Alıntılamadan edemedim. Korkarım sert konuşmanın haklı gerekçelerini sunacaksınız neredeyse.
Hangi meslek dalında, hangi iş alanında olursa olsun hukukta geçmesi ya da geçmemesi önem arz etmeksizin hiç kimse çıkıp da kimseye sert üslup ile konuşamaz buna hakkı yoktur. Bu da bir etik kuralıdır.
Ülkemizde kafası yarılan, silahla vurulan,dövülen doktorlar varken ona keza okulu basıp öğretmeni döven veliler olmuşken veli gelir sert üslupla konuşur ama ben tartışmam diyerek nezaketimi korururum diyorsanız burada yanlış mesajlar vermiş olursunuz. Elbetteki veli ile tartışılmaması gerekir ama duruma müşteri bizim velinimetinizdir yaklaşımı ile de bakmamak gerekiyor. Herkes sınırını durması gerektiği yeri bilmeli, bilmiyorsa da bu hissettirilmeli.
Bir de botlar konusunda tekrar birşey diyeceğim; çocukların ayakkabı, bot, mont vb.eşyalarından öğretmen sorumlu değildir. Her çocuğun bot takibini yapmak öğretmenin işi olmadığı gibi buna zorunlu tutulması da öğretmene hakarettir. Ne demek çocuğun botunun takibini yapmak, bunun için mi gecesini gündüzüne katarak 4 yıl üniversite okudu. Birileri çıksın çocukların botlarını takip et desin diye mi maddi manevi emek harcadı?.. Evet kaybolması kötü bir durum, bunu da öğretmen kaybetmediğine göre başka veli yanlışlıkla karıştırmış belli ki, bu durumda velinin kendisi çözecek bunu her veliyi sınıf kapısında bekleyip bunu halletmesi mümkün bir durum.
Ben hanımefendinin 'hukukçuyum,kesin bilgi' tavrına istinaden yazdım o soru cümlesini.
Sert konuşmadan kastı nedir?
Burda hakareti veya af buyrun insanlara çemkirmeyi elbette savunmuyorum,
kişisel olarak da öyle bir tarzım yok,
forumda da tarzımı bilenler var.
Diğer hususlarda ise sizinle tartışmayacağım, çünkü meseleye farklı yerlerden bakıyoruz.
25 yıldır özel sektördeyim, işimi nasıl yapmam gerektiğini biliyorum ki yönetici olabildim ve uzun yıllardır bu konumdayım.
Yanlış mesaj verdiğim konusunda size katılmıyorum,fikrinize saygı duyarım.
Ayrıca veli sınırını bilmese de olur diye bir şey yazdığımı da hatırlamıyorum tam tersine sınırları her iki tarafın da koruması gerektiğini yazıp, tahtıravelli örneğini verdim.
Etik konusunda da zahmet edip uzun uzun yazmışsınız,bilgilerimi hatırlamış oldum,sağolun.
Sadece kurum içinde oluşan bir sorunu,velinin kapıda bekleyerek çözmesini savunmanızı anlamakta zorlanıyorum.
Böyle bir çözüm önerisini kurumun acziyeti olarak yorumlarım, hem veli,hem idareci olarak.