Evi pis, kendi kokuyor kısmına gelene kadar ben miyim bu komşu acaba dedim. Cam silmem, halı yıkamam, haftada bir yardımcı abla gelir gerekenleri yapar. Ev işiyle kendimi yıpratamam ki sağlığım da el vermiyor zaten. Eşim düzenli titiz bir adamdır ama ellerini öptüğümde çamaşır suyu kokan bir kadın istemiyorum der. Hafta içi genelde yemekleri ben yaparım ama hafta sonu karın doyurmak onun işi. Ev işini kadın işi olarak görmeyen, yapılması gereken bir şey varsa kalkıp yapan, evde yalnız bıraktığımda evin içine mıçmayan aynı zamanda gözümün içine bakan bir eşim var çok şükür.
Bunları elde etmek için hiç bir şey yapmadım. Ben buyum, kendim oldum sadece. Eşim de ben böyle olduğum için öyle davranmıyor, o da kendisi gibi davranıyor sadece. Ev temizlemek birlikte geçireceğimiz zamandan daha önemli değil bize göre.
Yıllar önce kuzenlerimle bir tatilde buluşmuştuk. Biz birkaç gün erken çıkacaktık otelden. Çıkacağımız gün sahilde oturuyoruz hadi gidelim toplanalım dedik. Eşim "sen kuzenlerinle biraz daha zaman geçir, ben eşyaları toplar, arabaya yerleştirir sonra gelir seni alırım" dedi. Yıllardır bizim sülalede hala bu konuşulur. Evlilikleri bizden eski olan kuzenler bir kudra kadar olamadık der. Benim duymadığım daha ne diyorlar bilmiyorum artık.
Yani özetle her insanın farklı bir kişiliği olduğu gibi her evliliğin de farklı bir dinamiği vardır. Genelde nasıl başladıysa öyle gider. Sonradan değişenleri de gördüm ama nadir.