bakınız
Gordon I, Zagoory-Sharon O, Leckman JF, Feldman R. Oxytocin and the development of parenting in humans. Biological Psychiatry 2010; 10:1016.
160 çift ile yürütülen çalışmada; tüm katılımcılar ilk kez bebek sahibi olan çiftler. postpartum dönemin ilk haftasında ve altıncı ayda kan örneği alınmış ve oksitosin düzeylerine bakılmış.
Oksitosin seviyesi artarak devam etmiş ve anne - baba arasında bir farklılık olmadığı bulunmuştur.
BURAYA DİKKAT => Annenin bebeğiyle geçirdiği süre ile oksitosin seviyesi arasında ilişki bulunmazken; babalarda oksitosin seviyesinin bebekle geçirdiği süreyle ilişkili olduğu bildirilmiştir.
yani, YAPAMAZ dedikçe yap(a)mıyorlar. doğumdan sonra tentene temas etmeleri ve bakıma dahil olmaları oksitosin artışını sağlıyor. Fakat babalık ya da annelik sadece bu hormonla ilgili değil, tartışmada bu hormon geçtiği için sadece buradan örnek getirdim. düzinelerce çalışma var. bu çalışmalarda babanın doğum öncesinde hormonal ve dolayısıyla duygusal bağlanmaları ölçülüyo. gebelik sürecinde eşiyle ilgilenen, eşinin sürecini bilen erkekler de hormonal artış bulunuyor.
evet bebe bizim içimizde ama erkek de meseleye dahil olduğunda bizimle aynı değişimi yaşıyor. Aşerme çalışmaları var ya erkekler de aşeriyor. mesele, işin içine girmek ya da girmemek. yani biyoloji değil bilinçli seçimler.
sevgiler.
(not: derdim sizinle değil
whiteroses099 ama bu düşünce yapısının bu konudaki sesi olduğunuz için ben de sizi alıntıladım.)