olmaz. Annem ve kardeşime ne olur bilmiyorum. Maddi bir şekilde bir yolunu bulsam öyle güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki başıma bir şey gelse polise alo diyecek kimsem olmayacak. Biri öldürüp bir kenara atsa "Aa, bu nerede kaldı acaba?" diye sorgulayan kimse olmayacak. İçim ruhum öylesine karışık ki kendimi hasta gibi hissediyorum...

Not: Birkaç başlıkta gördüm. Hiç hazır olmayan insanlar çevre baskısı ve ideal evlenme yaşını geçtiği düşüncesi ile evlenme ve anne olmaktan bahsetmişler. Allah rızası için yapmayın. Herkes evlenmek zorunda değil. Herkes anne baba olmak zorunda değil. Her çocuk mutlu bir yuvayı ve sağlıklı ebeveynleri hak ediyor. Benden daha fazla olmasın. Zaten dünyanın düzenini de bir türlü çözemedim. Kıytırık bir dersten geçmek için bile on tane sınava girip dersi bildiğimizi ispat etmeye çalışıyoruz. Ama psikopatı, ahlaksızı, şusu, busu istediği gibi üreyebiliyor. Benim gibi şansızların ne suçu var peki?
 
Öncelikle bulunduğun hayattan kurtulmanın tek yolu iyi bir kazançla kendi ayakları üzerinde hayatını kurman. Şimdilik ikinci üniversite hayalleri senin sürecini uzatmaktan başka bir şey olamayacak.

Senin yerinde olsam ikinci üniversite için vereceğim enerjiyi kpssye harcar ve ilk fırsatta giderim. Bu ara baya sağlıkçı ataması yapılıyor, değerlendir. Atandıktan sonda ikinciyi üçüncüyü oku istediğini yap
 
Öncelikle iyi geceler,

Üye olmadan incelediğim birkaç konuya denk geldim ve birbirini tanımayan kadınların üç beş cümle ile bile olsa birbirine verdikleri desteği görünce üye olup bir konuyu danışmak istedim. Nasıl toparlayıp anlatacağım bilmiyorum ama sonuna kadar tahammül edip okuyan birileri çıkarsa şimdiden çok teşekkür ederim.

Öncelikle eğer yanıtlayacak birkaç gönüllü çıkarsa "Psikolojik destek al." tarzı bir şey yazmazlarsa çok mutlu olurum. Çünkü bunun önemini kendim zaten biliyorum ve belli bir dönem hem psikiyatr hem de psikolog desteği aldım ama şu an devam edemiyorum, sebebi paramın bitmesi.:KK43: Maalesef ki psikolojik ve fiziksel şiddetin hat safhada olduğu bir evde büyüdüm. Çok uzun uzun detaylar vermek istemiyorum sıkmamak adına ancak zannediyorum ki dünyada baba olmayı en çok hak etmeyen şahıs benim biyolojik babam. Çevremdeki herkese mutlu taklidi yaptım yıllarca ancak dört duvar arasında yaşadıklarımı, kaç gece ağlayarak sabahladığımı, nasıl ilginç ve komik sebeplerden dayak yediğimi sanırım bir bu evin içindekiler bir de Allah biliyor. Gündüzleri giyinip süslenip püslenip kalabalığın içinde dimdik durdum ancak terapilerimde, terapistin gözümün içine bakıp "Peki, bunca şeyle nasıl mücadele ettiniz?" sorusu ile muhatap olmak durumunda kaldım. Sanıyorum lise sona kadar mücadele etmek daha kolaydı çünkü hayallerime asılıyordum. İlkokul ve lisede iyi bir öğrenciydim. Zaten hem ilkokulu hem de liseyi çok küçükken birinci olup kazandığım bir burs sayesinde okudum. İnanır mısınız bilmiyorum lakin bu yaşımdayım ve babamın bana bir silgi aldığını dahi hatırlamıyorum, ha burs paramı gizli gizli çalmışlığı var ama. Sonra üniversite sınavına girdim, istediğim bölümün puanları başka şehirde tutuyordu. Lakin o güne kadar bana maddi manevi zerre destek olmamış, tam tersi vücudumda ki kanser hücresi gibi üzerime yapışmış babamın o günlerde konuşma ihtiyacı ortaya çıktı ve başka şehre okumaya gitmeme engel oldu. Ondan korkuyor musunuz derseniz evet korkuyordum, korkuyorum. Çünkü psikolojisi asla normal değil, biliyorum. Yıllarca heves ettiğim bölümü okumaya gidemedim onun yüzünden. Belki alıp başını gitseydin diyenler çıkacaktır ancak inanın olayların içindeyken ve üstelik on yedi yaşında bir çocukken ve de böyle şartlarda beş kuruşsuz öyle cesur davranmak pek kolay değil.

Yaşadığım şehirde puanım hemşireliğe tutuyordu. Bu hiç istemediğim bir bölümdü. Ancak çevremden büyük bir baskı gördüm. Doğrusu "Böyle bir baban varken bir de bölüm mü beğenmiyorsun?" baskısına direnemedim ve hemşireliği yazdım ve de mezun oldum. Ancak okul dönemi de hele ki stajlarda ayrı bir işkence oldu. Yani babamın baskısı eskisi kadar yoğun değildi ancak bu defada sevmediğim bir yerde hastanede olmak beni yıpratıyordu. Evet ülkede benden çok daha çalışkan ve çok daha zeki ama çeşitli sebeplerden üniversite okuyamayan binlerce genç vardı, böyle bir ortamda lisans mezunu olabilmem bu iğrenç şartlar için büyük bir başarıydı. Ancak yine de isyan edemeden duramıyordum, ben her şeye bir gün seveceğim mesleği yapacağım, gelecek benim için güzel olacak hayali ile sabır göstermiştim. Üniversiteyi bile burs ile okumuştum. Mükafatsız kalmış gibi hissediyordum. Ve sancılı süreçlerin ardından hemşirelik yaparken yaşım da geçmeden bir bölüm daha okumaya karar verdim. Sonuçta hem çalışan hem de okuyan binlerce insan vardı. Hemşirelik yapıp para kazanıp bir yandan da sevdiğim bir bölümü okuyabilirdim. Bu karar neticesinde işe başlamayıp eşit ağırlık çalışmaya başladım. Ancak süreci istediğim gibi planlayamadım. Çünkü evde hiçbir destek olmadan yalnız başına bir sınava hazırlanmaya çalışmak kendi kendine pek kolay olmadı. Ve bugün netlerim maalesef ki pek hayal ettiğim gibi değil. Üstelik babam da iyice azdı. Telefon konuşmalarından anladığım pek de iyi olmayan işlere bulaştığı. Zaten pisliğin teki, kumar falan elinden her türlü iğrençlik gelir. Bu arada annemi sorarsanız sevip sevmediğimi pek bilmiyorum. Ben dayak yerken öyle izlediği için yıllardır pek ısınamadım ama o da çok mutlu bir yaşam sürmedi, bu açıdan bakınca üzülüyorum da.

Hem üniversite sınavına hem KPSS'ye az kaldı. Bu arada KPSS'ye de üniversite sınavı hayali ile pek asılamadığım için kendimi özel hastane şartlarına hazırlamaya çalışıyorum. Sınavlara girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım ortalıktan kaybolmamın doğru olacağını söylüyor. Ama buna cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Bu evdeyken mutsuz olmanın yanı sıra babamın iğrenç işleri sebebiyle kendimi güvensiz bir yerde gibi hissediyorum. Sanki yediği haltlar sebebiyle biri çıkıp yolumuzu kesip bize zarar verecekmiş gibi hissediyorum. Öte yandan kaçıp gitsem beni bulursa neler olur bilmiyor. Özel hastaneden alacağım iki kuruşla geçim imkansız gibi geliyor, bir defa gitsem dönmem zaten mümkün olmaz. Annem ve kardeşime ne olur bilmiyorum. Maddi bir şekilde bir yolunu bulsam öyle güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki başıma bir şey gelse polise alo diyecek kimsem olmayacak. Biri öldürüp bir kenara atsa "Aa, bu nerede kaldı acaba?" diye sorgulayan kimse olmayacak. İçim ruhum öylesine karışık ki kendimi hasta gibi hissediyorum...

Not: Birkaç başlıkta gördüm. Hiç hazır olmayan insanlar çevre baskısı ve ideal evlenme yaşını geçtiği düşüncesi ile evlenme ve anne olmaktan bahsetmişler. Allah rızası için yapmayın. Herkes evlenmek zorunda değil. Herkes anne baba olmak zorunda değil. Her çocuk mutlu bir yuvayı ve sağlıklı ebeveynleri hak ediyor. Benden daha fazla olmasın. Zaten dünyanın düzenini de bir türlü çözemedim. Kıytırık bir dersten geçmek için bile on tane sınava girip dersi bildiğimizi ispat etmeye çalışıyoruz. Ama psikopatı, ahlaksızı, şusu, busu istediği gibi üreyebiliyor. Benim gibi şansızların ne suçu var peki?
Tamamını okudum sizin seçiminiz değil aileniz ama böyle bir aile ile beraber iken de istememiş olsanizda lisans eğitimini tamamlamış olmanız çok güzel eşit ağırlık çalıştığınızdan ötürü tyt kısmı hmn hmn kpss ile parelellik gösterdiği için çok büyük kaybınız yok gibi ben sizin yerinizde olsam kpss ye daha çok çalışır uzak bir yere atanır ayaklarım biraz yere basincada mesafmi koyar gardimi alırdım, özelde çalışmak hem yıpratıcı hemde kpss ye hazırlığı sekteye uğratacaktir hiç lüzum yok, beş ay kısa bir süre değil kpss için bol deneme çözerek çok rahat halledebilirsiniz. Atandıktan sonra gerekirse özel bir üniversitede o istediğiniz bölümü tamamlar hayatınıza öyle devamda edebilirsiniz ama ikinci üniversite için birinci üniversitenin nimetinden faydalanin
 
Öncelikle iyi geceler,

Üye olmadan incelediğim birkaç konuya denk geldim ve birbirini tanımayan kadınların üç beş cümle ile bile olsa birbirine verdikleri desteği görünce üye olup bir konuyu danışmak istedim. Nasıl toparlayıp anlatacağım bilmiyorum ama sonuna kadar tahammül edip okuyan birileri çıkarsa şimdiden çok teşekkür ederim.

Öncelikle eğer yanıtlayacak birkaç gönüllü çıkarsa "Psikolojik destek al." tarzı bir şey yazmazlarsa çok mutlu olurum. Çünkü bunun önemini kendim zaten biliyorum ve belli bir dönem hem psikiyatr hem de psikolog desteği aldım ama şu an devam edemiyorum, sebebi paramın bitmesi.:KK43: Maalesef ki psikolojik ve fiziksel şiddetin hat safhada olduğu bir evde büyüdüm. Çok uzun uzun detaylar vermek istemiyorum sıkmamak adına ancak zannediyorum ki dünyada baba olmayı en çok hak etmeyen şahıs benim biyolojik babam. Çevremdeki herkese mutlu taklidi yaptım yıllarca ancak dört duvar arasında yaşadıklarımı, kaç gece ağlayarak sabahladığımı, nasıl ilginç ve komik sebeplerden dayak yediğimi sanırım bir bu evin içindekiler bir de Allah biliyor. Gündüzleri giyinip süslenip püslenip kalabalığın içinde dimdik durdum ancak terapilerimde, terapistin gözümün içine bakıp "Peki, bunca şeyle nasıl mücadele ettiniz?" sorusu ile muhatap olmak durumunda kaldım. Sanıyorum lise sona kadar mücadele etmek daha kolaydı çünkü hayallerime asılıyordum. İlkokul ve lisede iyi bir öğrenciydim. Zaten hem ilkokulu hem de liseyi çok küçükken birinci olup kazandığım bir burs sayesinde okudum. İnanır mısınız bilmiyorum lakin bu yaşımdayım ve babamın bana bir silgi aldığını dahi hatırlamıyorum, ha burs paramı gizli gizli çalmışlığı var ama. Sonra üniversite sınavına girdim, istediğim bölümün puanları başka şehirde tutuyordu. Lakin o güne kadar bana maddi manevi zerre destek olmamış, tam tersi vücudumda ki kanser hücresi gibi üzerime yapışmış babamın o günlerde konuşma ihtiyacı ortaya çıktı ve başka şehre okumaya gitmeme engel oldu. Ondan korkuyor musunuz derseniz evet korkuyordum, korkuyorum. Çünkü psikolojisi asla normal değil, biliyorum. Yıllarca heves ettiğim bölümü okumaya gidemedim onun yüzünden. Belki alıp başını gitseydin diyenler çıkacaktır ancak inanın olayların içindeyken ve üstelik on yedi yaşında bir çocukken ve de böyle şartlarda beş kuruşsuz öyle cesur davranmak pek kolay değil.

Yaşadığım şehirde puanım hemşireliğe tutuyordu. Bu hiç istemediğim bir bölümdü. Ancak çevremden büyük bir baskı gördüm. Doğrusu "Böyle bir baban varken bir de bölüm mü beğenmiyorsun?" baskısına direnemedim ve hemşireliği yazdım ve de mezun oldum. Ancak okul dönemi de hele ki stajlarda ayrı bir işkence oldu. Yani babamın baskısı eskisi kadar yoğun değildi ancak bu defada sevmediğim bir yerde hastanede olmak beni yıpratıyordu. Evet ülkede benden çok daha çalışkan ve çok daha zeki ama çeşitli sebeplerden üniversite okuyamayan binlerce genç vardı, böyle bir ortamda lisans mezunu olabilmem bu iğrenç şartlar için büyük bir başarıydı. Ancak yine de isyan edemeden duramıyordum, ben her şeye bir gün seveceğim mesleği yapacağım, gelecek benim için güzel olacak hayali ile sabır göstermiştim. Üniversiteyi bile burs ile okumuştum. Mükafatsız kalmış gibi hissediyordum. Ve sancılı süreçlerin ardından hemşirelik yaparken yaşım da geçmeden bir bölüm daha okumaya karar verdim. Sonuçta hem çalışan hem de okuyan binlerce insan vardı. Hemşirelik yapıp para kazanıp bir yandan da sevdiğim bir bölümü okuyabilirdim. Bu karar neticesinde işe başlamayıp eşit ağırlık çalışmaya başladım. Ancak süreci istediğim gibi planlayamadım. Çünkü evde hiçbir destek olmadan yalnız başına bir sınava hazırlanmaya çalışmak kendi kendine pek kolay olmadı. Ve bugün netlerim maalesef ki pek hayal ettiğim gibi değil. Üstelik babam da iyice azdı. Telefon konuşmalarından anladığım pek de iyi olmayan işlere bulaştığı. Zaten pisliğin teki, kumar falan elinden her türlü iğrençlik gelir. Bu arada annemi sorarsanız sevip sevmediğimi pek bilmiyorum. Ben dayak yerken öyle izlediği için yıllardır pek ısınamadım ama o da çok mutlu bir yaşam sürmedi, bu açıdan bakınca üzülüyorum da.

Hem üniversite sınavına hem KPSS'ye az kaldı. Bu arada KPSS'ye de üniversite sınavı hayali ile pek asılamadığım için kendimi özel hastane şartlarına hazırlamaya çalışıyorum. Sınavlara girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım ortalıktan kaybolmamın doğru olacağını söylüyor. Ama buna cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Bu evdeyken mutsuz olmanın yanı sıra babamın iğrenç işleri sebebiyle kendimi güvensiz bir yerde gibi hissediyorum. Sanki yediği haltlar sebebiyle biri çıkıp yolumuzu kesip bize zarar verecekmiş gibi hissediyorum. Öte yandan kaçıp gitsem beni bulursa neler olur bilmiyor. Özel hastaneden alacağım iki kuruşla geçim imkansız gibi geliyor, bir defa gitsem dönmem zaten mümkün olmaz. Annem ve kardeşime ne olur bilmiyorum. Maddi bir şekilde bir yolunu bulsam öyle güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki başıma bir şey gelse polise alo diyecek kimsem olmayacak. Biri öldürüp bir kenara atsa "Aa, bu nerede kaldı acaba?" diye sorgulayan kimse olmayacak. İçim ruhum öylesine karışık ki kendimi hasta gibi hissediyorum...

Not: Birkaç başlıkta gördüm. Hiç hazır olmayan insanlar çevre baskısı ve ideal evlenme yaşını geçtiği düşüncesi ile evlenme ve anne olmaktan bahsetmişler. Allah rızası için yapmayın. Herkes evlenmek zorunda değil. Herkes anne baba olmak zorunda değil. Her çocuk mutlu bir yuvayı ve sağlıklı ebeveynleri hak ediyor. Benden daha fazla olmasın. Zaten dünyanın düzenini de bir türlü çözemedim. Kıytırık bir dersten geçmek için bile on tane sınava girip dersi bildiğimizi ispat etmeye çalışıyoruz. Ama psikopatı, ahlaksızı, şusu, busu istediği gibi üreyebiliyor. Benim gibi şansızların ne suçu var peki?
Yerinizde olsam üçe beşe bakmadan bir işe girer çalışmaya başlardım en azından evden uzaklaşmış olurdunuz, sonrasında KPSS denerdim, ama o evden uzaklaşmadan yeni bir bölüm okumayı göze alamazdım
 
Babaniz ne tur pis islerde? Sikayet etseniz ceza alabilir mi? Boyle bir durum varsa sikayet edin. Yok onu da yapmayacaksaniz, su anda ikinci universite fikrini rafa kaldirin. Su sartlarda gereksiz, utopik bir istek. Mesleginize baslayin, kendi paranizi kazanin, kendi hayatinizi kurun.
 
Öncelikle iyi geceler,

Üye olmadan incelediğim birkaç konuya denk geldim ve birbirini tanımayan kadınların üç beş cümle ile bile olsa birbirine verdikleri desteği görünce üye olup bir konuyu danışmak istedim. Nasıl toparlayıp anlatacağım bilmiyorum ama sonuna kadar tahammül edip okuyan birileri çıkarsa şimdiden çok teşekkür ederim.

Öncelikle eğer yanıtlayacak birkaç gönüllü çıkarsa "Psikolojik destek al." tarzı bir şey yazmazlarsa çok mutlu olurum. Çünkü bunun önemini kendim zaten biliyorum ve belli bir dönem hem psikiyatr hem de psikolog desteği aldım ama şu an devam edemiyorum, sebebi paramın bitmesi.:KK43: Maalesef ki psikolojik ve fiziksel şiddetin hat safhada olduğu bir evde büyüdüm. Çok uzun uzun detaylar vermek istemiyorum sıkmamak adına ancak zannediyorum ki dünyada baba olmayı en çok hak etmeyen şahıs benim biyolojik babam. Çevremdeki herkese mutlu taklidi yaptım yıllarca ancak dört duvar arasında yaşadıklarımı, kaç gece ağlayarak sabahladığımı, nasıl ilginç ve komik sebeplerden dayak yediğimi sanırım bir bu evin içindekiler bir de Allah biliyor. Gündüzleri giyinip süslenip püslenip kalabalığın içinde dimdik durdum ancak terapilerimde, terapistin gözümün içine bakıp "Peki, bunca şeyle nasıl mücadele ettiniz?" sorusu ile muhatap olmak durumunda kaldım. Sanıyorum lise sona kadar mücadele etmek daha kolaydı çünkü hayallerime asılıyordum. İlkokul ve lisede iyi bir öğrenciydim. Zaten hem ilkokulu hem de liseyi çok küçükken birinci olup kazandığım bir burs sayesinde okudum. İnanır mısınız bilmiyorum lakin bu yaşımdayım ve babamın bana bir silgi aldığını dahi hatırlamıyorum, ha burs paramı gizli gizli çalmışlığı var ama. Sonra üniversite sınavına girdim, istediğim bölümün puanları başka şehirde tutuyordu. Lakin o güne kadar bana maddi manevi zerre destek olmamış, tam tersi vücudumda ki kanser hücresi gibi üzerime yapışmış babamın o günlerde konuşma ihtiyacı ortaya çıktı ve başka şehre okumaya gitmeme engel oldu. Ondan korkuyor musunuz derseniz evet korkuyordum, korkuyorum. Çünkü psikolojisi asla normal değil, biliyorum. Yıllarca heves ettiğim bölümü okumaya gidemedim onun yüzünden. Belki alıp başını gitseydin diyenler çıkacaktır ancak inanın olayların içindeyken ve üstelik on yedi yaşında bir çocukken ve de böyle şartlarda beş kuruşsuz öyle cesur davranmak pek kolay değil.

Yaşadığım şehirde puanım hemşireliğe tutuyordu. Bu hiç istemediğim bir bölümdü. Ancak çevremden büyük bir baskı gördüm. Doğrusu "Böyle bir baban varken bir de bölüm mü beğenmiyorsun?" baskısına direnemedim ve hemşireliği yazdım ve de mezun oldum. Ancak okul dönemi de hele ki stajlarda ayrı bir işkence oldu. Yani babamın baskısı eskisi kadar yoğun değildi ancak bu defada sevmediğim bir yerde hastanede olmak beni yıpratıyordu. Evet ülkede benden çok daha çalışkan ve çok daha zeki ama çeşitli sebeplerden üniversite okuyamayan binlerce genç vardı, böyle bir ortamda lisans mezunu olabilmem bu iğrenç şartlar için büyük bir başarıydı. Ancak yine de isyan edemeden duramıyordum, ben her şeye bir gün seveceğim mesleği yapacağım, gelecek benim için güzel olacak hayali ile sabır göstermiştim. Üniversiteyi bile burs ile okumuştum. Mükafatsız kalmış gibi hissediyordum. Ve sancılı süreçlerin ardından hemşirelik yaparken yaşım da geçmeden bir bölüm daha okumaya karar verdim. Sonuçta hem çalışan hem de okuyan binlerce insan vardı. Hemşirelik yapıp para kazanıp bir yandan da sevdiğim bir bölümü okuyabilirdim. Bu karar neticesinde işe başlamayıp eşit ağırlık çalışmaya başladım. Ancak süreci istediğim gibi planlayamadım. Çünkü evde hiçbir destek olmadan yalnız başına bir sınava hazırlanmaya çalışmak kendi kendine pek kolay olmadı. Ve bugün netlerim maalesef ki pek hayal ettiğim gibi değil. Üstelik babam da iyice azdı. Telefon konuşmalarından anladığım pek de iyi olmayan işlere bulaştığı. Zaten pisliğin teki, kumar falan elinden her türlü iğrençlik gelir. Bu arada annemi sorarsanız sevip sevmediğimi pek bilmiyorum. Ben dayak yerken öyle izlediği için yıllardır pek ısınamadım ama o da çok mutlu bir yaşam sürmedi, bu açıdan bakınca üzülüyorum da.

Hem üniversite sınavına hem KPSS'ye az kaldı. Bu arada KPSS'ye de üniversite sınavı hayali ile pek asılamadığım için kendimi özel hastane şartlarına hazırlamaya çalışıyorum. Sınavlara girdikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Bir yanım ortalıktan kaybolmamın doğru olacağını söylüyor. Ama buna cesaret edebilir miyim bilmiyorum. Bu evdeyken mutsuz olmanın yanı sıra babamın iğrenç işleri sebebiyle kendimi güvensiz bir yerde gibi hissediyorum. Sanki yediği haltlar sebebiyle biri çıkıp yolumuzu kesip bize zarar verecekmiş gibi hissediyorum. Öte yandan kaçıp gitsem beni bulursa neler olur bilmiyor. Özel hastaneden alacağım iki kuruşla geçim imkansız gibi geliyor, bir defa gitsem dönmem zaten mümkün olmaz. Annem ve kardeşime ne olur bilmiyorum. Maddi bir şekilde bir yolunu bulsam öyle güvensiz bir dünyada yaşıyoruz ki başıma bir şey gelse polise alo diyecek kimsem olmayacak. Biri öldürüp bir kenara atsa "Aa, bu nerede kaldı acaba?" diye sorgulayan kimse olmayacak. İçim ruhum öylesine karışık ki kendimi hasta gibi hissediyorum...

Not: Birkaç başlıkta gördüm. Hiç hazır olmayan insanlar çevre baskısı ve ideal evlenme yaşını geçtiği düşüncesi ile evlenme ve anne olmaktan bahsetmişler. Allah rızası için yapmayın. Herkes evlenmek zorunda değil. Herkes anne baba olmak zorunda değil. Her çocuk mutlu bir yuvayı ve sağlıklı ebeveynleri hak ediyor. Benden daha fazla olmasın. Zaten dünyanın düzenini de bir türlü çözemedim. Kıytırık bir dersten geçmek için bile on tane sınava girip dersi bildiğimizi ispat etmeye çalışıyoruz. Ama psikopatı, ahlaksızı, şusu, busu istediği gibi üreyebiliyor. Benim gibi şansızların ne suçu var peki?
Sadece oda kiralayıp yaşabilirsn Öncelikle can güvenliğin olmayan yerden kurtul bence kpps enerjini harca atandıktan sonra istediğin yeri Tutur oku kendine çok rahat bir hayat kurabilirsin
 
diğer üyelerde yazmış 2. üni şu an için lüks duruyor sizin hayatınızda işinize girin kendinizi o evden kurtarın kafanız rahat etsin sonrasında okursunuz istediğiniz bölümü. allah yardımcınız olsun mutsuz bir ailede büyümek kötü bişey bende yaşadım biliyorum. kendinizi bir an önce o evden kurtarmaya bakın. anneniz ve kardeşinizi de düşünmeyin herkes kendi hayatını kurmaktan sorumlu eğer kardeşinizde olayların farkındaysa o da kendi hayatını kurmak için çabalayacaktır
 
Şöyle ki sürece başlarken zaten eşit ağırlık ve KPSS birbirine benziyor, ekstra mat2 ve edebiyat var, bir yıl içinde ikisini de halleder hem atanır hem de istediğim bölümü okurum diye düşündüm. Netlerim istediğim gibi değil, bu moralimi bozuyor. Kpss coğrafyasını hiç yapamıyorum. Yoksa tekrar üniversite öğrencisi gibi sadece üniversite okuyayım niyetim olmadı. Teşekkür ederim yanıtınız için.
Tamamını okudum sizin seçiminiz değil aileniz ama böyle bir aile ile beraber iken de istememiş olsanizda lisans eğitimini tamamlamış olmanız çok güzel eşit ağırlık çalıştığınızdan ötürü tyt kısmı hmn hmn kpss ile parelellik gösterdiği için çok büyük kaybınız yok gibi ben sizin yerinizde olsam kpss ye daha çok çalışır uzak bir yere atanır ayaklarım biraz yere basincada mesafmi koyar gardimi alırdım, özelde çalışmak hem yıpratıcı hemde kpss ye hazırlığı sekteye uğratacaktir hiç lüzum yok, beş ay kısa bir süre değil kpss için bol deneme çözerek çok rahat halledebilirsiniz. Atandıktan sonra gerekirse özel bir üniversitede o istediğiniz bölümü tamamlar hayatınıza öyle devamda edebilirsiniz ama ikinci üniversite için birinci üniversitenin nimetinden faydalanin
 
Bir de bu evden nasıl kurtulacağım, onu da bilmiyorum. Başka şehre atansam niye başka şehri yazdın diye kıyamet kopartıp belki gitmeme engel olur, belki annem ile gönderip ona da bakmamı ister. Gizli gizli gitmeye çalışsam bir insan nasıl hiç kimsenin ruhu duymadan evden başka şehre taşınabilir ki? Reşit insansın nasıl böyle korkak davranabiliyorsun diye soracaksınız. O, normal kötü bir baba değil. Ülkedeki binlerce kadın gibi canımdan korkuyorum.
Tamamını okudum sizin seçiminiz değil aileniz ama böyle bir aile ile beraber iken de istememiş olsanizda lisans eğitimini tamamlamış olmanız çok güzel eşit ağırlık çalıştığınızdan ötürü tyt kısmı hmn hmn kpss ile parelellik gösterdiği için çok büyük kaybınız yok gibi ben sizin yerinizde olsam kpss ye daha çok çalışır uzak bir yere atanır ayaklarım biraz yere basincada mesafmi koyar gardimi alırdım, özelde çalışmak hem yıpratıcı hemde kpss ye hazırlığı sekteye uğratacaktir hiç lüzum yok, beş ay kısa bir süre değil kpss için bol deneme çözerek çok rahat halledebilirsiniz. Atandıktan sonra gerekirse özel bir üniversitede o istediğiniz bölümü tamamlar hayatınıza öyle devamda edebilirsiniz ama ikinci üniversite için birinci üniversitenin nimetinden faydalanin
 
İşine gir, paranı biriktir ve kurtul oradan. Can güvenliğin dahi yokken tekrar üniversiteye dönme. Hemşirelik kolay mı değil ama mesleğin var en azından.
Şöyle ki sürece başlarken zaten eşit ağırlık ve KPSS birbirine benziyor, ekstra mat2 ve edebiyat var, bir yıl içinde ikisini de halleder hem atanır hem de istediğim bölümü okurum diye düşündüm. Netlerim istediğim gibi değil, bu moralimi bozuyor. Kpss coğrafyasını hiç yapamıyorum mesela. Yoksa tekrar üniversite öğrencisi gibi sadece üniversite okuyayım niyetim olmadı. Buna olanak zaten yok. Teşekkür ederim yanıtınız için.
 
Kpss 'ye az kaldı. Sınav sonunda sonucu beklemeden hemen iş arayacağım zaten.
Yerinizde olsam üçe beşe bakmadan bir işe girer çalışmaya başlardım en azından evden uzaklaşmış olurdunuz, sonrasında KPSS denerdim, ama o evden uzaklaşmadan yeni bir bölüm okumayı göze alamazdım
 
Babaniz ne tur pis islerde? Sikayet etseniz ceza alabilir mi? Boyle bir durum varsa sikayet edin. Yok onu da yapmayacaksaniz, su anda ikinci universite fikrini rafa kaldirin. Su sartlarda gereksiz, utopik bir istek. Mesleginize baslayin, kendi paranizi kazanin, kendi hayatinizi kurun.
Şöyle ki sürece başlarken zaten eşit ağırlık ve KPSS birbirine benziyor, ekstra mat2 ve edebiyat var, bir yıl içinde ikisini de halleder hem atanır hem de istediğim bölümü okurum diye düşündüm. Netlerim istediğim gibi değil, bu moralimi bozuyor. Kpss coğrafyasını hiç yapamıyorum mesela. Yoksa tekrar üniversite öğrencisi gibi sadece üniversite okuyayım niyetim olmadı. Buna olanak zaten yok. Telefon konuşmalarına bakınca böyle yabancı kadınlardan, mekanlardan falan bahsediyor. Birleştirince korkunç şeylerden şüphe duyuyorum. Ama gidip şikayet edip onunla uğraşamam. Bir de hapse girse annem ve kardeşim benim üzerime falan kalır. Teşekkür ederim yanıtınız için.
 
Babaniz ne tur pis islerde? Sikayet etseniz ceza alabilir mi? Boyle bir durum varsa sikayet edin. Yok onu da yapmayacaksaniz, su anda ikinci universite fikrini rafa kaldirin. Su sartlarda gereksiz, utopik bir istek. Mesleginize baslayin, kendi paranizi kazanin, kendi hayatinizi kurun.
adam öldüren ceza almıyor ki pis işler yapan alsın
 
Bu yasta bu olgunluğunuza hayran olmamak elde değil. Yaşananlar sizin bilinçli bir genç kadın olmanızı sağlamış. Bir an önce atanıp kendi ayaklarınızın üzerinde durmaya başlayın o evden mutlaka uzaklaşın.
 
Şöyle ki sürece başlarken zaten eşit ağırlık ve KPSS birbirine benziyor, ekstra mat2 ve edebiyat var, bir yıl içinde ikisini de halleder hem atanır hem de istediğim bölümü okurum diye düşündüm. Netlerim istediğim gibi değil, bu moralimi bozuyor. Kpss coğrafyasını hiç yapamıyorum mesela. Yoksa tekrar üniversite öğrencisi gibi sadece üniversite okuyayım niyetim olmadı. Buna olanak zaten yok. Bir de bu evden nasıl kurtulacağım, onu da bilmiyorum. Başka şehre atansam (inşallah atanabilirsem) niye başka şehri yazdın diye kıyamet kopartıp belki gitmeme engel olur, belki annem ile gönderip ona da bakmamı ister. Gizli gizli gitmeye çalışsam bir insan nasıl hiç kimsenin ruhu duymadan evden başka şehre taşınabilir ki? Reşit insansın nasıl böyle korkak davranabiliyorsun diye soracaksınız. O, normal kötü bir baba değil. Ülkedeki binlerce kadın gibi canımdan korkuyorum. Diyelim ki kayboldum ortalıktan, bir daha dönmemem lazım. Teşekkür ederim yanıtınız için.
diğer üyelerde yazmış 2. üni şu an için lüks duruyor sizin hayatınızda işinize girin kendinizi o evden kurtarın kafanız rahat etsin sonrasında okursunuz istediğiniz bölümü. allah yardımcınız olsun mutsuz bir ailede büyümek kötü bişey bende yaşadım biliyorum. kendinizi bir an önce o evden kurtarmaya bakın. anneniz ve kardeşinizi de düşünmeyin herkes kendi hayatını kurmaktan sorumlu eğer kardeşinizde olayların farkındaysa o da kendi hayatını kurmak için çabalayacaktır
 
X