Ben öğretmenleri veli toplantısına her katıldığımda çok iyi anlıyorum. İçeride olup bitenden manzaralardan ötürü o toplantılara sadece bedenen katıldım. Bir velide hiç mi vizyon olmaz. Durum böyleyken cocuklarını düşünemiyorum. İzlediğin zaman sanki hepsinin çocuğu prof. Kendilerini ne gördüklerini çözebilmiş değilim ama öğretmeni öğretmen görmedikleri çok açık. Sadece eğitim değil bu gibi sebepler de çok ve bende hiç istemiyorum devlet okulunu. Ama bulunduğum mecburi olan bu ilde özel okula göndersemde hiç birşey değişmeyecek. Bunun araştırmasını da yaptım ne yazık ki benim bu çözümüm de elimden gitti. 2 sene daha sabredeceğim.eğitime takıntılı bir veliyim.hep yazarım çocuğum hakkında bdv de. onu dünyaya getirdim o istemedi.hakkıdır en iyi eğitimi almak.ama ne kadar çabaladıysam ilgilendiysem kaynaklar özel öğretmenler sunduysam yetmedi.vasat bir devlet okulunda harcandı yılları 4.sınıftan sonra özellikle.öğretmenlerin 20 dakikası ona sus buna dur demekle geçiyordu.kalan 20 dakikada yapılabiliyordu dersler.3 saat ing 4 saat beden 3 saat müzik vardı geçen yıl.adı seçmeli ama biz seçmiyorduk mecbur tutuluyorduk.yöneticilerle konuştum velilere kızdım hiçbirşeyi değiştiremedim.sonunda da okuldan aldım çocuğu kurtuldum.e o okuldan maddi manevi alamayacak durumda olan zeki ahlaklı çocukları olan velilere yazık değil mi? o çocuklara yazık değil mi?
vasat özel okul da bir işe yaramaz para israfı sadece.onun yerine kursa özel derse yönlendirin daha iyi.ben büyük şehirdeyim.çok tanınan bir kolejden burs aldı çocuğum ondan gönderdim.vasat bir okula asla göndermezdim kolej diye.bilinçli bir velisiniz belli.destek verirseniz ing dede de ilerlersiniz.ben ing biliyorum ama çocuğuma istediğim gibi öğretemedim.sebebi gene okuluydu.orda 100 alıyordu ya benim anlatmamı istemiyordu çocuk yeterli buluyordu.bu okulda anladı hanyayı konyayı.hergün dibimde ders çalıştır diye konu anlat diye.Ben öğretmenleri veli toplantısına her katıldığımda çok iyi anlıyorum. İçeride olup bitenden manzaralardan ötürü o toplantılara sadece bedenen katıldım. Bir velide hiç mi vizyon olmaz. Durum böyleyken cocuklarını düşünemiyorum. İzlediğin zaman sanki hepsinin çocuğu prof. Kendilerini ne gördüklerini çözebilmiş değilim ama öğretmeni öğretmen görmedikleri çok açık. Sadece eğitim değil bu gibi sebepler de çok ve bende hiç istemiyorum devlet okulunu. Ama bulunduğum mecburi olan bu ilde özel okula göndersemde hiç birşey değişmeyecek. Bunun araştırmasını da yaptım ne yazık ki benim bu çözümüm de elimden gitti. 2 sene daha sabredeceğim.
Hocam bu mesajınız içimde bir yerleri yeşertti, inanın çok mutlu oldum.
İdealist zihniyete ulaşmam zamanımı aldı. Hayallerimin arasında kesinlikle insanlarla iletişim kurmak yoktu, ama zaman içinde kendimden daha genç bireyleri görünce onlar için bir şeyler yapma ve bildiklerimi olabilecek etkili yollarla aktarma hevesi doğmuştu. Tabii sınırları ihlâl etmeden, onların şevkini de daha fazla kırmadan bu meslekteki yıpranma payını azaltmak istiyorum. Verdiğiniz tavsiyeler birbirinden değerli, ben de şu an katılımı daha fazla öğrencileri cesaretlendirip diğer öğrencileri de kazanabilmek istiyorum. İlk mesajımda dediğim gibi, akademik gelişimi bıraktım, çocuk davranışsal gelişimini yansıtsa bana yeter.
Bir anekdot daha eklemek isterim: Formasyon eğitimindeki stajımı bir meslek lisesinde yapmıştım. Gözetmenimiz olan İngilizce öğretmenini görseydiniz, hani yukarıda bahsedilen, sistem tarafından yıpratılmış öğretmen profilinden oldukça uzaktı. Nasıl diyeyim, yolunun başındaki insanların işini kolaylaştırmayı ve kendini mesleki anlamda geliştirmeyi tercih etmeyen biriydi. Bana matematik işlemi anlatır gibi gramer anlatmamı söylemişti. Komiğime gitti, çünkü formasyona yazılmadan önce TESOL (bilmeyenler için, uluslararası geçerliliği olan İngilizce eğitimi sertifikası) almıştım ve belki bilirsiniz, onun hazırlık aşaması çok yoğundur ve sırf öğrenmeyi öğretme teması yoğunluktadır. Böyle insanlarla kendimi (ve benim gibi düşünüp uygulayan herkesi) aynı kefeye koyabilir miyim, bilemem; ama böylesi gelecek hepimizin elinde.
Hocam, o kitabı ta lisenin başındayken okumuştum. Asıl zamanı geldi demek... Hatırlattığınız için çok teşekkür ederim.kakaokafa hocam, siz doğru yoldasınız, kendinizi geliştirmeye devam edin ve sabırlı olmaya çalışın. Atatürk'ün de herkese önerdiği Finlandiya'nın gelişmesini anlatan 'Beyaz zambaklar ülkesinde' isimli kitabı okumanızı öneririm.
Son cümlenizle absürt komediye yeni bir soluk getirmiş olabilirsiniz. :) Çocukların sadece notlara göre tavır geliştirmeleri ne acı.vasat özel okul da bir işe yaramaz para israfı sadece.onun yerine kursa özel derse yönlendirin daha iyi.ben büyük şehirdeyim.çok tanınan bir kolejden burs aldı çocuğum ondan gönderdim.vasat bir okula asla göndermezdim kolej diye.bilinçli bir velisiniz belli.destek verirseniz ing dede de ilerlersiniz.ben ing biliyorum ama çocuğuma istediğim gibi öğretemedim.sebebi gene okuluydu.orda 100 alıyordu ya benim anlatmamı istemiyordu çocuk yeterli buluyordu.bu okulda anladı hanyayı konyayı.hergün dibimde ders çalıştır diye konu anlat diye.
Benim ingilizcem sadece konuları algılayabilecek derecede. Elimden geldiğince anlatıyorum. İlk okul olmasına rağmen geçen seneki sınavlarında abartısız 4 saat ingilizce çalıştırdım. (Öncesi de var tabi) yapamayacağım diye o kadar ağladı ki o sınavdan 100 aldı. Bu cocuğuma umut oldu. Şimdi her ingilizce dersinden sonra kitabını alıp sen anlat anne diyor. Reva mı buvasat özel okul da bir işe yaramaz para israfı sadece.onun yerine kursa özel derse yönlendirin daha iyi.ben büyük şehirdeyim.çok tanınan bir kolejden burs aldı çocuğum ondan gönderdim.vasat bir okula asla göndermezdim kolej diye.bilinçli bir velisiniz belli.destek verirseniz ing dede de ilerlersiniz.ben ing biliyorum ama çocuğuma istediğim gibi öğretemedim.sebebi gene okuluydu.orda 100 alıyordu ya benim anlatmamı istemiyordu çocuk yeterli buluyordu.bu okulda anladı hanyayı konyayı.hergün dibimde ders çalıştır diye konu anlat diye.
Küçük bir yerde yaşıyorsanız, özel okulu aklınızdan geçirmenizi tavsiye etmem. Bulabiliyorsanız alanında ve insanlarla iletişiminde iyi bir hocayla başlamanız idealdir. Ya da varsa belli derslerde etüt aldırabilirsiniz. Ama öğretmen yine önemli.Ben öğretmenleri veli toplantısına her katıldığımda çok iyi anlıyorum. İçeride olup bitenden manzaralardan ötürü o toplantılara sadece bedenen katıldım. Bir velide hiç mi vizyon olmaz. Durum böyleyken cocuklarını düşünemiyorum. İzlediğin zaman sanki hepsinin çocuğu prof. Kendilerini ne gördüklerini çözebilmiş değilim ama öğretmeni öğretmen görmedikleri çok açık. Sadece eğitim değil bu gibi sebepler de çok ve bende hiç istemiyorum devlet okulunu. Ama bulunduğum mecburi olan bu ilde özel okula göndersemde hiç birşey değişmeyecek. Bunun araştırmasını da yaptım ne yazık ki benim bu çözümüm de elimden gitti. 2 sene daha sabredeceğim.
En basit ama önemli bir konuyu açarken bile yanlış anlaşılmamaya bu kadar göstermenize şaşırdım doğrusu. Umarım çocuğunuzun öğretmeni tahmin ettiğim kadarıyla sabırsız biri değildir.Benim ingilizcem sadece konuları algılayabilecek derecede. Elimden geldiğince anlatıyorum. İlk okul olmasına rağmen geçen seneki sınavlarında abartısız 4 saat ingilizce çalıştırdım. (Öncesi de var tabi) yapamayacağım diye o kadar ağladı ki o sınavdan 100 aldı. Bu cocuğuma umut oldu. Şimdi her ingilizce dersinden sonra kitabını alıp sen anlat anne diyor. Reva mı bu
Devlet okulunda şuan 5. Sınıfız ve öğretmenlerini tanımıyorum. Çocuğumu hijyeni sıfır olan öğrencinin yanına oturtmuş öğretmeni. Öğretmenine derdini anlat dedim. Anlatamam anne, diğer arkadaşlarım arkadaşlarıyla oturmak istedi hepiniz eşitsiniz dedi. Nasıl ben rahatsızım diyeceğim dedi. İçime oturdu bu durum. Çünkü okuldan mutsuz geldi son 1 hafta. Valla gördüğüm veliler o ladar psikolojimi bozduki aramaya çekindim. Bana da sizin cocuğunuzun ne farkı var diğerlerinden diyecek diye. Beynimde ben konuştum öğretmen cevap verdi öyle diyim. Derdimizi anlattıkça yanlış anlaşılmaktan korktum açıkcası. Ve kendi kimliğimi başkalarının oluşturduğu algılar yüzünden düşürmemek adına wp da msj olarak yazmaya karar verdim. Ve her cümlede kendimi açıklama gereği duydum ki öff demesin diye. Sonuna da bu kadar uzun yazmamın sorunlu veli olmadığımı anlatmak için olduğunu ekledim ve özür diledim. Öğretmenler kadar diğer velilerin ve yetiştirdikleri çocukları nedeniyle bende kendimi yorgun hissediyorum
Ben ığdır'dayım ve 2 sene daha buradayım. Buraya ilk geldiğimizde ığdır'ın ilçesindeydik. Ve pandemiye denk geldik. O öğretmenimiz işinde o kadar iyi ve kibardı ki. Disiplini de çok iyidi. ama 1 sene sonra merkeze yerleşmek durumunda kaldık. Bu da bizim şansımız işteKüçük bir yerde yaşıyorsanız, özel okulu aklınızdan geçirmenizi tavsiye etmem. Bulabiliyorsanız alanında ve insanlarla iletişiminde iyi bir hocayla başlamanız idealdir. Ya da varsa belli derslerde etüt aldırabilirsiniz. Ama öğretmen yine önemli.
O kadar cok teşekkür etti ki sanırım tüm öğretmenler tarafından özlenilen bir manzara. Problemimizi hemen çözdü sağolsun. Oğlumun diğer öğretmenler tarafından da sevildiğini ve üzülmesini istemediğini yazmıştı.En basit ama önemli bir konuyu açarken bile yanlış anlaşılmamaya bu kadar göstermenize şaşırdım doğrusu. Umarım çocuğunuzun öğretmeni tahmin ettiğim kadarıyla sabırsız biri değildir.
İlkokul çocukları bile bu hâldeyse vay bizeAlın benden de o kadar. Ben ilkokuldayım üstelik. Şimdiden emeklilik modundalar
Şuan bir bölümde okumuyorum. 2014te diş ticaretten mezun oldum İstanbul'da bir universiteden :) maalesef dediğiniz gibi slayttan, ezber notlardan ders anlatarak geçirirdi hocalar. Sadece mikro-makro ekonomi derslerini hatırlıyorum amfide olurdu ve hocanın anlattığı bazı şeyler hâla aklimda...Öncelikle, hangi bölümü okuyorsunuz açıktan?
Dış ticaret güzel bir bölüm, bu arada. Gelecek vadediyor. Ama üniversite okumak kadar bölümün akademik kadrosu da bir hayli önem taşıyor. Siz sırf ezber ve hazır bilgilerle Boğaziçi'nde akademisyen olmuş birinden ders almak ister misiniz mesela? Hiç sanmam.
Başka bir konu da, ''Oku, geç; ezberle'' cümleleri 80'lerde daha yoğun kurulurdu. Çünkü o zaman öğrenci merkezli eğitim yaygın değildi. Sınıfta aktif öğrenme ve çoklu zeka kuramlarını kullanmak hak getire. şimdi yok Web 2.0 araçları (şimdi sanal gerçeklik falan çıktı), yok FATİH projeleri, o uygulama bu eğitim yöntemi derken öğrenciye bir sürü kolaylık sağlandı. Ama bunların ardında unutulan bir şey vardı: Disiplin, tarihe gömülecek bir kavram değil. 2000'lerden sonra bunu göz ardı ettiler. O yüzden eğitim sistemi çöküşte şu an. Ha, toplumun genelinde kurallardan ve düzenden kaytarma baki. Ama bunu eğitim camiasında yaparlarsa daha kötü. Muhtemelen size de bu tarz akademisyenler düşmüş. Belki de slayttan ders anlatıp günü kurtarmışlar...
Kardeşiniz gibi pek çok genç okul notlarının yarattığı illüzyona aldanıyor. Aslında üniversite sorularını en başta onlara çözdürsek, bir simülasyon yapsak ancak o zaman farkına varacaklar durumun. Size gerçeği söyleyeyim: İdare zorlamasa, aslında bu ülkenin gençlerinin yarısı 50'yi bile hak etmiyor. Dört yıldır bu alandayım (özel, ücretli öğretmenlik deneyimlerim de var), ilk kez bu yıl bir öğrenciye 20-30 verdim sözlü notu olarak. O da sınıfı geçmiş maalesef (bazı arkadaşlarım sağ olsunlar). Alın size bir örnek.
Olumlu bir iletişim ortamı yaratmış olmanıza ve öğretmenin duyarlılığına sevindim. İşte böyle bir diyalog gerek hepimize.O kadar cok teşekkür etti ki sanırım tüm öğretmenler tarafından özlenilen bir manzara. Problemimizi hemen çözdü sağolsun. Oğlumun diğer öğretmenler tarafından da sevildiğini ve üzülmesini istemediğini yazmıştı.
Sayılı olarak kalsakta bizler için yılmamanızı diliyorum. Emin olun bizlerde evde size ve cocuğumuza faydalı olmak için gayret ediyoruz. Sizin bizlere bizimde sizlere daha çok ihtiyacımız var emin olun. Ben 1 tane ile uğraşıp çabalarken yoruluyorum. Sizin yükünüz çok ağır biliyorum. Umarım yorulmadan işinizi yapabilme fırsatı bulacak bir toplum haline dönebiliriz, umarım ...Olumlu bir iletişim ortamı yaratmış olmanıza ve öğretmenin duyarlılığına sevindim. İşte böyle bir diyalog gerek hepimize.
ilkokulda harika bir öğretmenimiz vardı 3.sınıfta gitti çok üzüldük hala görüşürüz.sınıfta okuyun çocuklar çalışın çocuklar demiş.motive olsunlar diye de okumazsanız aç kalırsınız para kazanamazsınız demiş.çocuğun biri ailesine anlatmış.veli whatsaba yazdı: o ne karışıyormuş rızkı veren allahtır aç maç kalmaz benim çocuğummİlkokul çocukları bile bu hâldeyse vay bize
sosyal bilgiler öğretmenimiz aldırmıştı o kitabı 5.sınıfta çocuklara.kızım okumuştu.ben de okumuştum.kakaokafa hocam, siz doğru yoldasınız, kendinizi geliştirmeye devam edin ve sabırlı olmaya çalışın. Atatürk'ün de herkese önerdiği Finlandiya'nın gelişmesini anlatan 'Beyaz zambaklar ülkesinde' isimli kitabı okumanızı öneririm.