Bu mesajı birden fazla begenme ihtimali osla begenirdim valla... Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Şeref yoksunu insan uzaktan bile ortalık karıstırır. Evliliğimin en güzel zamanları kocamın aşagılık ailesinin mikserliği ile geçti. Yalandan aglama krizlerine girdiler. Tansiyonları yükseltip hastanelere gittiler sırf kendileri haklı cıksın diye. Bunlarla insan uğraşmaz. Uğraşırsan benim gibi kafayı kırarsın. Cocuk yapmadım adım kısıra cıktı. Hamile kaldım her boku eleştirdiler. Kv sürekli sidik yarısı icinde gelinlere. Görümce desen o bambaşka bir tür. Kocama herseyi ispatlamaya basladım çünkü konusunca anlamıyordu. Baktım zamanla yalanlarını yakaladı. Yaptıklarını gördü. Suan bana ailesini pek savunmuyor. Ama yedi gün 24 saat beddua ediyorum onlara. Çünkü beni cok yıprattılar bu süreçte. Kendileri gibi görücü usulü evlenmedim. Kocama kız bakmak istediler ama kocam kabul etmeyince mecbur aldılar beni. Artık susmuyorum onlara karsı. Saygı!!! çerçevesinde hadlerini bildiriyorum. Ama en güzel yıllarım onlar yüzünden kavgayla geçti. Hakkım helal olmasın asla. Ettiklerini kendi kızında onun yuvasında bulsun inşallah
Yapacak pek birşey yok malesef.
Eşinin ailesi onlar da sonuçta...
Sen haklı çıkmışsın ne fayda... ...eşin mutsuz oluyor sonuçta...
Bir yanda kendi seçtiği "vazgeçilebilir" eşi, bir yanda kendi "seçmediği" vazgeçemeyeceği ailesi...
Yaptığın tüm kendini anlatma çabaları evliliğin ilk yıllarında "sen yanlış anlamışsındır, öyle demek istememişlerdir, bana da diyor(lar) aynı şeyleri, kötü niyetli değil onları söylemesi,..." sözlerini eşinden işitmeyle son buluyor.
Yıllar yıllar sonra da... "bıktım senin dırdırından, bir daha annemin/ablamın adını ağzına alma, hay senin kafana annem/ablam kadar taş düşsün,... " sözlerine evriliyor...
Üstelik tüm bu mutsuzluklara şahit olan masumlar da oluyor evinizde... İşte tam da bu noktada, sizi (ne doğum yaptığınızda, ne hamileyken, ne hamile halinizle ev taşırken, ne eşiniz ameliyat olduğunda, ne babanız vefat ettiğinde, ne eşiniz 2 yıllığına doğuya tayin olup siz tek çocukla yalnız kaldığınızda bir sıkıntın var mı diye, ne çocuğunuz 6.5yaşında havale geçirip ambulansla hastaneye kaldırıldığında, ne siz doktoradan mezun olduğunuzda, vb...) 10yıl içinde aramayan eş ailesi, çocuklarınız büyüdüğünde 11.yılda (sizi aradaki soğukluğun tek sebebi olarak gösterme çabasıyla) afedersin her b.ka arar oluyorlar (çocuğun vücudundaki atopik dermatit geçti mi, karnen hayırlı olsun - ilk3karne aranmamıştır 4.yü ararlar-, bayram, doğum günü,...)...
Evinize misafirliğe gelen görümce kişisi, telefonda ablasına (diğer görümce kişisiyle) sizin salonunuzda hangi koltuk nereye konmuş, hangi eşya nerede duruyor, nerede ne var görüntülü yarım saat boyunca anlatırken, aynı günlerde sizin arı sokmasına bağlı gelişen alerji deneniyle 3 kez acillik olduğunuzu, 8 tane iğne olduğunuzu, bir gece 2 saat serum ve iğne verilerek müşahede altında tutulduğunuzdan bahsetmiyor bile...... sebep "aaaaa söylemedim mi.... Ben söyledim sanıyorum"....
Aynı görümce kişisi bir gece saat 9da 2bebekli,3 çocuklu size habersiz yatılı geliyor, kapı çalınca öğreniyorsunuz, açıklama "telaş etme diye habersiz geldim"... Ben "salağım(bana daha 3 aylık evliyken, evlerine 2.gidişimde bu kişi pazarda salak demişti elimdeki poşeti dalgınlıkla bir tezgahta unuttuğum için)" ya, benim sınırlarımı (sinirlerimi) tanımayıp, benim evime benden habersiz, istemediğimi bile bile geldiğini anlamam... Anlasam da onun yalandan bahanesi hazır "telaş etme diye yaa, bak hep sen yanlış anlıyorsun"...
Sen kendini ezdirmeyeceksin, sevmek zorunda değilsin, ama evliliğinde bahsini dahi etmeyeceksin "fesat" ve "haset" eden eşinin ailesine... Başka yolu yok.
Önce eşinde, sonra sende, finalde de ne de ev ve evlilikte huzur kalıyor aksi halde...