Kreş ve bitmek bilmeyen hastalıklar

Kehribar kolyeyi tavsiye ederim, bir nebze olsun işe yarayabilir. Ayda 3 kutu antibiyotik kullanan ben 2 ay önce takmaya başladım kolyeyi ve çok şükür en ufak bir hastalık yaşamadım. Boğazlarım asla geçmezdi, öğretmenim bir de.. Sürekli çocuklardan hastalık geçer, yüksek sesle ders anlatmaktan boğazım pert olurdu.
 
Okuldan alma. Hazır alışmışken iyiye gidiyorken. Bağışıklığını güçlendir. Her sabah keçiboynuzu pekmezi ver. Propolis ve arı sütü kullan bi süre düzenli. Bol bol c vitamini yedir. Ihlamurun suyun içine bi kaç damla limon damlat. Şimdi okuldan alsan seneye ondan sonraki seneye aynı süreci yaşayacaksın o mikroplarla tanışacak bünye mecbur.
Aslinda bunlari yapabilirseniz hic sıkıntı kalmaz insallah. Sadece bal pekmez bol c vitamini bile alsa hastaliklara direnci artiyor.
 
Merhaba hatunlar
Bu konuyu bitik vaziyette açıyorum. Şu sıralar hayat bana "dur ben sana daha neler edeceğim" diyor sağolsun. Yazacak onlarca sıkıntım var da bir kısmını yazacağım şimdilik. Başlıkla alakalı kısma geçeceğim, önce bir içimi dökeyim :)

Dün çok lazımmış gibi mutfak dolaplarında öyle masumca duran tüm tabak çanağı boşaltıp, hepsini makinede yıkadım. Çünkü dolapları silip yerlerine koymak yetmiyor yıkanması lazım. Toz değince Allah korusun ölürüz falan. Neden yıkamayayım ki. Oğlum da nasıl uslu bir çocuk, nasıl söz dinliyor. Böyle akıllı bir çocuğum varken bu temizliği yapmalıydım. Mutfakta iğne ucu kadar bezin değmediği alan kalmadığından (duvarlar dahil) emin oluncaya kadar temizlik yaptım. Sabah sekizden akşam sekize dek. Saatler sekizi gösterdiğinde, bir kahve yapayım da dinleneyim artık diye hayal kurarken bulaşık makinesinin hortumu patlamasın mı? O minik, sevimli hortumdan fışkıran suyu görseniz aklınız şaşar. Mutfakta küçük bir gölet oluştu. Sular diğer odalara doğru usulca süzülürken ben saatlerce temizlediğim alanın sular içinde kalmasını izledim. Olağanüstü saatlerdi, neyse ki geçti.

Gelelim bugüne. Öyle berbat bir günün ardından oğlumun öğretmeninden "çok ilerleme kaydetti. Sınıf kurallarına uyuyor, derslere katılıyor" cümlesini duyunca tamam dedim bir şeyler yoluna giriyor en azından. Oğlum kreşe başlayalı bir buçuk ay oldu. Başladığı ilk günden beri hasta. Defalarca acile gittik, doktor kontrolüne gittik. Enfeksiyon, grip vs vs. 39.5 derecenin altına düşmeyen ateş, kusmalar, bitmeyen öksürükler, burun akıntısı. O kadar ilaç kullandı ki kuzum. Dün itibariyle tamam dedim çok şükür iyileşti artık. Bir hafta kreşe göndermedim ateşli hasta diye. İki gündür gidiyordu. Bugün sabah öksürük tekrar başladı. Oğlum, ufacık öksürükte midesi bulanan ve kusan bir çocuk. Bu yüzden hastalığı tüm evin baştan aşağı temizlenmesi ile son buluyor. Zira canım yavrum kusarken sabit durmuyor. Her yere saldırıyor, koşuyor. Önüne uzattığım kovayı itiyor. Çünkü niye itmesin. Dolayısıyla o iğrenç sıvı evin her yerine bulaşıyor.

Şu anda üç adet yorgan, iki yastık, sayısız nevresim takımı, üç adet halı yıkanmayı bekliyor. Evde kesik bir koku. Muhtemelen iki gün boyunca çalışacak olan çamaşır makinesi ve bitik bir ben. Ayaklarımı zannedersem hissetmiyorum. O kadar yorgunum ki. 25 gündür neredeyse uyumuyorum. Gözaltı morluklarım yüzümün tamamını kaplamaya meyilli.

Dur şimdi geldim başlıkla alakalı en önemli kısma. Az önce sevgili beyim "Böyle olmaz. Bu çocuk bir aydır hasta. Üç yıldır hiç böyle hasta olmamıştı. Ben böyle giderse göndermem kreşe falan" diye çıkıştı. Dilimin ucuna gelen cümleleri geri çektim çünkü hakikaten bir aydır aşırı hasta. Üç kilo verdi yavrum. Bir yanım diyor ki çocuğa eziyet etme, suratı kaşık kadar kaldı al kreşten. Diğer yanım diyor ki, idrak sen çok çabaladın bu çocuk okula alışsın diye. Tam her şey yoluna girdi, çocuk ilerleme kaydediyor alma okuldan. Önceki konularımı bilmeyenler için, oğlum psikolog tavsiyesi ile yarım gün gidiyor kreşe. Bir tür zorunluluktu okula gönderme durumu.

Dostlar ben ne yapayım şimdi. Yavrum hep böyle hasta mı olacak? Öyleyse severim böyle aşkın ızdırabını. Varsın sosyal sorunlu bir çocuk olsun ne yapayım. Ev iğrenç kokuyor, beynim eriyor kokudan. Sevgili beyim ile kavga etmemek için dilimi tutuyorum. Bana bir fikir verin. Ne yapayım, böyle hastalıklarla devam mı etsin okula yoksa analık hislerime yenilip alayım mı okuldan. Şimdiden teşekkürler, klavye tutan parmaklarınız dert görmesin.
oğlum anaokulunda.bu 3. farklı kurum.şükür burada bir hastalığı olmadı.ufak burun akmaları, küçük öksürükler dışında.ıhlamur içiriyorum düzeliyor.şükür.bu sene el yıkama alışkanlığı kazandı.dört yaşında belki ondandır diye düşünüyorum ve okula giderken su geçirmez ayaklarını sıcak tutacak bot ve kalın birşapkayla gidiyor bakalım...bir önceki anaokulunda sizin dediğiniz gibi rahatsızlandı.39 derece ateşle acile gittik.iğne vurdular falan. bir daha da oraya göndermedim.kreşin genel temizliği de etkiliyor çocukları
 
Alma derim.
Benim kızımda ilk sene çok hasta oldu,aynı oğlun gibi kusardı ve serum takılır,5 gün antibiyotik iğne vurulur öyle ayaklanırdı. Tabi alışkın değiller o kadar mikrobun bir arada olduğu ortamlara haliyle hastalaniyorlar. Düşün ben portatif tuvaletini taşıdım yanımda, dışarda tuvalete girmedi hiç,okulda onca kişinin kullandığı tuvaleti kullanınca,birinde enfeksiyon varsa ister istemez bulasıyor. Biz koruyup kolluyoruz,park dönüşü eller yıkanıyor,üst baş değişiyor en basitinden,doğal olarak alışkın değiller. Hastalanmaları çok doğal.
Şu an 6 yaşında kızım iki senedir rahatım ayakta atlatıyor.
Bağışıklık kazanıyorlar hastalandıkça.
Şöyle düşün,şimdi okuldan aldın,ilkokul zamanı gelince mecbur gidecek ve o zaman yaşayacaksınız bu hastalık sürecini.
Sen beslenmesine dikkat et, ev yoğurdu,kefir vb probiyotik gıdalardan güzelce tüketsin,mevsim meyvesi,sebzesi verebilirsin,balık verebilirsin ,yemeklerine ilikli kemik suyu ekleyebilirsin daha kolay toparlanir.
 
X