İyi pazarlar
Eşekarısı Fabrikası bitti. Bir çocuğun vahşeti vahşet için yapması ilk başlarda kanımı dondurdu, beynimi uyuşturdu diyebilirim. Bu sebeple okumaya ara verdim ara ara..
Kitabın ortalarına doğru kitap kahramanı daha sempatik bir hal alıyor gibi gorunuyor. Neden bunları yaptığı ve icsel sorguları ve bol bol düşünülecek , alıntı yapılacak cümleler vardı.
" pek çok kez kendimi bir devlet, bir ülke ya da en azından bir şehir olarak düşünmüşümdür. Fikirler ve eylem aşamaları hakkında kimi zaman farklı hissediyor olmam sanki ülkelerin de maruz kaldığı farklı politik eğilimlere benziyor."
Kitap hiç beklemedigim, tahmin edemediğim bir sonla bitti. Genel analiz yapınca bu tur eğilimler ya da saplantıların sebebi hep aynı çıkıyor aslında.. Aile !
Yetiştirme tarzı , küçüklükte yaşanılan travma, annenin önemi, ailenin çocuğa yaklaşımı , büyüdüğü çevre...
Kitabın en sonunda yazarın sonsozune yer verilmiş. Yazar kendisini bilim-kurgu yazarı olarak görüp o alanda yazmış ama yayınevlerinden geri çevrilmiş ve sonunda bu kitabı yazmış.
Ve tokat gibi bir cümlesini alıntılıyorum ;
"....çocuklara özgü masumiyetin, çoğu insanın hayal ettigi gibi olmadığı - ne şimdi ne de öncesinde- konusuna da dikkat çekmeye çalıştım. Çocuklar da muhtemelen yetişkinler kadar şiddet düşüncesine yatkınlar; sadece bunları koyabilecekleri sofistike bir ahlaki çevreleri yok o kadar. Aslında düşünüyorum da, bence yetişkinlerin de yok. "