mesnevi dersleri

$9789758264568.jpg
işte bu canım
 
zaten okumuyoruz adeta mesnevi çalışıyoruzz......

hadi bakalım dediğin gibi inşlh hayata geçirebiliriz inşallahhh;) iyi okuyup çalışıp özümsemeler diyorum bacım;)
buraya da tekrar hoşgeldinnn:16::16::16:

hoşbuldum canım gayet hoş...
 
listeye benide ekle canım.yarın çalışmaya başlıyorum:40:
 
listeye benide ekle canım.yarın çalışmaya başlıyorum:40:
vaktiyle bir liste yapmıştım evettt daha sonra dalınca derinlereeee devam ettirmedim tamamm bu hafta başla bakalım;) pazartesi en son sürümle yapmış olurum inşlhhhh;)
iyi okumalarrr her listemde varsın ayrıcaaa;) minacımmm;) iyi paylaşımlar bacım....:16::16:
 
vaktiyle bir liste yapmıştım evettt daha sonra dalınca derinlereeee devam ettirmedim tamamm bu hafta başla bakalım;) pazartesi en son sürümle yapmış olurum inşlhhhh;)
iyi okumalarrr her listemde varsın ayrıcaaa;) minacımmm;) iyi paylaşımlar bacım....:16::16:

canımsın ya sanal manal ama gerçekten seviyorum seni arkadaşım.
 
[h=1]Mesnevi nedir?[/h]Mesnevi özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir
[h=1]Özelliği[/h]Her beytinin kendi arasında kafiyelenmesi hem yazma kolaylığı sağlar hem de daha uzun metinlerin bu şekle uygun olarak kaleme alınmasına imkan tanır. Diğer nazım şekillerindeki kafiye bulma zorluğu şairleri uzun metinlerde bu şekli kullanmaya teşvik etmiştir. Bu nedenle uzun aşk öykülerinde, destanlarda mesnevi kullanılmıştır. Klasik düzende bir mesnevi; tevhid, münacat, na’t, miraciye, eserin sunulacağı büyüğe övgü, mesnevinin niçin yazıldığını açıklayan sebeb-i nazm ve hikayenin anlatımı (ağaz-ı destan) bölümlerinden oluşur.
[h=1]Konuları[/h]Mesnevide konu ne olursa olsun , ilk dikkati çeken özellik olayın bir masal havasında anlatılmasıdır. Akıl ve mantık ölçülerini aşan bir sürü olay birbirini izler. Olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Konuda birlik sağlanamamıştır. Hikayenin bölümleri birbirine eklenmiş ilgisiz parçalar gibi görünür. Çevre tasvirleri gerçeğe uygun değildir, hikaye kahramanları doğaüstü davranışlarda bulunur. Hikayelerde cinler, periler, devler, cadılar, ejderhalar gibi masal motifleri sık sık işlenir.
Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir. Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz. Mevlana’nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25.700 beyitten oluşmuştur. Mevlana eserine ayrı bir isim koymamıştır; eser, nazım türü olan mesnevi adı ile bilinir.
Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır. Divan edebiyatında roman ve hikaye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır. On bölümden oluşur.Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir. Hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevai, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zade Atai’dir.
[h=1]Sözlükte "mesnevi" ne anlama gelmektedir?[/h]1- Her beyti ayrı uyaklı bir divan edebiyatı koşuk biçimi.
2- Bu türdeki yapıtların genel adı.






 
Mevlana
Mevlânâ Horasan'ın Belh yöresinde bugün Tacikistan sınırları içinde kalan Vahş (Farsça: وخش; Tacikçe: Вахш) kasabasında doğmuştur. Annesi, Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun; babaannesi, Harezmşahlar hanedanından Türk Prensesi, Melîke-i Cihan Emetullah Sultan'dır.[SUP][1][/SUP]
Babası, 'alimlerin sultânı' unvanı ile tanınmış, Muhammed Bahâeddin Veled; büyükbabası, Ahmed Hatîbî oğlu Hüseyin Hatîbî'dir. Babasına Sultânü'l-Ulemâ unvanının verilmesini kaynaklar Türk gelenekleri ile açıklamaktadır.[SUP][2][/SUP] Etnik kökeni tartışmalı olup; Fars, Tacik veya Türk olduğu yönünde görüşler mevcuttur.
Mevlânâ Celâleddin-î Rûmî (Rûmî adı, Anadolu'ya yerleşip orada yaşadığı için (o dönemde Anadolu'ya Diyarı-ı Rum deniliyordu); "Efendimiz" manasına gelen Mevlânâ ise, kendisine karşı duyulan büyük saygının belirtisi olarak verilmiştir), dönemin İslâm kültür merkezlerinden Belh kentinde hocalık yapan ve Sultan-ül Ulema (Alîmlerin Sultânı) lakabıyla anılan Bahaeddin Veled'in oğludur. Mevlânâ, babası Bahaeddin Veled'in ölümünden bir yıl sonra, 1232 yılında Konya'ya gelen Seyyid Burhaneddin'in mânevi terbiyesi altına girmiş ve dokuz yıl O'na hizmet etmiştir. 1273 yılında vefat etmiştir.
250px-Green_tomb_Konya.JPG
250px-Mevlana_Konya.jpg
250px-Turkey.Konya008.jpg
 
Son düzenleme:





[h=1]Mevlana Mesnevi'sinde Ney ile neyi kastediyor? Mevlana'nın Mesnevi'sinin ilk 18 beyti tercümesi[/h]
15745-3-4-17656.jpg


"Dinle bu Ney'den, şikayet etmede; ayrılıkları dile getirmekte... " Mesnevi'nin ilk 18 beyti bu beyit ile başlar. Peki neden Mesenevi'de Ney konu edilmiştir, Mevlana Ney ile bize neler anlatmak istiyor?
Mevlana Mesnevisi'nde konu edilen Ney ile bize asıl anlatmak istediği şey: "Kamil İnsan" dır.
Mevlana, Mesnevi'sinde ilk 18 beytinde "kamil insan" nasıl olunur ve "kamil insan" olmak için geçilecek evrelerden bahsetmektedir. Bunun için yapılması gerekenler özetlenir.
Sonuç olarak, İnsan her ne icat etmiş ise, bunu kendisine benzetmeye çalışmıştır. Yani model yine insanın kendisidir. Ney'i icat eden de yine insanın kendisidir ve bu yüzden Ney'i de yine kendisine benzetmeye çalışmıştır. İşte Mevlana'nın Mesnevi'sinde Ney'den bahsedilmesi de bu yüzdendir. Yani insan olmadan nasıl Ney kendi kendisine ötüp çalmazsa, Kamil İnsan'ı da Ney misali öttüren ise Allah'tır. Yani Kamil İnsan'ın sözleri doğrudan doğruya Allah'ın sözleridir. Allah'ı bulmak için öncelikle "Kamil İnsan" mertebesinde olmak gereklidir.
Mevlana'nın 18 beytinde bizlere neler söylemek istemiş? Hadi okuyalım ve anlamaya çalışalım...
1) Bişnev in ney çün hikâyet mî kuned
Ez cudâyîhâ hikâyet mî kuned
Dinle bu Ney'den, şikayet etmede; ayrılıkları dile getirmekte.
2) Kez nistân tâ merâ bebürîdeend
Ez nefîrem merd u zen nâlîdeend
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri, kadın ve erkek tüm insanlar ağlamaktadırlar.
3) Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk
Ayrılık derdini şerh etmek için, ayrılık acısı ile paramparça olmuş bir sine isterim.
4) Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş
Her kim aslından uzaklaşırsa, tekrar aslına geri dönmek ister
5) Men beher cem’iyyetî nâlân şudem
Cuft-i bedhâlân u huşhâlân şudem
Ben her cemiyette ağlar oldum, Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da birlikte oldum.
6) Her kesî ez zann-i hud şud yâr-i men
Az derûn-i men necust esrâr-i men
Herkes kendi zannınca benim dostum oldu, kimse içimdeki gerçek sırları aramadı.
7) Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst
Benim sırrım feryadımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr ve her kulakda onu işitecek kudret yoktur.
8) Ten zi cân u cân zi ten mestûr nîst
Lîyk kes râ dîd-i cân destûr nîst
Beden ruhdan, ruh da bedenden ayrı değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine izin yoktur.
9) Âteş est în nây ü nîst bâd
Her ki în âteş nedâred nîst bâd
Bu neye düşen ses âteşdir; havâ değil, her kimde bu âteş yoksa, o kimse olmasın.
10) Âteş-i ısk est ke’nder ney futâd
Cûşiş-i ışk est ke’nder mey futâd
Bu Neyden çıkan ses aşk ateşidir, şarabın coşması bile aşktandır.
11) Ney harîf-i herki ez yârî burîd
Perdehâyeş perdehây-i mâ derîd
Ney dostundan ayrı kalanın arkadaşıdır, onun makam perdeleri bizim vuslata mani olan perdelerimizi yırtmıştır.
12) Hemçu ney zehrî vu tiryâkî ki dîd
Hemçu ney demsâz u müştâkî ki dîd
Ney misali hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk olanı kim görmüş?
13) Ney hadîs-i râh-i purhun mîkuned
Kıssahây-i ışk-ı Mecnûn mîkuned
Ney kanlı yollardan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder.
14) Mahrem-î în hûş cuz bîhûş nist
Mer zebânrâ muşterî cuz gûş nîst
Dilin kulaktan başka müşterisi olmadığı gibi, bîhûş olandan başkası da maneviyatı idrak edemez.
15) Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şud
Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şud
Bizim gamımızdan dolayı günler uzadı, günler ateşlerle ve yanmalarla geçti.
16) Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
Tû bimân ey ânki çun tû pâk nist
Eğer günler geçip gidiyorsa varsın geçsin, Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; sen vâr ol yeter!
17) Herki cuz mâhî zi âbeş sîr şud
Herki bîrûzîyist rûzeş dîr şud
Balıktan başkası onun suyuna kandı, nasipsiz olanın da rızkı geçikti.
18) Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
Pes suhan kûtâh bâyed vesselâm
Ham olanlar hiç pişmiş olanın halinden anlar mı? O halde sözü kısa kesmek gerekirtir vesselâm.





 
şimdilik bu kadar paylaşabildim.yenileriyle yeniden görüşmek üzere
 
zaman zaman dinlediğim bir ilahi vardı.mesneviyi okumaya -çalışmaya- başlayınca aklıma geldi.buyrun...RAŞİD YAŞAR - DÖNDÜM MEVLANA GİBİ
 
Son düzenleme:
Shakira Mesnevi Okuyor Ya Sen?

Dünyada her geçen gün artan Mevlana Celaleddini Rumi`nin Mesnevi isimli eserini okuma alışkanlığı son olarak ünlü sanatçılara da sıçradı. Kolombiya asıllı şarkıcı Shakira sürekli gördüğü kâbuslardan ötürü oldukça şikâyetçiyken psikoterapistinin önerisi üzerine Mevlana hazretlerinin Mesnevi eserini okumaya başladı. Eserin birinci cildini bitirdiğinde kâbuslarının tamamen kaybolduğunu söyleyen şarkıcı, çeşitli röportajlarında bu durumu belirtmekten de çekinmiyor. Shakira, Mesnevi okumaya başladıktan sonra kendisindeki sevgi ve aşk tanımlarının değiştiğini ve kininin azaldığını söylüyor.

İlginçtir ki batıda Mesnevi okumaları oldukça hız kazanırken maalesef ülkemizde hala çok düşük düzeyde. Mevlana`nın türbesinin bulunduğu kent olan Konya`da yapılan bir ankete göre, her yüz kişiden sadece 45 kişi Mesnevi`yi az da olsa okumuş. Tamamını okuyanların sayısı ise yüzde 10’u bile bulmuyor.

Bazıları bu durumu şöyle izah ediyor. “Biz Mesnevi’yi hayatımızın içine katmışız evet, belki okumuyoruz ama sohbetlerimizde muhabbetlerimizde geçen hikâyelerin birçoğu mesneviden.” Evet, bunun doğruluk payı var lakin bunun iki tehlikesi de var. Birincisi; Mesnevi`deki hikâyenin dilden dile değiştirilmiş olması, ikincisi de anlatılanın Mesnevi`den olduğunun bilincinin yitirilmiş olması. Aksi takdirde bu harika bir durum.
 
Uzun bir aradan sonra nihayet 10 sayfa okuyabildim bugün.
Evet özlemişim bu buluşmayı lakin her beyiti bir kezden fazla
okuyarak anlamaya çalıştığım daha fazlasına enerjim kalmıyor.
Ağır ağır tamamına ereriz İnşallah.

..$00000a0.gif

''Ayakkabı dar olursa yalınayak hoştur. Vatanda savaş olursa gurbet daha iyidir.'' (2495)
Elbette her ayağa bir ayakkabı, her sırta bir gömlek lazım. Ama ayakkabı darsa insan yalın ayak olmayı tercih eder. İnsanın evi barkı, vatanı elbette gurbetten iyidir ama bazen vatan yaşanmaz hale gelir de- şairin dediği gibi-:”Gahi gurbet vatan olur, gahi vatan gurbetlenir”. Ayakkabı nedir? Yerine göre arkadaş, eş,dost. O halde eşler ve dostlar dikkat etmeli ve sormalı: Ben nasıl bir ayakkabıyım? Korumakla mı yükümlüyüm, sıkmakla mı? Sonra evim nasıl bir ev? Cennet bahçesi mi, çilehane mi? Aman eşler.. Dikkat!
 



Mevlana'nın 18 beytinde bizlere neler söylemek istemiş? Hadi okuyalım ve anlamaya çalışalım...
1) Bişnev in ney çün hikâyet mî kuned
Ez cudâyîhâ hikâyet mî kuned
Dinle bu Ney'den, şikayet etmede; ayrılıkları dile getirmekte.
2) Kez nistân tâ merâ bebürîdeend
Ez nefîrem merd u zen nâlîdeend
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri, kadın ve erkek tüm insanlar ağlamaktadırlar.
3) Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk
Ayrılık derdini şerh etmek için, ayrılık acısı ile paramparça olmuş bir sine isterim.
4) Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş
Her kim aslından uzaklaşırsa, tekrar aslına geri dönmek ister
5) Men beher cem’iyyetî nâlân şudem
Cuft-i bedhâlân u huşhâlân şudem
Ben her cemiyette ağlar oldum, Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da birlikte oldum.
Elindeki metin farsça mı canım?
Bendeki her beyitin uzun açıklamalarına ihtiyacım olsa da tamamen tercüme metin. Eki Görüntüle 684891
 
bende ara verdiğim çalışmaya tekrar başladım ama hızlı ilerleyemiyorum:50:
 
[h=1]MEVLANA’NIN ŞEMS’E ÖZLEMİ…[/h][h=1]‘’Bu sırada can Yusuf un gömleğinin kokusunu aldığı için, eteğimden yakalamıştır.[/h][h=1]‘’Yıllarca olan sohbet hakkı için, o hoş hallerden, bir hali olsun izah et’’,demekte ve ilave etmektedir ki:[/h][h=1]‘’Ta ki yer gök gülsün. Akıl, ruh ve göz de arz ve semanın yüz misli sevinsin.’’[/h][h=1]‘Ey Hüsameddin[1] ; ‘’Şems’in ahvalini izah etmek hususunu bana teklif etme. Zira ben manevi yokluk halindeyim anlayışım ve anlatışım azalmıştır.Onun senasını sayıp dökemem’’dedi ve devam etti:[/h][h=1]‘’Aklı başında olandan başkasının, yani yokluk denizine gark olmuş olan zatın söylediği her söz zahmet de olsa,övünmek de olsa doğru olmaz.[/h][h=1]Şems gibi eşi ve benzeri bulunmayan bir dostun ahvalini izah için ben ne söyleyeyim ki, bir damarım bile şuur halinde değildir.[/h][h=1]Ciğerimi kan eden bu hicranın şerhini; şimdilik başka zamana bırak.’’[/h][h=1]Ona dedim ki:’’Dostun sırrının gizli kalması, daha hoştur. Ona vakıf olmak için sen hikayeye kulak ver ve manasına dikkat et.’’[/h][h=1]Eğer o dünyada aşikare olursa ne sen ne ucun ne de ortan kalır.[/h][h=1]Arzu göster, lakin o arzu ölçüne ve tahammülüne göre olsun.Bir zaman çöpü bir dağı kaldıramaz.[/h]

acısı bile hoş onun...özlemi bile afilli...terkedilmiş bile olsa dostu tarafından yine vefalı.manen yok olsa da bahsetmek istemeyişi bile destanlar yazıyor.mevlana olmak böyle birşey...



1ÇELEBİ HÜSAMEDDİN:ŞEMS-İ TEBBRİZİ’NİN KAYBOLMASI VE SELAHADDİN ZERKUBİ’NİN VEFATINDAN SONRA MEVLANA’NIN EN YAKIN DOSTU OLMUŞTUR.MESNEVİYİ MEVLANA’NIN SÜREKLİ YANINDA BULUNDURAN ÇELEBİ HÜSAMEDDİN YAZIYA AKTARMIŞTIR


MEVLANA’NIN HOCASINA YAZDIĞI ŞİİR
ETME

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

bu şiiiri güzel bir sesten dinleyelim.yılmaz erdoğan...Yılmaz Erdoğan - Etme - Mevlana Celaleddin-i Rumi - YouTube

.




 
Son düzenleme:
Ne güzel! Derin bir "ah" ile yâd etmek seni.

Her güne seni düşünerek uyanmak,

her gece seni hayal ederek uyumak...


Ne güzel! Gelişinle çocuklaşmak, gidişinle ağlamak.


Sen ne güzel bir yârsın Şems..


Yanmaktan usanmadığım, yanarken seni susadığım.


İçtikçe daha fazla susadığım...


- Hz. Mevlana



$601404_504044376298250_873051835_n.jpg

 
Back