5 buçuk yıllık evliyim. 35 yaşında ailemin evlen artık baskılarına dayanamadım ve iyi birisi diye düşündüğüm biri ile evlendim. Başka başka illerde idik. Maddi durumları iyi değil di ama çalıştıktan sonra herkes nasıl geçiniyorsa Biz de geçiniriz dedim. Bulunduğum ildeki işten istifa ettim. Bana çalışmana gerek yok. Ben bakarım felan dedi. Düğün kına vs ailesi ile ailem sorunlar yaşadı bayağı. Dünürler konuşmaz. Ben de evlendikten 6 ay sonrasında kadar eşimin ailesi ile görüştüm. Onları tanımak için sonrası sokakta görsem selam bile vermem o derece.
Evlendik. Çok pahalı ve lüks olmayan eşyalar aldık. Eşim evlendiğimiz günden beri yalanlar söylüyor. Çalışıyorum diyor işe değil kahveye gidiyor gezip geliyor. 8 ay kadar kendi ailem ve memleketimde akrabalarımın taktığı takıları kullandım hep geçinmek için. Bu süreçte onun ailesinden bir gram bir şey görmedim. Hamile kaldım bilmeden. Benim para altın suyunu çekti. Ev sobalı ve ne soba ne kömür hiç bir şey yoktu. Soğukta dona dona düşük yaptım. Aç yattığım günlerim oldu. Karanlğkta oturdum. İçmeye musluk suyum bile yoktu.
Eşimin ailesi bu durumları bilip gördüğü halde zerre kadar destek görmedim ne maddi ne manevi. Hepsi de asalak zaten. Bir baltaya sap olamamış karakter yoksunları.
Kendi aileme gelince durumu anlattım memlete taşınmak istediğimi söyledim. Babamın 2 tane evi kirada. Kiracılarından birini çıkartıp beni oturtmak istemedi evlerinden birine. Çünkü kiracıları çok iyi insanlarmış. Hem memleke gidersek babam bir iş bulur o da çalışır geçinip giderdik. Ne annem ne babam ikisi de bana bu konuda destek vermedi. 5 buçuk yıl oldu annem daha evimi bilmez hiç gelmedi. Otobüste dizleri ağrıyormuş. Babam da 3 kere geldi sadece. 10 saat sürüyor otobüsle. Babamın evi ile burası.... annem 4 aydır aramıyor beni. Babam da bir kaç ayda bir aklına gelirse arıyor. Yani benim ne durumda olduğum onların umrumda değil. Çok feryat ettim ama nafile. Boşanmayı düşündüm ve dul kadın olarak bu dünyada tek başına nasıl çevre baskısından uzak kalabilirim dedim ve cesaret edemedim. Bu seçimlerim benim kaderim çekmek zorundayım galiba dedim ama kimseye bir şey demeden devam ettim.
Gel zaman git zaman ara ara bazı günlük işlere gitti ama günlük ekmek parasını çıkarmaktan ibaretti. Bu arada eşim sık sık hasta oluyor basur amaliyatı oldu. 1 ay rapor verdi doktor ve bu rapordan önce daimi diye bulduğu işyerleri de çıkış verdi. Sonra iç kulak amaliyatı oldu. Yine rapor verdi doktor Şimdilerde de sinir sıkışması var uzun zamandı. Ameliyat olacam ben diyor. Doktora ben de gittim doktor şu pandeme de çok da gerekli olmadığını söyledi. Ama her gün ağrım var deyip duruyor. Hayatımız merkezi onun ağrıları.
Bu arada ben işe girdim çalışıyorum.Evi ben geçindiriyorum. Bizim adam da günlük işler alıyor ama ne hikmetse arkadaşı ile gittiği bu işten para gelmiyor evime. Ve artık dedim adam gibi sigortalı işe gir tek tek iş ilanı dökümleri aldım verdim eline 3 ay bulamadım diye gezdi. Bizzat bu ilanlardan birini ben aradım ve 3 yıldır bu işte çalışıyor. Ancak asgari ücretin yarısı yatıyor maaş kartına. Bu arada maaş kartı benda hep. Nedenine de işler kötü patron toplu verecek bana diyor . Aylarca aynı şeyi söyledi ve artık dayanamadım İş yeri ile görüştüm 1 yıl kadar oldu. Meğer o eksik gelen maaş, içerden sürekli para alıyormuş. Bazen de kasada açık veriyormuş. Bu görüşmeden sonra bir süre yine eksik maaş ama 300-400 TL kadar eksik gelmeye başladı işyerine gidip bunu araştırmamı istemiyor ve beni işi bırakmakla tehdit ediyor. Çok para getiriyorya eve. 3 ay öncesine kadar yine yarim maaş geliyor ya içerden para alıyor ya da kasada açık veriyor. Dün yine maaşı yattı ve 1100 tl idi. Çıldırdım patronunu aradım eşimin borcu varmış adam işyerini arıyormuş ve pislik bi adammış ve patron 1000 tl avans vermiş. 200 küsür lira da kasada açık vermiş. Ama eşim farklı söylüyor hep ve her defasında bana yalanlar söylüyor. Bu arada izin günleri gittiği işten de para alamadığını söyleyip eli boş dönüyor. Arkadaşı ile ortak yapıyorlar bu işi ve bizimki para getirmiyor eve.
Benim memleketim iç anadolu bölgesinde ve gelin geldiğim yer ege bölgesi. Burada yaşayan bir çok kadının hikayesi benimkine benziyor. Bu arada eşim dövmez, sövmez, kavga çıkarmaz durup dururken. Benim çocukluğumdan beri hep babam annemi döverdi. Ben de eşim olursa dövmesin sövmesin kırıp dökmesin diye diledim. Ama eksik dilemişim.
Bu zaman zarfında 1 yıl öncesine kadar çocuk düşünmedim. Bir yıldır da pandemi vs derken olmadı iki aydır doktora gidiyorum ve gittiğim doktorlar yaşım 40 olduğu için
tüp bebek dediler. Ve sgk tüp bebeği yaş şartından dolayı karşılamıyor.
Şimdi asıl mesele şu böyle bir adama çocuk verilir mi diyeceksiniz. Bu gün boşansam bir daha evlenip çocuk sahibi olma hakkımı da yaştan dolayı kaybedebilirim. Ve bu dünyada bir kadın olarak böyle bir adama rağmen kendim için anne olmak istiyorum.
Aslında hikâyem daha uzun ve trajedik. Ben sadece bir kısmını özet geçtim. Sizleri sıktığım için hakkınızı helal edin.
Şimdi sizlere sorum 1: kredi çekip tüp bebek merkezine gidip en azından bir kere şansımı deneyim mı? Eşimin eve doğru düzgün para getirmemesinden bunu yapmak maddi manevi risk midir. Göze almalımıyım.
2. Sorum da tüp bebekten vazgeçip nasılsa bizim çocuğumuz normal yolla olmuyor çocuktan vazgeçip boşanıp yalnız hayatta kalmaya mı çalışayım. Ailem beni istemez. İstemiyor da.